KORİNTOSLULARA I. MEKTUP
(Ruh Temizliğinin Yöntemi)
Önsöz
Haberci Pavlos Korintos kentine ilk kez 50 yıllarında geldi
ve orada bir buçuk yıl geçirdi (Habercilerin
İşleri 18:11,18). Bu önemli kent kuzey
Yunanistan’ı güneye bağlayan dar kara
parçasının altındaydı. Önemli bir liman
merkezi olduğundan ticaret, zevk u sefa
ve her çeşit uçarılık bu kentin özelliklerindendi.
Korintos’taki putatapıcılık her tür
çirkinliğe olanak tanırdı. Pavlos bu
kente 55 ya da 56 yıllarında yeniden
geldi (H.İ. 20:3). Ayrıca kısa bir ziyaretine
de değiniyor (II.Korintoslular 2:1).
Bu ziyaretler sarsıntılarla çalkalanan
inanlılar
topluluğunun desteklenmeye ne denli
gereksinimi olduğunu açıklıyor. Korintoslular
Pavlos’a mektup yazarak kendilerini
aydınlatmasını istediler (I.Korintoslular
1:1; 16:7).
Pavlos üç ziyaretinin yanı sıra, bu topluluğa Tanrı esinlemesiyle
mektuplar da yazdı. Bunlar inanlılar
topluluklarının çeşitli sorunlarına
Tanrı’nın yanıtını oluşturur: Örneğin
evlilik, boşanma, seks ilişkilerinde
Tanrı ne buyurur? Putlara kesilen sunular
yenir mi? Toplulukta kadınların yeri
ya da durumu nedir? Kutsal Ruh’un verdiği
bağışlar konusuna nasıl yaklaşmalı?
Ölüler nasıl dirilir? vb. 54 yılında
yazılan bu mektup şöyle özetlenebilir:
I.
Giriş 1:1-9
II.
Toplulukta görülen ayrılıklar 1:10-4:21
III.
Saygın yaşamı bırakanlar 5:1-6:20
IV.
Evlilik konusu 7:1-40
V.
İnanlıların özgürlüğü neyi içerir? 8:1-11:1
VI.
Sağlıklı tapınış 11:2-14:40
VII.
Ölülerin dirilişi 15:1-58
VIII.
Çeşitli sorunlar 16:1-24
Başlangıç ve Selam 1-3
Tanrı isteği uyarınca
Mesih İsa’nın habercisi olmaya çağrılan
Pavlos’tan, yanı başında da Sostenes
kardeşten 2Korintos’taki Tanrı kilisesi topluluğuna,
Mesih İsa bağlılığında kutsananlara, kutsal yaşam
çağrılılarına, hem onların hem de bizim
Rabbimiz İsa Mesih’in adına her yerde
yakaranların topuna: 3Babamız Tanrı’dan ve Rab İsa Mesih’ten
sizlere kayra ve esenlik olsun.
Mesih İsa Bağlılığında Sağlanan
Kayra 4-9
4Tanrı’nın Mesih İsa’da sizlere sağlanan kayrasından ötürü sizin için Tanrı’ya
her zaman teşekkür ediyorum. 5Çünkü Mesih bağlılığında her bakımdan
–gerek söz, gerek bilgi bakımından–
zenginleştiniz. 6Öyle ki, Mesih’in tanıklığı sizlerde pekiştirilmiş bulunuyor. 7Böylelikle, Rabbimiz İsa Mesih’in açıklanışını gözlediğiniz şu dönemde, hiçbir
ruhsal bağıştan yoksun kalmış değilsiniz.
8Rab’bimiz İsa Mesih’in Günü’nde kınanmamanız
için, kendisi sonuna dek sizi pekiştirecektir.
9Tanrı kendisine güvenilendir. O’nun tarafından Oğlu Rabbimiz İsa Mesih’in
ruhsal paydaşlığına çağrıldınız.
ANLAŞMAZLIK VE ÇEKEMEMEZLİK
Kilise Topluluğunda Ayrılıklar
10-17
10Kardeşlerim, Rabbimiz İsa Mesih’in adıyla sizleri öğütlerim: Hepiniz aynı
görüşte olun. Aranızda ayrılıklar olmasın.
Tam tersine düşünce birliği, akıl birliği
içinde olasınız. 11Çünkü kardeşlerim, Kloi’nin* yakınları aranızda kavgalar olduğuna ilişkin bana
haber iletti. 12Demek istediğim şudur: Her biriniz,
“Ben Pavlos’a bağlıyım” ya da, “Ben
Apollos’a bağlıyım” ya da, “Ben Kifas’a bağlıyım”
üstelik, “Ben Mesih’e bağlıyım” yolunda
konuşuyormuşsunuz. 13Ne oldu? Mesih bölündü mü? Yoksa yerinize Pavlos mu çarmıha çakıldı? Ya da
Pavlos’un adıyla mı vaftiz edildiniz?
14Çok şükür, Krispos’la Gaios’tan başka hiçbirinizi vaftiz etmedim. 15Öyle ki, hiçbiriniz adımla vaftiz edildiğinizi öne sürmesin. 16Evet, Stefanos’un ev halkını da vaftiz ettim. Bu kadar! Bunlardan başkasını
vaftiz ettiğimi bilmiyorum. 17Çünkü Mesih beni insanları vaftiz
etmeye değil, Sevinç Getirici Haber’i
yaymaya gönderdi. Bunu söz ustalığından
kaynaklanan bilgelikle yapmadım. Öyle
ki, Mesih’in haç ölümü gücünü yitirmesin.
Haçın Öz Anlamı 18-31
18Çünkü haçın bildirisi kaybolanlar için akılsızlık, biz kurtulanlar içinse
Tanrı gücüdür. 19Çünkü Kutsal Söz’de yazılmıştır:
“Bilgelerin bilgeliğini yok edeceğim,
Anlayışlıların anlayışını bozacağım.”
20Bilge kişi nerede kaldı? Okumuş kişi nerede kaldı? İçinde bulunduğumuz çağın
başarılı tartışmacısı nerede kaldı?
Tanrı dünya bilgeliğini akılsızlığa
dönüştürmedi mi? 21Çünkü Tanrı bilgeliği karşısında
dünya insan bilgeliğiyle Tanrı’yı bilemedi.
Yayılan sözün akılsızlığı aracılığıyla
Tanrı iman edenleri kurtarmaktan hoşnut
oldu. 22Çünkü Yahudiler belirti ister, Yunanlılar da bilgi arar. 23Ama biz çarmıha çakılan Mesih’i yayıyoruz. O Mesih ki, Yahudiler için köstek,
uluslar içinse akılsızlıktır. 24Ama Yahudi olsun, Yunanlı olsun Tanrı çağrılıları için Mesih Tanrı’nın gücü,
Tanrı’nın bilgeliğidir. 25Çünkü tanrısal akılsızlık insansal
bilgelikten, tanrısal güçsüzlük de insansal
yeterlilikten üstündür.
26Kardeşlerim, çağrınızı göz önünde tutun. Dünya ölçüsüyle bilge olanlarınız
çokluk değil. Güçlü olanlarınız çokluk
değil. Soylu olanlarınız çokluk değil.
27Ne var ki, Tanrı bilgeleri utandırmak için, dünya açısından akılsız olanları
seçti. Güçlüleri utandırmak için, dünya
açısından güçsüz olanları seçti. 28Tanrı dünya açısından insan yerine
konulmayanları ve aşağı görülenleri
seçti. Bir hiç olanları seçti; böylece,
bir şey sayılanları ortadan kaldırmayı
amaçladı. 29Öyle ki, Tanrı katında hiç kimsenin büyüklenmesine olanak kalmasın.
30Mesih İsa bağlılığınız Tanrı’dandır. Mesih Tanrı tarafından bizler için bilgelik
kılındı: Doğruluğumuz, kutsanışımız,
kurtuluşumuz O’dur. 31Tıpkı Kutsal Söz’de yazıldığı gibi,
“Övünen Rab’le övünsün.”
İnsan Gücüyle Değil, Tanrı Gücüyle
1-5
Kardeşlerim, size
Tanrı gizini
söz ustalığı ya da üstün bilgelik
kapsamında bildirerek gelmedim. 2Çünkü aranızdayken, çarmıha çakılan
İsa Mesih’ten başka hiçbir şeyi bilmemeye
kararlıydım. 3Sizlerle birlikteyken zayıftım, korkuyordum, tir tir titriyordum. 4Sözüm ve vaazım bilgeliğin inandırıcı sözleriyle değil, Ruh’un belgelemesi
ve güçlendirmesiyle sunuldu. 5Öyle ki, imanınız insan bilgeliğine
değil, Tanrı’nın gücüne dayansın.
Gerçek Bilgelik 6-12
6Kaldı ki, ruhsal yetkinlikte olanlara bilgelikten söz ediyoruz. Ne bu çağa,
ne de ortadan kaldırılacak olan şimdiki
çağ başkanlarına özgü bilgeliktir bu.
7Bunun tersine, saklı bulunan Tanrı bilgeliğinden gizemlilikte söz ediyoruz.
Başlangıcı olmayan çağlar öncesi, Tanrı’nın
bizim yüceltilmemiz için öncelerden
kararlaştırdığı bilgeliktir bu. 8Bu çağın başkanlarından hiçbiri
bunu bilmedi. Bilmiş olsalardı Yücelik
Rabbi’ni çarmıha çakmazlardı. 9Hayır. Tıpkı Kutsal Söz’de yazıldığı gibi,
“Tanrı’nın kendisini sevenlere hazırladıklarını
Ne göz gördü, ne kulak duydu, ne de yürek kavradı.”
10Ama Tanrı Ruh aracılığıyla bunları bize açıkladı. Çünkü Ruh her şeyi araştırır.
