LUKA
SEVİNÇ GETİRİCİ HABER
(Tanrı’nın Mesih’i: İnsanoğlu)
Önsöz
Yazar Luka’ya yaklaşık 80 yılında esinlenen bu İncil parçası,
Mesih inancının yüzeye gelmesini ve
gelişmesini inceleyen yazarın sunduğu
ilk yazıdır. İkincisi Habercilerin İşleri’dir.
Yazma yeteneği çok güçlü olan bu doktor-tarihçi,
Mesih’in insanlığın kurtarıcısı olarak
dünyaya gelişini ve esinlediği inancın
yayılışını kaleme aldı. Amacı okuyucunun
imanına tarihsel temel ve kanıt sağlamaktı.
Bunu önsözüyle belirtiyor ve yazılarını
Teofilos adlı o günün ileri gelen bir
kişioğluna sunuyor (1:1-4). Luka, Haberci
Pavlos’a gezilerinde yol arkadaşlığı
yapmış, onun deneyimlerini, görgülerini
ayrıntılarıyla kaleme almış (Habercilerin
İşleri 16:10; Koloseliler 4:14; Filimon
24; II.Timoteos 4:11), ilgi çekici yaklaşımla
çeşitli yönlerini yazan bir aydındır.
Tanrı’ca esinlenmiş olmanın yanı sıra
tarih bilgisi geniş ve kanıtlıdır.
Luka İsa’nın yaşam ve hizmet öyküsünü dile getiriyor. Önündeki
ana konuya nesnel açıdan eğilerek, okuyucuyu
Mesih’in yeryüzündeki bedeni olan inanlılar
topluluğunun (kilisenin) doğuşuna doğru
götürüyor. İsa’yı yetkin insan olarak
tanıtan Luka’nın temel konusu Rab’bin
kurtuluş sağlayan Sevinç Getirici Haberi’dir
(4:17-19; 19:10). Burada Tanrı insanlığı
kurtarmaya gelen kurtarıcıdır (22:19,20).
Engin yüreklileri yükselten, açları
güzel şeylerle doyuran O’dur (1:52,53).
Luka İsa’nın on dokuz mucizesine değinir.
Bu yazı şöyle özetlenebilir:
I.
Giriş, İsa’nın yeryüzüne gelişi 1:1-4:13
II.
Kamu hizmetinin başlaması (özellikle Galile’de) 4:14-9:50
III.
Başlıca Perea’da geçen kamu hizmeti 9:51-19:28
IV.
İsa’nın çarmıha çakılmasıyla ilgili olaylar 19:29-23:55
V.
İsa’nın dirilişinden sonraki olaylar 24:1-53
Giriş 1-4
Saygıdeğer Teofilos,
Aramızda tümlüğe gelen
olayları birçok kişi sırasıyla anlatmayı
amaç edinerek derlemeye koyuldu. 2Başlangıçtan beri tanrısal söze görgü tanığı ve hizmet edici bireylerin bize
aktardıkları gibi, 3ilkinkilerden başlayarak tüm gelişimleri
ayrıntılarıyla yakından izleyen biri
durumunda, sırasıyla sana yazmak bana
da uygun göründü. 4Öyle ki, eğitildiğin konularla
ilgili gerçeği bilesin*.
TANRI MELEĞİ ARACILIĞIYLA BİLDİRİLEN
İKİ DOĞUM: YAHYA İLE İSA
Zekeriya’ya Bildirilen Haber 5-25
5Yahudiye kralı Herodes’in günlerinde, Abiya’nın rahipler sınıfından Zekeriya
adında bir rahip vardı. Eşi
Elizabet, Harun kızlarındandı. 6Her ikisi de Tanrı önünde doğru kişilerdi. Rab’bin tüm buyrukları ve kuralları
uyarınca kusursuz bir yaşam sürerlerdi.
7Ne var ki, çocukları olmamıştı. Çünkü Elizabet kısırdı; üstelik her ikisinin
de yaşı ilerlemişti.
8Kendi sınıfı görev yaptığı dönemde, Zekeriya Tanrı önünde rahiplik etmekteydi.
9Rahiplik töresi uyarınca, Rab’bin
tapınağına girip buhur sunma sırası
kura sonucunda ona düştü. 10Buhur yakıldığı sırada tüm halk topluluğu dışarıda dua ediyordu. 11Tanrı’nın bir meleği buhur sunağının sağında durarak Zekeriya’ya göründü.
12Görmeyle karşılaşan Zekeriya’nın yüreği kalktı, içini korku sardı. 13Ama melek, “Korkma, Zekeriya” dedi. “Çünkü duan işitildi. Eşin Elizabet sana
bir oğul doğuracak, adını Yahya koyacaksın.
14Sana sevinç ve kıvanç getirecek.
Onun doğumuna çok kişi sevinecek.
15Çünkü Rab’bin önünde yüce bir insan olacak. ‘Şarap ve alkollü içki kullanmayacak.’
Daha annesinin karnındayken Kutsal Ruh’la
dolacak.
16İsrailoğulları’ndan birçoğunu Tanrı’ları Rab’be döndürecek.
17‘O’nun önünde, ruh ve güç bakımından İlyas peygamber gibi yürüyecek; Babaların
yüreklerini çocuklara, söz dinlemezleri
doğru kişiler anlayışına döndürmek,
Rab’be hazırlanmış bir halk yetiştirmek
için..’”
18Zekeriya meleğe sordu: “Bunu nasıl bileceğim? Kendim yaşlı bir insanım, eşimin
yaşı da ilerledi.” 19Melek, “Ben Tanrı’nın katında
duran Cebrail’im” diye yanıtladı, “Sana
bunu söylemeye ve Sevinç Getirici Haber’i
müjdelemeye gönderildim. 20Şu anda dilin tutulacak ve bunlar
gerçekleşinceye dek hiç konuşamayacaksın.
Çünkü saptanan vakitte yerine gelecek
olan bu sözlerime iman etmedin.”
21Halk Zekeriya’yı bekliyordu. Tapınağın kutsal bölümünde niçin böylesi uzun
kaldığını merak ediyorlardı. 22Zekeriya dışarıya çıkınca onlara
bir söz söyleyemedi. Onun tapınağın
kutsal bölümünde bir görme görmüş olduğunu
anladılar. Zekeriya onlarla işaretler
kullanarak konuştu. Dili tutuk kaldı.
23Görev süresi son bulunca evine gitti.
24Bir süre sonra eşi Elizabet gebe kaldı. Beş ay kendisini gizledi. 25“Rab durumumu gördü, insanlar arasında utancımı üzerimden kaldırma günlerinde
bana bu işi uyguladı” diyordu.
Meryem’e İletilen Haber 26-38
26Altıncı ay melek Cebrail Tanrı tarafından Galile’de Nasıra kentine, 27Davut soyundan Yusuf adlı biriyle nişanlı erden bir kıza gönderildi. Erden
kızın adı Meryem’di. 28Melek ona geldi, “Selam, ey kayraya kavuşan!”
dedi. “Rab seninledir.” 29Meryem bu söze şaşırdı, böyle
bir selamın ne anlam taşıyabileceğini
düşünüp taşındı. 30Melek ona konuştu: “Korkma, Meryem.
Çünkü Tanrı’nın kayrasına kavuştun.
31İşte gebe kalıp bir oğul doğuracak,
adını da İsa*
koyacaksın.
32O ulu olacak ve kendisine,
En Yüce Olan’ın Oğlu denecek.
Rab Tanrı O’na atası Davut’un tahtını verecek.
33‘Yakup’un evi üzerinde sonsuz
çağlar boyu hükümran olacak.
Hükümranlığının sonu hiç gelmeyecek.’”
34Meryem meleğe sordu: “Bu nasıl olabilir ki? Çünkü hiçbir erkekle ilişkim olmadı.”
35Melek onu yanıtladı:
“Kutsal Ruh senin üzerine gelecek,
Yüce Olan’ın gücü sana gölge salacak;
Bu nedenle, doğacak olan kutsal kişiye Tanrı Oğlu
denecek.
36İşte akraban Elizabet, o da yaşlıyken bir oğula gebe kaldı. Kısır diye tanınan
kadının altıncı ayıdır bu. 37Çünkü Tanrı katında olanaksız
hiçbir şey yoktur.” 38Meryem, “İşte Rab’bin hizmetçisi!”
dedi. “Sözüne göre bana dediğin gibi
olsun.” Bunun üzerine melek onun yanından
ayrıldı.
Meryem Yahya’nın Annesine Gidiyor
39-45
39O günlerde Meryem Yahuda’nın dağlık bölgesindeki bir kasabaya gitmek üzere
ivedilikle yola çıktı. 40Zekeriya’nın evine girip Elizabet’i
selamladı. 41Elizabet, Meryem’in selamını duyunca
karnındaki çocuk sıçradı. Elizabet Kutsal
Ruh’la doldu. 42Yüksek sesle, “Sen kadınlar arasında kutlu olansın” diye bağırdı. “Karnının
ürünü de kutludur. 43Rab’bimin annesi bana gelsin.
Bu nasıl bir bağış? 44İşte selamının sesi kulaklarıma
değer değmez karnımdaki çocuk kıvanç
duydu ve sıçradı. 45Rab’bin kendisine bildirdiği sözlerin doğru çıkacağına iman eden kadın mutludur.”
Meryem’in ‘Yüceltme’ İlahisi 46-56
46Meryem bir ilahi söyledi:
“Canım Rab’bi yüceltir
47Ve ruhum kurtarıcım Tanrı’da kıvanç bulur.
48Çünkü O, alçakgönüllü hizmetçisinin durumunu gördü.
İşte bundan böyle bütün kuşaklar bana mutlu diyecek.
49Çünkü güçlü Tanrı bana görkem işleri uyguladı. O’nun adı kutsaldır.
50Acıyışı kuşaktan kuşağa kendisinden
korkanların üzerindedir.
51Bileğinin gücüyle egemenlik sağladı.
Yüreklerinin tasarıları içinde büyüklenenleri
darmadağın etti.
52Güçlü kişileri tahtlarından aşağı indirdi. Engin yüreklileri yükseltti.
53Açları güzel nesnelerle doyurdu,
varlıklıları da bomboş gönderdi.
54Acımasını anımsayarak uşağı İsrail’i destekledi.
55Atalarımıza –İbrahim’e ve soyuna–
verdiği bu söz sonsuz çağlar boyuncadır.”
56Meryem yaklaşık üç ay Elizabet’le kaldı, sonra evine döndü.
Yahya’nın Doğumu 57-66
57Elizabet’in doğurma vakti gelince dünyaya bir oğul getirdi. 58Komşularıyla akrabaları Rab’bin ona ne denli acıdığını duyunca kendisiyle
birlikte sevindiler. 59Sekizinci gün çocuğu sünnet etmeye
geldiler. Ona babası Zekeriya’nın adını
koymak istediler. 60Ama annesi, “Hayır, adı Yahya konulacak” dedi. 61Onlar, “Hısımların içinde bu adı
taşıyan kimse yok” dediler. 62Bunun üzerine çocuğa hangi adı
koymak istediğini işaretle babasına
sordular. 63Zekeriya bir taş tahta istedi ve, “Adı Yahya’dır” diye yazdı. Herkes şaşırıp
kaldı. 64O anda Zekeriya’nın ağzı açıldı,
dili çözüldü. Tanrı’yı yücelten sözler
söyledi.
65Tüm komşuları korku sardı. Bütün bunlar Yahudiye’nin tüm dağlık bölgesinde
konuşulmaya başlandı. 66Olayı duyanların hepsi, “Acaba
nasıl bir çocuk olacak bu!” diye meraklanıyorlardı.
Çünkü Rab’bin eli gerçekten Yahya ileydi.
Zekeriya’nın ‘Kutlama’ İlahisi 67-80
67Yahya’nın babası Zekeriya Kutsal Ruh’la doldu ve peygamberlik sözleri söyledi:
68“İsrail’in Tanrısı Rab kutlu olsun.
Çünkü halkının arasına geldi ve onlara kurtulmalık
sağladı.
69Uşağı Davut’un evinden bizlere güçlü bir kurtarıcı yükseltti.
70Çok öncelerden kutsal peygamberlerinin ağzından,
71Düşmanlarımızdan ve bize kin besleyenlerin
tümünün elinden bizi kurtaracağını,
72Atalarımıza acıyıp kutsal antlaşmasını anımsayacağını bildirdi.
73Bize neler sağlayacağına ilişkin atamız İbrahim’e ant içti.
74Düşmanlarımızın elinden kurtulup korkusuzca kendisine tapınmamızı,
75O’nun önünde yaşamımızın tüm günlerinde kutsal ve doğru olmamızı sağlayacağına
ant içti.
76Sen de ey çocuk, Yüce Olan’ın
peygamberi diye çağrılacaksın.
Çünkü Rab’bin önünden O’nun yollarını hazırlamaya
gideceksin;
77O’nun halkına, günahlarının bağışlanması için kurtuluş bilgisi vermeye..
78Tanrımız’ın sınırsız acımasıyla yücelerden üzerimize gün ışığı doğacak,
79Karanlıkta ve ölümün gölgesinde oturanlara parlayacak,
Ayaklarımızı
barış yoluna doğrultacak.”
80Çocuk Yahya gelişiyor ruhça güçleniyordu. İsrail’e açıklanacağı güne dek çöllerde
kaldı.
İsa’nın Doğumu 1-7
(Matta 1:18-25)
O günlerde Kayser
Avgustus’tan, tüm dünyanın sayımını
amaçlayan yazılı bir buyruk çıktı. 2Bu ilk sayım Kirinius’un Suriye valiliği döneminde oluyordu. 3Herkes sayıma katılmak üzere kendi kentine gitti. 4Yusuf da Galile’nin Nasıra kentinden Yahudiye’de Davut’un kentine, Beytlehem
diye bilinen yere gitti. Çünkü Davut’un
soyundan ve aile kuşağındandı. 5Amacı çocuk bekleyen nişanlısı Meryem’le birlikte sayıma
katılmaktı. 6Onlar oradayken Meryem’in doğurma vakti geldi. 7İlk oğlunu dünyaya getirdi. O’nu kundağa sarıp hayvan yemliğine yatırdı. Çünkü
handa kendilerine yer bulamamışlardı.
Göksel Topluluğun ‘Tanrı’ya Görkem’
İlahisi 8-20
8Bu bölgede gece kırda nöbetleşerek sürülerini gözleyen çobanlar vardı. 9Rab’bin meleği onlara göründü ve Rab’bin görkemi çevrelerinde parladı. Büyük
bir korkuyla sarsıldılar. 10Melek onlara, “Korkmayın” dedi.
“İşte size tüm insanlığı ilgilendiren
çok sevindirici haberi müjdeliyorum.
11Çünkü bugün size Davut’un kentinde bir kurtarıcı doğdu. Rab olan Mesih’tir
O. 12Belirtiyi size bildiriyorum: Hayvan yemliğinde yatan, kundağa
sarılı bir bebek bulacaksınız.” 13O anda, Tanrı’yı öven göksel bir topluluk meleğin yanında yer alarak hamtlar
sundu:
14“En yücelerdeki Tanrı’ya yücelik,
Yeryüzünde O’nu hoşnut eden insanlara esenlik..”
15Melekler yanlarından ayrılıp göğe çekilince, çobanlar birbirlerine, “Haydi
gelin” dediler. “Beytlehem’e varalım,
Rab’bin bize açıkladığı bu olayı görelim.”
16Koşarak geldiler; Meryem’i, Yusuf’u ve yemlikte yatan bebeği
buldular. 17Olayı görünce çocuğa ilişkin kendilerine
açıklanan haberi yaydılar. 18Tüm duyanlar çobanların anlattıklarına şaşıp kaldı. 19Öte yandan Meryem bütün bunları yüreğinde saklıyor, derin derin düşünüyordu.
20Çobanlar kendilerine açıklandığı
gibi, duydukları gördükleri her şey
için Tanrı’yı yücelterek ve överek geri
döndüler.
Çocuğa İSA Adı Konuyor 21
21Çocuğun sünneti için gerekli sekiz gün dolunca, anne karnına düşmeden önce
melek aracılığıyla bildirildiği gibi
O’na İsa adı verildi.
Çocuk İsa Tapınak’ta 22-28
22Musa’nın ruhsal yasasına göre paklanma günü gelince, Yusuf’la Meryem çocuğu
Yeruşalim’e Rab’be sunmaya götürdüler.
23Rab’bin ruhsal yasasında, “İlk doğan her erkek Rab için kutsal sayılacaktır”
diye yazılı olduğundan, 24bir çift kumru ya da iki güvercin yavrusu sunmaya gelmişlerdi. Bu, Rab’bin
ruhsal yasasında belirtilmiştir.
25Yeruşalim’de Simeon adında bir adam vardı. Doğru ve tanrısayar biriydi o.
İsrail’in avunç bulacağı günü beklemekteydi.
Kutsal Ruh onun üzerindeydi. 26Rab’bin Mesih’ini görmeden ölmeyeceği Kutsal Ruh aracılığıyla kendisine bildirilmişti.
27Simeon Ruh yönetiminde tapınağa
geldi. Anneyle baba ruhsal yasanın gereğini
uygulamak üzere çocuk İsa’yı tapınağa
getirdiklerinde 28Simeon O’nu kucağına aldı; Tanrı’ya
yücelikle yüklü sözler söyledi:
Simeon’un ‘Gayrı Bırak Ayrılayım’
İlahisi 29-38
29“Ey egemen Rab, verdiğin söz uyarınca gayrı uşağını esenlikle bu yaşamdan
ayırabilirsin.
30Çünkü gözlerim kurtarışını gördü.
31Tüm insanlığın önünde hazırladığın bu kurtarış uluslara
32Tanrı açıklamasını sağlayan ışık ve halkın İsrail’e yüceliktir.”
33Annesiyle babası çocuk için bildirilen sözlere şaştılar.
34Simeon onları kutsayarak çocuğun annesi Meryem’e, “İşte bu çocuk İsrail’de
birçoklarının düşmesi ve kalkması içindir”
dedi. “Hem de ona karşı konuşulacak
bir belirtidir. 35Bir kılıç senin canını da delip
geçecek*.
Öyle ki, birçok kişinin yüreğindeki
düşünceler açığa çıksın.”
36Orada Anna adında bir peygamber de bulunuyordu. Fanuel’in kızıydı kendisi.
Aşer oğulları kuşağından çok yaşlı bir
kadın. Kızlığından sonra eşiyle yalnızca
yedi yıl yaşamıştı. 37Seksen dört yıldır da duldu. Tapınaktan
hiç ayrılmaz, gece gündüz oruçla duayla
Tanrı’ya tapınırdı. 38Anna o saatte yaklaşıp Tanrı’ya şükrederek, Yeruşalim’in kurtuluşunu gözleyen
herkese İsa’dan söz etti.
Nasıra’ya Dönüyorlar 39-40
39Anneyle baba, Rab’bin yasası uyarınca gereken her şeyi yaptıktan sonra, Galile’ye,
kendi kentleri Nasıra’ya döndüler. 40Çocuk bilgiyle dolarak gelişiyor, güçleniyordu. Tanrı iyiliği O’nun üzerindeydi.
İsa’nın Bilgeliği 41-52
41İsa’nın anası babası her yıl Passah
Kutlayışı’nda Yeruşalim’e
giderlerdi. 42İsa on iki yaşına girince, kutlama
töresi uyarınca kente çıktılar. 43Orada gerektiği kadar kaldılar. Geri dönmek için yola koyulduklarında
çocuk İsa Yeruşalim’de kaldı. Anasıyla
babası bunu bilmiyorlardı. 44O’nun yolcular arasına katıldığını sanmışlardı. Bir günlük yol yürüdükten
sonra, akrabalarla tanışlar arasında
kendisini aradılar. 45Bulamayınca, O’nu aramak için gerisin geriye Yeruşalim’e döndüler. 46Üç gün sonra O’nu tapınakta öğretmenler arasında oturur buldular. Onların
dediklerini dinliyor, kendilerinden
sorular soruyordu. 47O’nu dinleyenlerin tümü anlayışına ve verdiği yanıtlara şaşırıyordu.
48Onlar O’nu görünce şaşırdılar. Annesi, “Çocuğum, neden bunu bize ettin?” dedi.
“Bak, babanla ben kaygı içinde seni
arıyoruz.” 49İsa, “Nasıl olur da beni ararsınız?” dedi.
“Babamın evinde bulunmam gerektiğini bilmiyor musunuz*?” 50Gelgelelim, onlar kendilerine söylediklerinden bir anlam çıkaramadı.
51İsa onlarla birlikte yola koyuldu. Nasıra’ya gelip kendilerine bağımlı oldu.
Annesi bütün sözleri yüreğinde tutuyordu.
52İsa bilgice ve boyca gelişiyor, Tanrı ve insanlar önünde iyilik buluyordu.
KAMU HİZMETİNE BAŞLAMADAN ÖNCEKİ
OLAYLAR
Yahya’nın Bildirisi 1-20
(Matta 3:1-12; Markos 1:1-8; Yuhanna
1:19-28)
Kayser Tiberius’un
imparator oluşunun on beşinci yılında,
Pontios Pilatus Yahudiye ülkesinde valiydi.
Herodes Galile’de ülkenin dörtte birini,
kardeşi Filippos İturea ve Trahonitis
kesiminde ülkenin dörtte birini, Lisanias
da Abilin’de ülkenin dörtte birini yönetmekteydi.
2Hanna ile Kayafas’ın başrahipliği
döneminde, Zekeriya oğlu Yahya’ya çölde
Tanrı sözü geldi.
3Yahya Ürdün Irmağı çevresindeki tüm bölgeyi dolaşarak günahların bağışlanması
için günahtan dönüp vaftiz edilme gereğini
yayıyordu. 4Yeşaya peygamberin sözlerini içeren kitapta yazılı olduğu gibi:
“Çölden bir ses yükseliyor:
‘Rab’bin yolunu hazırlayın,
O’nun geçitlerini düzleyin.
5Her koyak doldurulacak.
Dik tepe ve tümsek hep alçaltılacak.
Eğrilikler büğrülükler düzene bürünecek.
İnişli çıkışlı yerler dümdüz yola dönüşecek.
6Ve her can Tanrı’nın kurtarışını
görecek.’”
7Yahya’nın eliyle vaftiz edilmeye koşan toplulukları o, “Engerekler soyu!” diye kınadı. “Gelecek öfkeden
kaçmanızı size kim öğütledi? 8Günahlarınızdan döndüğünüzü kanıtlayan
ürünler getirin. Kendi kendinize, ‘Atamız
İbrahim’dir’ demeye koyulmayın. Çünkü
size diyorum ki, Tanrı İbrahim’e şu
taşlardan çocuklar yükseltebilir. 9İşte balta şimdiden ağaçların kökü dibinde duruyor. İyi ürün vermeyen her
ağaç kesilip ateşe atılır.”
10Topluluklar kendisine, “Öyleyse ne yapmalıyız?” diye sordu. 11Yahya yanıtladı: “İki kat üst giysisi olan olmayana versin. Yiyeceği olan
da aynısını yapsın.”
12Vergi parası toplayanlar da vaftiz
edilmeye geldi. Yahya’ya, “Öğretmen,
ne yapmalıyız?” diye sordular. 13Yahya yanıtladı: “Size buyrulandan daha çok para toplamayın.”
14Bu kez askerler, “Ya biz ne yapmalıyız?” diye sordu. Yahya, “Kimsenin malını
yağmalamayın, kimseyi yalan yere suçlamayın”
diye onları öğütledi. “Size verilen
geçim parasıyla yetinin.”
15Halk umutlanıp beklemekteyken herkes Yahya için, “Acaba Mesih bu mu?” diye
içinden soruşturuyordu. 16Yahya hepsini şu sözlerle yanıtladı:
“Ben sizi suyla vaftiz ediyorum. Ama
benden güçlü olan geliyor. Ben O’nun
çarıklarının bağını çözmeye bile yaraşık
değilim. O sizi Kutsal Ruh’la ve ateşle
vaftiz edecek. 17O’nun yabası elindedir. Harman
yerini tertemiz edecek, buğdayı ambarına
toplayacak. Samanı ise hiç sönmeyen
ateşle yakacak.” 18Yahya öğütle yüklü daha birçok
sözle Sevinç Getirici Haber’i halka
yaydı.
