YAKUP’UN MEKTUBU
(Yaşama Uygulanan İnanç)
Önsöz
Bu mektup kişisel yaşamda uygulamaya yönelik inancın, sağtöre
ilkeleriyle denkleşen Tanrı bağlılığının
işlerlikli göstergesidir. Tanrı esinlemesiyle
mektubu yazan Yakup’tur. Yazılış tarihi
50’li yıllar dolayındadır. Yakup Yeruşalim’de
inanlılar topluluğunun ileri gelenlerindendi
(Habercilerin İşleri 15:19-23). Mektup
Yahudiye bölgesi dışında yaşayan tüm
inanlılara yazıldı. Ana konusu 1:27
ve 2:26’da vurgulanmıştır. Mektup doğadan
alınan tanımlarla, benzetilerle, sağtöre
ve aktöre örnekleriyle doludur. Birçok
öğüdü içeren bu mektubun tezi, sevgiyle
kanıtlanmayan inancın boşluğu ve geçersizliğidir.
Yazar bu gereği önemsememeye karşın
inançlarına toz kondurmayanları sert
dille kınıyor.
Mektup kişinin göze çarpmayan günahlarını açığa çıkarmakta,
Tanrı bilgeliğiyle donatılmanın gereğini
belirtmektedir. Bu günahlar şöyle sıralanır:
Para sevgisi, muhtaca ilgisizlik, varlığın
yol açtığı kendini beğenme (2:2-4),
büyüklenme (4:4-6), dünya ile dostluk,
sabırsızlık, dille yakınma (5:7-11),
karaçalma, huysuzluk (3:1-12; 4:11,12),
sömürücülük, çıkarcılık (5:1-6). Bu
mektubun teziyle koşut sayılabilecek
bir Eski Antlaşma parçası, Amos peygamberin
sosyal adalet uygulamalarına eğilerek
bunları koşullandırmasıdır. E.A.’da
gür ve korkusuz dille konuşan Amos muhtaca,
ezilene, dışlanana karşı kayıtsız kalan
egemen kuşakları dokunaklı sözlerle
adamakıllı kınayan bir yazar niteliğiyle
tanınır. Yakup da aynı dille, sosyal
adalet konularına eğiliyor. Bu mektup
çağdaş insana sesleniyor; güncel bunalımlara,
sağlıksız ilişkilere parmağını basıyor.
Sağduyulu, işlerlikli incelikle, sosyal yükümlülüklerle, ödünsüz ilkelerle
yüklü olan bu yazı şöyle geliştirilmekte:
I.
Gerçek inancın özellikleri 1. bölüm
II.
Sınavı veremeyen inancın görünümü 3. ve 4. bölümler
III.
Uyarı, öğüt, öğretim 5. bölüm.
Tanrı’nın ve Rab İsa
Mesih’in uşağı Yakup, her yere dağılmış
on iki soyu selamlar.
GERÇEK İNANCIN ÖZELLİKLERİ
Denenmelerin İnanlıya Önemi 2-8
2Kardeşlerim, çeşitli denenmelerle karşılaştığınızda kendinizi çok sevinçli
sayasınız. 3Biliyorsunuz ki, imanınızın sınanması
sabrı oluşturur. 4Bu sabır yetkin sonucunu göstersin.
Öyle ki, hem yetkin olasınız hem de
bütünlüğe eresiniz. Hiçbir konuda eksiğiniz
kalmasın. 5Sizlerden birinin bilgeliği eksikse
eliaçıklıkla, kınamazlıkla herkese veren
Tanrı’dan istesin ve kendisine verilecektir.
6Ama hiçbir kuşkuya düşmeden, imanla
istesin. Çünkü kuşkuya düşen birey,
rüzgârın çalkaladığı ve sağa sola savurduğu
denizin kabarmasına benzer. 7Böyle bir durumda bocalayan insan Rab’ten bir şey alacağını düşünmesin. 8Dengesiz insan tuttuğu yolların tümünde kararsız biridir.