Evet, Tanrı’ya ilişkin derinlikleri
de araştırır. 11İnsanlar arasında insana ilişkin konuları, insanın varlığında bulunan kendi
ruhundan başka kim bilebilir? Tıpkı
bunun gibi, Tanrı’ya ilişkin konuları
da Tanrı Ruhu’ndan başka kimse bilemez.
12Biz dünyanın ruhunu almadık. Tam
tersine, Tanrı’dan gelen Ruh’u aldık.
Öyle ki, Tanrı tarafından bizlere bağışlanan
armağanları bilebilelim.
Cansal, Ruhsal, Bedensel İnsan
13-16; 3:1,2
13Konuştuğumuz konular insansal bilgelik düzeyinde öğretilir sözler değildir.
Tam tersine, Ruh açısından öğretilir
sözlerdir. Ruhsal gerçekleri ruhsal
anlamlılarla karşılaştırıyoruz.
14Cansal insan* Tanrı Ruhu’na özgü konuları
ağırlayamaz. Çünkü bunlar ona akılsızlık
gibi gelir. Onları bilmesi de olanaksızdır.
Çünkü bunlar ruhsal yolla kavranır.
15Ruhsal insana* gelince, o her konuya anlam
verebilir; öte yandan kimse ona yaraşan
anlamı veremez. 16Çünkü, “Kim Rab’bin aklını anlayabildi de O’na öğretebilen olsun?” Ne var
ki, bizler Mesih’in aklıyla donatılmış
bulunuyoruz.
Ama ben kardeşlerim,
sizlere ruhsal insanlarla konuşur gibi
konuşamadım. Tersine, bedensel insanlarla*,
Mesih bağlılığında çocuklarla konuşur
gibi konuştum. 2Sizleri sütle besledim, etle değil!
Çünkü yeteneğiniz yoktu; bunun yanı
sıra şu ana dek o yetenek yoktur sizde.
Bedensel İnsan 3-9
3Bunun nedeni bedensel bireyler olmanızdır. Çünkü aranızda kıskançlık, kavgacılık
sürüp giderken bedensel olduğunuzu tartışmaya
gerek mi var? İnsana özgü davranışla
gün geçirmiyor musunuz?
4Niçin? Biri çıkıp da, “Ben Pavlos’a bağlıyım” öbürü, “Ben Apollos’a bağlıyım”
yolunda söz edince, insansal yöntemle
davranmıyor musunuz? 5Apollos kim, Pavlos kim? Kendileri aracılığıyla imana kavuştuğunuz hizmet
görücüler.. Her birine Rab’bin sağlayışı
belirli orandadır. 6Ben ektim, Apollos suladı, ama Tanrı geliştirdi. 7Öyle ki, ne ekenin ne de sulayanın önemi var. Tanrı’dır gelişmeyi sağlayan.
Önemli olan bu. 8Eken de sulayan da eşittir. Her
biri emeğine yaraşır biçimde karşılığını
alacaktır. 9Çünkü bizler Tanrı’nın iş ortaklarıyız. Sizlerse Tanrı’nın çiftliği, Tanrı’nın
yapısı..
Herkes Bir Şey Kuruyor 10-15
10Tanrı’nın bana verilen kayrası uyarınca uzman bir mimar gibi temeli attım,
başka birisi de yapıyı kuruyor. Bu kavramla
herkes yapıyı nasıl kurduğuna dikkat
etsin. 11Çünkü hiç kimse kurulandan başka
temel atamaz. Bu temel İsa Mesih’tir.
12Bu temel üzerine yapı kuran kim olursa olsun; altın, gümüş, değerli taş, odun,
saman, anız kullanabilir. 13Herkesin yaptığı iş belirgin olacak.
Çünkü O Gün bunu açıkça
gösterecek. Çünkü ateş aracılığıyla
açıklanacak bu. Herkesin ne tür iş yaptığını
ateş deneyecek. 14Her kimin kurduğu yapı kalımlıysa
o kişi karşılığını alacak. 15Öte yandan, her kimin yaptığı
iş tutuşup giderse, o kişi zararını
yüklenecek. Ama kendisi kurtulacak.
Ne var ki, bu kurtuluş ateşten geçercesine
olacak.
Tanrı’nın Kutsal Tapınağı 16-23
16Tanrı’nın tapınağı olduğunuzu ve Tanrı Ruhu’nun sizde konut kurduğunu bilmiyor
musunuz? 17Her kim Tanrı tapınağını mahvederse
Tanrı da onu mahvedecek. Çünkü Tanrı
tapınağı kutsaldır. Sizler bu tapınaksınız.
18Hiç kimse kendini kandırmasın. Aranızdan biri içinde bulunduğumuz çağın ölçüleriyle
bilgelik taslıyorsa, akılsızlığı benimsesin
ki bilge olabilsin. 19Çünkü bu dünyanın bilgeliği Tanrı katında akılsızlıktır. Çünkü Kutsal Söz’de
şöyle yazılmıştır:
“Bilgeleri kendi kurnazlıklarında yakalar O.”
20Yine şu yazılmıştır:
“Rab bilgelerce taşınan tasarıların boş olduğunu
bilir.”
21Bu nedenle, hiç kimse insanlarla övünmesin. Çünkü her şey sizindir; 22Pavlos olsun, Apollos olsun, Kifas olsun, dünya olsun, yaşam olsun, ölüm olsun,
şimdiki yaşam olsun, gelecek zaman olsun,
tümü de sizindir. 23Siz ise Mesih’insiniz, Mesih de Tanrı’nındır.
İsa Mesih’in Hizmetinde 1-5
Herkes bizi Mesih’in
hizmet görücüleri ve Tanrı gizlerinin
yöneticileri saysın. 2Bu durumda ev yöneticilerinde aranan koşul, bireyin güvenilir biri olmasıdır.
3Sizler ya da herhangi bir insan
kurulu tarafından yargılanışım benim
için pek önemli değil. Ne de ben kendimi
yargılıyorum; 4çünkü vicdanımda hiçbir yolsuzluk
görmüyorum. Ne var ki, bu beni doğru
bir insan kılmaz. Benim yargıcım Rab’tir.
5Bu nedenle vaktinden önce hiçbir konuda yargı yürütmeyin; Rab’bin gelişine
dek bekleyin. O, karanlığın gizli kapaklı
yönlerini aydınlığa çıkaracak ve yüreklerin
ereğini belirgin edecek. İşte o zaman
herkes kendisine yaraşan övgüyü Tanrı’dan
alacak.
Sahibi Olduğun Ne Var Ki Tanrı’dan
Almadın? 6-13
6Kardeşlerim, size örnek olsun diye bütün bunları kendime ve Apollos’a uyguladım.
Öyle ki, bize bakarak yazılı olandan
öteye gitmemeyi, birini öbürüne karşı
benimseyip böbürlenmemeyi öğrenesiniz.
7Çünkü kim seni başkasından üstün kılabilir? Sahibi olduğun neyin var ki onu
almamış bulunuyorsun? Madem aldın, öyleyse
sahip olduğun şeyi almamış biri gibi
bu övünüşün neye?
8Gönlünüzün özlediğine kavuşmuş, varlığa konmuş bulunuyorsunuz. Bizim yokluğumuzda
kral oldunuz. Ne iyi olurdu krallığa
konsaydınız! Biz de sizinle birlikte
krallık sürerdik.
9Çünkü bana öyle geliyor ki, Tanrı biz habercileri ölüme götürülen insanlar
gibi en geri sırada sergiledi*.
Dünyaya tiyatro kılındık; meleklere
de insanlara da. 10Bizler Mesih yararına aklı kıt
kişileriz, ama sizler Mesih bağlılığında
anlayışlısınız. Biz zayıfız, ama siz
güçlüsünüz. Siz onurlusunuz, ama biz
aşağı sırada sayılanlarız. 11Şu ana dek açız, susuzuz, çıplağız, itilip kakılmaktayız, evsiz barksızız.
12Kendi ellerimizle çalışan emekçileriz. Sövülürken kutlu kılıyoruz, saldırıya
uğrarken katlanıyoruz, 13yerden yere vurulurken tatlılıkla
karşılık veriyoruz. Dünyanın döküntüsü
olduk. Şu ana dek her şeyin tortusuyuz.
Ruhsal Doğuşun Gerekli Kıldığı
Yöntem 14-21
14Bunları sizi utandırmak için yazmıyorum. Sevgili çocuklarım olan sizlere öğüt
vermek için yazıyorum. 15Mesih ilişkisinde on bin eğitmeniniz
bile olsa, birçok babanız olamaz. Çünkü
Mesih İsa bağlılığında, Sevinç Getirici
Haber aracılığıyla sizlere ben baba
oldum. 16Onun için, sizi öğütlerim; benim gibi olun. 17İşte bu yüzden Timoteos’u size gönderdim. O, Rab bağlılığında sevilen ve kendisine
güvenilen çocuğumdur. Mesih İsa’ya bağlılık
kurallarımı –her yerde, her kilise topluluğunda
öğrettiğim ilkeleri– Timoteos size anımsatacaktır.
18Kimileri yanınıza gelmeyecekmişim gibi böbürlendi. 19Hayır. Rab isterse, yakında yanınıza varacağım ve böbürlenenlerin lafları
değil, güçleri ne olduğunu göreceğim.
20Tanrı hükümranlığı lafla değil, güçle belirir. 21Ne istiyorsunuz? Size elimde değnekle mi, yoksa sevgi ve yumuşak huylulukla
mı geleyim?
Ruhsal Yaşamın Yargıladığı Tutumlar
1-13
Aranızda rasgele cinsel
ilişki olduğu açık açık duyuluyor. Hem
de öylesine rasgele cinsel ilişki ki,
uluslar arasında bile böylesine rastlanamaz.