19Ne var ki, ülkenin dörtte birini yönetmekte olan Herodes, yengesi Herodya sorunu ve
kendi yaptığı bir sürü kötülük yüzünden
Yahya’ca kınandığından, 20tüm kötülüklerine bir tanesini daha ekledi; Yahya’yı cezaevine kapattı.
İsa’nın Ürdün Irmağı’nda Vaftizi
21-22
(Matta 3:13-17; Markos 1:9-11)
21Halktan herkes vaftiz edilince, İsa da vaftiz edildi. Dua ediyordu ki, gök
açıldı. 22Kutsal Ruh bedensel durumda güvercin
gibi İsa’nın üzerine indi ve gökten
bir ses duyuldu:
“Sen sevgili Oğlum’sun;
senden hoşnutum.”
İsa’nın Soyu 23-38
(Matta 1:1-17)
23İsa atandığı işe başladığında yaklaşık otuz yaşındaydı.Yusuf’un oğlu olduğu
sanılıyordu: Heli oğlu, 24Mattat oğlu, Levi oğlu, Melki
oğlu, Yannay oğlu, Yusuf oğlu, 25Mattatya oğlu, Amos oğlu, Nahum
oğlu, Esli oğlu, Naggay oğlu,
26Maat oğlu, Mattatya oğlu, Semein oğlu, Yoseh oğlu, Yoda oğlu, 27Yoanan oğlu, Risa oğlu, Zerubbabel oğlu, Şealtiel oğlu, Neri oğlu, 28Melki oğlu, Addi oğlu, Kosam oğlu, Elmadam oğlu, Er oğlu, 29Yeşu oğlu, Eliezer oğlu, Yorim oğlu, Mattat oğlu, Levi oğlu, 30Simeon oğlu, Yahuda oğlu, Yusuf oğlu, Yonam oğlu, Elyakim oğlu, 31Melea oğlu, Menna oğlu, Mattata oğlu, Natan oğlu, Davut oğlu, 32Yesse oğlu, Obed oğlu, Boaz oğlu, Salmon oğlu, Nahşon oğlu, 33Amminadab oğlu, Admin oğlu, Arni oğlu, Hetsron oğlu, Perets oğlu, Yahuda oğlu,
34Yakup oğlu, İshak oğlu, İbrahim
oğlu, Terah oğlu, Nahor oğlu, 35Serug oğlu, Reu oğlu, Peleg oğlu,
Eber oğlu, Şela oğlu, 36Kainan oğlu, Arfakşad oğlu, Sam
oğlu, Nuh oğlu, Lamek oğlu, 37Metuşelah oğlu, Hanok oğlu, Yared
oğlu, Mahalaleel oğlu, Kainan oğlu,
38Enoş oğlu, Şit oğlu, Adem oğlu, Tanrı oğlu.
İsa’nın Çölde Denenmesi 1-13
(Matta 4:1-11; Markos 1:12,13)
İsa, Kutsal Ruh’la
dolu olarak Ürdün Irmağı’ndan döndü
ve Ruh’un yöneltmesiyle çöle gitti.
2Kırk gün süreyle iblis tarafından denendi. Bu günler boyunca ağzına hiç yiyecek
koymadı. Süre sona erince açlık duydu.
3İblis O’na, “Eğer Tanrı’nın Oğlu’ysan” dedi, “Söyle şu taş ekmek olsun.”
4İsa, “‘İnsan yalnız ekmekle yaşamaz’ diye yazılmıştır”
diyerek karşılık verdi.
5Bu kez iblis, İsa’yı yüksek bir dağa çıkardı.Yeryüzünün tüm ülkelerini bir
anda O’na göstererek, 6“Bu yetkinin tümünü de, bu ülkelerin
sanını da sana vereceğim” dedi. “Çünkü
o bana verilmiştir, ben de onu her istediğime
veririm. 7Eğer önümde bana tapınırsan, bütün
bunlar senin olacak.”
8İsa onu, “‘Tanrın Rab’be tapınacak ve yalnız O’na
ruhsal hizmet sunacaksın’ diye yazılmıştır”
diyerek yanıtladı.
9İblis O’nu Yeruşalim’e götürdü; tapınağın kulesine çıkarıp, “Eğer Tanrı’nın
Oğlu’ysan kendini aşağıya at” dedi.
10“Çünkü, ‘Seni korusunlar diye
meleklerine senin için buyruk verecek’
diye yazılmıştır.
11“Bunun yanı sıra,
‘Seni elleri üzerinde taşıyacaklar
Ve ayağın
taşa çarpmayacak’ diye de yazılıdır.”
12İsa onu şu sözle yanıtladı:
“‘Tanrın Rab’bi denemeyeceksin’
diye buyrulmuştur.”
13İblis deneylemenin her çeşidini bitirince belirli bir süreye dek O’nu bıraktı.
GALİLE’DE KAMUYA HİZMET
Hizmetin Başlangıcı 14,15
(Matta 4:12-17; Markos 1:14,15)
14İsa Ruh’un gücüyle Galile’ye döndü. Ünü bölgeye bağlı tüm çevrede yayıldı.
15Onların sinagoglarında öğretiyor,
herkesçe yüceltiliyordu.
İsa Nasıra’da Yadsınıyor 16-30
16İsa büyüdüğü Nasıra kentine gitti. Şabat günü alışkısı
olduğu gibi sinagoga girdi, okumak amacıyla
ayağa kalktı. 17Kendisine Yeşaya peygamberin kitabı verildi. İsa kitabı açtı, şu sözlerin
yazılı olduğu yeri buldu:
18“Rab’bin Ruhu üzerimdedir.
Çünkü beni yoksullara Sevinç Getirici Haber’i
yaymam için meshetti.
Tutsaklara özgürlüğü, körlere gözlerinin açıldığını
bildirmem için
beni gönderdi; baskı altında ezilenleri özgür
edeyim..
19Rab’bin kutlu kıldığı bağış yılını bildireyim diye.”
20Kitabı kapadı, görevliye geri verip oturdu. Sinagogda herkesin dikkati O’na
doğrultulmuştu. 21İsa onlara anlatmaya başladı:
“Bugün, siz dinlerken bu Kutsal Yazı yerine geliyor.”
22Herkes O’nun için iyi tanıklıkta bulunuyor, ağzından çıkan, cana can katan
sözlere şaşıyordu. “Yusuf’un oğlu değil
mi bu?” diye soruşturuyorlardı. 23İsa onlara, “Kuşkusuz, bana şu halk deyimini aktaracaksınız”
dedi: “‘Ey doktor,
kendini sağlığa kavuştursana. Kafernahum’da
yapıldığını duyduğumuz işleri burada,
kendi ülkende de yapsana!’”
24İsa sözlerini sürdürdü: “Doğrusu size derim ki, hiçbir
peygamber kendi ülkesinde kabul edilmez.
25Ama gerçek adına size bildiriyorum: Peygamber İlyas’ın günlerinde
göğün üç yıl altı ay kapandığı ve tüm
yere kırıcı bir kıtlık düştüğü dönemde
İsrail’de pek çok dul kadın bulunuyordu.
26Ama İlyas bunlardan hiçbirine gönderilmedi. Yalnız Sayda
bölgesinde, Zarefat’taki dul bir kadına
gönderildi. 27Elişa peygamberin günlerinde İsrail’de pek çok cüzamlı vardı.
Ama bunlardan hiçbiri paklanmadı. Yalnız
Suriyeli Naaman paklandı.”
28Sinagogtakiler bu sözleri duyunca öfkelendi. 29Ayağa kalkıp O’nu kentten dışarı çıkardılar. Kentin kurulu olduğu tepenin
yamacına götürdüler; öyle ki kendisini
başaşağı atabilsinler. 30Ama İsa aralarından sıyrılıp gitti.
İsa Cin Ruhunu Çıkarıyor 31-37
(Markos 1:21-28)
31İsa Galile’nin bir kenti olan Kafernahum’a vardı. Şabat günü onlara öğretiyordu.
32Öğretisine şaşırıp kaldılar. Çünkü
sözü yetkiyle yüklüydü. 33Sinagogta kötü ruha –cin ruhuna–
tutulmuş bir adam vardı. Yüksek sesle
bağırdı: 34“Ah, Nasıralı İsa! Bizden ne istiyorsun? Bizi mahvetmeye mi geldin? Senin
kim olduğunu biliyorum: Tanrı’nın Kutsalı’sın!”
35Ama İsa onu payladı: “Daha fazla konuşma; onun bedeninden
çık!” Cin herkesin önünde adamı
yere fırlatıp ona hiçbir kötülük etmeksizin
dışarı çıktı.
36Herkes şaştı kaldı. Birbirlerine, “Bu da nasıl söz?” diyorlardı; “Çünkü yetki
ve güçle kötü ruhlara buyruk veriyor,
onlar da çıkıyor.” 37İsa’ya ilişkin haber bölgenin her köşesinde yayılıyordu.
İsa Birçok Hastayı Sağlığa Kavuşturuyor
38-41
(Matta 8:14-17; Markos 1:29-34)
38İsa sinagogtan ayrılıp Simon’un evine girdi. Simon’un kaynanası yüksek ateşler
içinde yatıyordu. Onun için kendisinden
dilekte bulundular. 39İsa kadının başında durup ateşi payladı, ateş onu bıraktı. Kadın hemen ayağa
kalkıp onlara hizmet etti.
40Güneş batarken, çeşitli rahatsızlıklardan hasta olanların tümünü İsa’ya getirdiler.
O da her birinin üzerine ellerini koyup
onları sağlığa kavuşturdu. 41Cinler, “Sen Tanrı’nın Oğlu’sun” diyerek bağıra bağıra birçoklarından çıkıyordu.
Ama İsa onları paylıyor, konuşmalarına
izin vermiyordu. Çünkü O’nun Mesih olduğunu
biliyorlardı.
İsa Tanrı Bildirisini Yayıyor
42-44
(Markos 1:35-39)
42Gün ağarınca İsa oradan ayrılıp herkesten ırak bir yere çekildi. Topluluklar
O’nu aramaktaydı. Bulunduğu yere vardılar,
kendilerini bırakıp gitmesin diye O’nu
zorladılar. 43İsa onlara, “Tanrı hükümranlığına ilişkin Haber’i başka yerlerde de yaymam
gerek” dedi. “Çünkü bu amaç için
gönderildim.” 44Böylece Yahudiye’de sinagoglarda
Söz’ü yayıyordu.
İsa İlk Öğrencilerini Çağırıyor
1-11
(Matta 4:18-22; Markos 1:16-20)
İsa, Genesaret Denizi’nin
kıyısında duruyordu. Topluluk Tanrı
Sözü’nü dinlemek için O’nun çevresine
toplanmıştı. 2İsa deniz kıyısında duran iki
tekne gördü. Balıkçılar tekneleri bırakmış,
ağları yıkıyorlardı. 3İsa teknelerden birine, Simon’unkine bindi ona kıyıdan biraz açılmasını buyurdu.
Oturup teknenin içinden topluluğa öğretmeye
başladı. 4Konuşmasını sona erdirince Simon’a, “Engine açılın,
balık avlamak için ağlarınızı indirin”
dedi.
5Simon, “Yetkili yönetmen, tüm gece
boyunca çabaladık, hiçbir şey tutamadık”
diye yanıtladı. “Ama senin sözünü dinleyip
ağları indireceğim.” 6Bunu yaptıklarında pek çok balık
tuttular. Öyle bol ki, ağları yırtılmaya
başladı. 7Gelip kendilerine yardım etsinler diye öbür teknedeki ortaklarına işaret ettiler.
Onlar gelince her iki tekneyi de tıklım
tıklım balıkla doldurdular. Neredeyse
tekneler batacaktı. 8Simon Petros bunu görünce İsa’nın
ayaklarına kapandı, “Benden uzak dur,
ya Rab!” dedi. “Çünkü ben günahlı biriyim.”
9Tuttukları balıkların bolluğuna
Petros da, onunla birlikte bulunanların
tümü de şaştı kaldı. 10Zebedi’nin oğulları Yakup’la Yuhanna da –bunlar Simon’un iş arkadaşlarıydı–
şaşkınlık içindeydi. İsa Simon’a, “Korkma”
dedi. “Bundan
böyle insanları tutacaksın.”
11Tekneleri kıyıya çektiler. Her şeyi bırakıp O’nun ardı sıra gittiler.
İsa Cüzamlıyı Paklıyor 12-16
(Matta 8:1-4; Markos 1:40-45)
12İsa kasabalardan birindeydi ki, bedeni tepeden tırnağa cüzamla kaplı bir adam
geldi; İsa’yı görünce yüzüstü yere kapanıp
dileğini açıkladı: “Ya Rab, istersen
beni pak kılabilirsin!” 13İsa elini uzatıp ona dokundu,
“İstiyorum, pak kılınasın” dedi. O anda cüzam adamdan
gitti.14İsa bunu kimseye anlatmamasını
buyurarak, “Ama
git, kendini rahibe göster” dedi.
“Pak kılındığına
ilişkin onlara tanıklıkta bulunmak için
Musa’nın buyurduğu sunuyu sun.”
15Yine de, İsa’ya ilişkin haber hızla yayılıyordu. O’nu dinlemek, hastalıklarından
kurtulup sağlığa kavuşmak amacıyla büyük
halk kitleleri toplanıyordu. 16İsa ise ırak yerlere çekilip dua
ediyordu.
İsa Günahları Bağışlıyor, İnmeliyi
İyi Ediyor 17-26
(Matta 9:1-8; Markos 2:1-12)
17Günlerden bir gün İsa öğretirken bazı Ferisiler’le hukuk doktorları orada
oturmaktaydı. Bunlar Galile’nin her
kasabasından, Yahudiye’den, Yeruşalim’den
kalkıp gelmişlerdi. Rab’bin iyileştirme
gücü İsa’daydı. 18Derken adamlar yatakta bir inmeli getirdiler. Amaçları onu içeri sokup İsa’nın
önüne koymaktı. 19Ama kalabalıktan ötürü onu içeriye
sokacak bir köşe bulamadılar. Evin damına
çıkıp kiremitler arasından adamı yatağıyla
birlikte tam İsa’nın önüne sarkıttılar.
20İsa onların imanını görünce inmeliye, “Ey adam günahların
sana bağışlandı” dedi.
21Dinsel yorumcularla Ferisiler, “Sövgü sözleri söyleyen bu adam da kim?” diye
tartışıyorlardı. “Tanrı’dan başka kim
günahları bağışlayabilir?”
22İsa onların neye kafa yorduklarını bildiğinden, “Niçin
içinizden kafa patlatıyorsunuz?”
dedi. 23“Hangisi daha kolaydır, ‘Günahların sana bağışlandı’ demek
mi, yoksa, ‘Kalk yürü’ demek mi? 24Öyleyse, İnsanoğlu’nun yeryüzünde günahları bağışlamaya yetkili olduğunu bilmeniz
gerekir..” Ardından İsa inmeliye döndü: “Sana
diyorum kalk, yatağını kaldır ve evine
git.”
25Adam hemen onların gözü önünde ayağa kalktı, yattığı yatağı kaldırdı, Tanrı’yı
yücelterek evine gitti. 26Hepsi de şaşkına döndü Tanrı’yı
yüceltti; korkuyla dolup, “Bugün hiç
duyulmadık şeyler gördük” dediler.
İsa Levi’yi Çağırıyor 27-32
(Matta 9:9-13; Markos 2:13-17)
27Bu olayın ardından İsa oradan ayrıldı. Gümrük vergisi toplayan Levi adında
birini gümrük yerinde otururken gördü.
Ona, “Ardım
sıra gel” dedi. 28O da her şeyi bırakıp kalktı,
İsa’nın ardı sıra gitti.
29Levi evinde O’na parlak bir şölen düzenledi. Gümrük vergisi toplayanlarla
başka insanlardan oluşan büyük bir topluluk
onlarla birlikte sofrada oturuyordu.
30Ferisiler’le onların dinsel yorumcuları
İsa’nın öğrencilerine söylenmeye koyuldu:
“Niçin gümrük vergisi toplayanlarla
ve günahlılarla birlikte yiyip içiyorsunuz?”
31İsa, “Sağlıklılara değil, hastalara doktor gerekir”
diye yanıtladı. 32“Ben doğru kişileri
değil, günahlıları günahtan dönmeye
çağırmak için geldim.”
Oruç Sorunu Aydınlatılıyor 33-39
(Matta 9:14-17; Markos 2:18-22)
33İsa’ya karşı mırıldandılar: “Yahya’nın öğrencileri sık sık oruç tutuyor, dua
ediyorlar. Ferisiler’in öğrencileri
de öyle. Ama senin öğrencilerin yiyip
içiyor.” 34İsa onları yanıtladı: “Güvey kendileriyle birlikteyken, yakınlarına oruç tutturabilir
misiniz? 35Ama güveyin onlardan
alınacağı günler gelecek; işte o zaman,
o günler oruç tutacaklar.”
36İsa onlara simgesel bir öykü anlattı: “Kuşkusuz, hiç
kimse yeni bir giysiden bir parça koparıp
eski giysiye yamamaz. Çünkü böyle yaparsa,
hem yeni giysiyi yırtmış olur, hem de
yeni giysiden kesilen parça eskisinde
yakışık almaz. 37Ne de yeni şarabı eski
tulumlara koyarlar. Çünkü koyarlarsa
yeni şarap tulumları parçalar. Hem şarap
dökülür, hem de tulumlar parçalanır. 38Hayır, yeni şarap yeni tulumlara koyulmalı. 39Eskisini içen hiç kimse yeniyi aramaz. Kuşkusuz, ‘Eskisi
yeğdir’ der.”
Tanrısal Saygı mı, Töresel Alışkı
mı? 1-5
(Matta 12:1-8; Markos 2:23-28)
İsa bir Şabat günü
buğday tarlalarından geçiyordu. Öğrencileri
başakları koparıp avuçları içinde ovalıyor,
sonra da yiyordu. 2Ferisiler’den bazıları, “Şabat
günü yasal olmayanı neden yapıyorsunuz?”
diye sordu. 3İsa, “Davut’un ve yanındakilerin acıkınca ne yaptıklarını
hiç okumadınız mı?” dedi. 4“Nasıl Tanrı Evi’ne girip kutsal sunu ekmeklerini aldığını,
yediğini, üstelik yanındakilere de verdiğini.
Oysa o ekmekten yemek salt rahiplerin
yetkisi değil miydi?” 5Sonra onlara, “İnsanoğlu Şabat gününün Rab’bidir”
diye konuştu.
İsa’nın Saptadığı ve Duyurduğu
Kural 6-11
(Matta 12:9-14; Markos 3:1-6)
6Başka bir Şabat günü İsa sinagoga girip öğretmeye başladı. Orada sağ eli kupkuru
kesilmiş bir adam vardı. 7Dinsel yorumcularla Ferisiler,
İsa’yı suçlu çıkarmak amacıyla, Şabat
günü hastayı sağlığa kavuşturup kavuşturmayacağını
görmek için tüm dikkatlerini O’na çevirdi.
8Ne var ki, İsa onların neler düşünüp taşındıklarını biliyordu. Eli kupkuru
kesilmiş adama, “Ayağa
kalk ve öne gel” dedi. O da kalkıp
orta yerde durdu. 9İsa durumu izleyenlere, “Sorarım size” dedi, “Şabat günü
iyilik yapmak mı, yoksa kötülük yapmak
mı yasaldır? Can kurtarmak mı, yoksa
yok etmek mi?” 10Hepsini yukarıdan aşağıya süzdükten
sonra adama, “Elini
uzat!” dedi. Adam buyrulanı yaptı
ve eli sapasağlam oldu. 11Ama onlar büsbütün sinirlendi.
İsa’ya ne yapacaklarını kararlaştırmak
için aralarında danışmaya koyuldular.
On İki Öğrencinin Seçilmesi 12-16
(Matta 10:1-4; Markos 3:13-19)
12İsa o günlerde dua etmek için dağa çıktı. Tüm geceyi Tanrı’ya dua ederek geçirdi.
13Gün ağarınca öğrencilerini yanına
çağırdı, içlerinden on ikisini seçti.
Onları Haberciler diye adlandırdı:
14Petros adını verdiği Simon’la
kardeşi Andreas, Yakup’la Yuhanna, Filippos’la
Bartolomeos, 15Matta ile Tomas, Alfeos’un oğlu Yakup, Partizan diye tanınan
Simon, 16Yakup’un oğlu Yahuda ve ihanet
eden Yahuda İşkariyot.
İsa Öğretiyor, Hastaları İyileştiriyor
17-19
(Matta 4:23-25; Markos 3:7-12)
17İsa, Haberciler’le birlikte dağdan inip düzlüğe geldi. Öğrencilerinden oluşan
büyük bir kalabalıkla tüm Yahudiye,
Yeruşalim ve deniz kıyısında Sur ile
Sayda’dan kopup gelen büyük bir halk
topluluğu çevresini sardı. 18O’nu dinlemek, hastalıklarından kurtulup iyi edilmek için gelmişlerdi. Kötü
ruhlar yüzünden tedirgin olanlar da
sağlığa kavuşuyordu. 19Tüm topluluk O’na dokunmaya çalışıyordu. Çünkü kendisinden güç çıkıyor ve
herkesi iyi ediyordu.
Mutluluk ve Düşkünlük 20-26
(Matta 5:1-12)
20İsa gözlerini öğrencilerine kaldırarak,
“Ne mutlu siz yoksullara!”
dedi. “Çünkü Tanrı’nın hükümranlığı sizindir.
21Ne mutlu şu anda açlık
çeken sizlere! Çünkü doyurulacaksınız.
Ne mutlu şu anda ağlayan sizlere! Çünkü güleceksiniz.
22İnsanların size kin
güttükleri, sizi aralarından attıkları,
aşağıladıkları, İnsanoğlu’na bağlılığınız yüzünden adınızı kötü diye lekeledikleri
zaman ne mutlu size!
23O gün sevinçle dolun,
sıçrayıp coşun; çünkü gökte karşılığınız
çoktur. Onların ataları da peygamberlere
aynısını yaptı.
24Ama vay size zenginler! Çünkü avuntunuzu buldunuz.
25Vay sizlere, şu anda
doyrulanlar! Çünkü aç kalacaksınız.
Vay sizlere, şu anda gülenler!
Çünkü yas tutup ağlayacaksınız.
26Herkes sizin için övücü sözler söylediği zaman vay size!
Çünkü onların ataları yalancı peygamberlere de
aynı tutumla davrandı.”
Düşmanlarınızı Sevin 27-36
(Matta 5:38-48; 7:12a)
27“Ama siz dinleyenlere söylüyorum: Düşmanlarınızı sevin,
size kin besleyenlere iyilik edin. 28Sizi lanetleyenlere kutluluk dileyin. Size kötülük edenler
yararına dua edin. 29Bir yanağına vurana
öbürünü de çevir ve üst giysini alanın
gömleğini de almasına direnme. 30Senden bir dilekte bulunana ver ve malını alandan
onu geri isteme. 31İnsanların size nasıl
davranmasını istiyorsanız, siz de onlara
öyle davranın. 32Salt sizi sevenleri severseniz ne yararınız olur? Çünkü
günahlı kişiler bile kendilerini sevenleri
sever. 33Salt size iyilik edenlere iyilik ederseniz ne yararınız
olur? Günahlılar da aynı şeyi yapıyor. 34Salt geri alacağınızı umduğunuz kişilere ödünç verirseniz
ne yararınız olur? Günahlılar da geri
almayı umarak günahlılara ödünç verir.
35“Ama siz düşmanlarınızı sevin; iyilik edin, hiçbir şey beklemeden
ödünç verin. Karşılığınız çok olacak
ve sizlere Yüce Olan’ın çocukları denecek.
Çünkü O iyilik bilmezlere de kötülere
de iyi yüreklidir. 36Babanız sevecen olduğu gibi siz de sevecen olasınız.”