Yoksul ile Varlıklı 9-11
9Alt sırada bulunan kardeş yükseltilmesiyle övünsün; 10varlıklı sayılansa alt sıraya konmasıyla. Çünkü ‘otun çiçeği gibi’ geçip gidecektir
o. 11Çevreyi yakarak yükselen güneş
‘otu kurutur’, ‘çiçeğin yerinde yeller
eser’, dış görünüşünün güzelliğiyse
kaybolup gider. Tıpkı bunun gibi varlıklı
kişi de kendi uğraşları ortasında solup
geçecektir.
Tanrı Kimseyi Denemez, Ne De Denenir 12-18
12Denenme ortasında ‘sabreden insan mutludur’. Çünkü onaylandığında, Tanrı’nın
kendisini sevenlere vaat ettiği yaşam
tacını alacak. 13Denenen kişi kim olursa olsun, “Ben Tanrı tarafından deneniyorum” demesin.
Çünkü Tanrı’nın kötülüklerle denenmesi
olamayacak iştir; ne de herhangi bir
kişiyi dener O. 14Tam tersine, herkes kendi tutkusunun
ayartması ve kandırması sonucu denenmeye
sürüklenir. 15Ardındansa tutku gebe kalır ve günahı oluşturur. Günahın olgunlaşması ise
ölümü doğurur.
16Sevgili kardeşlerim, yanılmayın. 17Her yararlı bağış ve yetkin armağan
yücelerdendir; göksel ışıklar Babası’ndan
gelir. O’nda ne değişiklik var, ne de
değişken açılardan gölge salıcılık.
18Kendi isteği uyarınca, gerçek sözünün etkisiyle bizlere doğuş sağladı ve yaratıkları
arasında ilk-ürün özelliğini taşımamızı
amaçladı.
Gerçek İnanlı Kutsal Söz’ü Uygulayan 19-27
19Sevgili kardeşlerim, şunu bilmelisiniz: Her insan işitmekte ivedi, öte yandan
konuşmakta ve kızgınlıkta ağır davransın.
20Çünkü insanın kızgınlığı Tanrı’nın doğruluğuna işlerlik katmaz.
21Bu nedenle, her tür iğrençliği ve ardı alınmamış kötülüğü üzerinizden atın.
İçinizde etkin olan, canlarınızı kurtarmaya
yeterli güç taşıyan tanrısal sözü yumuşak
huylulukla kabul edin. 22Tanrısal sözün uygulayıcıları
olun; kendi kendini aldatan kupkuru
dinleyicileri değil. 23Çünkü bir kimse tanrısal sözün uygulayıcısı değil de sadece dinleyicisi ise,
aynada doğal yüzüne bakan insan gibidir.
24Kendi yüzüne baktıktan sonra gider, ardından da görünüşünün nasıl olduğunu
unutuverir. 25Oysa özgürlüğün yetkin yasasına
yaklaşıp onda sürekli kalan kişi, dinlediğini
unutuveren birisi değil, tam tersine
gerekli eylemi bütünleyendir. Bu insan
kendi işinde mutluluk bulur. 26Ben dinselim yolunda kurama kapılırken, dilini gemlemeyen, bunun tersine yüreğini
oyuna getiren bireyin dinselliği boştur.
27Göksel Tanrı’nın ve Baba’nın önünde pak ve lekesiz dinsellik şudur: Yetimleri
dulları acılarında görmeye gitmek; kendisini
de dünyasal çürüklükten korumak.
SINAVI VEREMEYEN İNANÇ
Yoksulu Desteklemek Evrensel Kural 1-13
Kardeşlerim, yüce
Rabbimiz İsa Mesih’e ilişkin imanı,
insan kayırıcılığıyla bağdaştırma oyununa
gelmeyin. 2Örneğin, toplantınıza parmaklarında
altın yüzük, üstünde parlak giysiler
taşıyan birisi gelir. Öte yandan da
sırtında eski püskü giysilerle bir başkası
gelir. 3Giyimi kuşamı yerinde olana özel önem vererek, “Şurada, şu güzel yerde otur”
derseniz, buna karşı da yoksula, “Sen
orada dikil” ya da, “Yerde ayağımın
dibine çök” derseniz, 4yüreğinizde ayrım gözeterek kötü
düşünceli yargılayıcılar durumuna düşmez
misiniz?