Adam babasının karısıyla yaşıyor. 2Siz de yas tutacak yerde bununla
böbürleniyorsunuz. Bu işi yapanın içinizden
sökülüp atılması gerekmez miydi?
3Bana gelince, bedenimle olmasa bile ruhumla aranızda olduğumdan, aranızdaymışım
gibi bu işi yapanı yargıladım. 4Rab İsa adıyla toplandığınızda, ruhum da sizlerle birlikteyken, Rab’bimiz
İsa’nın gücüyle 5bu adam şeytana verilsin. Onun
bedenine yıkım gerekir. Öyle ki, Rab’bin
Günü’nde ruhu kurtulabilsin.
6Övüncünüz gereksizdir. Azıcık mayanın tüm hamuru mayaladığını bilmiyor musunuz?
7Eski mayayı kaldırıp atın ki,
yepyeni bir hamur olasınız. Doğrusunu
isterseniz, siz mayadan arısınız. Çünkü
Passahımız Mesih kurban edildi. 8Öyleyse, şöleni ne eski mayayla
kutlamaya çalışalım, ne de kötülük ve
kurnazlık mayasıyla. Tersine, temiz
yürekle ve gerçeğin mayasız ekmeğiyle
şöleni kutlayalım.
9Mektubumda size rasgele cinsel ilişki kuranlarla yakınlık kurmamanızı yazdım.
10Ancak bu dünyada yaşamakta olan
rasgele cinsel ilişkiye sürüklenenlerden,
açgözlülerden, kapkaççılardan ya da
yalancı tanrılara tapanlardan söz etmiyorum.
Öyle olsaydı, dünyadan el etek çekmeniz
gerekirdi. 11Hayır. Size kendisiyle yakınlık
kurmamanızı yazdığım kişi, kardeş diye
bilinirken rasgele cinsel ilişkiye verilen,
açgözlülüğüyle bilinen, yalancı tanrılara
eğilen, sövücü, ayyaş ya da kapkaççı
kişidir. Böyle biriyle yemek bile yemeyin.
12İnanlılar topluluğunun dışındakileri yargılamak bana mı düştü? Ama topluluğun
içindekileri yargılama görevi size düşmez
mi? 13Topluluk dışındakileri Tanrı yargılayacak. Siz kendi içinizden kötü kişiyi
atın.
Günahlılar Önünde Yargılanmak
Size Yaraşmaz 1-11
İçinizden birinin
öbürüne karşı bir davası olursa, kutsal
yaşamlıları bir yana itip günahlılar
önünde yargılanmak ataklığını gösterir
mi o? 2Kutsal yaşamlıların dünyayı yargılayacağını bilmiyor musunuz? Ve eğer dünya
sizin tarafınızdan yargılanacaksa, böyle
ufak tefek sorunlarda yargı vermeye
yetersiz misiniz?
3Melekleri yargılayacağımızı bilmiyor musunuz? Nerede kaldı bu yaşamla ilgili
sorunlar! 4Bu yaşamla ilgili sorunlara ilişkin
yargı vermeniz gerektiğinde, nasıl olur
da kilise topluluğunun gözünde aşağı
sayılanları yargılamaya oturtursunuz?
5Utanasınız diye söylüyorum bunu. Kardeşle kardeşi arasında yargı saptamaya
yeterli bir tek bilge insan kalmadı
mı aranızda? 6Gelgelelim, kardeş kardeşe karşı dava açıyor. Ve bu, inansızlar önünde oluyor.
7Kaldı ki, birbirinizden davacı olmanız sizin için düpedüz yenilgidir. Hakkınıza
el uzatsalar daha iyi olmaz mıydı? Hakkınızı
çiğneseler daha iyi olmaz mıydı? 8Ama siz bunun tam tersini yapıyorsunuz:
Kendiniz hakka el uzatıyorsunuz ve hak
çiğniyorsunuz. Hem de bunu kardeşlere
karşı yapıyorsunuz.
9Hak çiğneyenlerin Tanrı hükümranlığını miras almayacaklarını bilmiyor musunuz?
Kandırılmayın. Rasgele cinsel ilişkiye
girişenler, yalancı tanrılara tapanlar,
evlilik dışı cinsel bağlantıya verilenler,
oğlanlar, oğlancılar, 10hırsızlar, açgözlüler, ayyaşlar, sövücüler, kapkaççılar Tanrı hükümranlığını
miras almayacak. 11Bazılarınız bu durumdaydınız.
Ama Rab İsa Mesih’in adıyla, Tanrımız’ın
Ruh’u aracılığıyla yıkanıp arıtıldınız,
kutsandınız, doğrulukla donatıldınız.
Cinsel İlişki Konusunda Yepyeni
Aşama 12-20
12Benim için her şey yasaldır, ama her şey yararlı değil. Kuşkusuz, her şey
yasaldır; ama hiçbirinin buyruğu altına
girmeyeceğim. 13Yemekler mide içindir, mide de yemekler için. Tanrı onu da, ötekini de ortadan
kaldıracak. Beden de rasgele cinsel
ilişki için değil Rab içindir. Rab da
beden içindir. 14Rab’bi dirilten Tanrı, kendi gücüyle
bizleri de diriltecektir.
15Bilmiyor musunuz ki, bedenleriniz Mesih’in parçalarıdır. Öyleyse, Mesih’in
parçalarını alıp bir genel kadının parçaları
mı kılayım? Hiçbir zaman! 16Yoksa bir genel kadınla bağlantı kuranın, onunla tek beden olduğunu bilmiyor
musunuz? Çünkü Kutsal Söz’de şöyle yazılıdır:
“İkisi bir tek beden olacak.”
17Rab’le bağlantı kuran da O’nunla tek ruh olmuştur. 18Rasgele cinsel ilişkiden kaçın. İnsanın işlediği başka her günah beden dışıdır.
Ama rasgele cinsel ilişkiye giren öz
bedenine karşı günah işler. 19Hem bedeninizin sizlerde bulunan Kutsal Ruh’un tapınağı olduğunu bilmiyor
musunuz? Bu Ruh size Tanrı tarafından
verilmiştir. Kendi kendinizin değilsiniz.
20Çünkü bir değer karşılığı satın alındınız. Öyleyse Tanrı’yı
bedeninizde yüceltin.
EVLENMEK-EVLENMEMEK
Evlilik İlişkisi 1-11
Şimdi gelelim bana
yazdığınız sorunlara: Erkeğin kadınla
ilişki kurmaması iyidir. 2Ama rasgele cinsel ilişkiden sakınmak için her erkeğin kendi karısı, her kadının
da kendi kocası olsun. 3Erkek kadına erkeklik görevini
uygulamalı, kadın da erkeğe kadınlık
görevini uygulamalı. 4Kadın kendi bedenine egemen değildir, erkek o bedene egemendir. Tıpkı bunun
gibi, erkek de kendi bedenine egemen
değildir, kadın o bedene egemendir.
5Birbirinize gerekeni vermemezlik etmeyin. Kendinizi duaya adamak için anlaşmaya
varıp bir süre ara verirseniz o başka.
Ama sonra yeniden bir araya gelin ki,
tutkunuzu denetleyememeniz yüzünden
şeytan sizi denemesin. 6Bu sözü bir buyruk olarak değil, ayrıcalık olarak söylüyorum. 7Herkesin benim gibi olmasını isterdim. Ama herkes Tanrı tarafından kendine
özgü bir bağışla donatılmıştır; kimisi
bir tür, kimisi başka tür.
8Evli olmayanlara ve dullara şunu belirteyim: Onların benim durumumda kalmaları
pek iyi olurdu. 9Ama tutkularını alt edemeyenler
evlensin. Çünkü evlenmek, için için
yanmaktan yeğdir.
10Evli olanlara buyruk veriyorum: Kadın kocasından ayrılmasın. Bu buyruğu veren
ben değilim, Rab’tir. 11Ayrılırsa da başkasıyla evlenmesin,
ya da kocasıyla barışsın. Erkek de karısını
boşamasın.
İnanlının İnanlı Olmayanla Evliliği
12-16
12Geriye kalanlara Rab değil, ben söylüyorum: Eğer bir kardeşin iman etmeyen
karısı varsa ve kadın onunla yaşamayı
uygun buluyorsa, kardeş onu boşamasın.
13Bunun gibi, bir kadının iman etmeyen kocası varsa ve bu erkek onunla yaşamayı
uygun buluyorsa, kadın kocasını boşamasın.
14Çünkü iman etmeyen erkek karısı nedeniyle kutsanır. Bunun gibi, iman etmeyen
kadın da o kardeş nedeniyle kutsanır.
Ters durumda, çocuklarınız kutsanmış
olmazdı. Ama şimdi kutsaldırlar. 15İman etmeyen kişi boşanmayı yeğliyorsa
boşansın. Böyle durumlarda kardeşin
ya da kız kardeşin yükümlülüğü yoktur.
Çünkü Tanrı sizi barış içinde yaşamaya
çağırdı. 16Ey kadın! Kocanı kurtaracağını nasıl bilebilirsin? Ya da, ey koca! Karını
kurtaracağını nasıl bilebilirsin?
Tanrı’nın Çağrısı Uyarınca Yaşayın
17-24
17Ancak herkes Rab’bin kendisine sağlayışı oranında ve Tanrı’nın çağırdığı koşullar
altında yaşasın. Tüm kilise topluluklarında
verdiğim yönerge budur. 18Örneğin, biri çağrıldığında sünnetli miydi? Bunu gidermeye çalışmasın. Başkası
sünnetsizken mi çağrıldı? O da sünnet
edilmeyi dilemesin. 19Sünnet nedir, sünnetsizlik nedir? Bunların önemi yoktur. Önemli olan, Tanrı
buyruklarını tutmaktır. 20Herkes çağrıldığı ortam neyse
orada dursun. 21Çağrıldığında köle miydin? Zararı
yok. Ama özgürlüğünü elde edebilirsen,
bundan yararlan. 22Çünkü Rab bağlılığında köle olarak çağrılan kişi Rab’bin özgür kıldığı köledir.