Başkasını Yargılarken 37-42
(Matta 7:1-5)
37“Yargılamayın ki yargılanmayasınız. Suçlamayın ki suçlanmayasınız.
Bağışlayın, size de bağışlanacaktır. 38Verin, size de verilecektir. Taşkın ölçüde; bastırılmış
silkelenmiş, tepeleme dolup taşmış olarak
kucağınıza boşaltacaklar. Çünkü hangi
ölçüyle ölçerseniz aynı ölçü sizlere
de uygulanacak.”
39İsa onlara bir simge anlattı: “Kör körü yöneltebilir
mi? İkisi bir arada çukura yuvarlanmaz
mı? 40Öğrenci öğretmeninden üstün değildir. Ama iyi hazırlanan
herkes öğretmeni gibi olur. 41Neden kardeşinin gözündeki
çöpü görürsün de kendi gözündeki merteği
görmezlikten gelirsin? 42Ya da kendi gözündeki merteği görmeden kardeşine nasıl,
‘Kardeş, bırak gözündeki çöpü çıkarayım’
dersin? Ey ikiyüzlü! Önce kendi gözünden
merteği çıkar, o vakit kardeşinin gözünden
çöpü çıkarmak için açık seçik görürsün.”
Ağaç ve Ürünü 43-45
(Matta 7:16-20; 12:33-35)
43“İyi ağaç çürük ürün yetiştiremediği gibi, çürük ağaç da
iyi ürün yetiştiremez. 44Çünkü her ağaç ürünüyle
tanınır. Dikenlerden incir toplamazlar,
ne de böğürtlen çalısından bağ bozarlar. 45İyi insan yüreğindeki
iyi gömüden iyi olanı çıkarır. Kötü
insan da içindeki kötülükten kötü olanı
çıkarır. Çünkü ağzı yüreğinin doluluğundan
söyler.”
Evini Bilgece Kuran Anlayışlı
Kişi 46-49
(Matta 7:21,24-27)
46“Niçin bana ‘Ya Rab, ya Rab’ diyorsunuz da, söylediklerimi
uygulamıyorsunuz? 47Bana gelen, sözlerimi
işitip uygulayan kişinin kime benzediğini
söyleyeyim size: 48Konut kuran bir adama benzer o. Kazdı, derine indi ve temeli
kaya üstüne oturttu. Sel gelince kabaran
sular konuta saldırdı ama onu sarsamadı.
Çünkü özenle kurulmuştu o. 49Öte yandan, işitip de uygulamayan kişi toprak üstüne temelsiz
konut kuran adama benzer. Kabaran sular
ona saldırınca hemen yıkıldı. O evin
çöküşü korkunç oldu.”
İsa Uşağı Sağlığa Kavuşturuyor
1-10
(Matta 8:5-13)
İsa, halkın kulağı
kirişte dinlediği sözlerini sonuçlayınca,
Kafernahum’a gitti. 2Bir yüzbaşının uşağı ölüm döşeğinde hasta yatıyordu. Uşağın yüzbaşıya hatırı
sayılır değeri vardı. 3Yüzbaşı İsa’dan söz edildiğini
duymuştu. O’na Yahudiler’in ileri gelenlerini
göndererek varsın uşağını iyi etsin
diye dilekte bulundu. 4Onlar da gelip İsa’ya içtenlikle
yakardılar. “O senin bu iyiliği yapmana
yaraşır biridir” dediler. 5“Çünkü ulusumuzu sever, sinagogumuzu kuran da odur.”
6İsa onlarla birlikte yola koyuldu. Evin yakınına vardığında, yüzbaşı arkadaşlarını
gönderip O’na, “Ya Rab” dedi. “Kendini
yorma. Çünkü çatımın altına girmene
bile değmem. 7Bu nedenle, sana yaklaşmayı kendime
yakıştıramadım. Ama bir söz söyle uşağım
iyi olsun. 8Çünkü ben de buyruk altında bulunan bir adamım. Buyruğumda askerler var. Birine
git derim gider; öbürüne gel derim gelir.
Uşağıma, şu işi gör derim görür.” 9İsa bunu duyunca şaştı. Ardı sıra
gelen topluluğa dönüp, “Size
belirtirim” dedi, “İsrail’de
bile böylesi imana rastlamadım.”
10Gönderilenler eve döndüklerinde uşağı sapasağlam buldular.
İsa Bir Dulun Oğlunu Diriltiyor
11-17
11İsa bundan sonra Nain denen kente gitti. Öğrencileriyle büyük bir topluluk
da kendisine yoldaşlık ediyordu.
12Kentin kapısına yaklaştıklarında bir cenaze alayı gördüler. Dul bir annenin
tek oğlu ölmüştü. Büyük bir topluluk
kadınla birlikte gidiyordu. 13Rab kadını görünce ona acı duyarak, “Ağlama”
dedi. 14Yaklaşıp tabuta dokundu. Taşıyanlar
duruverdi. İsa, “Delikanlı
sana söylüyorum, kalk!” dedi.
15Ölü kalkıp oturdu, konuşmaya başladı.
İsa genci annesine verdi. 16Herkesi korku tuttu. Tanrı’ya
şükrederek, “Aramızdan yüce bir peygamber
yükseldi” diyorlardı. “Tanrı, halkının
yardımına koştu.” 17İsa’ya ilişkin bu söz tüm Yahudiye’ye
ve çevresine yayıldı.
Yahya’nın Gönderdiği Ulaklar 18-35
(Matta 11:2-19)
18Yahya’nın öğrencileri bütün bu olaylara ilişkin ona bilgi iletti. Yahya da
öğrencilerinden ikisini çağırıp 19Rab’bin yanına göndererek, “Gelecek
olan sen misin, yoksa başka birini mi
gözlemeliyiz?” diye sordu. 20Adamlar varıp İsa’ya sordular: “Bizi sana Vaftizci Yahya gönderdi. ‘Gelecek
olan sen misin, yoksa başka birini mi
gözlemeliyiz?’ diye soruyor.”
21İsa o saatte birçok kişiyi hastalıktan, sakatlıktan, kötü ruhlardan kurtarıp
sağlığa kavuşturdu ve çok sayıda görmeze
görüm bağışladı. 22Sonra ulaklara, “Gidin, gördüklerinizi işittiklerinizi
Yahya’ya bildirin” dedi. “Görmezler
görüyor, kötürümler yürüyor, cüzamlılar
paklanıyor, sağırlar işitiyor, ölüler
diriliyor, yoksullar Sevinç Getirici
Haber’i duyuyor. 23Benimle ilgili konularda kösteklenmeyen mutludur.”
24Yahya’dan gelen ulaklar gidince İsa, topluluğa Yahya ile ilgili açıklama yaptı:
“Çöle ne görmeye
çıktınız? Rüzgârın etkisiyle sallanan
bir kamış mı? 25Yok bu değilse ne görmeye
çıktınız? Yumuşak giysilere bürünmüş
bir adam mı? Bakın, parlak giysiler
kuşanıp göz kamaştırıcı konumda yaşayanlar
kral saraylarındadır. 26Öyleyse ne görmeye çıktınız? Bir peygamber mi?
Evet size derim ki, peygamberden de
üstün olanı gördünüz. 27Kendisi için bildirilendir o:
“‘İşte önünden habercimi
gönderiyorum.
Senin önünde yolunu hazırlayacak.’
28“Size bildiriyorum: Kadınlardan doğanlar arasında Yahya’dan
üstünü yoktur. Ama Tanrı hükümranlığında
en küçük olan ondan üstündür.”
29Bu sözleri duyunca tüm halk ve gümrük vergisi toplayanlar Tanrı’yı doğruladı.
Çünkü Yahya’nın vaftiziyle vaftiz edilmişlerdi.
30Ama Ferisiler’le yasa yorumcuları kendileriyle
ilgili Tanrı ereğini teperek Yahya tarafından
vaftiz edilmeye yanaşmamışlardı. 31İsa konuşmayı sürdürdü: “Bu kuşağın
insanlarını neye benzeteyim? Onlar neye
benzer? 32Çarşı yerinde oturup birbirine bağrışan çocuklara benzerler:
– Biz size kaval çaldık,
Ama siz kalkıp oynamadınız.
– Biz de ağıt çektik,
Ama siz ağlamadınız.
33“Çünkü Vaftizci Yahya geldi. Ne ekmek yiyor, ne şarap içiyor.
‘Onda cin var’ diyorsunuz. 34İnsanoğlu geldi; yiyor da içiyor da. ‘Bak bak obur, şaraba
düşkün biri!’ diyorsunuz. ‘Gümrük vergisi
toplayanların, günahlıların dostu.’ 35Ama bilgelik tüm çocuklarınca
doğrulandı.”
Sevgisiz Dinsellik, Sevgiden Etkilenen
Tövbe 36-50
36Bir Ferisi, İsa’yı yemeğe çağırdı. İsa Ferisi’nin evine vardı, sofrada yerini
aldı. 37O kentte günah içinde yaşayan
bir kadın vardı. Ferisi’nin evinde İsa’nın
sofrada olduğunu öğrenen kadın, kaymaktaşı
bir kapta güzel kokulu yağ taşıyarak
yaklaştı. 38Ağlayarak İsa’nın arkasında, hemen ayakları dibinde durdu. Gözyaşlarıyla O’nun
ayaklarını ıslattı, ardından da saçlarıyla
onları kuruladı. İsa’nın ayaklarını
öpüyor, güzel kokulu yağla ovuyordu.
39İsa’yı yemeğe çağıran Ferisi durumu
görünce, “Bu
adam bir peygamber olsaydı, kendisine
dokunan şu kadının kim ve ne tür biri
olduğunu bilirdi” diye mırıldandı,
“Çünkü günahlıdır
o.”
40İsa, “Simon, sana bir şey diyeceğim” diye yanıtladı
onu. O da, “Söyle, Öğretmen” dedi. 41İsa konuşmayı sürdürdü: “Bir adama iki kişinin borcu
vardı. Birinin borcu beş yüz dinardı, öbürününkiyse elli dinar. 42Ödeyecek güçleri olmadığından adam her ikisine de borcu
bağışladı. Bunlardan hangisi onu daha
çok sevecek?”
43Simon, “Sanırım, kendisine daha çok bağışlanan” diye yanıtladı. İsa, “Doğru yargıladın” dedi. 44Sonra gözlerini kadına dikerek Simon’a, “Bu kadını
görüyor musun?” dedi. “Senin
evine geldim, ayaklarım için su getirmedin.
Ama o gözyaşlarıyla ayaklarımı ıslattı,
saçlarıyla da kuruladı.
45Beni öpmedin bile. Ama içeri girdim gireli o, ayaklarımı
öpmekten duramıyor. 46Başımı yağla ovmadın.
Ama o, ayaklarımı güzel kokulu yağla
ovdu. 47Bu nedenle sana derim ki, gösterdiği aşkın sevgi aşkın günahlarının
bağışlandığına kanıttır. Kendisine az
bağışlanansa az sever.“ 48Sonra kadına, “Günahların bağışlandı”
dedi.
49Sofrada oturanlar, “Kim bu?” diye mırıldandılar, “Günahları bile bağışlıyor.”
50İsa kadına, “İmanın seni kurtardı” dedi. “Esenlikle
gidesin.”
Kadınların Örnek Bağlılığı 1-3
Çok geçmeden İsa,
kent kasaba dolaşarak sözü yaymaya,
Tanrı hükümranlığına ilişkin Haber’i
bildirmeye koyuldu. On İkiler kendisiyle
birlikteydi. 2Ayrıca kötü ruhlardan, hastalıklardan kurtulup sağlığa kavuşan bazı kadınlar
da orada bulunuyordu: Magdalalı diye
bilinen Meryem –ondan yedi cin çıkmıştı–,
3Herodes’in ev yöneticisi Huza’nın
eşi Yoanna, Susanna ve daha birçok kadın.
Bunlar sahip oldukları tüm olanaklarla
onlara hizmet sunuyordu.
Ekinci Simgesi 4-8
(Matta 13:1-9; Markos 4:1-9)
4Büyük topluluklar bir araya geliyor, çeşitli kentlerden O’na akın ediyordu.
İsa şu simgesel öyküyü anlattı: 5“Bir ekinci tohum ekmeye
çıktı. O ekerken tohumların kimi yolun
kenarına düştü. Ayaklar altında çiğnendi
ve göğün kuşları onu yedi. 6Bir başkası kayalığa düştü, filizlenince kuruyup gitti.
Çünkü orası ıslak değildi. 7Bir başkası dikenlerin
arasına düştü, dikenler tohumla birlikte
yetişerek onu boğdu. 8Bir başkası ise iyi toprağa düştü ve yetişince
yüz kat ürün verdi.” İsa bunları söylerken, “İşitecek
kulağı olan işitsin” diye yüksek
sesle konuştu.
Simgelerden Çıkan Anlam 9,10
(Matta 13:10-17; Markos 4:10-12)
9İsa’nın öğrencileri, “Bu simgesel öykünün anlamı nedir?” yolunda soru sordular
kendisine.10İsa, “Tanrı hükümranlığına ilişkin gizleri bilmek
sizlere sağlanmıştır” dedi. “Geri
kalanlaraysa simgesel öykülerle anlatılmaktadır.
Öyle ki,
“‘Görürken görmesinler,
İşitirken anlamasınlar.’”
Ekinci Simgesinin Anlamı 11-15
(Matta 13:18-23; Markos 4:13-20)
11“Simgesel öykünün anlamı şudur: Tohum Tanrı Sözü’dür. 12Yol kenarındakiler onu işitenlerdir. Ama ardından
iblis gelir, sözü yüreklerinden kapıp
götürür. İnanıp kurtulmasınlar diye. 13Kayalıktakiler, işitince sözü sevinçle benimseyenlerdir.
Ancak kökleri olmadığından bir süre
için inanırlar ve denenme anında bırakıp
giderler. 14Dikenlere düşene gelince,
bunlar sözü işitenlerdir. Ama sağa sola
koşarken yaşamın kaygıları, zenginlikleri,
zevk u sefaları onları boğar ve ürünler
yetkinlik bulmaz. 15Verimli toprağa ekilenlerse, sözü duyup sağlıklı
ve sağduyulu yüreklerinde saklayanlar
ve sabırla ürün getirenlerdir.”
Şamdanda Yanan Işık 16-18
(Matta 5:15, 10:26; Markos 4:21-25;
Luka 11:33-34)
16“Hiç kimse ışık yakıp onu bir kapla gizlemez, ya da yatağın
altına koymaz. Tam tersine, içeri girenler
görebilsin diye ışığı şamdana koyar. 17Açıklanmayacak gizli kapaklı bir olgu yoktur.
Ne de öğrenilmeyecek ve açığa çıkarılmayacak
gözden gizli bir konu vardır. 18Bu nedenle, nasıl dinlediğinize dikkat edin. Çünkü
kendisinde bulunana daha da çok verilecek,
ama bir şeyi olmayandan elinde duruyor
sandığı bile ondan alınacaktır.”
İsa’nın Annesiyle Kardeşleri 19-21
(Matta 12:46-50; Markos 3:31-35)
19Annesiyle kardeşleri O’nun bulunduğu yere geldi. Ama kalabalık yüzünden kendisine
yaklaşamadılar. 20“Annenle kardeşlerin dışarıda
bekliyor; seni görmek istiyorlar” diye
İsa’ya haber iletildi. 21İsa, “Annemle kardeşlerim Tanrı Sözü’nü duyup uygulayanlardır”
diye yanıtladı.
İsa Fırtınayı Durduruyor 22-25
(Matta 8:23-27; Markos 4:35-41)
22Günlerden bir gün İsa öğrencileriyle birlikte bir tekneye bindi. “Denizin karşı yakasına geçelim” dedi. Açıldılar. 23Tekne yol alırken İsa uykuya daldı. Hızla esen bir bora denizi sardı. Sular
içeri saldırdı. Tehlikeyle burun buruna
geldiler. 24Öğrenciler İsa’nın yanına varıp, “Yetkili yönetmen, mahvoluyoruz!” diyerek
O’nu uyandırdılar. İsa kalktı, rüzgârı
ve kabaran dalgaları payladı. Sular
dinginleşti, her yan sütliman oldu.
25İsa, “İmanınız
nerede?” dedi. Korkuyla dolup
şaşkına döndüler. Birbirlerine, “Bu
da kim olsa gerek?” diyorlardı. “Rüzgâra
da, dalgalara da buyruk veriyor ve buyruğuna
uyuyorlar.”
İsa Yetkiyle Cinleri Kovuyor 26-39
(Matta 8:28-34; Markos 5:1-20)
26Gerasiniler bölgesine yelken açtılar. Burası Galile’nin karşı yakasındadır.
27İsa karaya çıkınca, kentten cine tutulmuş bir adam kendisini
karşıladı. Uzun süreden beri ne sırtına
bir şey giymişti, ne de bir evde oturmuştu.
Barınağı mezarlar arasındaydı. 28İsa’yı görünce ortalığı inleten bir çığlık atarak O’nun önünde yere kapanıp
bağırdı: “İsa, yüce Tanrı’nın Oğlu,
benden ne istiyorsun? Ne olur, bana
işkence çektirme.” 29Çünkü İsa kötü ruhun adamdan çıkması
için kesin buyruk vermişti. Cin sık
sık onu çarpardı. Zincirlerle bağlanır,
prangaya vurulurdu ama yine de bağlarını
koparır, cin tarafından çöllere sürüklenirdi.
30İsa ona, “Adın ne?” diye sordu. Cin, “Lejiyon” dedi. Çünkü
adamın bedenine çok sayıda cin girmişti.
31Cinler kendilerini dipsiz derinliklere göndermesin diye İsa’ya yalvardı. 32Oradaki bayırda büyük bir domuz sürüsü otlamaktaydı. Cinler domuzların içine
girmelerine izin vermesi için İsa’ya
yalvardı. O da onlara izin verdi. 33Cinler adamdan çıkıp domuzların içine girdi. Sürü uçurumdan aşağı denize uçup
boğuldu.
34Olaya tanık olan güdücüler çil yavrusu gibi dağıldı, olup bitenleri kentte,
kırsal alanlarda anlattılar. 35Herkes olayı görmeye koştu. İsa’nın
yanına vardıklarında, bedeninden cinler
çıkan adamı giyinmiş akıllanmış, İsa’nın
ayakları dibinde oturmakta buldular.
Korktular. 36Olaya tanık olanlar, koşup gelenlere cine tutulanın nasıl kurtulduğunu anlattı.
37Gerasiniler çevresinde oturanların tümü kendilerini bırakıp
gitmesi için İsa’ya yalvardı. Çünkü
büyük bir korkuya kapılmışlardı. O da
tekneye binip geri döndü. 38Bedeninden cinler çıkan adam İsa’nın
yanında kalmak için O’na yalvardı. Ama
İsa onu şu sözlerle yerine gönderdi:
39“Evine dön, Tanrı’nın sana yaptıklarının tümünü
açıkla.” O da gidip İsa’nın kendisine yaptıklarını baştanbaşa tüm
kentte yaydı.
İmanla Sağlık Bulan Kadın, Ölümden
Diriltilen Kız 40-56
(Matta 9:18-26; Markos 5:21-43)
40İsa karşı yakaya dönünce topluluk kendisini karşıladı. Çünkü herkes O’nu bekliyordu.
41Sinagog başkanlarından Yairos
adında bir adam yaklaştı. İsa’nın ayaklarına
kapanarak evine buyurması için O’na
yalvardı. 42Çünkü on iki yaşlarındaki kızı
–tek evladı– ölmek üzereydi. İsa yürürken
topluluk çevresine üşüştü.
43On iki yıldan beri kanaması olan, kimsenin sağlığa kavuşturamadığı bir kadın
44geriden yaklaşıp O’nun giysisinin
saçak püskülüne değdi ve o anda kanaması
dindi. 45İsa, “Kim dokundu bana?” diye sordu. Herkes
bunu yadsıyınca Petros, “Yetkili yönetmen,
topluluk çevrene üşüşüp seni sıkıştırıyor”
dedi. 46Ama İsa, “Bana birisi dokundu” dedi. “Çünkü
varlığımdan güç çıktı.”
47Kadın kendini gizleyemediğini görünce titreyerek O’na geldi. İsa’nın önünde
yere kapanıp kendisine neden dokunduğunu
ve o anda nasıl iyi olduğunu tüm halkın
önünde anlattı. 48İsa ona, “İmanın seni kurtardı kızım” dedi. “Esenlikle gidesin.”
49O daha konuşurken, sinagog başkanının evinden biri geldi. Başkana, “Kızın
öldü” dedi, “Artık Öğretmen’i yorma.”
50Ama İsa bunu duyunca başkana, “Korkma” dedi.
“Yalnız iman
et, iyi olacaktır.”
51Eve vardığında, Petros, Yuhanna, Yakup ve çocuğun babasıyla annesinden başka
hiç kimsenin kendisiyle birlikte içeriye
girmesine izin vermedi. 52Herkes ağlıyor, kız için dövünüyordu. İsa, “Ağlamayın”
dedi. “Çünkü
o ölmedi, uyuyor.” 53O’na alaylı alaylı güldüler. Çünkü kızın öldüğünü biliyorlardı. 54Ama İsa kızı elinden tutarak yüksek sesle buyruk verdi: “Ayağa kalk, ey küçük
kız!” 55Ruhu geri gelince kızcağız bir
anda ayağa kalktı. İsa ona yiyecek verilmesini
buyurdu. 56Annesi babası şaşkına döndü. İsa olaydan hiç kimseye söz etmemeleri için onları
öğütledi.
On İkiler Göreve Gönderiliyor
1-6
(Matta 10:5-15; Markos 6:6b-13)
İsa, On İkiler’i bir
araya çağırıp bütün cinlere ve hastalıklara
karşı onlara güç ve yetki verdi. 2Onları Tanrı hükümranlığıyla ilgili
sözü yaymaya ve hastaları iyi etmeye
gönderdi. 3“Yolculuk için hiçbir şey almayın” dedi. “Ne sopa, ne torba, ne ekmek, ne para, ne de
iki kat giysi taşıyın. 4Hangi eve girerseniz
ayrılıncaya dek orada kalın. 5Her nerede sizleri kabul etmezlerse, o kentten ayrılırken
kendilerine karşı uyarı niteliğinde
ayaklarınızın altındaki tozu silkin.” 6Öğrenciler yola çıktı. Her yerde Sevinç Getirici Haber’i
yayarak, hastaları sağlığa kavuşturarak
kasaba kasaba dolaşmaya koyuldular.
Herodes’in Şaşkınlığı 7-9
(Matta 14:1-12; Markos 6:14-29)
7Ülkenin dörtte birini yöneten Herodes
yapılan eylemlerin tümünü duydu. Bazıları
arasında dolaşan “Yahya ölüler arasından
dirildi” söylentisi karşısında şaşkınlığa
düştü. 8Kimisi, “İlyas göründü” diyordu. Kimisi de, “Eski çağların
bir peygamberi yeniden yaşama döndü”
yolunda konuşuyordu. 9Herodes, “Yahya’nın başını ben kestirdim” dedi. “Ama kendisine ilişkin bunca
söz duyduğum bu kişi de kim?” Bu nedenle
İsa’yı görmek istedi.
İsa Beş Bin Kişiyi Doyuruyor 10-17
(Matta 14:13-21; Markos 6:30-44;
Yuhanna 6:1-14)
10Haberciler geri gelince, yaptıkları işleri İsa’ya anlattılar. İsa onları da
yanına alarak Beytsayda denen kente
çekildi. 11Topluluk bunu öğrenince O’nu izledi. O da onları canı gönülden karşıladı ve
kendileriyle Tanrı hükümranlığına ilişkin
konuştu, sağlığa gereksinim duyanları
iyileştirdi. 12Gün kararmaya yüz tutunca On İkiler
kendisine yaklaşıp, “Topluluğu sal”
dediler. “Çevredeki kasabalara çiftliklere
gitsinler; kalınacak yer ve yiyecek
bulsunlar. Çünkü burada ıssız bir yerdeyiz.”
13İsa öğrencilere, “Siz onlara yiyecek verin”
dedi. Onlar, “Yanımızda beş ekmekle
iki balıktan başka bir şey yok ki” dediler.