5Kulak verin sevgili kardeşlerim: Tanrı vaat ettiği hükümranlığın mirasçıları
olmaya dünya gözünde yoksul, ama imanda
zengin ve O’nu seven bireyleri seçmedi
mi? Elbette. 6Ama sizler yoksulu aşağıladınız.
Üzerinize egemen güç kesilenler, varlıklılar
değil mi? Sizleri yargıçların önüne
sürükleyenler de bunlar değil mi? 7Sizler o yüce Ad’la tanınmaktayken bu Ad’a sövenler de kendileri değil mi?
8Siz eğer Kutsal Yazı’daki egemen yasayı tümlerseniz sağlam tahtaya basarsınız:
“İnsan kardeşini kendin gibi seveceksin.”
9Ama adam kayırıyorsanız günah işliyorsunuz. Suç işleyen kişiler olarak ruhsal
yasa tarafından suçlu çıkarılmaktasınız.
10Çünkü bir kimse ruhsal yasanın tümünü uygulayıp da tek konuda sendelerse,
bütününe karşı suçlu olur. 11Çünkü, “Evlilik dışı cinsel bağlantıya
girmeyeceksin” diyen, bunun yanı sıra,
“Adam öldürmeyeceksin” de demiştir.
Şöyle ki, evlilik dışı cinsel bağlantıya
girmez ama adam öldürürsen, ruhsal yasayı
çiğneyen biri oldun demektir. 12Özgürlük yasası uyarınca yargılanacak
kişiler olarak konuşun, bunu düşünerek
uğraşınızı sürdürün. 13Acıma göstermeyenlere karşı tanrısal yargılama da acıma tanımayacak. Ama yargılama
karşısında acıma üstün çıkar.
İman Davranışlarla Belirgin Olur,
İşlerle Kanıtlanır 14-26
14Kardeşlerim, birisi, “Benim imanım var” deyip de sözünü işleriyle kanıtlamazsa
bu neye yarar? Bu tür iman onu kurtarabilir
mi? 15Eğer bir kardeş ya da kız kardeş çıplaksa, o gün için gerekli yiyecekten yoksunsa,
16bu kişilere sizlerden biri, “Esenlikle
gidin; ısınmanız, doyurulmanız için
her ne gerekiyorsa size bol bol sağlansın”
dileğinde bulunur da, onların bedenine
gerekli yardımı sunmazsa, bu neye yarar?
17İman konusuna şu açıdan bakılsın: Yapılan işlerle kanıtlanmayan iman kendi
başına ölüdür.
18Birisi çıkıp şöyle diyebilir: “Senin imanın varsa, benim de işlerim var.”
Verilecek yanıt şudur: “İşlerle kanıtlanmayan
o imanı sen bana göster; ben de sana
işlerimle kanıtlanan imanı göstereceğim.”
19Sen Tanrı’nın birliğine inanıyor musun? Çok iyi ediyorsun. Buna cinler de
inanıyor, hem de titriyorlar. 20Bilmek ister misin, ey boş insan?
Yapılan işlerle kanıtlanmayan iman yararsızdır.
21Atamız İbrahim, ‘oğlu İshak’ı sunak üstünde sunmakla’ yapılan işler sonucunda
doğrulukla donatılmadı mı? 22Onda imanın, işlerle atbaşı beraber
gittiğini görüyorsun. Böylece iman,
yapılan işler sonucunda yetkinliğe erdi.
23Bu gelişimde Kutsal Yazı’daki
şu söz yerine geldi: ‘İbrahim Tanrı’ya
iman etti ve bu ona doğruluk sayıldı.’
Ve İbrahim’e ‘Tanrı’nın dostu’ dendi.