Bunun gibi, özgür olarak çağrılan kişi
de Mesih’in kölesidir. 23Değer karşılığında satın alındınız; insanlara köle olmayın. 24Kardeşlerim, herkes çağrıldığı ortam neyse Tanrı katında öyle dursun.
Evliliğin Yükümlülükleri 25-35
25Erden olanlara gelince,
Rab’ten onlara ilişkin buyruğum yoktur.
Ama Rab’bin acıdığı biri olarak, verdiğim
yargıya güvenebilirsiniz. 26Bence şu sıkıntılı döneme yaraşan tutum insanın olduğu durumda kalmasıdır.
27Kadına bağlı mısın? Bu bağı çözme. Kadından çözülmüş müsün? Evliliği dileme.
28Ama evlenirsen günah işlemiş olmazsın.
Erden kız evlenirse günah işlemiş olmaz.
Ne var ki, evlenenler yaşamsal acılarla
karşılaşacak. Amacım sizleri esirgemektir.
29Kardeşlerim, diyeceğim şudur: Kalan zaman kısadır. Bundan böyle karısı olanlar
yokmuş gibi yaşasın; 30yas tutanlar yas tutmuyormuş gibi,
sevinenler sevinmiyormuş gibi, satın
alanlar bir şeyleri yokmuş gibi, 31dünya varlığını kullananlar tepe tepe kullanmıyormuş gibi yaşasın. Çünkü bu
dünyanın biçimi yozlaşıp geçmektedir.
32Sizin kaygıdan ırak olmanızı istiyorum. Evli olmayan kişi Rab’bin işleriyle
kaygılanır; Rab’be kendini nasıl beğendireceğini
düşünür. 33Evli kişiyse dünya işleriyle kaygılanır: Karısına kendini nasıl beğendireceğini
düşünür. 34İlgisi çift uğraşa yöneliktir.
Evli olmayan kadın ya da erden kız ise
Rab’bin işleriyle kaygılanır: Gerek
bedence, gerek ruhça kutsal olmakla.
Oysa evli kadın dünya işleriyle kaygılanır:
Kocasına kendini nasıl beğendireceğini
düşünür. 35Bu sözü yararınız için söylüyorum, elinizi kolunuzu bağlamak için değil. Rab
katında sizleri düzenli, hizmeti onaylanan,
ilgisi başka yönlere kaymayan kişiler
kılmak için.
Evlilik Yasaldır 36-40
36Eğer bir kimse kendisini ilgilendiren erden kız sorununda haksız davrandığını
düşünüyorsa, eğer kız da yetişkinliğin
doruğuna gelmişse ve sorunun çözümü
gerekiyorsa, istediğini yapsın. Günah
işlemiş olmaz; evlensinler. 37Öte yandan, yüreği kararlı olan
kişi zorunluluk duymuyorsa, tutkusunu
denetleyebiliyorsa ve sorunu yüreğinde
karara bağlamış bulunuyorsa, kendisini
ilgilendiren kızı erden olarak saklasın.
Çok iyi eder. 38Bu durumda her iki çözüm de yerindedir.
Yani kendisini ilgilendiren erden kızı
evermek iyidir; evermemek ise çok daha
iyidir*.
39Kadın kocasına onun yaşamı süresince bağlıdır. Koca ölürse, dilediği kişiyle
evlenmekte özgürdür. Ancak Rab’be bağlı
biri olsun. 40Ama kadın olduğu durumda kalırsa daha mutludur. Yargım budur ve bende Tanrı
Ruhu bulunduğunu düşünerek yazıyorum.
YALANCI TANRILARA KESİLEN SUNULAR
Bilgi mi, Sevgi mi? 1-13
Şimdi de yalancı tanrılara
kesilen sunular sorununa geçelim: Dediğimiz
gibi, hepimizin bilgisi yerindedir.
Bilgi böbürlendirici, sevgi ise yapıcıdır.
2Her kim bir şey bildiğini sanıyorsa, nasıl bilmesi gerektiğini bilmediğinden,
daha hiçbir şey bilmiyor demektir. 3Ama kim Tanrı’yı severse, Tanrı
onun içini dışını bilir.
4Yalancı tanrılara kesilen sunuları yemek sorununa gelince: “Bu dünyada yalancı
tanrının bir hiç olduğunu” ve, “Tek
Tanrı’dan başka Tanrı olmadığını” biliriz.
5Çünkü her ne kadar gökte ya da
yerde kendilerine tanrı denenler varsa
da –gerçekten de pek çok tanrı, pek
çok egemen güç bulunmaktadır– 6ama bizim için tek Tanrı vardır:
Her şeyin kendisinden oluştuğu Baba.
Bizler de O’nun için yaşamaktayız. Ve
tek Rab olarak İsa Mesih vardır. Her
şey O’nun aracılığıyla oluştu; bizim
varlığımız da O’nun aracılığıyladır.
7Ne var ki, bu bilgi herkese özgü değildir. Bazıları şu ana dek yalancı tanrılara
alışkanlıkları nedeniyle, eti yalancı
tanrılara kesilen bir sunuyu yercesine
yemekteler. Vicdanları da zayıf olduğundan,
lekelenmektedir. 8Kuşkusuz, yenilen nesne bizi Tanrı’ya beğenilir kılamaz. Yemezsek bir şey
yitirmiş olmayız, yersek de hiçbir şey
kazanmış olmayız. 9Yalnız dikkat edin, bu özgürlüğünüz zayıf kişilerin günaha sürüklenmesine
yol açmasın. 10Çünkü biri, bilgili sayılan seni
bir yalancı tanrının tapınağında sofraya
kurulmuş görürse, vicdanı da zayıfsa,
kesilen sunuları yemeye isteklendirilmiş
olmaz mı o? 11Ne oldu? Sen ki bilgilisin, bilgin Mesih’in onun için öldüğü zayıf bir kardeşin
mahvına yol açmıştır. 12Kardeşlere karşı bu yolda günah
işleyerek, zayıf vicdanlarını da zedeleyerek
Mesih’e karşı günah işlemiş olursunuz.
13Onun için önümdeki yiyecek kardeşimi
suç işlemeye sürüklüyorsa, bir daha
hiçbir koşul altında et yemeyeceğim.
Olmaya ki, kardeşimi suç işlemeye sürükleyeyim.
Habercilerin Doğal Yetkileri 1-12a
Özgür değil miyim?
Haberci değil miyim? Rabbimiz İsa’yı
görmüş değil miyim? Sizler Rab bağlılığında
emeklerimin ürünü değil misiniz? 2Başkaları için haberci değilsem bile sizler için haberciyim. Çünkü haberci
oluşumun mührü Rab bağlılığında sizlersiniz.
3Beni sorguya çekmek isteyenlere karşı savunmam budur: 4Yediklerimiz ve içtiklerimiz konusunda yetkimiz yok mu? 5Öbür habercilerin, Rab’bin kardeşlerinin ve Kifas’ın yaptığı gibi, bir kız
kardeşi eş olarak alıp birlikte yolculuk
etmeye bizim de yetkimiz yok mu? 6Yoksa sadece benle Barnabas mı geçimimiz için çalışmak zorunluluğundayız?
7Kim kendi parasıyla askerlik yapar? Kim bağ dikip de ürününü yemez? Ya da
kim sürüyü güder de sürünün sütünden
yararlanmaz?
8Bunları insansal açıdan mı söylediğimi sanıyorsunuz? Ruhsal yasa da aynı konulardan
söz etmiyor mu? 9Musa’nın yasasında yazılıdır:
“Döven süren öküzün ağzını bağlamayacaksın.”
Bu neyi betimler?
Tanrı’nın ilgisi öküze mi doğrultulmakta?
10Yoksa doğrudan doğruya bizlere ilişkin mi konuşmakta? Evet, yazılan söz bizlerle
ilgilidir. Bu demektir ki, çift süren
de umutla çift sürmeli, öteki de üründen
pay almak umuduyla döven sürmeli. 11Eğer biz size ruhsal değerleri ektiysek, sizden maddesel değerleri biçmemiz
çok mu sayılır? 12Eğer başkaları sizlerden yararlanmaya
yetkili sayılıyorsa, bizim yetkimiz
daha önde gelmez mi?
Mesih Habercisinin Erdemli Davranışı
12b-14
Ne var ki, biz bu yetkiyi kullanmadık; tersine
her güçlüğe katlanmaktayız. Yeter ki,
bir yolla Mesih’in Sevinç Getirici Haberi’ne
çelme atmayalım.
13Tapınakta hizmet edenlerin tapınaktan yiyecek sağladıklarını, sunakta görev
yapanların sunaktan pay aldıklarını
bilmez misiniz? 14Tıpkı bunun gibi, Rab de Sevinç Getirici Haber’i bildirenlerin Sevinç Getirici
Haber’den geçinmelerini buyurmuştur.
Ödülüm Sevinç Getirici Haber’i
Yaymaktır 15-23
15Ama ben bu hakların hiçbirini kullanmadım; onlardan yararlanmak için de yazmıyorum
bunları. Sözün kısası, biri beni övüncümden
edeceğine, ölmeyi yeğlerim.
16Eğer Sevinç Getirici Haber’i yayıyorsam, bu benim için övünç nedeni değildir.
Bunu yapmak zorundayım. Sevinç Getirici
Haber’i yaymazsam yazıklar olsun bana!
17Çünkü eğer bunu kendi kararımla
yapıyorsam, doğallıkla karşılığım olur.
Ama kendi kararımla yapmıyorsam, demek
ki bana ev yöneticiliği güvenilmiştir.