“Yoksa gidip şu halkın tümü için yiyecek
mi satın alalım?” 14Orada beş bin kadar erkek vardı. İsa öğrencilerine, “Yaklaşık ellişer kişilik kümeler oluşturup onları yere oturtun” dedi.
15Öğrenciler buyruğa uyup herkesi yere oturttular. 16İsa beş ekmekle iki balığı eline aldı. Gözlerini göğe kaldırıp onları kutsadı.
Topluluğun önüne koysunlar diye parçalayıp
öğrencilere verdi. 17Herkes doyasıya yedi. Artakalan parçalardan on iki küfe dolusu topladılar.
Petros’un İsa’ya İlişkin Bildirisi
18-21
(Matta 16:13-20; Markos 8:27-30)
18İsa yalnız başına dua ediyordu. Öğrencileri yakınındaydı. Onlara sordu: “İnsanlar benim kim olduğumu söylüyor?” 19Öğrenciler, “Kimi Vaftizci Yahya, kimi İlyas, kimisi de eski çağların bir
peygamberi yeniden yaşama döndü diyor”
yolunda yanıtladı. 20İsa sordu: “Ya siz ne dersiniz? Sizce ben kimim?”
Petros, “Tanrı’nın Mesih’isin” dedi.
21İsa bunu kimseye söylememelerini
kesinlikle öğütledi.
İsa Ölümünü ve Dirilişini Açıklıyor
22-27
(Matta 16:21-28; Markos 8:31-9:1)
22İsa, “İnsanoğlu’nun yoğun işkence çekmesi, İhtiyarlar,
başrahipler, dinsel yorumcularca yadsınması,
öldürülmesi ve üçüncü gün dirilmesi
gereklidir” dedi. 23Sonra hepsine, “Ardım sıra gelmek isteyen kendini yadsısın, her gün haçını
taşıyarak ardım sıra gelsin” dedi. 24“Çünkü canını kurtarmak isteyen onu yitirecektir. Ama bana
bağlılık nedeniyle her kim canını yitirirse,
onu kurtaracaktır. 25İnsan tüm dünyayı kazanıp
da öz varlığını yitirir veya zarara
uğratırsa ne yararı olur? 26Her kim bana ve benim sözlerime bağlılığı yüzünden
utanç duyarsa, İnsanoğlu da kendisinin,
Babası’nın ve kutsal meleklerin yüceliğinde
geldiğinde o kişi yüzünden utanç duyacaktır. 27Doğrusu size derim ki, burada duranlar arasında,
Tanrı hükümranlığını görmeden önce ölümü
tatmayacak bireyler vardır.”
İsa’nın Görünüşü Değişiyor 28-36
(Matta 17:1-8; Markos 9:2-13)
28Bu sözlerin açıklanmasından yaklaşık sekiz gün sonra İsa Petros’u, Yuhanna’yı
ve Yakup’u yanına aldı, dua etmek için
dağa çıktı. 29O dua ederken yüzünün görünüşü değişti, üstündeki giysi gözleri kamaştırırcasına
parladı. 30İşte iki kişi O’nunla konuşuyordu.
Bunlar Musa’yla İlyas’tı. 31Yücelik içinde beliren bu iki kişi İsa’nın Yeruşalim’de gerçekleşecek ölümünü
görüşüyordu. 32Ne var ki, Petros’un ve yanındakilerin
gözünden uyku akıyordu. Uyandıkları
anda İsa’nın yüceliğine tanık oldular
ve O’nunla bir arada duran iki adamı
gördüler. 33İki adam İsa’nın yanından ayrılırken, Petros O’na, “yetkili yönetmen” dedi.
“Burada bulunmamız ne iyi! Üç çadır
kuralım: Biri sana, biri Musa’ya, biri
de İlyas’a.” Ne dediğini kendisi de
bilmiyordu. 34O daha konuşmaktayken bir bulut indi ve onlara gölge saldı. Bulutun içinde
kalınca korktular. 35Buluttan gelen bir ses şöyle diyordu:
“Seçilmiş olan Oğlum budur, O’nu dinleyin.”
36Ses geldiğinde yalnız İsa vardı ortada. Öğrenciler ağızlarını açmadı. Gördüklerini
o günlerde hiç kimseye anlatmadılar.
İsa Cine Tutulmuş Çocuğu İyi Ediyor
37-43a
(Matta 17:14-18; Markos 9:14-27)
37Ertesi gün dağdan indiklerinde büyük bir topluluk kendisini karşıladı. 38Topluluktan bir adam seslendi: “Öğretmen sana yalvarırım, oğlumu gör. Benim
tek çocuğumdur o. 39Bir ruh tutuyor onu, birdenbire
çığlık atıyor, ağzını köpürterek çocuğu
sarsıyor. Bedeninde yaralar bereler
bıraktıktan sonra güçbela ayrılıyor.
40Onu çıkarmaları için öğrencilerine
dilekte bulundum, ama başaramadılar.”
41İsa, “Ey imansız ve sapmış kuşak!” dedi. “Daha ne kadar sizlerle kalacağım? Ne zamana dek sizlere katlanacağım?
Oğlunu buraya getir.” 42Oğlan gelirken cin onu yere atarak sarstı. İsa kötü ruhu payladı. Çocuğu iyi
edip babasına verdi. 43Tanrı’nın yüceliği karşısında
herkesin aklı durdu.
İsa Ölümünü ve Dirilişini Yeniden
Açıklıyor 43b-45
(Matta 17:22,23; Markos 9:30-32)
Yaptığı işlerin tümüne herkes şaşarken İsa öğrencilerine,
44“Bu sözleri aklınızdan
çıkarmayın” dedi. “İnsanoğlu insanların eline
verilecek.” 45Ama onlar bu tanımı kavrayamadı.
Çünkü, onu algılayamasınlar diye kendilerine
üstü kapalı kalıyordu. Üstelik, bu açıklamaya
ilişkin soru sormaktan da çekiniyorlardı.
En Üstün Olan Kimdir? 46-48
(Matta 18:1-5; Markos 9:33-37)
46İçlerinden kimin en üstün olduğu konusunda öğrenciler arasında bir tartışma
çıktı. 47İsa onların yüreğindeki düşünceyi
bildiğinden, bir çocuğu elinden tutup
yanında durdurdu. 48Sonra öğrencilere, “Her kim bu çocuğu benim adıma
kabul ederse beni kabul eder ve her
kim beni kabul ederse beni göndereni
kabul eder” dedi. “Aranızda en küçük sayılan gerçekte büyük olandır.”
Bize Karşı Olmayan Bizden Yanadır
49,50
(Markos 9:38-40)
49Yuhanna, “yetkili yönetmen” dedi. “Bir adama rastladık; adınla cinleri çıkarıyordu.
Onu engelledik. Çünkü bizimle gelmiyor.”
50İsa, “Ona engel olmayın” dedi. “Çünkü size karşı olmayan sizden yanadır.”
YERUŞALİM’E DOĞRU
Samiriyeliler İsa’yı Geri Çeviriyor 51-56
51Göğe alınacağı gün yaklaşınca İsa, Yeruşalim’e gitmeye kesin karar vererek
oraya yöneldi. 52Kendisinden önce ulaklar gönderdi.
Onlar da İsa için hazırlık yapmak üzere
yola koyulup bir Samiriye kasabasına
girdiler. 53Ama Samiriyeliler* O’nu kabul etmedi. Çünkü Yeruşalim’e yönelmişti. 54Öğrencilerden Yakup’la Yuhanna bunu görünce, “Ya Rab” dediler. “İster misin
buyuralım, gökten ateş insin ve onları
yaksın?” 55İsa dönüp onları kınadı. 56Oradan başka bir kasabaya gittiler.
Göksel Çağrının Taşıdığı Öncelik
57-62
(Matta 8:19-22)
57Yolda ilerlerlerken biri İsa’ya, “Nereye gidersen ardın sıra geleceğim” dedi.
58İsa onu yanıtladı: “Tilkilerin inleri, gökyüzünde uçan kuşların da yuvaları var.
Ama İnsanoğlu’nun başını yaslayacak
bir yeri yoktur.” 59Başka birine, “Ardım sıra gel” dedi. O da,
“Bana izin ver, önce gidip babamı gömeyim”
diye karşılık verdi. 60İsa, “Bırak ölüleri, kendi ölülerini gömsünler*” dedi. “Sana gelince git, Tanrı hükümranlığını duyur.” 61Yine başka biri, “Ya Rab” dedi. “Ardın sıra geleceğim. Ama önce bana izin
ver evimdekilerle vedalaşayım.”
62İsa onu yanıtladı: “Elini sabana koyup da geriye bakan,
Tanrı hükümranlığına yaraşık olamaz.”
İsa Yetmiş Kişiyi Hizmete Gönderiyor
1-12
(Matta 9:37)
Bundan sonra Rab ayrıca
yetmiş kişi atadı. Onları gideceği her
kente ve bölgeye ikişer ikişer, kendi
önünden gönderdi. 2Onlara, “Biçilecek ürün bol ama işçi az” dedi. “Onun
için ürünlerin Rab’bine dua edin, ürününün
biçilmesi için işçi göndersin.
3Gidin. İşte sizleri kuzular gibi kurtların arasına
gönderiyorum. 4Yanınıza ne para kesesi,
ne torba, ne pabuç alın. Yolda giderken
kimseyle selamlaşmayın. 5Hangi eve girerseniz ilkin, ‘Bu eve esenlik olsun’
deyin. 6Eğer orada barışsever
biri varsa, sizdeki barış onun üstüne
gelecektir. Yoksa, geri dönüp sizin
üstünüzde kalacaktır. 7Aynı evde kalın, her
ne sunarlarsa yiyin için. Çünkü emekçiye
karşılığı yaraşır. Bir evden öbürüne
gidip gelmeyin. 8Bir kente girdiğinizde
sizi kabul ederlerse, önünüze koyulanı
yiyin. 9Oradaki hastaları sağlığa kavuşturun; kendilerine,
‘Tanrı hükümranlığı size yaklaştı’ deyin. 10Ama bir kente girdiğinizde sizi kabul etmezlerse,
o kentin caddelerine çıkıp bildirin: 11‘Kentinizden ayaklarımızda kalan tozu bile size geri atıyoruz.
Yalnız şunu bilin ki, Tanrı hükümranlığı
yaklaştı.’ 12Size derim ki, O Gün Sodom’un durumu bile bu kentin
konumundan daha elverişli olacaktır.”
Sunuyu Geri Tepen Kentler 13-16
(Matta 11:20-24)
13“Vay sana, ey Horazin! Vay sana, ey Beytsayda! Çünkü sizlerde
yapılan güçlü işler Sur’da ve Sayda’da
yapılmış olsaydı, çoktan çul kuşanıp
külde oturarak günahlarından dönerlerdi. 14Ama yargı gününde Sur’un ve Sayda’nın durumu sizinkinden
daha elverişli olacak. 15Ya sen, ey Kafernahum!
‘Göğe dek mi yükseltileceksin? Hayır,
ölüler ülkesine indirileceksin.’ 16Sizleri dinleyen beni dinler, sizleri geri çeviren beni
geri çevirir. Her kim beni geri çevirirse,
beni göndereni geri çevirir.”
Hizmete Gönderilen Yetmiş Kişinin
Dönüşü 17-20
17Yetmiş kişi sevinç içinde geri geldi. “Ya Rab” dediler. “Adınla cinler bile
bize bağımlı oluyor.” 18İsa onları yanıtladı: “Şeytanın şimşek gibi gökten düştüğünü gördüm. 19Gerçekten size yılanları, akrepleri ve bunun yanı sıra düşmanın
tüm gücünü ezmeye yetki verdim. Hiçbir
etken size zarar vermeyecektir. 20Kaldı ki, ruhların size bağımlı olmasına sevinmeyin.
Asıl, adlarınızın gökte yazılmış olmasına
sevinin.”
Sevinç Sesi Yükseliyor 21-24
(Matta 11:25-27; 13:16,17)
21O anda İsa, Kutsal Ruh’ta sevinç duyarak, “Şükürler
sana ey Baba!” dedi. “Göğün
ve yerin Rabbi. Çünkü bunları bilginlerden
ve akıllılardan gizledin, ağzı süt kokanlara
açıkladın. Evet Baba, çünkü senin katında
hoşnutluk veren uygulama buydu. 22Her şey bana Babam tarafından verildi. Oğul’un kim olduğunu
Baba’dan başka kimse bilmez. Baba’nın
kim olduğunu da Oğul’dan başkası bilmez.
Bir de, Oğul’un Baba’yı açıklamak istediği
kişi Baba’yı bilir.”
23Sonra öğrencilerine dönerek özellikle onlara, “Gördüklerinizi
gören gözlere ne mutlu!” dedi.
24“Size derim ki, nice peygamber ve kral gördüklerinizi görmek
istedi ama göremedi; duyduklarınızı
duymak istediler ama duyamadılar.”
İyi Samiriyeli Simgesi 25-37
25Yasa yorumcularından biri ayağa
kalktı, İsa’yı deneyerek, “Öğretmen”
dedi. “Sonsuz yaşamı miras almak için
ne yapmalıyım?” 26İsa, “Ruhsal
yasada ne yazılmıştır?” diye
sordu. “Sen
nasıl yorumluyorsun?” 27O da yanıtladı:
“‘Tanrın Rab’bi tüm yüreğinle, tüm canınla,
tüm gücünle ve tüm anlayışınla seveceksin.
İnsan kardeşini de kendin gibi seveceksin.’”
28İsa, “Doğru yanıtladın” dedi. “Bunu uygula, yaşayacaksın.” 29Ama yasa yorumcusu kendisini doğru kılmayı kovalayarak İsa’ya sordu: “İnsan
kardeşim de kim oluyor?”
30İsa, “Bir adam Yeruşalim’den Yeriha’ya iniyordu”
dedi. “Haydutların
eline düştü. Adamı soyup dövdüler, yarı
ölü bırakıp gittiler. 31Bir raslantı sonucu
o yoldan bir rahip geçiyordu. Yerde
yatan adamı görünce öbür yandan sıvışıp
gitti. 32Bunun gibi, bir Levili* geldi oraya.
O da elem çeken adamı görünce öbür yandan
sıvışıp gitti. 33Derken yolculuk eden bir Samiriyeli, yardıma gereği
olanın yattığı yere geldi. Onu görünce
acıdı*.
34“Adama yaklaştı, yağ ve şarap dökerek yaralarını sardı.
Onu merkebine bindirdi, bir konuk evine
götürdü ve gerekli ilgiyi gösterdi. 35Ertesi gün iki dinar çıkardı, konuk evi sahibine
sundu. ‘Bu insan kardeşle ilgilen’ dedi.
‘Daha ne harcarsan geri geldiğimde sana
ödeyeceğim.’”
36Sonra İsa sordu: “Sence bu üç kişiden hangisi haydutların
eline düşen adama yakınlık gösterdi?”
37Yasa yorumcusu, “Ona acıyan” diye yanıtladı. İsa, “Git,
sen de onun yaptığı gibi yap”
dedi.
Marta’yla Meryem’in Evinde 38-42
38Yola devam ederlerken, İsa bir kasabaya girdi. Marta adında bir kadın O’nu
evine kabul etti. 39Kadının Meryem adında bir de kız
kardeşi vardı; Rab’bin ayakları dibinde
oturup O’nun sözünü dinlemekteydi.
40Ne var ki, Marta başından aşkın hizmet yüzünden sinirlendi. Yaklaşıp içini
döktü: “Ya Rab, kız kardeşimin tüm hizmeti
yalnız bana yüklemesine neden aldırmıyorsun?
Kendisine söyle de bana yardım etsin.”
41Rab, “Marta, Marta” dedi. “Bir sürü iş için kaygılanıyor, yakınıyorsun. 42Ama gerekli olan tek şey vardır. Meryem de yararlı payı
–kendisinden hiç alınmayacak olan payı–
seçmiş bulunuyor.”
Etkin Dua 1-13
(Matta 6:9-13; 7:7-11)
İsa bir yerde dua
ediyordu. Duasını bitirince öğrencilerinden
biri, “Ya Rab” dedi. “Yahya’nın öğrencilerine
öğrettiği gibi, sen de bizlere dua etmeyi
öğret.”
2İsa, “Dua ederken şunları söyleyin” dedi:
“Ya Baba, adın kutsansın.
Hükümranlığın gelsin.
3Gün için gereken ekmeğimizi gün günden bize sağla.
4Günahlarımızı bize bağışla.
Çünkü bize karşı suç işleyen herkesi biz bağışlıyoruz.
Günahla sınanmamıza olanak bırakma.”
5Ardından şunu ekledi: “Sizlerden birinin bir arkadaşı
olduğunu varsayalım. Gece yarısı yanına
gidiyor ve, ‘Arkadaş, ödünç olarak bana
üç somun ekmek verebilir misin?’ diyor.
6‘Çünkü bir arkadaşım uzun yolculuktan geldi, önüne koyacak
bir şeyim yok.’
7“Öbürünün içeriden şöyle yanıtladığını varsayalım: ‘Bu saatte
beni tedirgin etme. Baksana kapı sürgülü,
çocuklarım da benimle birlikte yatakta.
Bu saatte kalkıp sana bir şey veremem.’ 8Size derim ki, arkadaşlığı göz önünde tutarak ona bir şey
vermek için kalkmasa bile, ötekinin
yüzsüzlüğünden ötürü çıkıp gereksinimi
neyse ona verecektir.
9“Size diyorum ki dileyin, size verilecektir. Arayın, bulacaksınız.
Kapıyı çalın, size açılacaktır. 10Çünkü her dileyen alır, arayan bulur, kapı çalana açılır. 11İçinizden hanginizin oğlu babasından balık isteyince
baba balık yerine ona yılan verir? 12Ya da yumurta isteyince akrep verir? 13Kötü kişiler olan sizler çocuklarınıza nasıl iyi
armağanlar vermeyi biliyorsanız, göksel
Baba kendisinden dileyenlere Kutsal
Ruh’u daha da belirgin eliaçıklıkla
verecektir!”
Tanrı’nın Ruhu Aracılığıyla Cinleri
Çıkarıyor 14-23
(Matta 12:22-30; Markos 3:20-27)
14İsa sağır bir cin çıkarıyordu. Cin çıkınca dilsiz adam konuştu. Topluluk şaşakaldı.
15Aralarından bazıları, “Cinlerin
başkanı Beelzebul aracılığıyla cinleri
çıkarıyor” dedi. 16Kimisi de O’nu deneyerek, gökten bir belirti göstermesini istedi.
17İsa, karşısındakilerin düşüncelerini bildiğinden onlara, “Kendi içinde ikiye bölünen her krallık yıkılır” dedi.
“Birliğini yitiren
aile çöker. 18Eğer şeytan da kendi varlığı içinde ikiye bölündüyse, krallığı
nasıl ayakta durabilir? Diyorsunuz ki,
ben cinleri Beelzebul aracılığıyla çıkarıyormuşum. 19Eğer ben Beelzebul aracılığıyla
cinleri çıkarıyorsam, oğullarınız kimin
aracılığıyla çıkarıyor? Bu yüzden onlar
yargıçlarınız olacak. 20Ama eğer Tanrı’nın parmağıyla cinleri çıkarıyorsam, demek
ki Tanrı hükümranlığı sizlere gelmiştir.
21“Güçlü biri çok iyi silahlanmış durumda sarayını savunuyorsa,
varı yoğu güvenliktedir. 22Ama daha güçlü biri
gelip onu yenerse, güven bağladığı tüm
silahlarını alıp götürür ve yağmaladıklarını
bölüşür. 23Benimle birlikte olmayan
bana karşıdır ve benimle birlikte devşirmeyen
dağıtır.”
Kötü Ruh Geri Gelince 24-26
(Matta 12:43-45)
24“Kötü ruh insandan ayrılınca, rahatlık bulmak için kurak
yerlerde dolaşır. Ama aradığını bulamaz.
Bunun üzerine, ‘Ayrıldığım eve geri
döneceğim’ der. 25Sonra gelir, onu temizlenmiş,
düzeltilmiş durumda bulur. 26O zaman sağa sola koşup kendinden daha berbat başka yedi
ruh bulur getirir. Hep birlikte içeriye
dalarak orada otururlar. Bu kişinin
sonraki durumu öncekinden beter olur.”
Gerçek Mutluluk 27,28
27İsa bunu bildirdiğinde topluluktan bir kadın yüksek sesle O’na, “Seni taşıyan
ana karnına ve emdiğin memelere ne mutlu!”
dedi. 28O ise şöyle yanıtladı: “Asıl Tanrı Sözü’nü işitip
de uygulayanlara ne denli daha mutlu!”
Belirti Meraklıları 29-32
(Matta 12:38-42)
29Topluluk çevresini sarınca İsa konuşmaya başladı: “Bu
kuşak kötü bir kuşaktır. Belirti arıyor.
Ama ona Yunus’un belirtisinden başka
bir belirti verilmeyecektir.
30“Yunus Nineveliler için bir belirti olduğu gibi, İnsanoğlu
da bu kuşak için bir belirtidir. 31Güney’in kraliçesi yargı günü bu kuşağın insanlarıyla birlikte
dikilecek ve onları suçlu çıkaracak.
Çünkü Süleyman’ın bilgeliğini duymak
için dünyanın öbür ucundan kalkıp geldi.
İşte, Süleyman’dan üstün olan buradadır.
32“Nineveliler yargı günü bu kuşakla birlikte dikilecek ve
onu suçlu çıkaracak. Çünkü onlar Yunus’un
sözü yayması üzerine günahtan döndü.
İşte, Yunus’tan üstün olan buradadır.”
Ruhsal Aydınlık 33-36
(Markos 8:16; Matta 5:15; 6:22,23)
33“Hiç kimse ışık yakıp onu gizli bir köşeye ya da ölçek altına
koymaz. Tam tersine, içeri girenler
ışığı görsün diye onu şamdana koyar. 34Bedenin ışığı kendi gözündür. Görüşün sağlamsa
tüm bedenin aydınlıktadır. Ama görüşün
bozuksa tüm bedenin karanlıktadır. 35Bu nedenle sendeki ışığın gerçekte karanlık olmamasına
dikkat et. 36Eğer tüm bedenin aydınlıktaysa
ve karanlık bir köşe yoksa her şey tümden
aydınlıktadır; parlak bir ışığın ışınlarıyla
seni parlatması gibi..”
Dinsel Yorumculara ve Ferisiler’e
Yöneltilen Yargı 37-54
(Matta 23:1-36; Markos 12:38-40)
37İsa’nın konuşması sırasında bir Ferisi O’nu kendi evine yemeğe çağırdı. O
da gidip yiyenlere katıldı. 38Ferisi O’nun yemekten önce ellerini
yıkamadığını*
görerek şaştı. 39Rab onu yanıtladı: “Siz Ferisiler bardağın, tabağın
dışını temizlersiniz, ama kendi içiniz
soygunculukla kötülükle dolup taşar.
40Ey akılsızlar, dışı yapan içi de yapmadı mı?
41“En iyisi, canı gönülden yoksullara verin. Her şeyin size
temiz kılınacağını göreceksiniz. 42Ama vay sizlere Ferisiler! Çünkü nanenin, sedef otunun,
her tür sebzenin ondalığını* verirsiniz;
öte yandan Tanrı adaletini, sevgisini
önemsemezsiniz. Bunları yapmanız ama
ötekileri de önemsemeniz gerekirdi. 43Vay sizlere Ferisiler! Çünkü sinagoglarda baş koltukları,
çarşıda meydanda da saygıyla selamlanmayı
seversiniz. 44Vay sizlere! Çünkü siz, üstünde gezerken insanların
seçemedikleri belirsiz mezarlar gibisiniz.”
45Yasa yorumcularından biri, “Öğretmen!” dedi. “Bunları söylerken bizim de onurumuzla
oynuyorsun.” 46İsa yanıtladı: “Vay size de yasa yorumcuları! Çünkü taşınamayacak yükleri insanlara
yüklüyorsunuz, ama kendiniz o yüke parmağınızı
bile uzatmıyorsunuz. 47Vay sizlere! Çünkü atalarınızın öldürdüğü peygamberlerin
mezarlarını kuruyorsunuz. 48Böylelikle, atalarınızın
yaptıklarına tanıklık ediyor ve onları
onaylıyorsunuz. Çünkü onlar peygamberleri
öldürdüler; siz de onlara anıt kuruyorsunuz.
49İşte bunun için tanrısal bilgelik buyurmuştur: ‘Kendilerine
peygamberler ve haberciler göndereceğim.
Bazılarını öldürecekler, bazılarına
da baskı yapacaklar.’ 50Öyle ki, dünyanın kuruluşundan
bu yana kanı akıtılan tüm peygamberlerin
sorumluluğu bu kuşaktan aransın; 51Habil’in kanından, sunakla tapınak arasında yok
edilen Zekeriya’nın kanına varıncaya
dek. Evet, size diyorum ki sorumluluk
bu kuşaktan aranacaktır.
52“Vay siz yasa yorumcularına! Çünkü bilginin anahtarını elinize
aldınız. Kendiniz içeri girmediniz içeri
girenleri de engellediniz.”
53İsa oradan ayrılırken dinsel yorumcularla Ferisiler O’na öfkeyle diş bileyerek,
bir sürü konu üzerinde ağzını aramaya
koyuldular. 54Ağzından bir söz kapmak için tetikteydiler.
İkiyüzlülüğe Karşı Uyarı 1-3
(Matta 10:26,27)
Bu arada binlerce
insan birbirini çiğnercesine küme küme
toplanıyordu. İsa önce öğrencileriyle
konuşmaya başladı: “Ferisiler’in
mayasını oluşturan ikiyüzlülükten kendinizi
sakının. 2Çünkü açığa çıkarılmayacak üstü kapalı bir olgu yoktur.
Ne de öğrenilmeyecek gizli kapaklı bir
konu vardır. 3Karanlıkta söylediğiniz her şey aydınlıkta duyulacak.
Dört duvar arasında kulağa fısıldadıklarınız
damlardan yayılacak.”
Asıl Korkulacak Yetki 4-7
(Matta 10:28-31)
4“Size söylüyorum dostlarım: Bedeni öldürüp ardından daha
beter bir şey yapmaya gücü yetmeyenlerden
korkmayın. 5Kimden korkacağınızı bildireyim size: Öldürdükten sonra
cehenneme atmaya yetkisi olandan korkun.
Evet, size belirtiyorum; O’ndan korkun. 6Beş serçe iki kuruşa satılmaz mı? Öyleyken bir
teki bile Tanrı katında unutulmuş değildir. 7Bunun gibi, başınızdaki saçların tümü de sayılıdır. Korkmayın,
birçok serçeden daha değerlisiniz.”
Mesih’i İnsanlar Önünde Kabul
Eden ve Yadsıyan 8-12
(Matta 10:32,33; 12:32; 10:19,20)
8“İşte size bildiriyorum: Her kim beni insanların önünde
açıkça kabul ederse, İnsanoğlu da onu
Tanrı’nın melekleri önünde açıkça kabul
edecektir. 9Ama her kim beni insanların
önünde yadsırsa, Tanrı’nın melekleri
önünde yadsınacaktır. 10Her kim İnsanoğlu’na karşı bir söz söylerse, bağışlanacaktır.
Ama Kutsal Ruh’a söven bağışlanmayacaktır. 11Sizleri sinagogların, başkanların, yetkililerin önüne götürdüklerinde,
kendimizi nasıl savunacağız, ne diyeceğiz
diye kaygılanmayın. 12Çünkü Kutsal Ruh size o saatte ne söylemeniz gerektiğini
öğretecektir.”
Akılsız Zengine İlişkin Simgesel
Öykü 13-21
13Topluluğun içinden biri, “Öğretmen!” dedi. “Kardeşime söyle de şu mirası benimle
bölüşsün.” 14İsa ona, “Ey adam” dedi. “Beni üzerinize
kim yargıç ya da miras dağıtıcısı atadı?”
15Ardından, çevresindekilere belirtti: “Her tür açgözlülüğe
karşı uyanık olun ve kendinizi koruyun.
Çünkü insanın yaşamı varlığının bolluğuyla
ölçülmez”
16Sonra onlara simgesel bir öykü anlattı: “Varlıklı
bir adamın tarlaları bol ürün verdi.
17Adam içinden, ‘Ne yapacağım ben?’ diyordu. ‘Çünkü ürünlerimi
koyacak yerim yok.’
18“Sonra, ‘Ne yapacağımı şimdi biliyorum’ dedi. ‘Ambarlarımı
yıkıp daha genişlerini kuracağım. Buğdayımın
tümünü ve daha neyim varsa oraya koyacağım. 19Canıma da diyeceğim
ki, ey can yıllar boyu yetecek bol malın
var. Gel rahatına bak. Ye, iç, mutluluk
bul!’ 20Ama Tanrı ona, ‘Ey akılsız
insan, canın bu gece senden isteniyor’
dedi. ‘Biriktirdiklerin kimin olacak?’
21“Kendi yararına mal biriktiren ama Tanrı önünde zengin olmayan
insanın durumu budur.”
Fiziksel Güvenlik 22-31
(Matta 6:25-34)
22İsa öğrencilerine, “Bu nedenle size derim ki”
dedi, “Ne yiyeceğiz
diye canınız, ne giyeceğiz diye bedeniniz
konusunda kaygılanmayın. 23Çünkü can yiyecekten, beden de giyecekten üstün önem taşır. 24Kargaları düşünün. Ne
ekerler, ne biçerler. Ne kilerleri vardır, ne de ambarları. Yine de Tanrı onları doyurur. Siz kuşlardan
ne denli üstün önem taşırsınız!
25İçinizden hanginiz kaygılanmakla boyuna bir arşın ekleyebilir*?
26“Madem bu denli küçük bir işe bile gücünüz yetmiyor, geriye
kalanlar için niçin kaygılanıyorsunuz? 27Kır zambaklarını göz önüne getirin. Ne iplik eğirirler,
ne de dokurlar. Öyleyken, size derim
ki, Süleyman bile tüm görkeminin içinde bunlardan biri gibi giyinip
kuşanmamıştı. 28Bugün var olan, yarın
fırına atılan kır otunu böylesi özenle
giydirip kuşatan Tanrı sizi daha çok
giydirip kuşatmaz mı, ey kıt imanlılar!
29“Yiyecek içecek sorunuyla uğraşıp durmayın, güvensizlik
içinde bocalamayın. 30Çünkü tüm dünya ulusları
da bunları arayıp durur. Babanız bunlara
gereksiniminiz olduğunu bilir. 31Bunun yerine O’nun hükümranlığını
arayın, bunlar da size eklenecektir.”
Göksel Zenginlik 32-34
(Matta 6:19-21)
32“Korkma ey küçük sürü! Çünkü Babanız size hükümranlığı vermekten
hoşnut oldu. 33Sahip olduğunuz malları
satın, karşılığını yardım olarak verin.
Kendinize hiç eskimeyen keseler, göklerde
hiç bozulmayan gömüler sağlayın; hırsızın
yaklaşamadığı, güvenin yiyip bozamadığı
yerde.. 34Çünkü gömünüz neredeyse yüreğiniz de orada olacak.”
Tetikte Bulunan Uşak 35-40
(Matta 24:42-44)
35“Kemerleriniz bellerinizde bağlı, şamdanlarınız da yanar
dursun. 36Düğünden dönmesi beklenen efendileri geldiğinde,
o kapıyı çalar çalmaz koşup açmak için
gözü tetikte duran insanlar gibi olun. 37Efendileri geldiğinde
uyanık bulunan uşaklara ne mutlu! Doğrusu
size derim ki O, beline önlük bağlayacak,
onları masaya oturtacak, gelip kendilerine
hizmet edecek. 38Gece yarısından sonra ya da sabaha karşı bile
gelse, bu durumda bulacağı kişiler mutludur. 39Şunu bilmeniz gerekir: Ev sahibi hırsızın hangi saatte geleceğini
bilseydi, evinin soyulmasına olanak
bırakmazdı. 40Sizler de hazır olun. Çünkü İnsanoğlu hiç beklemediğiniz
saatte gelecektir.”
Güvenilir ve Güvenilmez Uşak 41-48
(Matta 24:45-51)
41Petros, “Ya Rab” dedi. “Bu simgesel öyküyü bize mi anlatıyorsun, yoksa herkese
mi?” 42Rab, “Güvenilir ve akıllı ev yöneticisi kimdir?” dedi. “Ev sahibinin ev halkına vaktinde yiyecek sağlaması için atadığı
ev yöneticisi. 43Efendisi
geldiğinde atandığı görevi uygulamakta
olan uşağa ne mutlu! 44Doğrusu size derim ki,
efendisi tüm malları üzerinde sorumluluk
verecektir ona.
45“Ama o uşak içinden, ‘Efendim gecikiyor’ der, kadın erkek
demeden hizmetçileri tartaklar, kendini
yemeye içmeye, sarhoşluğa verirse, 46efendisi hiç beklemediği
bir gün ve düşünmediği bir saatte çıkagelecek.
Onu parça parça edecek, imansızların
gideceği yere atacak.
47“Efendisinin ne istediğini bilip de onun isteği uyarınca
hazırlık yapmayan ya da buna göre davranmayan
uşak çok dayak yiyecek. 48İstenileni bilmeden
dayağı hak edecek biçimde davranansa
daha az dayak yiyecek. Kendisine çok
verilenden çok istenecek. Çok güvenilenden
daha da çoğunu isteyecekler.”
İsa’ya Bağlılığın Yol Açtığı Ayrılık
49-53
(Matta 10:34-36)
49“Ben yeryüzünü ateşe vermeye geldim. Şu anda yanıyor olmasından
başka ne isterdim! 50Vaftiz edileceğim bir
vaftiz vardır. Bu sonuçlanıncaya dek beni ezen kaygı ne denli güçlüdür! 51Yeryüzüne barış getirmeye
mi geldiğimi sanıyorsunuz? Size hayır
diyorum; tam tersine, ayrılık getirmeye
geldim. 52Çünkü bundan böyle bir
evde beş kişinin arası açılacak. Üçü
ikisine, ikisi üçüne karşı olacak. 53Babanın oğulla, oğulun babayla arası açılacak.
Anne kıza kız anneye, kaynana geline
gelin de kaynanaya karşı olacak.”
Vakitleri Bilmenin Gereği 54-56
(Matta 16:2,3)
54İsa topluluğa, “Batıda bir bulut oluştuğunu görünce
hemen, ‘Sağanak geliyor’ dersiniz” dedi.
“Ve dediğiniz gibi olur. 55Yel güneyden esince,
‘Kavurucu sıcak olacak’ dersiniz ve
öyle olur. 56Ey ikiyüzlüler! Yeryüzünün
ve gökyüzünün görünüşünü yorumlayabiliyorsunuz
da içinde yaşadığınız dönemi niçin yorumlayamıyorsunuz?”
Anlaşmazlıkta Takınılacak Tutum
57-59
(Matta 5:25,26)
57“Doğru tutumun ne olduğuna niçin kendiniz karar veremiyorsunuz? 58Sana karşı dava açanla bir arada sorgu yargıcına
giderken, yolda ondan kurtulmaya çalış
ki, seni yargıca sürüklemesin, yargıç
mahkeme yetkilisinin eline vermesin,
mahkeme yetkilisi de seni cezaevine
atmasın. 59Sana derim ki, son kuruşunu
ödemeden oradan çıkamazsın.”
Günahtan Dönmeyenin Sonu Ölümdür
1-5
Bu sırada oraya gelen
bazı kişiler İsa’ya bilgi iletti; Galileliler’in
kanlarını sunularıyla karıştıran Pilatus’tan
söz açtılar. 2İsa onları yanıtladı: “Siz bu Galileliler’in böylesi işkenceleri çektikleri için öbür
Galileliler’in tümünden daha günahlı
olduklarını mı sanıyorsunuz?
3Size hayır derim. Eğer günahlarınızdan dönmezseniz, hepiniz
de onlar gibi mahvolacaksınız. 4Ya Siloam’daki kulenin üstlerine yıkılıp öldürdüğü on sekiz
kişi? Bunların Yeruşalim’de yaşayan
tüm insanlardan daha ağır suçlu olduklarını
mı sanıyorsunuz? 5Size hayır derim. Eğer günahlarınızdan dönmezseniz, hepiniz
de onlar gibi mahvolacaksınız.”
Ürünsüz İncir Ağacı 6-9
6Onlara şu simgesel öyküyü anlattı: “Bir adamın bağında
bir incir ağacı dikiliydi. Adam varıp
ağaçta ürün aradı ama bir şey bulamadı.
7“Bağcıya, ‘Bak, üç yıldır geliyorum, bu ağaçta incir arıyorum
ama hiçbir şey bulamıyorum’ dedi. ‘Kes
onu. Neden toprakta boşuna yer tutsun?’
8“Bağcıysa, ‘Efendim, onu bir yıl daha bırak, çevresini eşeyim,
gübre koyayım’ diye yanıt verdi. 9‘İleride ürün verirse iyi hoş. Yok vermezse onu kesersin.’”
İsa Beli Bükük Kadını İyi Ediyor
10-17
10İsa Şabat günü sinagoglardan birinde öğretiyordu. 11İçindeki hastalık ruhu yüzünden on sekiz yıldır beli bükük, bir türlü sırtını
doğrultamayan bir kadın vardı o yerde.
12İsa onu görünce yüksek sesle, “Ey kadın, hastalığından
kurtarıldın” dedi. 13Sonra ellerini onun üzerine koydu.
Kadın o anda dimdik doğruldu, Tanrı’yı
yüceltti.
14Sinagog başkanı, İsa’nın Şabat günü hastayı sağlığa kavuşturduğuna içerleyerek
topluluğa, “Çalışılacak günler altıdır”
diye direngen dille konuştu. “Bu günlerde
gelip sağlığa kavuşun, Şabat gününde
değil.” 15Rab onu şöyle yanıtladı: “Ey ikiyüzlü insanlar! Her
biriniz Şabat günü öküzünü ya da eşeğini
yemliğinden çözüp sulamaya götürmez
mi? 16Şeytanın on sekiz yıldır
bağladığı şu İbrahim kızını Şabat günü
bu katlanılmaz bağdan çözmek gerekmez
mi?”
17İsa bu sözleri söyleyince O’na direnenlerin tümü utançtan yerin dibine geçti.
Tüm topluluk O’nun tarafından yapılan
bütün yüce işler karşısında sevinçle
doldu.
Tanrı Hükümranlığı Neye Benzer?
18,19
(Matta 13:31,32; Markos 4:30-32)
18İsa bir soru sordu: “Tanrı hükümranlığı neye benzer?
Onu neye benzeteyim? 19O bir hardal tohumuna benzer. Bir adam onu alıp bahçesinde
toprağa ekti. Tohum gelişip ağaç oldu.
Göğün kuşları onun dallarında tünedi.”
Mayaya İlişkin Simge 20,21
(Matta 13:33)
20İsa yeniden, “Tanrı hükümranlığını neye benzeteyim?”
dedi. 21“Bir kadının üç ölçek
un alıp içine karıştırdığı maya gibidir.
Böylece tüm hamur mayalanır.”
Dar Kapı 22-30
(Matta 7:13,14,21-23)
22İsa kent kasaba dolaşarak öğretiyor ve Yeruşalim’e doğru ilerliyordu. 23Birisi O’na, “Ya Rab” dedi. “Kurtulanların
sayısı az mıdır?” İsa yanıtladı: 24“Dar kapıdan girmeye
çalışın. Çünkü size derim ki, birçokları
girmek isteyecek ama başaramayacaklar. 25Ev sahibi kalkıp kapıyı kapadığında, dışarıda
durup kapıyı çalacaksınız. ‘Ya Rab,
aç bize’ diye yalvaracaksınız. O da,
‘Sizin nereden çıktığınızı bilmiyorum’
diye yanıtlayacak. 26Bunun üzerine, ‘Senin önünde yedik içtik; bizim
caddelerimizde öğrettin’ demeye başlayacaksınız. 27Ama O, ‘Nereden geldiğinizi bilmiyorum’ diyecek, ‘Benden
ırağa gidin, tüm haksızlık işçileri!’
28“Tanrı hükümranlığında İbrahim’i, İshak’ı, Yakup’u ve bütün
peygamberleri görüp kendinizi dışarıya
atılmış bulacaksınız. O zaman orada
ağlayış ve diş gıcırtısı olacak. 29Doğudan, batıdan, kuzeyden, güneyden insanlar gelip Tanrı
hükümranlığında şölene oturacak. 30İşte o zaman son sıradakiler ilk sıraya geçecek, ilk sıradakiler
de son sırada kalacak.”
İsa Yeruşalim İçin Ağlıyor 31-35
(Matta 23:37-39)
31O sırada bazı Ferisiler gelip İsa’ya, “Kalk, git buradan” dediler. “Çünkü
Herodes seni öldürmek istiyor.”
32İsa onlara, “Gidin, o tilkiye haber verin”
dedi. “İşte
bugün ve yarın cinleri kovuyorum, insanları
iyi ediyorum; üçüncü gündeyse işim sona
eriyor. 33Bununla birlikte bugün yarın öbür gün duraksamaksızın yolumda
gitmeliyim. Çünkü bir peygamberin Yeruşalim
dışında öldürülmesi düşünülemez.
34“Yeruşalim, Yeruşalim! Peygamberleri öldüren ve kendisine
gönderilenleri taşlayan Yeruşalim! Tavuğun
civcivlerini kanatları altına topladığı
gibi kaç kez çocuklarını yanıma toplamak
istedim. Ama bunu istemediniz. 35İşte tapınağınız size yüzüstü bırakılıyor. Bu
durumda size bildiriyorum: ‘Rab’bin
adıyla gelen kutludur’ deyinceye dek,
bundan böyle beni bir daha görmeyeceksiniz.”
İsa Bedeni Şişmiş Adamı Sağlığa
Kavuşturuyor 1-6
Bir Şabat günü İsa
Ferisiler’in başkanlarından birinin
evine yemeğe gitti. Herkes O’nu gözlüyordu.
2Bedeni baştanbaşa su toplamış, şişmiş bir adam O’nun önüne
geldi. 3İsa yasa yorumcularıyla Ferisiler’e
dönerek sordu: “Şabat
günü hastaları sağlığa kavuşturmak doğru
mudur, değil midir?” 4Ağızlarını açmadılar. İsa adamı yanına çağırdı, onu iyi etti ve geri gönderdi.
5Ardından çevresindekilere sordu: “Hanginizin oğlu
ya da öküzü kuyuya düşse, Şabat günü
hiç duraksamadan onu kurtarmaya koşmaz?”
6Yanıt veremediler.
Şölen Çağrılılarının Tutumu 7-14
7İsa baş köşeleri çaba gayret nasıl seçtiklerini görünce çağrılılara bir simgeyle
konuştu: 8“Biri seni düğün şölenine
çağırdığında baş köşeye kurulma. Olur
ya, belki senden daha önemli biri de
onun tarafından çağrılmıştır. 9İkinizi de çağıran yaklaşıp, ‘Lütfen yerini bu adama bırak’
diyebilir. O zaman utançla kalkar, en
son sırayı alırsın.
10“Bunun tersine, bir yere çağrıldığında git en son sıraya
otur. Öyle ki şölen sahibi içeri girdiğinde
sana, ‘Arkadaşım, lütfen daha yüksek
yere buyur’ desin. İşte o zaman seninle
birlikte sofrada oturan herkesin önünde
saygınlık kazanırsın. 11Çünkü kendini yükselten
kişi alçaltılacak, kendini alçaltan
kişi de yükseltilecektir.”
12İsa kendisini şölene çağırana da, “Bir sofra ya da
şölen düzenlediğinde arkadaşlarını,
kardeşlerini, hısım akrabanı ya da varlıklı
komşularını çağırma” dedi. “Çünkü
onlar da öte yandan seni çağırır, böylece
sana karşı yükümlülüklerini ödemiş olurlar.
13Şölen düzenlediğinde yoksulları, sakatları, kötürümleri,
gözü görmezleri çağır; 14mutluluk kazanırsın. Çünkü onların karşılık olarak ödeyebilecek
hiçbir şeyi yoktur. Doğru kişiler dirildiğinde
sana karşılığı ödenecektir.”
Parlak Şölene Çağrı 15-24
(Matta 22:1-10)
15Sofrada oturanlardan biri bunu duyunca İsa’ya, “Tanrı hükümranlığında yemek
yiyecek kişiye ne mutlu!” dedi.
16İsa ona simgesel bir öykü anlattı: “Bir adam parlak
bir şölen düzenledi, pek çok kişiyi
çağırdı. 17Şölen saati gelince çağrılılara, ‘Buyurun, her şey hazır’
diyerek bilgi iletsin diye uşağını gönderdi. 18Ama tümü ağız birliğiyle özür bulmaya koyuldu. Birincisi,
‘Bir tarla satın aldım’ dedi, ‘Varıp
onu görmeliyim. Lütfen özrümü kabul
et.’ 19“Başka biri, ‘Beş çift öküz satın aldım’ dedi,
‘Onları denemeye gidiyorum. Lütfen özrümü
kabul et.’ 20Bir başkası da, ‘Kendime bir eş aldım’ dedi, ‘Bu nedenle
gelemem.’
21“Uşak geri dönüp durumu efendisine bildirdi. Bunun üzerine
ev sahibi öfkelenerek uşağına buyruk
verdi: ‘Hemen kentin caddelerine, sokak
aralarına koş. Yoksulları, sakatları,
gözü görmezleri, kötürümleri toplayıp
buraya getir.’ 22Uşak, ‘Efendi, buyruğun
uygulandı’ dedi. ‘Ama daha yer var.’
23“Efendisi, ‘Yollara çitlere koş, bulduklarını zorla,
gelsinler’ dedi. ‘Öyle ki, evim dolsun.
24Bakın, sizlere bildireyim; şölene çağrılan o insanlardan
hiçbiri yemeğimi tatmayacak.’”
Mesih Nasıl Değerlendirilir? 25-33
(Matta 10:37,38)
25Yoğun topluluklar İsa’ya yoldaşlık ediyordu. İsa onlara dönerek, 26“Bana gelip de” dedi, “Babasını, annesini, eşini, çocuklarını, erkek ve kız kardeşlerini, hatta canını hiçe saymayan, benim öğrencim olamaz. 27Haçını yüklenip ardım sıra gelmeyen de öğrencim olamaz. 28Hanginiz bir kule kurmak isteyince bu işi sona
erdirip erdiremeyeceğini anlamak için
ilkin harcayacağı parayı hesap etmeye
oturmaz? 29Yoksa, temeli atıp işi
sona erdiremediğini gören herkes onunla
alaya başlar. 30‘Bu adam bir kule kurmaya kalkıştı, ama işin üstesinden
gelemedi’ derler.
31“Ya da hangi kral başka bir krala karşı savaşa gittiğinde,
ilkin kendisine karşı gelen yirmi bin
kişiyi on bin kişiyle karşılamaya gücüm
yeter mi yetmez mi diye çevresindekilere
danışmaz? 32Gücü yeterli değilse,
öbürü daha uzaktayken bir elçi gönderip
barış koşullarını öğrenmek ister. 33İşte bunun gibi, nesi var nesi yoksa hepsiyle
bağımlılığını koparmayan da benim öğrencim
olamaz.”
Değerini Yitiren Tuz 34,35
(Matta 5:13; Markos 9:50)
34“Tuz iyi bir şeydir. Ama tuz tuzluluğunu yitirirse, bir
daha neyle ona tuz tadı verilebilir? 35Artık ne toprağa yararı
vardır ne de gübre yığınına. Onu kaldırıp
sokağa atarlar. İşitecek kulağı olan
işitsin.”