18Öyleyse karşılığım ne? Sevinç Getirici Haber’i yayarken bu sevindirici bildiriyi
karşılıksız sağlamak, böylece Sevinç
Getirici Haber’le ilgili belirgin yetkimi
kullanmaktan vazgeçmek.
19Özgür olmama ve hiç kimsenin uşağı sayılmamama karşın, kendimi herkese uşak
kıldım. Amacım daha çok kişiyi Mesih’e
kazanmaktır. 20Yahudiler’le Yahudi gibi oldum. Amacım Yahudiler’i Mesih’e kazanmaktır. Kendim
bir ruhsal yasa bağımlısı olmamama karşın,
ruhsal yasa bağımlılarıyla ruhsal yasa
bağımlısı gibi oldum. Amacım ruhsal
yasa bağımlılarını Mesih’e kazanmaktır.
21Ruhsal yasa bağımlısı olmayanlarla
ben de ruhsal yasa bağımlısı değilmişim
gibi davrandım. Amacım ruhsal yasa bağımlısı
olmayanları Mesih’e kazanmaktır. Oysa
Tanrı doğrultusunda ruhsal yasadan bağımsız
biri değilim; Mesih yasasının bağımlısıyım.
22Bağlılığı sağlıksız olanlarla ben de sağlıksız biri oldum. Amacım bağlılıkta
sağlıksızları Mesih’e kazanmaktır. Herkesle
her şey oldum. Amacım her yola başvurarak
insanların bir kesimini kurtarmaktır.
23Sevinç Getirici Haber yararına bunların tümünü üstleniyorum. Amacım Sevinç
Getirici Haber’in kutluluğuna paydaş
olmaktır.
Yarışan Sporcu Gibi 24-27
24Bilmez misiniz? Koşu alanında yarışanların tümü koşuya katılır, ama ödülü
tek kişi alır. Sizler de ödülü elde
etmek amacıyla koşun. 25Didinen her atlet her konuda tutkularına üstün gelmek zorundadır. Bunu, solup
giden bir çelengi başlarına taktırabilmek
için yaparlar. Ama bizim didinmemiz
hiç solmayan içindir. 26Bu nedenle ben gelişigüzel koşmuyorum.
Havayı yumruklarcasına boks yapmıyorum.
27Tam tersine, bedenimi eziyorum ve onu tutsak kılıyorum. Olmaya ki, başkalarına
sözü bildirdikten sonra, kendim onaylanmayan
biri durumuna düşeyim.
Tanrı’nın Vurguladığı Uyarılar
Zinciri 1-13
Kardeşlerim, şunu
bilmelisiniz ki, atalarımızın tümü bulutun
altında korunarak hep birlikte Kızıl
Deniz’i aştı. 2Bulutta ve denizde tümü Musa’ya
vaftiz edildi, 3tümü aynı doğaüstü yiyeceği yedi,
4tümü aynı doğaüstü içeceği içti.
Çünkü kendilerini izleyen doğaüstü Kaya’dan
içiyorlardı. Bu Kaya Mesih’ti. 5Ne var ki, Tanrı onların çoğundan hoşnut olmadı. Sonunda
ölü bedenleri hasır gibi çöle serildi.
6Bu olaylar bize uyarı niteliğini taşır; biz de onlar gibi kötülüğe özlem çekenler
olmayalım diye. 7Onlardan bazısına benzercesine
yalancı tanrılara da tapmayın*.
Kutsal Söz’de yazılı olduğu gibi:
“Halk yemeye içmeye oturdu,
Ardından da çirkin oyunlara kalktı.”
8Yine onlardan bazılarının cinsel ilişkiyle yozlaştığı gibi, biz de rasgele
cinsel ilişkiye olanak vermeyelim. Bu
olayda yirmi üç bin kişi kırıldı bir
günde. 9Onlardan bazıların Mesih’i denediği
gibi biz de Mesih’i denemeyelim. Bu
olayda da yılanlar tarafından yok edildiler.
10Onlardan bazıların mırıldandığı
gibi siz de mırıldanmayasınız. Bu olayda
yok edici tarafından
mahva gittiler.
11Bunların tümü de örnek olarak bu insanların başına geldi. Bizlereyse öğüt
olsun diye yazıldı. İşte çağların sonu
geldi karşımıza dayandı. 12Bu nedenle sağlam durduğunu düşünen düşmemeye dikkat etsin. 13İnsansal olanın dışında hiçbir denenmeye uğramadınız. Ama Tanrı kendisine
güvenilendir. Katlanabileceğinizden
daha çetin denenmeye düşmenize izin
vermeyecek. Tersine, denenmeyle birlikte
çıkış yolunu da sağlayacak; öyle ki
katlanabilesiniz.
Ruhsal Yetkilerimiz 14-22
14İşte onun için sevgili kardeşlerim, yalancı tanrılardan sakının. 15Aklı başında insanlara konuşuyorum; söylediklerimi ölçüye vurun. 16Kutsadığımız kutluluk bardağı, Mesih’in kanının paydaşlığı değil midir? Parçaladığımız
ekmek Mesih’in bedeninin paydaşlığı
değil midir? 17Çünkü ekmek birdir. Çokluk olan bizler tek bedeniz. Çünkü hepimiz tek ekmekten
pay alıyoruz.
18Bakın İsrailliler’e. Sunuları yiyenler sunağa paydaş olanlar değil mi? 19Öyleyse ne demek istiyorum? Yalancı tanrılara kesilen sununun ya da yalancı
tanrının önemi var mı? 20Hayır! Demek istiyorum ki, uluslar
sunduklarını Tanrı’ya değil, cinlere
sunuyorlar. Cinlerle paydaşlık etmenizi
istemem. 21Hem Rab’bin bardağından, hem de
cinlerin bardağından içemezsiniz. Hem
Rab’bin sofrasına, hem cinlerin sofrasına
paydaş olamazsınız. 22Bu ne? Rab’bi öfkelendirecek miyiz?
Yoksa O’ndan daha güçlü müyüz biz?
Mesih İnanlısının Belirgin Gücü:
Sevgi 23-33; 11:1
23Her şey yasaldır; ama her şey yararlı değildir. Evet, her şey yasaldır, ama
her şeyin yapıcılığa katkısı yoktur.
24Hiç kimse kendi yararını aramasın,
tersine başkasının yararını arasın.
25Et pazarında satılan her şeyi vicdanınız rahatsız olmadan yiyin. 26“Çünkü yeryüzü de, onu dolduran şeyler de Rab’bindir.” 27İnanlı olmayan biri sizi evine çağırır, siz de gitmeye karar verirsiniz, önünüze
konulan her şeyi vicdanınız rahatsız
olmadan yiyin. 28Ama biri çıkar da size, “Bu yalancı tanrılara kesilmiştir” derse, bu bilgiyi
verenin yararına ve vicdan sağlığına
onu yemeyin. 29Vicdan sağlığı diyorum. Bu kendi vicdanınız değil, karşınızdakinin vicdanıdır.
Yine biri, “Başka birinin vicdanı elvermiyor
diye neden benim özgürlüğüm kısıtlansın?”
diyebilir. 30“Teşekkür ederek, Tanrı’ya şükür
sunarak yediğim şey için ben niçin kötüleneyim?”
31Ne yerseniz yiyin ne içerseniz için ne yaparsanız yapın; tümünü Tanrı’nın
yüceliği için yapın. 32Ne Yahudiler’i, ne Yunanlılar’ı,* ne de Tanrı’nın kilise topluluğunu köstekleyin. 33Bakın bana, her zaman herkesi hoşnut etmeyi ilke ediniyorum. Kendi yararımı
kovalamıyorum, kurtuluş bulmaları için
başkalarının yararını arıyorum.
Ben nasıl Mesih’i
örnek aldıysam, siz de beni örnek alın.
TANRI’YA TAPINMA
Ruhsal Toplantılarda Erkeklerle
Kadınlar 2-16
2Her konuda beni anımsadığınız ve size ilettiğim gelenekleri tuttuğunuz için
sizleri överim.
3Şunu bilmenizi istiyorum: Her erkeğin başı Mesih’tir. Kadının başı erkektir.
Mesih’in başı da Tanrı’dır. 4Başı örtülü olarak dua ya da peygamberlik eden her erkek, başının saygınlığını
hiçe indirir. 5Öte yandan, başı örtülmemiş olarak
dua ya da peygamberlik eden her kadın
başının saygınlığını hiçe indirir. Böyle
davrananla başını tıraş eden arasında
hiçbir ayrım yoktur. 6Kadın başını örtmeyecekse, saçlarını da kessin. Madem kadının saçlarını kesmesi
ya da tıraş etmesi saygınlığını hiçe
indiriyor, başını örtmesi zorunludur.
7Ama erkek başını örtmemeli. Çünkü
o, Tanrı’nın benzeri ve yüceliğidir.
Oysa kadın erkeğin yüceliğidir. 8Çünkü erkek kadından oluşmadı, ama kadın erkekten oluştu. 9Üstelik erkek kadın için yaratılmadı, ama kadın erkek için yaratıldı. 10İşte bu nedenle, kadının başı üzerinde bir yetki bulunduğunu belgeleyen bu
simgeye gerekçe vardır. Melekler yüzündendir
bu. 11Kaldı ki, Rab bağlılığında kadın erkekten, erkek de kadından ayrı sırada düşünülemez.
12Çünkü kadın erkekten oluştuğu
gibi, erkek de kadından doğar. Ama her
şey Tanrı’dan oluşur.
13Sorunu siz kendiniz ölçüye vurun: Kadının başı örtülmemiş durumda Tanrı’ya
dua etmesi hiç yakışık alır mı? 14Erkeğin uzun saçlı olmasının onu
gözden düşürdüğünü, doğanın kendisi
bize öğretmez mi? 15Oysa kadının uzun saçlı olması onun onuru sayılmaz mı? Çünkü uzun saç kendisine
doğal bir örtü olarak verilmiştir. 16Bu konuda sürtüşmek isteyen olursa, ne bizim böyle bir alışkanlığımız vardır,
ne de Tanrı kiliselerinin.
Rab’bin Sofrası: En Kutsal Anı
17-34
17Ama şimdi değineceğim konuda sizleri övemem; çünkü ruhsal toplantılarınız
yüce amaca değil düşük uğraşa yöneliktir.
18Her şeyden önce, kilise olarak toplandığınızda aranızda ayrılıklar bulunduğunu
öğreniyorum. Bunda gerçek payı olduğuna
da inanıyorum. 19Çünkü aranızda karıştırıcılık çıkması zorunludur. Öyle ki, onaylananlarınız
gün ışığına gelsin. 20Durum şu; toplandığınızda Rab’bin
yemeğini yemek için buluşmuyorsunuz.
21Her biriniz öbüründen önce yemeği
kapışıyorsunuz. Biri aç kalıyor, öbürü
de sarhoş oluyor. 22Yemek içmek için evinize ne oldu? Yoksa Tanrı kilisesini küçümsüyor musunuz?
Yiyeceği olmayanları küçük düşürmek
mi istiyorsunuz? Sizlere ne söyleyeyim?
Sizi öveyim mi? Hayır, bu konuda övemem.
23Ben Rab’ten aldığımı size ilettim. Rab İsa ele verildiği gece ekmek aldı,
24teşekkür ettikten sonra onu parçaladı ve, “Bu sizler için verilen bedenimdir”
dedi. “Bunu anılmam amacıyla uygulayın.”
25Aynı kapsamda, akşam yemeğinden sonra bardağı aldı ve, “Bu bardak kanımda
yeni antlaşmadır” dedi. “İçtiğiniz her
kez beni anmak için bunu uygulayın.”
26Bu nedenle, ekmeği yediğiniz ve bardaktan içtiğiniz her kez Rab’bin ölümünü
açıklamaktasınız. Rab gelinceye dek..
27İşte bunun için, yaraşıksız durumda her kim ekmeği yer, Rab’bin bardağından
içerse Rab’bin bedenine ve kanına karşı
suçlu olur.
28Kişi ilkin kendini sınasın sonra ekmekten yesin, bardaktan içsin. 29Çünkü o bedeni ayırt etmeksizin yiyip içen kendine karşı yargı yer, yargı
içer. 30İşte bu nedenledir ki, içinizden
birçoğu hastadır, sağlığını yitirmiştir,
epey kişiler de ölmüştür. 31Kuşkusuz kendimizi yargılasaydık Tanrı tarafından yargılanmayacaktık. 32Ama Rab tarafından yargılanırken sıkıdüzene sokuluyoruz. Öyle ki, dünyayla
bir arada yargılanmayalım.
33Bu durumda kardeşlerim, yemek için toplandığınızda biri öbürünü beklesin*. 34Aç olan evinde yesin. Öyle ki,
ruhsal toplantılarınız tanrısal yargıya
dönüşmesin. Öbür konulara ilişkin oraya
geldiğimde yönerge vereceğim.
Kutsal Ruh İmanı Esinler 1-11
Kardeşlerim, ruhsal
bağışlara gelince, bu konuda bilgisiz
kalmanızı istemem. 2Biliyorsunuz, uluslara bağımlıyken, dürtülerinizin sürükleyişiyle dilsiz yalancı
tanrılara yöneltildiniz. 3Bu nedenle bilmenizi isterim ki,
Tanrı Ruhu’yla yöneltilen hiç kimse,
İSA LANETLENSİN demez. Kutsal Ruh’la
yöneltilmeyen de İSA RAB’tir diyemez.
4Ruhsal bağışlar çeşit çeşittir, ama onları sağlayan Ruh aynıdır. 5Bunun gibi hizmet görücülük de çeşit çeşittir, ama bunu sağlayan Rab aynıdır.
6Güçlü işlerin uygulanması da çeşit
çeşittir; ama her insanda her işi uygulayan
Tanrı aynıdır. 7Genel yarar için herkese Ruh’un kendine özgü açıklanışı verilir.
8Ruh aracılığıyla birine bilgece konuşma yeteneği verilir, aynı Ruh aracılığıyla
başka birine bilgili dille konuşma yeteneği
verilir. 9Yine aynı Ruh aracılığıyla birine iman, o tek Ruh’la başkasına hastaları iyi
etmek için ruhsal bağışlar verilir.
10Birine mucizeler oluşturan güçlü
işler, başkasına peygamberlik, başkasına
ruhları ayırt edebilme yeteneği, başkasına
çeşitli diller, başkasına da yabansı
dilleri çevirme yeteneği verilir. 11Bunların tümünü tek ve aynı Ruh etkiler; isteği uyarınca
herkese ayrı ayrı dağıtır.
Beden, Ruhsal Paydaşlığa Canlı
Örnek 12-31
12Nasıl ki beden de tektir ama birçok parçası vardır. Çok sayıda parçası olmasına
karşın beden tektir. Mesih de böyledir.
13Çünkü tek Ruh’ta hepimiz –ister Yahudi, ister Yunanlı, ister köle, ister özgür
olalım– bir tek bedene vaftiz edildik.
Ve hepimiz tek Ruh’la doldurulduk.
14Beden tek parçadan değil, birçok parçadan oluşur. 15Ayak, “Ben el değilim, onun için bedene bağlı sayılmam” dese bile, bu onun
bedenle ilişkisini kesemez. 16Kulak, “Ben göz değilim, onun
için bedene bağlı sayılmam” dese bile,
bu onun bedenle ilişkisini kesemez.
17Tüm beden bir göz olsaydı, nasıl duyardık? Ya da tüm beden bir kulak olsaydı,
nasıl koklardık? 18Ama gerçek şudur ki, Tanrı kendi
isteği uyarınca parçalardan her birini
bedenin gerekli yerine koymuştur.
19Tümü bir tek beden parçası olsaydı, beden diye bir şey kalmazdı. 20Ama gerçek şudur ki, birçok parça olmakla birlikte tek beden vardır. 21Göz ele, “Sana gereksinimim yok!” diyemez. Bunun gibi baş ayaklara, “Size
gereksinimim yok” diyemez. 22Tam tersine, bedenin daha zayıf
görünen parçalarına duyulan gereksinim
en önde gelir. 23Bedenin en az saygıdeğer saydığımız parçalarına daha üstün
saygı gösteririz. Güzel olmayan parçalarımız
düzenli bakımı gerektirir. 24Oysa düzeni yerinde olan parçaların buna gereksinimi yoktur. Ama Tanrı bedeni
birleştirirken, geri sırada kalan parçaya
daha üstün onur ayırmıştır. 25Öyle ki, bedende ikilik olmasın; parçalar birbiri için aynı kaygıyı taşısın.
26Bir parça acı çekerse, parçaların tümü birlikte acı çeker.
Bir parça yücelirse, parçaların tümü
birlikte sevinir.
27Sizlere gelince, Mesih’in bedeni ve teker teker O’nun parçalarısınız. 28Tanrı kilise topluluğunda ilkin bazılarını haberci atadı; ikinci olarak peygamberleri,
üçüncü olarak öğretmenleri atadı. Sonra
mucize yapanları, sonra hastaları iyi
etmek için ruhsal bağışla donatılanları,
başkalarına yardım edenleri, yöneticileri,
çeşitli diller konuşanları atadı. 29Tümü haberci mi? Tümü peygamber mi? Tümü öğretmen mi? Tümü mucize mi yapıyor?
30Tümü hastaları iyi etmek için
ruhsal bağışlarla mı donatıldı? Tümü
çeşitli diller mi konuşuyor? Tümü yabansı dilleri mi çeviriyor? 31Üstün ruhsal bağışları özleyin.
Ama ben size daha da üstün bir yol göstereceğim.
En Üstün Yol: Sevgi 1-13
İnsanların ve meleklerin
dilleriyle konuşsam ama sevgim olmasa,
ses veren bir pirinç çalgı ya da gürültü
oluşturan bir zil durumuna düşerim.
2Peygamberlik etme yeteneğim olsa, tüm gizleri ve bilgileri bilsem, üstelik
dağları yerinden oynatabilecek iman
bütünlüğüne sahip olsam, ama sevgim
olmasa bir hiçim. 3Sahip olduğum her şeyi yardım
niteliğinde sunsam, bedenimi de yakılan
sunu kılsam, ama sevgim olmasa bana
hiçbir yararı olmaz.
4Sevgi katlanır, iyilikle davranır, kıskançlık bilmez. Sevgi büyüklenmez, böbürlenmez,
5utandırıcı bir şey yapmaz, kendi
çıkarını kovalamaz, içerlemez, kötülüğün
hesabını tutmaz. 6Haksızlık karşısında sevinmez, gerçek karşısında sevinir. 7Sevgi her güçlüğe dayanır, her şeye inanır, her şeyden umutlanır, her duruma
sabreder.
8Sevgi yozlaşmaz. Peygamberliklere gelince geçip gidecekler. Diller susacak,
bilgi de yok olacak. 9Çünkü bilgimiz de, peygamberliğimiz
de tam değil, sınırlıdır. 10Ama Yetkin Olan geldiğinde, sınırlı olan ortadan kalkacak. 11Çocukken çocuk gibi konuşur, çocuk gibi düşünür, çocuk gibi kafa yorardım.
Olgunluk döneminde çocukluğa özgü davranışları
geride bıraktım. 12Çünkü şimdi aynada bir bilmeceye bakarcasına görüyoruz; ama o zaman yüz yüze
göreceğiz. Şimdi kısıtlı kapsamda biliyorum;
ama Tanrı’nın beni tam olarak bildiği
gibi o zaman ben de tam olarak bileceğim.