Yitik Koyun Simgesi 1-7
(Matta 18:12-14)
Gümrük parası toplayanlarla
günahlıların tümü O’nu dinlemek için
üşüşüyordu. 2Ferisiler’le dinsel yorumcular ise, “Bu adam günahlıları
yanına alıyor, onlarla birlikte yemek
yiyor” diye söyleniyorlardı. 3İsa şu simgesel öyküyü anlatarak onları yanıtladı:
4“İçinizden hanginizin yüz koyunu olur da, bunlardan bir
tekini yitirince doksan dokuzunu bozkırda
bırakıp buluncaya dek yitirilenin ardından
gitmez? 5Koyunu bulunca da onu
omzuna alıp sevinç içinde 6evine döner.
Arkadaşlarını, komşularını çağırıp,
‘Gelin, sevincime katılın’ der. ‘Çünkü
yitirilen koyunumu buldum.’ 7Size derim ki, işte bunun gibi, günahtan dönen
bir tek günahlı için, günahtan dönmeye
gereksinimi olmayan doksan dokuz doğru
kişi için duyulduğundan daha çok sevinç
duyulur gökte.”
Yitik Gümüş Para Simgesi 8-10
8“Ya da hangi kadının on gümüş parası* olur da birini yitirince, bir lamba
yakıp evini süpürmez, onu buluncaya
dek aramaz? 9Parayı bulunca da arkadaşlarını, komşularını çağırıp,
‘Gelin, sevincime katılın’ der. ‘Çünkü
yitirdiğim gümüş parayı buldum.’ 10Size derim ki, bunun
gibi günahtan dönen bir tek günahlı
için Tanrı’nın melekleri önünde sevinç
duyulur.”
Yitik Oğul Simgesi 11-32
11İsa konuşmasını sürdürdü: “Bir adamın iki oğlu vardı.
12Bunlardan küçüğü babasına,
‘Baba, varlığından payıma düşeni bana
ver’ dedi. O da varlığını onların arasında
böldü.
13“Aradan çok geçmeden, küçük oğul her şeyini toplayıp uzak
bir ülkeye göç etti; orada aşağılık
bir yaşama dalarak neyi varsa saçtı
savurdu. 14Elindeki her şeyin altından
girip üstünden çıktıktan sonra o ülkeye
kırıcı bir kıtlık geldi. O da yoksunluk
çekmeye başladı. 15Ve gitti, o ülkenin yurttaşlarından birine yanaşma
oldu. Adam da onu çiftliklerindeki domuzları
gütmeye saldı. 16Delikanlı domuzların
yediği keçiboynuzlarıyla karnını doyurmak
istediyse de kimse ona bir şey vermedi.
17“Aklı başına gelince kendi kendine, ‘Babamın bir sürü emekçisinin
iyice yiyip doyduktan sonra bile artakalan
ekmeği var’ dedi. ‘Oysa ben burada kıtlıktan
kırılıyorum. 18Kalkıp babama
gideyim; göğün katında ve senin önünde
günah işledim baba, diyeyim. 19Bundan böyle oğlun denmeye
yaraşık değilim. Bana emekçilerinden
birisi gibi davran.’ 20Kalkıp babasının yanına
vardı. O daha çok uzaktayken, babası
onu görüp acıdı. Koşarak boynuna sarıldı,
derin özlemle onu öptü. 21Oğul da ona, ‘Göğün katında ve senin önünde günah
işledim baba’ dedi. ‘Bundan böyle oğlun
denmeye yaraşık değilim.’
22“Ama baba uşaklarına buyruk verdi: ‘Çabuk olun. En seçkin
giysiyi getirip ona giydirin. Parmağına
yüzük takın. Ayaklarına pabuç geçirin. 23Besili danayı buraya
getirip boğazlayın. Yiyelim eğlenelim. 24Çünkü bu oğlum ölüydü, şimdi yine yaşıyor; yitikti
ama bulundu.’ Ardından başladılar eğlenmeye.
25“Bu arada adamın büyük oğlu çiftlikteydi. Dönerken evine
yaklaşınca çalgı ve dans sesleri duydu. 26Uşaklardan birini çağırıp bunların da ne demek
olduğunu sordu. 27O da, ‘Kardeşin
geldi’ diye yanıtladı, ‘Baban besili
danayı boğazladı. Çünkü sağ salim ona
kavuştu.’
28“Genç adam öfkelendi. İçeri bile girmek istemedi. Bunun
üzerine babası dışarı çıkıp ona yalvardı. 29Ama o babasına, ‘Bak bunca yıldır yanında çalışıyorum’
diyerek karşılık verdi, ‘Buyruğuna hiç
söz dinlemezlik etmedim. Ama bir kez
olsun bana bir oğlak vermedin ki, ben
de arkadaşlarımla birlikte eğleneyim.
30Oysa varlığını
genel kadınlarla yiyip tüketen bu oğlun
eve gelince, onun için besili danayı
boğazladın.’
31“Baba, ‘Oğlum,’ dedi. ‘Sen hep yanımdasın, varlığımın tümü
senindir. 32Şu anda
eğlenip sevinmek yerindedir. Çünkü bu
kardeşin ölüydü, şimdi ise yaşıyor;
yitikti ama bulundu.’”
Açıkgöz Ev Yöneticisi 1-13
İsa öğrencilerine
şunları da anlattı: “Varlıklı
birinin bir ev yöneticisi vardı. Ev
yöneticisi onun mallarını darmadağın
ediyor yolunda bir suçlama erişti adamın
kulağına. 2Onu yanına
çağırdı, ‘Senin için bu duyduklarım
nedir?’ diye sordu. ‘Ev yöneticiliğinin
hesabını ver bakalım. Bundan böyle ev
yöneticiliği yapamazsın.’
3“Ev yöneticisi içinden, ‘Şimdi ne yapacağım?’ dedi. ‘İşte
efendim ev yöneticiliğini benden alıyor.
Toprağı kazacak gücüm yok. Dilenmekten
utanırım. 4Ne yapacağımı
biliyorum; öyle ki ev yöneticiliğinden
atıldığımda insanlar beni evlerine alsın.’
5“Ardından efendisine borcu olanları teker teker yanına çağırdı.
Birincisine, ‘Efendime borcun ne kadar?’
diye sordu. 6Adam, ‘Yüz damacana
zeytinyağı’ diye yanıtladı. Ev yöneticisi,
‘Şu borç senedini al’ dedi, ‘Hemen şuracığa
otur, elli damacana yaz.’ 7Sonra öbürüne
sordu: ‘Borcun ne kadar?’ O da, ‘Yüz
ölçek buğday’ diye yanıtladı. Ev yöneticisi,
‘Şu borç senedini al, seksen ölçek yaz’
dedi.
8“Efendisi, aldatıcı ev yöneticisini övdü. Çünkü o akıllıca
davranmıştı. Sonuç: Şimdiki çağın insanları
kendi kuşaklarıyla alışverişlerinde
aydınlanmış insanlardan daha keskin
zekâlıdır. 9Sizlere derim ki, haksız mammona* gönül kaptıranlarla arkadaşlık kurun. Öyle ki
olanaklar yitirilince sizi sonsuz barınaklara
alsınlar. 10Az şeyde güvenilen kişiye çok şeyde de güvenilir.
Az şeyde haksızlık eden kişi çok şeyde
de haksızlık eder. 11Bu nedenle, eğer haksız mammon ilişkisinde güvenilir
değilseniz, gerçek varlık ilişkisinde
sizlere kim güvenebilir? 12Başkasının malı ilişkisinde güvenilir değilseniz,
kendinizin olanı sizlere kim verir?
13Hiçbir uşak iki efendiye uşaklık edemez. Çünkü
ya birine kin besler öbürünü sever;
ya da birine bağlanır öbürünü hor görür.
Hem Tanrı’ya hem de mammona uşaklık edemezsiniz.”
İsa’nın Belirttiği Tanrısal Değerler
14-18
(Matta 11:12,13; 5:31,32; Markos
10:11,12)
14Paraya tutkun Ferisiler bu sözlerin tümünü dinliyor ve İsa’yı tiye alıyordu.
15İsa onlara, “Siz kendinizi insanların önünde doğru çıkarırsınız”
dedi. “Ama Tanrı
yüreğinizi bilir. İnsanların yüce saydığı
şeyler, Tanrı’nın gözünde tiksindiricidir.
16Ruhsal yasa ve peygamberler Yahya’ya dek uzanır.
Onun gününden bu yana Tanrı hükümranlığı
insanlara müjdeleniyor ve herkes ona
girmek için kendini zorluyor. 17Gökle yerin
geçip gitmesi ruhsal yasadan bir tek
çizginin bozulmasından daha kolaydır.
18“Karısını boşayıp bir başkasıyla evlenen kişi cinsel yolsuzluk
etmiş olur. Kocasının boşadığı bir kadınla
evlenen de cinsel yolsuzluk etmiş olur.”
Varlıklı Adamla Yoksul Lazaros
19-31
19“Varlıklı bir adam vardı. Giysileri erguvan çiçeği renginde
ince ketendendi. Kendisine her gün tantanalı
şölenler düzenlerdi. 20Kapısının önüne ise Lazaros adında bir yoksulu
yatırırlardı. Bedeni baştan başa açık
yaralarla doluydu. 21Varlıklı adamın sofrasından atılan artıklarla
karnını doyurmaya özlem duyardı o. Köpekler
de gelip açık yaralarını yalardı.
22“Günlerden bir gün yoksul adam öldü, melekler tarafından
İbrahim’in yanında oturmaya götürüldü.
Varlıklı adam da öldü ve gömüldü. 23Ölüler ülkesinde işkence çekerken gözlerini kaldırınca ırakta İbrahim’i
ve yanında duran Lazaros’u gördü. 24‘Ey İbrahim
baba’ diye seslendi. ‘Bana acı. Lazaros’u
gönder de parmağının ucunu suya batırsın,
dilimi serinletsin. Çünkü bu alevin
ortasında acıyla kıvranıyorum.’
25“Ama İbrahim, ‘Ey oğul’ dedi. ‘Yaşamında iyi şeylerle gönenç
bulduğunu, Lazaros’un ise her tür kötülüğü
taşıdığını anımsa. Oysa şimdi o avuntu
buluyor, sense acıyla kıvranıyorsun.
26Üstelik, bizimle sizin aranızda koca bir boşluk
saptanmıştır. Öyle ki, buradan oraya
geçmek isteyenler bunu başaramasın;
oradan da hiç kimse bizim bulunduğumuz
yere geçemesin.’
27“Bunun üzerine adam ‘Sana yalvarırım ey baba!’ dedi. ‘Lazaros’u
babamın evine sal. 28Beş kardeşim
var. Onları uyarsın ki, onlar da bu
işkence yerine gelmesin.’ 29Ama İbrahim şöyle yanıtladı:
‘Musa’yı ve peygamberleri biliyorlar.
Onları dinlesinler.’ 30Adam, ‘Hayır, İbrahim
baba’ dedi. ‘Elbette, ölülerden biri
onlara giderse günahlarından dönerler.’ 31İbrahim de ona, ‘Eğer
Musa’yı ve peygamberleri dinlemiyorlarsa,
ölüler arasından biri dirilse bile inanmazlar’
diyerek konuştu.”
Günah Sorununun Ayrımlı Yönleri
1-4
(Matta 18:6,7; 21,22; Markos 9:42)
İsa öğrencilerine,
“Suça sürükleme eylemlerinin gelmemesi olanaksızdır”
dedi. “Ama bu
eylem kimin aracılığıyla geliyorsa,
vay onun başına! 2Şu küçüklerden birini
kim suç işlemeye sürüklerse, boynuna
bir değirmen taşı bağlanıp denize atılması
o kişi için daha iyidir. 3Kendinize dikkat edin.
Kardeşin sana karşı günah işlerse onu
kına. Günahından dönerse onu bağışla. 4Eğer bir günde sana
karşı yedi kez günah işler ve yedi kez
yanına gelip, ‘Ben günahımdan dönüyorum’
derse, onu bağışlamak zorundasın.”
İmanın Sağladığı Sonuçlar 5,6
5Haberciler Rab’be, “İmanımızı çoğalt” dedi. 6Rab yanıtladı: “Hardal tohumu kadar imanınız olsa
şu karadut ağacına, ‘Tüm kökünle yerinden
sökül ve denize kök sal’ deseniz buyruğunuza
uyardı.”
Uşağın Yükümlülüğü 7-10
7“Sizlerden birinin çift süren ya da sürüleri güden bir uşağı
olduğunu varsayalım. Tarladan eve döndüğünde
ona, ‘Hemen gel sofraya otur’ mu der, 8yoksa, ‘Yiyeceğimi hazırla,
önlüğünü bağla, yiyip içinceye dek bana
hizmette bulun ondan sonra da kendin
ye iç’ mi der? 9Uşak kendisine buyrulanı
yaptığı için efendi ona teşekkür borçlu
mudur? 10Sizin durumunuz da tıpkı bunun gibidir. Buyrulan
her şeyi yaptığınızda, ‘Biz yararsız
uşaklarız’ deyin. ‘Yapmamız gerekeni
yaptık sadece.’”
İsa On Cüzamlıyı Pak Kılıyor 11-19
11İsa Yeruşalim’e giderken Samiriye ve Galile bölgelerinden geçiyordu. 12Bir kasabaya girdiğinde, O’nu on cüzamlı karşıladı. Uzakta durarak 13yüksek sesle dileklerini dile getirdiler: “İsa, yetkili yönetmen; bize acı!”
14İsa onları görünce, “Gidin kendinizi rahiplere gösterin”
dedi. Cüzamlılar yolda giderken paklandı.
15İçlerinden biri iyi olduğunu anlayınca yüksek sesle Tanrı’yı yücelterek geri
döndü. 16Yüzüstü İsa’nın ayaklarına kapandı.
O’na teşekkür etti. Adam Samiriyeli’ydi.
17İsa, “Paklananlar on kişi değil miydi?” diye
sordu. “Öbür
dokuzu nerede? 18Bu yabancıdan başka Tanrı’yı yüceltmek için geri gelen olmadı
mı?” 19Sonra adama, “Kalk, yoluna koyul” dedi. “İmanın
seni kurtardı.”
Tanrı Hükümranlığı Buradadır 20,21
20Ferisiler, “Tanrı hükümranlığı ne zaman gelecek?” yolunda bir soru sordu.
İsa onlara, “Tanrı
hükümranlığı gözle görülebilir biçimde
gelmez” dedi. 21“Ne de insanlar, ‘Bak,
burada’ ya da, ‘Orada’ der. İşte Tanrı
hükümranlığı aranızdadır*.”
Hükümranlığa Yol Açan Olaylar
22-37
(Matta 24:23-28; 37-41)
22İsa öğrencilere, “İnsanoğlu’nun günlerinden birini
görmek için özlem çekeceğiniz dönem
geliyor” dedi. “Ama
görmeyeceksiniz. 23Size, ‘Bak, orada; bak,
burada’ diyecekler. Sakın gidip aramaya
koyulmayın. 24Çünkü şimşek çakınca bir uçtan öbür uca tüm gökyüzünü
nasıl aydınlatırsa, İnsanoğlu da [kendi
gününde] tıpkı bunun gibi olacaktır. 25Ne var ki, ilkin O’nun bir sürü işkence çekmesi
ve bu kuşakça yadsınması gerekiyor. 26Nuh’un günlerinde durum ne idiyse, İnsanoğlu’nun günlerinde
de öyle olacak. 27Herkes yiyor, içiyor, evleniyor, everiliyordu; Nuh’un gemiye
girdiği güne dek. Sonra tufan gelip
tümünü yok etti.
28“Lut’un günlerinde de durum buydu. Herkes yiyor içiyor,
satın alıyor satıyor, ekiyor, yapılar
kuruyordu. 29Lut’un Sodom’u bırakıp gittiği gün gökten ateşle kükürt
yağdı ve tümünü yok etti. 30İnsanoğlu’nun açıklanacağı
günde de durum tıpkı bunun gibi olacak. 31“O gün damda olup da malları evde bulunan onları
almaya inmesin. Bunun gibi tarladaki
de geri dönmesin. 32Lut’un karısını anımsayın. 33Canını kurtarmaya çalışan herkes onu yitirecektir;
ama yitiren onu koruyacaktır.
34“Size diyorum ki, o gece bir yatakta iki kişi olacak; biri
alınacak öbürü bırakılacak. 35Değirmende birlikte
buğday öğüten iki kadın olacak; biri
alınacak öbürü bırakılacak.” 36 37Öğrenciler, “Nerede, ya Rab?” diye sordu. İsa, “Ölü neredeyse, akbabalar da orada toplanacak” dedi.
Dul Kadınla Yargıç Simgesi 1-8
İsa her vakit dua
etmeleri ve hiç yüreksizlenmemeleri
gerektiğini belirten bir simgesel öykü
anlattı onlara: 2“Bir kentte Tanrı korkusunu
öneme almayan, insana saygı tanımayan
bir yargıç vardı. 3Bir de dul kadın vardı aynı kentte. İkide bir
yargıca gelir, ‘Davalımdan hakkımı kovala’
diye yakarırdı. 4Yargıç uzun süre aldırış etmedi. Ama sonunda kendi
kendine, ‘Her ne kadar Tanrı korkusunu öneme
almayan, insana saygı tanımayan biriysem
de, 5beni sürekli tedirgin etmesin diye bu dul kadının hakkını
arayacağım’ dedi. ‘Yoksa boyuna gelip
beni canımdan bezdirecek.’”
6Rab, “Adaletsiz yargıcın ne dediğini duyun” diye
ekledi. 7“Ya Tanrı? Kendisine
gece gündüz haykıran seçilmişlerinin
hakkını savunmaz mı? Katlanışı ne denli
sürer? 8Size derim ki, onların
hakkını ivedilikle saptayacak. Yine
de, İnsanoğlu geldiğinde şu dünyada
acaba böylesi imanı bulacak mı?”
Kendisini Doğru Sayanın Kişisel
Çelişkisi 9-14
9Kendilerinin doğru olduğuna kanıp da geriye kalanları aşağı gören kimilerine
İsa şu simgesel öyküyü anlattı:
10“İki adam dua etmek için tapınağa gitti. Biri Ferisi’ydi,
öbürüyse gümrük vergisi toplayan. 11Ferisi ayağa kalkıp kendi kendine şöyle dua etti: ‘Ya Tanrı,
öbür insanlara –kapkaççılara, hilecilere,
cinsel yolsuzluk yapanlara, ya da gümrük
vergisi toplayan şu adama– benzemediğim
için sana teşekkür ederim. 12Haftada iki kez oruç tutarım. Tüm kazancımın yüzde
onunu veririm.’
13“Gümrük vergisi toplayansa uzakta durup gözlerini göğe kaldırmak
bile istemedi. Yalnız göğsünü dövüyor,
‘Ey Tanrı, ben günahlıya acı’ diyordu. 14Size derim ki, ilki değil, ama bu adam evine doğrulukla
donatılmış biri olarak döndü. Çünkü
kendisini yükselten alçaltılacak, kendisini
alçaltansa yükseltilecek.”
İsa Küçük Çocukları Kutlu Kılıyor
15-17
(Matta 19:13-15; Markos 10:13-16)
15İsa’nın yanına, dokunsun diye küçücük çocuklar getirdiler. Ama öğrenciler
bunu görünce çocukları getirenleri payladı.
16İsa onları çağırıp, “Çocukları bırakın, bana gelsinler”
dedi. “Onlara
engel olmayın. Çünkü Tanrı hükümranlığı
böylelerinindir. 17Doğrusu size derim ki, Tanrı hükümranlığını bir çocuk gibi
kabul etmeyen ona hiç giremez.”
Sonsuz Yaşam Arayan Varlıklı Genç
18-30
(Matta 19:16-30; Markos 10:17-31)
18Bir başkan İsa’ya, “İyi Öğretmen, sonsuz yaşamı miras almak için ne yapmalıyım?”
diye sordu. 19İsa ona, “Neden bana iyi diyorsun?” dedi. “Tanrı’dan başka kimse iyi değildir. 20Buyrukları bilirsin:
“‘Evlilik dışı cinsel
bağlantıya girmeyeceksin,
Adam öldürmeyeceksin,
Çalmayacaksın,
Yalan yere tanıklık etmeyeceksin,
Babana ve annene saygı göstereceksin.’”
21Adam, “Bunların tümünü gençliğimden bu yana tuttum” diye yanıtladı. 22İsa bunu duyunca, “Bir şeyin eksik kalıyor”
dedi. “Varını
yoğunu sat, yoksullara dağıt. Böylelikle
göklerde varlığın olacaktır. Sonra da
ardım sıra gel.”
23Adam bunu duyunca yüreği tasayla doldu. Çünkü çok zengindi. 24İsa onun tepkisini görünce, “Parası bol kişilerin
Tanrı hükümranlığına girmesi ne denli
güçtür!” dedi. 25“Devenin iğne deliğinden geçmesi, zengin bireyin Tanrı hükümranlığına
girmesinden daha kolaydır.”
26Bunu duyanlar, “Öyleyse kim kurtulabilir?” diye sordu. 27İsa, “İnsanlar önünde olanaksız olan, Tanrı önünde
olanaklıdır” diye yanıtladı.
28Petros, “İşte biz her şeyi bırakıp
ardın sıra geldik” dedi. 29İsa, “Doğrusu
size derim ki” dedi, “Tanrı
hükümranlığı için evini, eşini, kardeşlerini,
ana-babasını, çocuklarını bırakan hiç
kimse yoktur ki 30şimdiki dönemde bunları kat kat almasın. Gelecek
çağda ise sonsuz yaşamı alacaktır o.”
İsa Ölümünü ve Dirilişini Üçüncü
Kez Belirtiyor 31-34
(Matta 20:17-19; Markos 10:32-34)
31İsa, on iki öğrenciyi bir yana çekip onlara, “Bakın”
dedi, “Yeruşalim’e
çıkıyoruz. İnsanoğlu için peygamberlerce
yazılmış olanların tümü bütünlenecektir.
32Ulusların eline verilecek, O’nunla alay edecekler, aşağılayacaklar,
yüzüne tükürecekler. 33Kamçıladıktan sonra
O’nu öldürecekler. Üçüncü gün dirilecek.” 34Ama öğrenciler bu sözlerin tekini bile anlamadı. Bu bildiri kendilerinden
gizlendiği için söylenenleri kavrayamadılar.
İsa Görmez Dilenciyi Görüme Kavuşturuyor
35-43
(Matta 20:29-34; Markos 10:46-52)
35İsa, Yeriha kentine yaklaşırken, gözleri görmeyen bir adam yol kenarında oturmuş
dileniyordu. 36Bir topluluğun yakınından geçmekte
olduğunu duyunca, “Ne oluyor?” diye
sordu. 37“Nasıralı İsa buradan geçiyor” diye yanıtladılar. 38Adam yüksek sesle, “Ey İsa, Davut Oğlu, bana acı” diye bağırdı. 39Öndekiler onu paylayarak bağırmayı kes diye üstelediler. Ama o sesini büsbütün
yükseltti: “Ey Davut Oğlu, bana acı.”
40İsa duraklayıp onu kendisine getirmelerini buyurdu. Adam yaklaşınca İsa sordu:
41“Sana ne yapmamı istiyorsun?” O da, “Ya Rab, yeniden göreyim” dedi. 42İsa ona, “Gözlerin açılsın!” dedi. “İmanın seni kurtardı.” 43O anda görmeye başladı ve Tanrı’yı yücelterek İsa’nın ardı sıra gitti. Olayı
gören tüm halk Tanrı’ya övgüler sundu.
Kısa Boylu Günahlının Tövbesi
1-10
İsa Yeriha’ya girdi.
Kentin içinden geçiyordu. 2Orada Zakkay adında zengin bir
adam vardı. Gümrük vergisi toplayanların
önde geleniydi. 3Zakkay İsa’nın nasıl biri olduğunu görmek istedi. Ne var ki, biriken topluluk
yüzünden bunu başaramadı. Çünkü boyu
kısaydı. 4Hemen önden koşup İsa’yı görebilmek için geçeceği yol üstünde bir incir ağacına
tırmandı. 5İsa oraya varınca yukarı bakarak,
“Zakkay, çabuk
aşağı in” dedi. “Çünkü bugün senin evinde kalmam gerekiyor.” 6Zakkay hemen aşağı indi ve sevinç içinde İsa’yı ağırladı.