13Şimdi kalıcı olan iman, umut ve sevgidir; bunların üçü. İçlerinden en üstünüyse
sevgidir.
Ruhsal Bağışların Kullanımı 1-19
Sevgiyi kovalayın;
ruhsal bağışları, özellikle peygamberlik
etmeyi özleyin. 2Çünkü yabansı dil konuşan*, insanlarla değil
Tanrı’yla konuşur. Çünkü kimse onu anlamaz;
yalnızca ruhta gizler konuşur. 3Öte yandan peygamberlik eden yapıcı,
yüreklendirici, avutucu sözlerle insanlarla
konuşur. 4Yabansı dil konuşanın yapıcılığı kendine, peygamberlik edenin yapıcılığı ise
kilise topluluğunadır. 5Hepinizin yabansı dillerle konuşmanızı
isterdim; ama daha önemlisi, peygamberlik
etmenizi isterdim. Peygamberlik eden
kişi yabansı dillerle konuşandan daha
üstün önem taşır. Ama kilise topluluğunun
yapıcılık bulması için, yabansı diller
konuşan çeviri yapabiliyorsa o başka.
6Kardeşlerim, şimdi varsayalım
ki, yabansı diller konuşarak yanınıza
geldim. Size tanrısal bir açıklama,
bir bilgi, bir peygamberlik, ya da bir
öğreti getirmedikçe yanınıza gelişimin
yararı ne?
7Kaval olsun, saz olsun cansız çalgılar bile belirgin, ayrı ayrı sesler çıkartır.
Öyle olmasa, kaval mı, saz mı çalındığı
nasıl anlaşılır? 8Borazan açık-seçik bir ses vermezse, savaşa kim hazırlanır? 9Bunun gibi siz de yabansı dille kolayca anlaşılabilen bir söz söylemezseniz,
ne dendiğini kim anlayabilir? Bu durumda
havaya konuşmuş olursunuz. 10Yeryüzünde her çeşidinden bir sürü dil vardır. Hiçbiri de anlamsız değildir.
11Bu nedenle, sesin anlamını bilmiyorsam konuşana bir yabancı
olurum; konuşan da bana yabancı olur.
12İşte bunun gibi siz de ruhsal bağışlara derinden istekli olduğunuza göre,
kilise topluluğunun yapıcılığı doğrultusunda
bollukla artmanıza yardım edici özellikleri
arayın.
13Bu nedenle yabansı dil konuşan, çeviri yapabilmek için dua etsin. 14Çünkü eğer yabansı dille dua ediyorsam, ruhum dua etmekte ama aklım buna katılmamaktadır.
15Öyleyse bundan nasıl bir sonuç
çıkarılabilir? Ruhumla dua edeceğim,
bunun yanı sıra aklımla da dua edeceğim.
Ruhumla ilahi söyleyeceğim, bunun yanı
sıra aklımla da ilahi söyleyeceğim.
16Böyle olmasaydı, sen ruhunla Tanrı’yı kutsarken, ruhsal bağışı almayanlardan
biri senin teşekkür sunmana nasıl, “Amin”
diyebilir? Çünkü o senin ne dediğini
bilmiyor. 17Gerçi teşekkür sunman yerinde;
gelgelelim karşındaki yapıcılık bulmuyor.
18Hepinizden daha çok yabansı dil konuşabildiğim için Tanrı’ya teşekkürler olsun!
19Ne var ki, kilise toplantısında
başkalarını da eğitmek için, aklımın
erdiği beş kelime söylemeyi yabansı
bir dille on bin kelime söylemeye yeğ
tutarım.
Anlayışla Davranmanın Önemi 20-25
20Kardeşlerim, düşüncede çocukça davranmayın. Kötülük karşısında bebek gibi,
buna karşı düşüncede yetkin olun. 21Ruhsal yasada yazılıdır:
“Bu halkla alışılmamış diller konuşan kişiler
aracılığıyla, alışılmamış kişilerin
dudaklarıyla konuşacağım. O zaman bile
beni dinlemeyecekler. Rab böyle buyuruyor.”
22Yani yabansı diller bağışı inananlar için değil, inanmayanlar için bir belirtidir.
Peygamberlik ise inanmayanlar için değil,
inananlar için bir belirtidir. 23Bu nedenle, tüm kilise bir yerde
toplansa ve herkes yabansı diller konuşsa,
bu arada ruhsal bağışı almayanlar ya
da inanmayanlar içeri girse, çıldırmış
olduğunuzu söylemezler mi? 24Ama herkes peygamberlik etse, bu arada inanmayan ya da ruhsal
bağışı almayan biri içeri girse, herkesçe
eleştirilir, herkesçe yargılanır. 25Yüreğinin gizli-kapaklı yönleri sergilenir. Öyle ki, yüzüstü
düşüp Tanrı’ya tapınır, “Tanrı gerçekten
aranızdadır”der.
Yabansı Diller Konuşmanın, Peygamberlik
Etmenin Kuralı 26-33a
26Öyleyse nasıl olmalı kardeşlerim? Ruhsal toplantılarınız sürerken herkesin
bir katkısı –bir ilahisi, bir öğretisi,
tanrısal bir açıklaması, bir yabansı
dili, bir çevirisi– var. Bunların tümü
yapıcılık doğrultusunda işlemeli. 27Biri yabansı bir dil konuşuyorsa, iki ya da en çok üç kişi sırayla konuşsun,
bir kişi de çeviri yapsın. 28Ama çevirmen yoksa o kişi kilise
toplantısında ağzını açmasın; içinden
kendi kendine ve Tanrı’ya seslensin.
29Peygamberlerden iki ya da üç kişi
konuşsun; öbürleri söylenenleri tartsın.
30Orada oturanlardan birine tanrısal bir açıklama gelecek olursa, ilk konuşan
ağzını kapasın. 31Çünkü her biriniz teker teker
peygamberlik edebilirsiniz. Öyle ki
tümü öğrensin, tümü öğüt alsın. 32Peygamberlerin ruhu peygamberlere bağımlı olur. 33Çünkü Tanrı kargaşalığın değil, esenliğin Tanrısı’dır.
Kilise Toplantılarında Kadın Konuşmacılar
33b-40
Kutsal yaşamlıların tüm kilise toplantılarında
olduğu gibi, 34kadınlar kilise toplantılarında
ağızlarını kapasın*.
Çünkü onların lafa karışmalarına izin
verilmemiştir. Yasanın bildirdiği gibi
bağımlı olsunlar. 35Öğrenmek istedikleri bir konu varsa, evde kocalarından sorabilirler. Kadının
kilise toplantısında lafa karışması
saygınlığı hiçe indirir.
36Ne oluyor? Yoksa Tanrı Sözü sizden mi çıktı, ya da salt sizlere mi erişti?
37İçinizde peygamber olduğunu ya da ruhsal bağışlarla donatıldığını düşünen
varsa, size yazdıklarımın Rab buyruğu
olduğunu bilsin. 38Her kim bunu tanımazsa, kendisi de tanınmayacaktır.
39Özet olarak kardeşlerim, peygamberlik etmeyi özleyin ve yabansı diller konuşulmasına
engel olmayın. 40 Her şey düzenli ve uyumlu olsun.
ÖLÜLERİN DİRİLİŞİ
Mesih’in Dirilişi: İnancın Ana
Temeli 1-11
Şimdi kardeşlerim,
sizlere müjdelediğim Sevinç Getirici
Haber’den söz etmek istiyorum. Almış
olduğunuz ve onda durduğunuz haberden..
2Bu haber aracılığıyla kurtuluyorsunuz. Sizleri nasıl müjdeledim? Eğer onu
benimsemiş bulunuyorsanız. Yoksa boşuna
iman etmiş oluyorsunuz.
3İlk ağızda almış olduğumu verdim sizlere: Kutsal Yazılar’ın çok önceden bildirdiği
gibi Mesih günahlarımız için öldü. 4Sonra gömüldü. Yine Kutsal Yazılar’ın çok önceden bildirdiği gibi üçüncü gün
dirildi. 5Bundan sonra Petros’a, ardından
On İkiler’e göründü. 6Daha sonra, bir kezinde beş yüzü
aşkın kardeşe göründü. Bunların çoğu
şu ana dek yaşamaktadır; bazıları ise
uyumuştur*.
7Sonra Yakup’a göründü, ardındansa habercilerin tümüne.
8En sonundaysa, tümünün ardından vakitsiz doğan bir çocuğa benzeyen bana da
göründü. 9Çünkü ben habercilerin en önemsiziyim. Haberci adını taşımaya
bile yaraşık değilim. Çünkü Tanrı’nın
kilise topluluğuna saldırdım. 10Tanrı’nın kayrasıyla şimdi neysem oyum. Tanrı’nın bana uzatılan kayrası boşa
gitmiş değil. Tam tersine, öbür habercilerin
tümünden daha çok emek harcadım. Ama
bunu başaran ben değilim, benimle birlikte
giden Tanrı kayrasıdır. 11Bu nedenle, ister ben olayım ister
onlar olsun, yaymakta olduğumuz söz
budur; siz de böyle iman ettiniz.
Ölülerin Dirilişi Nasıl Yadsınabilir?
12-19
12Mesih’in ölüler arasından dirildiğine ilişkin sözün yayılmasına karşın, aranızdan
bazıları nasıl, “Ölüler dirilmez” diyebiliyor?
13Eğer ölüler dirilmezse, Mesih de dirilmemiştir. 14Mesih dirilmemişse sözü yaymamız boş çabadır, imanınız da boştur. 15Üstelik, bizler de Tanrı’nın yalancı tanıkları durumuna düşmüş oluyoruz. Çünkü
Mesih’i diriltti diye Tanrı’ya ilişkin
tanıklık ettik. Ölülerin dirilmediğini
varsayarsak Tanrı O’nu diriltmemiştir.