7Bunu görenler söylenmeye koyuldu. “Günahlı bir adamın evinde kalmaya gitti”
diyerek mırıldanıyorlardı. 8Zakkay ayağa kalkıp Rab’be, “Ya
Rab, işte varlığımın yarısını yoksullara
veriyorum” dedi. “Birinden haksızlıkla
bir şey kaptımsa da dört katını geri
veriyorum.” 9İsa ona, “Bugün bu eve kurtuluş geldi” dedi.
“Çünkü o da
İbrahim’in bir oğludur. 10Çünkü İnsanoğlu yitirileni aramaya ve kurtarmaya geldi.”
Uşaklara Bırakılan Para 11-28
(Matta 25:14-30)
11Onlar bu sözleri dinlerken, İsa simgesel bir öykü anlatarak konuşmasını sürdürdü.
Çünkü kendisi Yeruşalim’e yakın bulunduğundan,
Tanrı hükümranlığının belirmek üzere
olduğunu sanıyorlardı. 12İsa şunu anlattı: “Soylu bir adam kendisine bir krallık sağlayıp yine geri dönmek
amacıyla uzak bir ülkeye gitti.
13Önce on uşağını yanına çağırıp kendilerine on gümüş verdi.
‘Ben geri gelinceye dek bunu değerlendirin’
dedi. 14Ne var ki, ülkesinin halkı kendisine kin besliyordu.
Ardından elçi gönderip, ‘Biz bu adamın
başımıza kral olmasını istemiyoruz’
dediler.
15“Soylu adam krallığı sağlayıp geri geldiğinde, parayı bıraktığı
uşakları yanına çağırmaları için buyruk
verdi; öyle ki parayı nasıl değerlendirdiklerini
görsün. 16İlki yaklaşıp, ‘Efendi, gümüşün on gümüş daha
kazandı’ dedi. 17Adam, ‘Aferin iyi uşak’
dedi. ‘Az olanı kullanmakta güvenilir
kişi olduğunu gösterdin. On kent üzerinde
yetki veriyorum sana.’
18“İkincisi yaklaşıp, ‘Efendi’ dedi. ‘Gümüşün beş gümüş daha
getirdi.’ 19Adam, ‘Sana da beş kent
üzerinde yetki veriyorum’ dedi. 20Bir başkası yaklaşıp, ‘Efendi’ dedi, ‘İşte gümüşün. Onu
bir mendile sarıp sakladım. 21Çünkü senden korkum vardı. Sert bir insansın. Koymadığını
toplar, ekmediğini biçersin.’ 22Adam, ‘Kendi ağzından çıkan sözle seni suçlu çıkaracağım
kötü uşak’ dedi. ‘Benim sert bir insan
olduğumu biliyordun. Koymadığımı toplar,
ekmediğimi biçerim. 23Öyleyse niçin paramı
bankaya yatırmadın? Hiç olmazsa, geldiğimde
onu faiziyle birlikte çekerdim.’
24“Sonra orada duranlara, ‘Bu adamdan elindeki gümüşü alın,
on gümüşü olana verin’ dedi. 25‘Efendi, onun on gümüşü
var’ diye karşılık verdiler. 26Adam, ‘Size
derim ki’ dedi, ‘Malı olan herkese daha
da çok verilecek, ama bir şeyi olmayandan
elindeki bile alınacaktır.
27“‘Kendilerine krallık etmemi istemeyen bu düşmanlarıma gelince;
onları buraya getirin, gözümün önünde
idam edin.’” 28İsa bu sözleri söyledikten sonra onlardan önce Yeruşalim’e
doğru yola çıktı.
YERUŞALİM’İ KAPSAYAN HİZMET
Yeruşalim’e Görkemli Giriş 29-40
(Matta 21:1-11; Markos 11:1-11;
Yuhanna 12:12-19)
29Zeytinlik Dağı denen tepenin eteğinde Beytfaci’ye ve Beytanya’ya yaklaşınca,
İsa öğrencilerden ikisini gönderdi.
30Onlara, “Karşıdaki köye gidin” dedi. “Oraya varır
varmaz bağlı duran bir sıpa göreceksiniz.
Ona hiçbir vakit, hiç kimse binmemiştir.
Onu çözüp getirin. 31Eğer biri size, ‘Onu
niçin çözüyorsunuz?’ diye sorarsa, ‘Bu
Rab için gereklidir’ diyeceksiniz.”
32Gönderilenler gitti, her şeyi İsa’nın dediği gibi buldular. 33Sıpayı çözüyorlardı ki sahipleri, “Bu sıpayı niçin çözüyorsunuz?” diye sordu.
34Öğrenciler de, “Bu, Rab için gereklidir”
dedi. 35Sıpayı alıp İsa’ya getirdiler.
Kendi giysilerini sıpanın üstüne atarak,
İsa’nın binmesine yardım ettiler. 36İsa ilerlerken de giysilerini halı gibi yolun üstüne serdiler.
37İsa, Zeytinlik Dağı’nın alt yamacına yaklaştığında, tüm öğrenci topluluğu sevinçten
coşarak, tanık oldukları güçlü işlerin
hepsine ilişkin yüksek sesle Tanrı’ya
övgü sunmaya koyuldu. 38Şöyle bağırıyorlardı:
“Rab’bin adıyla gelen Hükümran kutludur.
Gökte esenlik, Yücelerde Olan’a yücelik olsun!”
39Topluluğun içinden bazı Ferisiler İsa’ya, “Öğretmen, öğrencilerini payla”
dedi. 40İsa, “Size
derim ki, bunlar susarlarsa taşlar bağıracak”
diye yanıtladı.
Kentin İlgisizliği 41-44
41İsa yaklaşıp kenti görünce onun için ağladı. 42“Keşke sen de bugün esenlik sağlayan değerlerin ne olduğunu
bilseydin” dedi. “Ama şimdi onlar gözlerinden
gizli kalıyor. 43Düşmanlarının çevrende
siper kazıp seni kuşatacakları, her
yönden saracakları günler geliyor. 44Seni de, bağrında taşıdığın çocuklarını da kaldırıp
yere çarpacaklar. Sende taş üstünde
taş bırakmayacaklar. Çünkü kendini ilgilendiren
tanrısal ziyaret vaktini bilmedin.”
İsa Tapınağı Arıtıyor 45-48
(Matta 21:12-17; Markos 11:15-19;
Yuhanna 2:13-22)
45İsa tapınağa girdi, oradaki satıcıları dışarı atmaya başladı. 46Onlara, “Kutsal Kitap’ta yazılmıştır” dedi:
“Evim dua evi olacaktır.
Ama siz onu eşkıya yatağı
yaptınız.”
47Her gün tapınakta öğretiyordu. Başrahipler, dinsel yorumcular O’nu yok etmek
istiyordu, halkın yöneticileri de aynı
isteği güdüyordu. 48Ne var ki, elverişli ortamı bulamıyorlardı. Çünkü tüm halk kulak kesilmiş
O’nu dinliyordu.
İsa’nın Yetkisine İlişkin Soru
1-8
(Matta 21:23-27; Markos 11:27-33)
Günlerden bir gün
İsa tapınakta halka öğretmekte ve Sevinç
Getirici Haber’i yaymaktayken başrahiplerle
dinsel yorumcular yanlarına İhtiyarlar’ı
alarak karşısına dikildiler. 2“Bize söyle bakalım” dediler,
“Bu işleri hangi yetkiye dayanarak yapıyorsun?
Bu yetkiyi sana veren kim?” 3İsa, “Ben size bir soru sorayım” diye yanıtladı.
“Söyleyin bana:
4Yahya’nın vaftiz etme yetkisi nereden geldi? Tanrı’dan mı
yoksa insanlardan mı?”
5Onlar aralarında düşünmeye koyuldular. Şöyle diyorlardı: “Eğer Tanrı’dandır
dersek, O bize, ‘Öyleyse niçin ona inanmadınız?’
diye soracak. 6Yok eğer, ‘İnsanlardandır’ dersek, tüm halk bizi taşlar. Çünkü Yahya’nın peygamber
olduğuna kanmış bulunuyorlar.” 7Bunun üzerine, nereden geldiğini bilmediklerini söylediler. 8İsa, “Öyleyse, ben de size bu işleri hangi yetkiye
dayanarak yaptığımı söylemeyeceğim”
dedi.
Bağ Kiralayanlara İlişkin Simgesel
Öykü 9-19
(Matta 21:33-46; Markos 12:1-12)
9İsa halka şu simgesel öyküyü anlatmaya başladı: “Bir
adam asma dikti, bağı bağcılara kiralayarak
uzun bir süre için başka bir ülkeye
gitti. 10Bağ bozumunda, ürünün
bir bölümünü kendisine vermeleri için
kiracılarına bir uşak gönderdi. Ama
kiracılar onu tartaklayıp eli boş geri
gönderdiler. 11Adam başka bir uşak gönderdi. Onu da tartaklayıp
aşağıladılar ve eli boş gönderdiler. 12Adamcağız üçüncü bir uşak gönderdi. Onu da yaralayıp dışarı
attılar.
13“Bunun üzerine bağ sahibi, ‘Ne yapayım?’ dedi. ‘Sevgili
oğlumu göndereyim. Belki ona saygı gösterirler.’ 14Ama kiracılar oğlunu görünce, ‘İşte malları miras alacak
olan burada’ diye aralarında söyleştiler,
‘Haydi, şunu öldürelim de mirasına konalım.’ 15Böylece onu bağdan dışarı
sürükleyip öldürdüler. Şimdi, bağ sahibi
onlara ne yapacak? 16Varıp o kiracıları yok edecek, bağı da başkalarına
verecek. “Bunu duyanlar, “Tanrı korusun!”
dediler. 17İsa onların gözlerinin
içine bakarak sordu: “Öyleyse, yazılmış
olan bu söz ne anlam taşır?
‘Yapıcıların kaldırıp
attığı Taş, işte bu baş köşeye konulan
Taş oldu.’”
18“Bu Taş’a çarpıp düşen herkes paramparça olacak. Taş da
kimin üstüne düşerse onu ezip toz edecek.”
19Dinsel yorumcularla başrahipler o anda O’na el uzatmak istedilerse de halktan
korktular. Çünkü bu simgesel öyküyle
kendilerine değindiğini anladılar.
Kayser’e Vergi Ödemeli mi? 20-26
(Matta 22:15-22; Markos 12:13-17)
20İsa’yı gözlemeye başladılar. O’nu kendi sözüyle tuzağa düşürmek istiyorlardı.
Sözde doğru kişiler gibi davranan, ama
gerçekte O’nu valinin yetkisine ve yargılamasına
teslim etmek için saman altından su
yürüten rol yapıcı kişiler gönderdiler. 21Bunlar varıp, “Ey Öğretmen, doğru konuştuğunu ve öğrettiğini,
kimseyi kayırmadığını biliyoruz” dediler.
“Tam tersine, Tanrı yolunu gerçekten
öğretiyorsun. 22Söyle bize: Kayser’e vergi ödemek bizim için yasal mı yoksa
değil mi?”
23İsa onların kurnazlığını bildiğinden, 24“Bana bir dinar gösterin” dedi. “Bunun üzerindeki yüz ve yazı kimindir?” Onlar, “Kayser’in!”
diye yanıtladılar. 25İsa’nın karşılığı şu oldu: “Bu durumda Kayser’e ilişkin şeyleri Kayser’e, Tanrı’ya ilişkin
olanları da Tanrı’ya verin.”
26Halkın önünde O’nu kendi sözüyle tuzağa düşüremediler. Verdiği yanıta şaşarak
susup kaldılar.
Ölülerin Dirilmesi Sorunu 27-40
(Matta 22:23-33; Markos 12:18-27)
27Bazı Sadukiler –ölülerin
dirilişi diye bir şey yoktur yolunda
konuşanlar– yaklaşıp İsa’ya bir soru
sordu: 28“Ey Öğretmen, Musa bize buyurmuştur
ki, evli bir adam çocuğu olmadan ölürse,
kardeşi dul kalan kadınla evlenmeli,
böylelikle kardeşine soy yetiştirmeli.
29“Yedi kardeş vardı. Birincisi bir kadınla evlenip çocuksuz öldü. 30İkincisi de, 31üçüncüsü de onunla evlendi. Aynı
durumda yedisi de çocuk bırakmadan öldü.
32Sonunda kadın da öldü. 33Ölüler dirildiğinde bu kadın hangisinin
karısı olacak? Öyle ya, yedisi de onu
kendisine eş olarak aldı.”
34İsa yanıtladı: “Bu çağın insanları evlenirler de everilirler
de. 35Ama o çağa ve ölüler
arasından dirilmeye yaraşır görülenler
ne evlenirler ne de everilirler. 36Çünkü artık ölüm nedir bilmezler. Onlar meleklere eşittir
ve diriliş çocukları olmaları nedeniyle
Tanrı çocuklarıdır. 37Kaldı ki, ölülerin dirilişini Musa’nın kendisi, yanan çalıyla
ilgili bölümde belirtti. Orada Rab için İbrahim’in, İshak’ın ve Yakup’un
Tanrısı diyor. 38Tanrı ölülerin değil,
dirilerin Tanrısı’dır. Çünkü herkes
O’nun için yaşar.” 39Dinsel yorumcuların bazısı, “Öğretmen, doğru söyledin” diye yanıtladı. 40Bundan sonra kendisine hiçbir şey sormak ataklığında bulunmadılar.
Mesih’le İlgili Somut Soru 41-44
(Matta 22:41-46; Markos 12:35-37)
41İsa onlara, “Mesih için nasıl Davut’un Oğlu’dur yolunda
söz ederler?” dedi. 42“Davut’un kendisi Mezmurlar
kitabında şöyle diyor:
“‘Rab Rabbim’e, «Sağımda
otur» dedi,
43“Düşmanlarını ayaklarının altına basamak yapıncaya dek.”
44“Eğer Davut’un kendisi O’na Rab diyorsa, O nasıl Davut’un
Oğlu olabilir?”
Dinsel Yorumculara Yöneltilen
Yargı 45-47
(Matta 23:1-36; Markos 12:38-40;
Luka 11:43)
45Tüm halk dinlerken İsa öğrencilere şunu söyledi: 46“Uzun giysilerle dolaşmaktan
hoşlanan, çarşıda meydanda saygıyla
selamlanmayı, sinagogların baş koltuklarını,
şölenlerin de ön sıralarını seven dinsel
yorumculardan sakının. 47Dul kadınların evlerine konan, gösteriş için uzun
uzadıya dualar yapan bu insanların
yargılanması daha ağır olacaktır.”
Dul Kadının Armağanı 1-4
(Markos 12:41-44)
İsa çevreye bakınca,
tapınağın para kutusuna armağanlarını
bırakan varlıklı kişileri gördü. 2Bu arada oraya iki bakır kuruş bırakan yoksul bir dul kadını
da gördü. 3“Doğrusu size derim
ki” dedi, “Bu yoksul dul herkesten
daha çok para bıraktı. 4Çünkü ötekilerin tümü
varlıklarının bolluğundan armağan bıraktı.
Ama bu kadın yoksulluğundan, nesi varsa
onu –tüm geçim olanağını– bıraktı.”
Taş Üstünde Taş Kalmayacak 5,6
(Matta 24:1-2; Markos 13:1-2)
5Bazıları tapınağın göz kamaştıran taşlarla, Tanrı’ya sunulan armağanlarla
süslenmiş olduğundan söz ediyordu. 6İsa, “Günler
geliyor” dedi, “Bu
gördüklerinizden taş üstünde taş kalmayacak.
Yıkılmadık bir şey bırakılmayacak.”
En Acı Olayın Habercileri 7-19
(Matta 24:3-14; Markos 13:3-13)
7Kendisine sordular: “Öğretmen, bu olaylar ne zaman olacak? Bunların yaklaştığını
gösteren belirti ne olacak?”
8İsa, “Dikkat edin, kimse sizi kandırmasın”
dedi. “Çünkü
birçokları adımla gelip, ‘Ben O’yum,
vakit yakındır’ diyecek. Onların ardından
gitmeyin. 9Savaştan, kargaşalıktan söz edildiğini duyduğunuzda korkuya
kapılmayın. Çünkü önce bu olayların
olması gerekir. Ama son hemen gelmeyecek.” 10Sonra, “Ulus ulusa, krallık krallığa
karşı ayaklanacak” dedi.
11“Güçlü depremler olacak, çeşitli yerlerde kıtlıklar, bulaşıcı
hastalıklar çıkacak. Korkunç görünümler,
gökte güçlü belirtiler görülecek. 12Ama tüm bunlardan önce size el kaldıracaklar,
baskı uygulayacaklar. Sizleri sinagoglara
teslim edecekler, cezaevlerine atacaklar.
Adıma bağlılık yüzünden kralların, valilerin
önüne çıkarılacaksınız. 13Bu olaylar tanıklığınıza olanak sağlayacak. 14Kendinizi nasıl savunacağınıza önceden hazırlık
gerekmediğini aklınızda tutun. 15Çünkü ben size hem söz hem de anlayış vereceğim. Öyle ki,
hiçbir düşmanınız size karşı çıkamayacak,
sizi yalanlayamayacak. 16Ana-babanız, kardeşleriniz, hısımlarınız, arkadaşlarınız
bile sizi ele verecek; kiminizi de öldürecekler. 17Adıma bağlılığınız yüzünden herkesin hıncına uğrayacaksınız.
18Ama başınızdan bir tek
kıl bile yitirilmeyecek. 19Sabırla canlarınızı
kazanacaksınız.”
Yeruşalim’in Yıkılacağı Bildiriliyor
20-24
(Matta 24:15-21; Markos 13:14-19)
20“Yeruşalim’in ordular tarafından kuşatıldığını gördüğünüzde,
yıkımının yaklaştığını bileceksiniz. 21O zaman Yahudiye ülkesinde bulunanlar dağlara kaçsın. Kentin
içinde oturanlar uzağa gitsin. Çevre
köylerdekiler kente girmesin. 22Çünkü bunlar tüm yazılı olanların yerini bulacağı
öç alma günleridir.
23“O günlerde çocuk bekleyenlere, emziklilere ne yazık! Çünkü
buraya korkunç sıkıntı, bu halka da
tanrısal öfke inecek. 24Kılıcın ağzına düşecekler, tüm uluslara tutsak
götürülecekler. Yeruşalim ulusların
ayakları altında ezilecek; ulusların
günleri doluncaya dek..”
İnsanoğlu’nun Gelişi 25-28
(Matta 24:29-31; Markos 13:24-27)
25“Güneşte, ayda, yıldızlarda belirtiler olacak. Yeryüzünde
ise denizin, yükselen dalgaların kükreyişinden
uluslar şaşkına dönüp bunalacak.
26“Dünyayı saran olayların korkusundan insanların yürekleri
eriyecek. Çünkü göklerin güçleri sarsılacak.
27“Bunun ardından, İnsanoğlu’nun büyük güçle ve sınırsız yücelikle
bir bulutta geldiğini görecekler. 28Bu olaylar olmaya başlayınca başlarınızı kaldırın; çünkü
özgürlük saatiniz yaklaşmaktadır.”
İncir Ağacından Edinilen Bilgi
29-33
(Matta 24:32-35; Markos 13:28-31)
29İsa onlara simgesel bir öykü anlattı: “İncir ağacına
ve bütün ağaçlara bakın. 30Yaprak sürdüklerini görünce, yazın yakın olduğunu kendiliğinizden
anlarsınız. 31Bunun gibi, bu olayları
gördüğünüzde de Tanrı hükümranlığının
yakında olduğunu bilesiniz. 32Doğrusu size derim ki, bu olayların tümü yerine
gelinceye dek bu soy kaybolmayacaktır. 33Gök ve yer geçip gidecek, ama sözlerim geçmeyecek.”
Kendinize Dikkat Edin 34-38
34“Kendinize dikkat edin. Zevk u safayla, sarhoşlukla, yaşamın
kaygılarıyla yürekleriniz katılaşmasın.
Ve o gün size bir tuzak gibi ansızın
gelmesin. 35Çünkü bu, yeryüzünde
oturanların tümünün başına gelecek. 36Hep uyanık olun, dua
edin. Öyle ki, ileride olacakların tümünden
kaçacak gücü bulasınız ve İnsanoğlu’nun
önünde durabilesiniz.”
37İsa gündüz vakti tapınakta öğretiyor, gece Zeytinlik Dağı’na çekilip orada
sabahlıyordu. 38Sabahın çok erken saatinde tüm
halk kendisini dinlemek için tapınakta
O’na akın ediyordu.
İSA’NIN ÇARMIHA ÇAKILIŞI VE DİRİLİŞİ
İsa’yı Öldürmek İçin Düzen Kuruluyor
1,2
(Matta 26:1-5; Markos 14:1,2;
Yuhanna 11:45-53)
Passah’ın kutlanışı olarak bilinen
mayasız ekmek töreni yaklaşıyordu.
2Başrahiplerle dinsel yorumcular
İsa’yı nasıl ortadan kaldırabileceklerini
araştırıyordu. Çünkü halktan korkuyorlardı.
Yahuda İsa’yı Ele Vermek İçin
Anlaşıyor 3-6
(Matta 26:14-16; Markos 14:10,11)
3Şeytan On İkiler’den biri olan İşkariyot adlı Yahuda’ya girdi. 4Yahuda gitti, başrahiplerle ve tapınak görevlileriyle İsa’yı nasıl onların
eline vereceğini danıştı. 5Onlarsa sevindi, kendisine para
vermek için anlaştılar. 6Yahuda kabul etti. Topluluğun
ortalıkta olmadığı bir sırada İsa’yı
ele vermek için elverişli ortamı kollamaya
başladı.
Öğrencilerle Birlikte Passah Yemeği
7-13
(Matta 26:17-25; Markos 14:12-21;
Yuhanna 13:21-30)
7Passah kurbanının kesilmesi gereken mayasız ekmek günü geldi. 8İsa, Petros’la Yuhanna’ya buyruk vererek kendilerini saldı: “Gidin, bizim için Passah’ı hazırlayın ki, birlikte yiyelim.”
9Onlar, “Nerede hazırlık yapmamızı istiyorsun?” diye sordu.
10İsa, “Kente girdiğinizde, sizi testiyle
su taşıyan bir adam karşılayacak”
dedi. “Kendisini
izleyin. Hangi eve girerse 11o evin sahibine, ‘Öğretmen, öğrencilerimle birlikte
Passah yemeğini yiyeceğim oda nerede
diye soruyor’ deyin. 12O size üst katta düzenlenmiş geniş bir oda gösterecek.
İşte orada yemeği hazırlayın.” 13Gittiler, her şeyi O’nun bildirdiği gibi buldular ve Passah yemeğini hazırladılar.
İsa’nın Kurduğu Sofra: Ekmekle
Şarap 14-23
(Matta 26:26-30; Markos 14:22-26;
I.Korintoslulara 11:23-25)
14Vakit gelince İsa sofraya oturdu. Haberciler de O’nunla birlikte oturdu. 15İsa onlara, “İşkence çekmeden önce, bu Passah yemeğini
sizlerle birlikte yemek için dayanılmaz
özlem duydum” dedi. 16“Çünkü size derim ki, Tanrı hükümranlığında tüm anlamı belirinceye
dek, bir daha böyle bir yemeğe oturmayacağım.”
17Sonra bir bardak aldı. Teşekkür yükselterek, “Bunu
alın ve aranızda paylaşın” dedi.
18“Size derim ki, Tanrı hükümranlığı gelinceye dek, bundan
böyle bağın bu ürününden içmeyeceğim.” 19Sonra ekmeği aldı. Teşekkür yükselterek parçalayıp böldü ve onlara verdi.
“Bu sizler için verilen bedenimdir” dedi. “Bunu anılmam için yapın.” 20Yemekten sonra onlara bardağı da verdi. “Bu bardak
sizler için akıtılan kanımdaki yeni
antlaşmadır” dedi. 21“Ancak, beni ele verenin eli işte benimle birlikte sofradadır. 22Çünkü İnsanoğlu kararlaştırıldığı
gibi gidiyor. Ama kimin aracılığıyla
ele veriliyorsa vay o adamın başına!” 23Bunun üzerine öğrenciler aralarında
bu işi yapacak adamın kim olabileceğini
tartışmaya başladı.