16Çünkü ölüler dirilmiyorsa Mesih de dirilmedi. 17Eğer Mesih dirilmemişse imanınız boştur; şu ana dek günahlarınızın içinde
bocalıyorsunuz. 18Bu durumda, Mesih bağlılığında
uyuyanlar da mahvolmuştur. 19Yalnızca şimdiki yaşamda Mesih’e
umut bağlamışsak tüm insanlar arasında
en önde acınılmaya yaraşanlar bizleriz.
Mesih’in Dirilişi: İmanın Gücü,
Güvenliği 20-28
20Ama gerçekte Mesih ölüler arasından dirilmiştir. Uyuyanların ilk ürünüdür
O. 21Çünkü ölüm insan aracılığıyla geldi, ölülerin dirilmesi
de insan aracılığıyla oldu. 22Çünkü nasıl tümü Adem’de ölüyorsa,
tümü de Mesih’te yaşama getirilecektir.
23Ama her biri kendine özgü sırada: İlk-ürün Mesih, sonra O geldiğinde Mesih
bağlıları. 24Mesih her ruhsal başkanlığı, her
yetkiyi, her gücü ortadan kaldırdıktan
sonra hükümranlığı Tanrı’ya ve Baba’ya
verecek; böylece her şeyin sonu gelecek.
25Çünkü tüm düşmanlarını ayakları altına serinceye dek Mesih’in hükümranlık
etmesi gerekir. 26Ezilecek son düşman ölümdür. 27Çünkü Tanrı her şeyi Mesih’in ayaklarına bağımlı kıldı. “Her şeyin ayaklarına
bağımlı kılındığı” bildirilirken, her
şeyi O’nun ayaklarına bağımlı kılan
Tanrı’nın bunların dışında olduğu açıkça
bellidir. 28Her şey O’na bağımlı kılınınca, bu kez Oğul da her şeyi kendisine bağımlı
kılana bağımlı olacak. Öyle ki, Tanrı
tümünü yöneten, tümünü dolduran olsun.
Ölülerin Dirilişini Yadsımak Akılsızlıktır
29-34
29Yoksa, ölüler için vaftiz edilenler bunu niçin yapsın? Eğer ölüler gerçekten
dirilmiyorsa, onlar için vaftiz edilmek
de ne oluyor? 30Neden her saat tehlikeyle burun burunayız? 31Kardeşlerim, Rabbimiz İsa Mesih bağlılığında sizler için duyduğum övünç adına
ant içerim ki, ben her gün ölüyorum.
32Eğer insan deyişiyle, “Efesos’ta canavarlarla boğuştumsa”, bunun yararı ne?
Eğer ölüler dirilmiyorsa yiyelim içelim;
nasıl olsa yarın ölüp gideceğiz. 33Kandırılmayın,
“Kötü ilişkiler erdemli töreleri çürütür*.”
34Doğruluğa ayılın ve günahla oynamayın. Çünkü bazıları Tanrı bilgisinden yoksundur.
Bunları utanasınız diye söylüyorum.
Ölülerin Dirilişini Doğa da Kanıtlamakta 35-50
35Biri soracak olur: “Ölüler nasıl dirilir? Acaba ne tür bedenle gelirler?”
36Akılsız insan! Yere ektiğin ölmedikçe, ona yaşam sağlanmaz. 37Ektiğin ilerde oluşacak beden değil, belki çıplak bir buğday, ya da öbür tohumlardan
birinin tanesidir. 38Ama Tanrı ona dilediği bedeni
–tohumlardan her birine kendine özgü
bedeni– verir.
39Her et aynı değil. Elbette insan eti başkadır, hayvanların eti başka, kuşların
eti başka, balıklarınkiyse başka. 40Bunların yanı sıra göksel bedenler var, dünyasal bedenler var. Göksel olanların
görkemi başkadır, dünyasal olanlarınkiyse
başka. 41Güneşin görkemi bir tür, ayın görkemi başka tür, yıldızların görkemi başka
türdür. Görkem bakımından bir yıldız
öteki yıldızdan farklıdır.
42Ölülerin dirilişi de tıpkı böyledir. Çürüme kapsamında ekilir, çürümez durumda
dirilir. 43Gözden düşmüş durumda ekilir,
görkem içinde dirilir. Zayıflık kapsamında
ekilir, güçlü durumda dirilir. 44Cansal beden* olarak ekilir, ruhsal beden
olarak dirilir. Cansal beden varsa,
ruhsal beden de vardır. 45Yazılı olan da budur:
“İlk insan Adem yaşayan can oldu,
Son Adem yaşam sağlayan ruh oldu.”
46Ama dikkat edilsin, önde gelen ruhsal olan değil; cansal olan öndedir. Ruhsal
olan daha sonradır. 47İlk insan yerdendir, yerseldir.
İkinci insan göktendir. 48Yersel insan nasılsa, yersel olanlar
da öyledir. Göksel olan nasılsa, göksel
olanlar da öyledir. 49Yersel insana benzerliği nasıl kuşandıksa, göksel olana benzerliği de kuşanacağız.
50Kardeşlerim, şunu belirteyim:
Etle kan Tanrı hükümranlığını miras
alamaz. Ne de çürümüşlük çürümezliği
miras alabilir.
Ölüler de Diriler de Yenilenecek
51-58
51Bakınız, size bir giz bildiriyorum. Hepimiz uyumayacağız. Ama hepimiz değiştirileceğiz.
52Bir anda, göz açıp kapayıncaya
dek, son boru öttüğünde. Çünkü boru
ötecek ve ölüler çürümez durumda dirilecek;
biz de değiştirileceğiz. 53Çünkü bu çürüyen bedenin çürümezliği
ve bu ölümlü bedenin ölümsüzlüğü kuşanması
gerekir. 54Bu çürüyen beden çürümezliği ve bu ölümlü beden ölümsüzlüğü kuşanınca yazılı
söz yerine gelecek:
55“Ölüm yengide yutuldu.
Ey ölüm, yengin nerede?
Ey ölüm, kargın nerede?”
56Ölümün kargısı günahtır, günahın gücüyse ruhsal yasadır. 57Ama Rabbimiz İsa Mesih aracılığıyla bizlere yengiyi sağlayan Tanrı’ya şükür!
58Sevgili kardeşlerim, işte bunun için kararlı olun, durağan olun. Rab için
her zaman bol uğraşa verilin; Rab bağlılığında
emeğinizin boşa gitmediğini bilin.
SONUÇ
Mesih Bağlılarının Armağanları 1-9
Kutsal yaşamlılar
için para toplama konusuna gelince,
siz de Galatya kiliselerine vermiş olduğum
buyruğu uygulayın. 2Haftanın ilk günü herkes kazancına
göre belirli bir parayı ayırsın ve bunu
yanında bulundursun. Öyle ki, geldiğimde
para toplama işiyle uğraşılmasın. 3Oraya vardığımda, tanıtıcı mektuplar yazarak onayladığınız kişileri armağanınızı
alıp götürsünler diye Yeruşalim’e göndereceğim.
4Benim de gitmem uygunsa benimle birlikte gidecekler.
5Makedonya’ya uğradıktan sonra size geleceğim. Çünkü Makedonya’ya uğruyorum.
6Sanırım bir süre yanınızda kalacağım. Belki kışı da orada
geçiririm. Öyle ki, her nereye gidersem
beni yolcu edesiniz. 7Şu ara ayak üstü uğramak istemiyorum size. Çünkü Rab izin verirse, bir süre
aranızda kalmayı umuyorum. 8Ama Pentekost’a dek Efesos’ta
kalacağım. 9Çünkü önümde etkin biçimde çalışabileceğim
geniş bir kapı açıldı. Buna karşı direnenler
çoktur.
İş Arkadaşları 10-13
10Timoteos gelirse, aranızda korkusuzca kalmasını sağlayın. Çünkü benim gibi
o da Rab’bin işinde çalışmaktadır. 11Bu nedenle, kimse onu aşağı görmesin.
Kendisini esenlikle yolcu edin ki yanıma
gelebilsin. Çünkü kardeşlerle birlikte
onun gelmesini beklemekteyim. 12Kardeşimiz Apollos’a gelince,
öbür kardeşlerle birlikte yanınıza uğrasın
diye çok üsteledim. Ama şu ara uğramaya
pek istekli değil. Uygun zamanı bulduğunda
gelecek.
13Uyanık olun, imanda sıkı durun, erkekçe davranın, güçlenin.
Dilek ve Selam 14-24
14Her yaptığınızı sevgiyle yapın. 15Kardeşlerim, sizden bir dileğim
var. Biliyorsunuz, Stefanos’un ev halkı
Ahaya bölgesindeki ilk inanlılardır.
Üstelik, kendilerini kutsal yaşamlılara
hizmet etmeye adamış bulunuyorlar. 16Bu tür insanlara, tüm iş arkadaşlarımıza ve emek harcayan herkese bağımlı
olun. 17Stefanos, Fortunatos ve Ahaikos’un
gelişine çok sevindim. Çünkü sizin yokluğunuzu
giderdiler. 18Çünkü hem benim ruhumu, hem de sizinkini dinlendirdiler. Böylelerin değerini
bilesiniz.
19Asya bölgesindeki kilise toplulukları size selam eder. Akila ile Priska ve
onların evindeki kilise topluluğu Rab
bağlılığında size çok selam eder. 20Tüm kardeşler sizi selamlar. Kutsal öpüşle birbirinizi selamlayın.
21Ben Pavlos, elimle bu selamı yazıyorum. 22Rab’bi sevmeyenler lanetlensin. Maranata*.
23Rab İsa’nın kayrası sizlerle olsun. 24Mesih İsa bağlılığında sevgim hepinizle kalsın. Amin.