Hangimiz Daha Üstün? 24-30
24İçlerinden kimin daha üstün olduğu üzerinde de aralarında bir sürtüşme oluştu.
25İsa, “Ulusların
kralları onlar üzerinde egemen kesilir”
dedi. “Onları
yönetenler yararlılık eylemleriyle tanınırlar. 26Ama sizin durumunuz böyle olmayacak. Tam tersine en üstününüz
çırak, yöneteniniz de hizmet görücü
sayılsın. 27Kimdir üstün olan? Sofrada oturan mı, yoksa hizmet sunan
mı? Sofrada oturan değil mi? Ama ben
sizin aranızda hizmet sunan gibiyim. 28Sizler benim denenmelerimde benimle birlikte duranlarsınız. 29Ben de size bir hükümranlık
özgülüyorum; tıpkı Babam’ın bana özgülediği
gibi. 30Öyle ki, hükümranlığımda soframda yiyip içesiniz
ve tahtlara oturup İsrail’in On İki
Soyu’nu yargılayasınız.”
İsa Petros’un Yadsıyışını Önceden
Bildiriyor 31-34
(Matta 26:31-35; Markos 14:27-31;
Yuhanna 13:36-38)
31“Simon, Simon! İşte şeytan buğdayı samandan ayırırcasına
sizi elemek için olanak aradı. 32Ama imanın sarsılmasın diye senin için dua ettim. Sen de
geri döndüğünde* kardeşlerini
destekle.”
33Petros, “Efendi” dedi. “Seninle birlikte cezaevine de, ölüme de gitmeye hazırım.”
34İsa, “Sana
derim ki, Petros” dedi. “Bugün
horoz ötmeden önce, üç kez beni tanıdığını
yadsıyacaksın.”
İsa Suçlularla Bir Sayılıyor 35-38
35İsa sözünü sürdürdü: “Ben sizi para kesesiz, torbasız,
pabuçsuz gönderdiğimde bir şeye yoksunluk çektiniz mi?” Onlar, “Hiç çekmedik”
diye yanıtladı. 36İsa, “Ama
şimdi para kesesi olan da, torbası olan
da yanına alsın” dedi. “Kılıcı olmayan giysisini satsın, bir kılıç satın alsın.
37Çünkü size derim ki, bana ilişkin şu Yazı yerine gelmeli:
“‘Yasaya saygısı olmayanlarla
bir sayıldı.’
Çünkü benim için yazılanlar yerine gelecektir.”
38Onlar, “Efendi, işte burada iki kılıç duruyor” dedi. İsa, “Yeter artık!” diye yanıtladı*.
İsa Zeytinlik Dağı’nda Dua Ediyor
39-46
(Matta 26:36-46; Markos 14:32-42)
39İsa kentten ayrıldı, alıştığı üzere Zeytinlik Dağı’na çıktı. Öğrenciler de
O’nu izledi. 40Oraya varınca onlara, “Dua edin ki denenmeyesiniz” dedi. 41Onlardan ayrılıp bir taş atımı uzağa dek gitti, diz çöküp dua etmeye koyuldu:
42“Ey Baba! Eğer istersen
bu bardağı uzaklaştır benden. Ama benim isteğim değil, senin isteğin uygulansın.” [43Gökten bir melek belirip O’nu güçlendirdi. 44Yoğun acı duyarak daha da içtenlikle duaya koyuldu. Teri iri kan damlalarına
benzercesine toprağa dökülüyordu.] 45Duadan kalkıp öğrencilerin yanına
geldiğinde, onları üzüntüden uyur durumda
buldu. 46“Neden uyuyorsunuz?” dedi. “Kalkın dua edin ki, denenmeye düşmeyesiniz.”
İsa’nın Ele Verilmesi ve Tutuklanması
47-53
(Matta 26:47-56; Markos 14:43-50;
Yuhanna 18:3-11)
47O daha sözünü bitirmeden bir topluluk belirdi. Topluluğu On İkiler’den biri,
Yahuda adındaki adam yöneltiyordu. Yahuda
öpmek için İsa’ya yaklaştı. 48Ama İsa ona, “İnsanoğlu’nu bir öpüşle mi ele veriyorsun,
Yahuda?” dedi. 49İsa’nın yanındakiler olacakları
görünce, “Kılıçla vuralım mı, Efendi?”
dediler. 50İçlerinden biri, başrahibin uşağına kılıçla vurduğu gibi onun sağ kulağını
kopardı. 51Ama İsa, “Yeter, bırak!”
dedi. Sonra uşağın kulağına dokunup
onu iyileştirdi.
52İsa, kendisini yakalamaya gelen başrahiplere, tapınak görevlilerine ve İhtiyarlar’a,
“Eşkıyaya karşı
çıkarcasına kılıçlarla sopalarla gelmek
mi gerekirdi?” dedi. 53“Her gün tapınakta sizin aranızdaydım; bana el sürmediniz.
Ama şu an sizin saatinizdir; karanlığın
egemen kesildiği saat.”
Petros’un Yadsıması 54-62
(Matta 26:57,58; 69-75; Markos
14:53,54; 66-72; Yuhanna 18:12-18; 25-27)
54İsa’yı yakalayıp başrahibin evine getirdiler. Petros gerilerden O’nu izledi.
55Avlunun orta yerinde ateş yakıp
çevresine oturdular. Petros da aralarında
oturuyordu. 56Ateşin aydınlığında oturduğunu gören bir hizmetçi kız, gözlerini ona dikerek,
“Aa, bu adam da O’nunla birlikteydi”
dedi. 57Ama Petros yadsıyarak, “Kadın, ben O’nu tanımıyorum” dedi.
58Biraz sonra başka birinin gözü Petros’a ilişti. “Sen de onlardansın” dedi.
Ama Petros, “Değilim, arkadaş!” diye
karşılık verdi. 59Yaklaşık bir saat uzunluğunda zaman geçti. Derken başka biri üsteledi: “Kuşkusuz
bu da O’nunla birlikteydi. Baksana,
adam Galileli.” 60Ama Petros, “Ne demek istediğini bilmiyorum, arkadaş!” dedi. O daha bunu söylerken,
ansızın horoz öttü. 61Rab döndü, Petros’a baktı. Petros,
Rab’bin kendisine söylediklerini anımsadı:
“Bugün horoz ötmeden önce üç kez beni
yadsıyacaksın.” 62Ve dışarı çıkıp acı acı ağladı.
İsa Alaya Alındı, Gözleri Bağlandı,
Dövüldü 63-65
(Matta 26:67,68; Markos 14:65)
63İsa’yı kıskıvrak tutan adamlar O’nu alaya aldı, dövdü. 64Gözlerini bağlayıp, “Peygamberlikte bulun bakalım” dediler. “Kimdir sana vuran?”
65O’na daha bir sürü aşağılayıcı
söz söylediler.
İsa Kurul’un Önünde 66-71
(Matta 26:59-66; Markos 14:55-64;
Yuhanna 18:19-24)
66Gün ağarınca, halkın İhtiyarları –başrahiplerle dinsel yorumcular– toplandı.
İsa’yı Kurulları’na*
götürdüler. 67“Söyle bize, sen Mesih misin?” diye sordular. İsa onlara, “Eğer söylersem iman etmeyeceksiniz” dedi. 68“Ve soru sorarsam yanıtlamayacaksınız. 69Ama bundan böyle,
‘İnsanoğlu Tanrı gücünün sağında oturacaktır.’”
70Tümü birden, “Öyleyse sen Tanrı’nın Oğlu musun?” diye sordu. İsa, “Öyle olduğumu kendiniz söylüyorsunuz” diye yanıtladı.
71Bunun üzerine, “Bundan böyle tanığa ne gerek var?” dediler.
“İşte kendi ağzından duyduk.”
Vali Pilatus’un Önünde 1-5
(Matta 27:1,2; 11-14; Markos 15:1-5;
Yuhanna 18:28-38)
Orada toplananların
tümü kalkıp İsa’yı Pilatus’a götürdü.
2O’nu suçlamaya başladılar. “Bu adamı ulusumuzu yoldan saptırırken yakaladık”
dediler. “Kayser’e vergi ödememizi önlüyor,
kendisinin Mesih olduğunu söylüyor,
krallık taslıyor.”
3Pilatus İsa’ya sordu: “Sen Yahudiler’in Kralı mısın?” İsa, “Söylediğin gibidir” diye yanıtladı. 4Pilatus başrahiplere ve topluluğa, “Ben bu adamda hiçbir suç bulmuyorum” dedi.
5Ama onlar ayak dirediler: “Halkı kışkırtırıyor. Yahudiye’nin bir ucundan öbür
ucuna öğretisini yayıyor. Galile’den
başladı bu ve buraya dek vardı.”
İsa Herodes’e Gönderiliyor 6-12
6Pilatus bunu duyunca, O’nun Galileli olup olmadığını sordu. 7Herodes’in de yetkili bulunduğu bölgeden geldiğini öğrenince O’nu Herodes’e
gönderdi. O günlerde Herodes Yeruşalim’deydi,
8İsa’yı görünce çok sevindi. Çünkü onun için söylenenleri duymuştu. Uzun süredir
O’nu görmek istiyor, bir belirti göstermesine
tanık olmayı umuyordu. 9İsa’ya bir sürü soru sordu. Ama O hiç yanıt vermedi. 10Başrahiplerle dinsel yorumcular orada durmuş, sert sözlerle İsa’yı suçluyordu.
11Herodes’le askerleri de O’nu küçümseyerek
alaya aldı. Herodes O’nu parlak bir
giysiyle kuşatıp Pilatus’a geri gönderdi.
12O gün Herodes’le Pilatus birbiriyle
dost oldu. Çünkü bundan önce karşılıklı
düşmanlıktaydılar.
İsa Ölüm Yargısı Giyiyor 13-25
(Matta 27:15-26; Markos 15:6-15;
Yuhanna 18:39-19:1-16)
13Pilatus başrahiplerle başkanları ve halkı bir araya çağırdı. 14Kendilerine, “Bu adamı halkı yoldan saptırıyor suçlamasıyla bana getirdiniz”
dedi. “Ben de O’nu önünüzde sorguya
çektim. Ama öne sürdüğünüz suçlamalardan
hiçbirini bulamadım kendisinde. 15Herodes de bir suç bulamadı. İşte
bakın, O’nu bize geri gönderdi. O’nun
ölümü gerektirecek hiçbir suç işlemediği
ortadadır. 16Bu nedenle, O’nu dövüp salıvereceğim.” 17
18Ama tümü bir ağızdan bağırıyordu: “O’nu ortadan kaldır! Bize Bar Abbas’ı salıver”
19Bar Abbas kentte başgösteren bir
ayaklanma yüzünden cezaevine atılmıştı.
Üstelik adam da öldürmüştü. 20Pilatus İsa’yı salıvermek istediğinden, onlarla bir kez daha konuştu. 21Ama, “O’nu çarmıha çak, çarmıha çak” diye avaz avaz bağırıyorlardı.
22Pilatus üçüncü kez sordu: “Neden? Ne kötülük yaptı ki? Kendisinde ölümü gerektirecek
bir suç bulamadım. Bu nedenle, O’nu
dövüp salıvereceğim.” 23Ama onlar diretti. Avaz avaz bağırarak O’nu çarmıha çakmasını istediler. Sesleriyle
baskın çıktılar. 24Bunun üzerine Pilatus isteklerinin
uygulanması için karar çıkardı. 25İstedikleri kişiyi –başkaldırmaktan ve adam öldürmekten cezaevine atılan adamı–
salıverdi. İsa’yı da onların dileğine
bıraktı.
İsa Çarmıha Çakılıyor 26-43
(Matta 27:32-44; Markos 15:21-32;
Yuhanna 19:17-27)
26İsa’yı götürürlerken, Kireneli Simon adında
bir adam çiftlikten dönüyordu. Onu tuttular;
İsa’nın ardı sıra taşısın diye haçı
sırtına yüklediler. 27Halktan büyük bir topluluk ve O’nun için ağlayıp dövünen kadınlar kendisini
izliyordu. 28İsa kadınlara dönüp, “Yeruşalim kızları” dedi. “Benim
için gözyaşı dökmeyin. Kendiniz için
ve çocuklarınız için gözyaşı dökün.
29Çünkü, ‘Kısırlara, hiç çocuk doğurmamış döl yataklarına,
hiç süt emzirmemiş memelere ne mutlu!’
diyecekleri günler işte geliyor.
30“O vakit dağlara, ‘Üzerimize kapanın’ tepelere, ‘Bizi örtün’
demeye başlayacaklar. 31Çünkü ağaç yaşken bunu
yapanlar, kuru ağaca ne yapmazlar?” 32İdam edilmek üzere İsa’nın yanı sıra başka iki kişi –iki kıyacı– de götürüyorlardı.
33Kafatası denilen yere varınca,
O’nu ve kıyacıları çarmıha çaktılar;
biri sağda öbürü solda.
34[İsa, “Baba, onları bağışla” dedi. “Çünkü ne yaptıklarını bilmiyorlar.”]
“Kura çektiler,
O’nun giysilerini aralarında paylaştılar.”
35Halk durmuş seyrediyordu. Başkanlar alay havasıyla, “Başkalarını kurtardı”
diyorlardı. “Eğer gerçekten Tanrı’nın
Mesih’i, seçilmiş kişisiyse kendisini
kurtarsın bakalım.” 36Askerler de yaklaşıp sirke vererek
O’nu tiye aldılar. 37“Eğer Yahudiler’in kralıysan kendini
kurtar” diye laf atıyorlardı. 38İsa’nın başı üzerinde şu yazı yazılıydı: YAHUDİLERİN KRALIDIR BU.
39Asılmış kıyacılardan biri O’nu aşağılıyordu: “Mesih değil misin sen? Kendini
de, bizi de kurtar!” 40Ama öbürü onu kınadı. “Senin Tanrı’dan
korkun yok mu?” dedi. “Kendin de aynı
yargıyla ceza görmektesin. 41Bizimki hak edilmiş cezadır. Yaptıklarımıza yaraşan karşılığı alıyoruz. Ama
O hiçbir yolsuz iş yapmadı.” 42Sonra, “Ya İsa” dedi. “Hükümranlığına
geldiğinde beni anımsa!” 43İsa ona, “Doğrusu sana derim ki, bugün benimle birlikte cennette olacaksın”
dedi.
İsa’nın Ölümü 44-49
(Matta 27:45-56; Markos 15:33-41;
Yuhanna 19:28-30)
44Öğleyin yaklaşık saat on ikiydi; saat on beşe dek tüm ülkeyi karanlık kapladı.
45Güneş tutuldu. Tapınağın iç bölümünü ayıran perde ortadan yırtıldı. 46İsa yüksek sesle bağırdı: “Baba, ruhumu ellerine bırakıyorum.”
Bunu dedikten sonra ruhunu teslim etti.
47Olayı gören yüzbaşı Tanrı’yı yücelterek, “Hiç kuşkusuz, bu adam doğru biriydi”
dedi. 48Olayı görmek için oraya biriken
tüm topluluk gelişimleri görünce göğüslerini
döverek geri döndü.
49İsa’nın tüm tanışları ve kendisiyle birlikte Galile’den gelmiş olan kadınlar
da uzakta durup olaylara tanık oldu.
İsa’nın Gömülmesi 50-56
(Matta 27:57-61; Markos 15:42-47;
Yuhanna 19:38-42)
50Kurul üyesi bir adam vardı; adı Yusuf’tu. İyi ve doğru kişioğluydu o. 51Kurul’un güttüğü amaca da, atılımlarına da karşı çıkmıştı.Yahudiye’de Arimatea
kasabasından olan bu adam, Tanrı hükümranlığının
gelişini bekliyordu. 52Yusuf Pilatus’a gelip İsa’nın cesedini istedi. 53O’nu aşağıya indirdi, keten bir beze sarıp kaya içine oyulmuş bir mezara yatırdı.
Oraya daha önce hiç kimse gömülmemişti.
54Hazırlık günüydü; Şabat başlıyordu*.
55İsa’yla birlikte Galile’den gelmiş olan kadınlar Yusuf’un ardı sıra gitti.
Mezarı ve O’nun cesedinin nasıl yatırıldığını
gördüler. 56Sonra geri dönüp kokular ve sümbül
yağları hazırladılar. Şabat günü ruhsal
yasa uyarınca dinlendiler.
İSA’NIN DİRİLİŞİNDEN SONRA
İsa’nın Dirilişi 1-12
(Matta 28:1-10; Markos 16:1-8;
Yuhanna 20:1-10)
Haftanın ilk günü,
sabah erkenden kadınlar hazırladıkları
kokuları yanlarına alıp mezara geldiler.
2Taşı mezardan yuvarlanmış buldular. 3İçeri girince Rab İsa’nın cesedini bulamadılar. 4Onlar bu işe şaşıp dururken, ansızın yanlarında göz kamaştırıcı parlaklıkta
giysiler kuşanmış iki adam durdu. 5Kadınlar korkuyla yüzlerini yere
eğerken adamlar, “Diri olanı niçin ölüler
arasında arıyorsunuz?” dedi. 6“O burada değil; çünkü dirilmiştir. Daha Galile’deyken size söylediğini anımsayın.
7‘İnsanoğlu’nun günahlı insanlar
eline verilmesi, çarmıha çakılması ve
üçüncü gün dirilmesi gerektir’ demişti.”
8Kadınlar İsa’nın bu sözlerini anımsadı. 9Mezardan geri dönüp olanı biteni on bir öğrenciye ve geriye kalan herkese
anlattılar. 10Olayı habercilere iletenler Magdalalı
Meryem, Yoanna, Yakup’un annesi Meryem
ve beraberinde gelen başka kadınlardı.
11Ne var ki, bu sözler habercilerin
kulağına boş laf gibi geldi, kadınlara
inanmadılar. 12Ama Petros kalkıp mezara koştu. İçeriye eğildiğinde sadece keten bezleri gördü.
Bu olguya şaşırmış durumda evine döndü.
Emmaus Yolunda Rastlanan İlginç
Yolcu 13-35
(Markos 16:12,13)
13O gün onlardan ikisi Yeruşalim’den yaklaşık on bir kilometre uzaklıkta Emmaus
denen kasabaya doğru ilerliyordu. 14Tüm gelişimler zincirini kendi aralarında konuşmaktaydılar. 15Onlar konuşup tartışırken İsa yaklaştı, kendilerine yoldaşlık etti. 16Ne var ki, gözleri İsa’yı tanımaktan alıkondu. 17İsa, “Yolda yürürken birbirinizle konuşup durduğunuz
nedir?” diye sordu. Duraksadılar.
Üzüntü içindeydiler.
18Biri –adı Kleopas olanı– İsa’yı yanıtladı: “Şu günlerde Yeruşalim’de olup
da orada geçen olaylardan hiç haberi
olmayan tek kişi sen misin?” 19İsa, “Hangi olaylar?” diye sordu. “Nasıralı
İsa’ya ilişkin olayları” dediler. “Tanrı’nın
önünde ve tüm halkın gözünde eylemleri
ve sözleriyle güçlü insan, peygamber
İsa’yla ilgili olayları..
20“Başrahiplerimiz ve başkanlarımız, ölümle yargılanması için kendisini valiye
teslim ettiler, sonundaysa O’nu çarmıha
çaktılar. 21Oysa biz İsrail’i kurtaracak kişinin O olacağını umuyorduk. Üstelik bütün
bunlar olduktan üç gün sonra, 22aramızdan bazı kadınlar bizi şaşkına
dönüştürdü. Sabahın çok erken saatinde
mezara uğradılar. 23Ama O’nun cesedini bulamadılar. Gelip bize, melekler görmesi gördüklerini,
‘O yaşıyor’ diyen meleklerin sözlerini
aktardılar. 24Bizimle birlikte olanlardan bazıları mezara gitti; her şeyi kadınların anlattığı
gibi buldular. Ama kendisini görmediler.”
25İsa, “Ey akılsız insanlar!” dedi. “Peygamberlerin söylediği bunca söze inanmakta yüreği ağır davrananlar.
26Mesih’in bunları çekmesi
ve yüceliğine girmesi gerekli değil
miydi?”
27Musa’dan ve bütün peygamberlerden başlayarak, Kutsal Yazılar’ın tümünde kendisine
ilişkin gerçekleri onlara anlattı. 28Gitmekte oldukları kasabaya yaklaştıklarında kendisi ileriye gidecekmiş gibi
davrandı. 29Ama O’nu zorlayarak, “Bizimle
kal” dediler. “Çünkü akşam bastırıyor,
gün de sona eriyor.” Onlarla kalmak
üzere içeri girdi.
30Kendileriyle birlikte sofraya oturdu. Ekmeği aldı, şükür sunduktan sonra parçalayıp
böldü ve onlara verdi. 31İşte o anda gözleri açıldı ve
kendisini tanıdılar; ama O onların gözüne
görünmez oldu. 32Birbirlerine, “Yolda O bizimle konuşur, Kutsal Yazılar’ı açıklarken yüreklerimizin
derinlikleri yanıp tutuşmuyor muydu?”
dediler.
33Hemen o saatte kalkıp Yeruşalim’e geri döndüler. On Birler’i ve onlarla birliktekileri
toplanmış buldular. 34“Rab gerçekten dirildi ve Simon’a
göründü” diyorlardı. 35Onlar da yolda geçen olayları
ve İsa’nın ekmek parçalayıp bölerken
kendilerince nasıl tanındığını anlattılar.
İsa Öğrencilerine Görünüyor 36-49
(Matta 28:16-20; Markos 16:14-18;
Yuhanna 20:19-23; Habercilerin İşleri
1:6-8)
36Onlar bunları anlatırken, İsa aralarında durdu ve, “Üzerinize
esenlik olsun!” dedi. 37Ama onlar korkuyla sarsılıp ürktü.
Bir ruh gördüklerini sandılar. 38İsa onlara, “Niçin sarsılıyorsunuz?” dedi.
“Yüreğinizde neden kuşkular doğuyor? 39İşte ellerime ayaklarıma bakın. Ben kendimim. Bana ellerinizle
dokunun, beni görün. Çünkü ruhun ne
bedeni ne de kemiği vardır. Oysa gördüğünüz
gibi, benim var.”
40Bunu söyledikten sonra onlara ellerini, ayaklarını gösterdi. 41Sevinçten şaşkınlıktan bir türlü inanamıyorlardı. İsa, “Burada yiyecek bir
şeyiniz var mı?” diye sordu. 42Onlar da kendisine bir parça ızgara
balık verdiler. 43Bunu alıp gözleri önünde yedi.
44Sonra onlara, “Daha sizinle beraberken söylemiştim”
dedi.
“Musa’nın yasasında, peygamberlerde
ve Mezmurlar’da benim için yazılmış
bulunanlara ilişkin her şeyin yerine
gelmesi gerektir.”
45Bunun üzerine, Kutsal Yazılar’ı kavramaları için onların anlayışını açtı,
46yazılmış bulunanlara ilişkin kendilerini aydınlattı: “Mesih’in işkence çekmesi ve üçüncü gün ölüler arasından dirilmesi
gerektiğini ve 47O’nun adıyla günahların
bağışlanmasını sağlayan günahtan dönüş
bildirisinin Yeruşalim’den başlayarak
tüm uluslara yayılmasını.. 48Siz bunlara tanıksınız. 49İşte üzerinize Baba’nın vaadini gönderiyorum. Ama yüceden
gelecek güçle kuşatılıncaya dek kentte
kalın.”
İsa Göklere Yükseliyor 50-53
(Markos 16:19,20; Habercilerin
İşleri 1:9-11)
50Öğrencilerini Beytanya’ya dek yöneltti.. Ellerini kaldırıp onları kutsadı.
51Kendilerini kutsamaktayken aralarından ayrıldı ve göğe alındı. 52Onlar da kendisine tapınıp sevinç coşkunluğunda Yeruşalim’e döndüler. 53Ve sürekli olarak tapınakta Tanrı’yı yüceltiyorlardı.