24İnsanın salt iman sonucunda değil, yapılan işler sonucunda doğrulukla donatıldığını
görüyorsunuz. 25Aynı durumda genel kadın Rahap
da, soruşturucuları kabul edip onları
bambaşka bir yoldan göndermekle, işler
sonucunda doğrulukla donatılmadı mı?
26Ruhsuz beden ölü olduğu gibi,
yapılan işlerle desteklenmeyen iman
da ölüdür.
Öğretmenin Sorumluluğu, Dilin
Yakıcılığı 1-12
Kardeşlerim bilirsiniz
ki, biz öğretmenler daha kesin yargı
giyeceğiz. Bu nedenle bir sürü öğretmen
kesilmeyin.
2Hepimiz de birçok bakımdan suç işliyoruz. Ağzının sözüyle suça düşmeyen kişi
tüm bedenini gemleyebilendir. Yetkin
kişi odur.
3Dileğimiz uyarınca davransınlar diye atların ağızlarına gem vururuz, böylece
onların tüm bedenini gemleriz. 4Bir de gemileri göz önüne getirin.
Koskocaman olmalarına ve sert rüzgârların
etkisiyle sürüklenmelerine karşın, dümencinin
gönlü nereyi dilerse küçücük bir dümenle
oraya yönlendirilirler. 5Dil de tıpkı bu kapsamdadır. Bedenin küçücük bir parçası
olmaya karşın çok büyük işlerle övünür
dil. Bakın! Küçücük bir kıvılcım koca
bir ormanı tutuşturmaya yetmez mi? 6Dil de bir ateştir. Tüm bedeni
lekeleyen ve cehennemden aldığı kıvılcımlarla
doğanın çemberini alevlere boğan kötülük
evreni.. Beden parçalarımız arasında
dildir böyle davranan.
7Tüm yabanıl hayvanlar, kuşlar, sürüngenler ve denizdeki yaratıklar denetim
altına alınabilir. Nitekim insanlarca
denetim altına alınabilmişlerdir. 8Ama dili denetleyebilecek insan yoktur. Öldürücü zehirle dolu, uslanmak bilmez
kötülük kaynağıdır o. 9Rab’bi ve Baba’yı dille kutsadığımız
gibi, yine aynı dille ‘Tanrı benzerliğinde’
yaratılan insanları lanetleriz. 10Kutsama ve lanetleme aynı ağızdan
çıkar. Bu böyle olmamalı kardeşlerim.
11Bir pınar aynı gözden hem tatlı hem de acı su akıtır mı? 12Kardeşlerim, incir ağacı zeytin, ya da üzüm asması incir verebilir mi? Tıpkı
bunun gibi, tuzlu pınar tatlı su veremez.
Ruhsal Akıllılık Alçakgönüllülüktür 13-18
13Aranızda bilge ve akıllı olan kimdir? Bilgeliğe özgü yumuşak huylulukla iyi
yaşayıştan oluşan işlerini göstersin.
14Ama yüreğinizde kıskançlık ve sürtüşme zehiri varsa, sakın övünmeyin ve gerçeğe
karşı yalancılığa düşmeyin. 15Böylesi bilgelik yukarıdan kaynaklanmaz.
Tam tersine yersel, cansal, şeytansaldır
o. 16Çünkü her nerede kıskançlık ve sürtüşme varsa, orada kargaşa ve her tür kötülük
egemendir. 17Yukarıdan gelen bilgelik ise her
şeyden önce kusursuzdur; ondan sonra
barışçıdır, iyi yüreklidir, uysaldır,
acımayla ve yararlı ürünlerle doludur.
Kararsızlıktan ve ikiyüzlülükten arınmıştır.
18Kaldı ki, doğruluk ürünü barışçılar tarafından barış ortamında
ekilir.
Kıskançlığın Kaynağı Dünya ile
Dostluktur 1-6
Aranızdaki savaşlar
çatışmalar nereden kaynaklanıyor? Bunlar
içinizde, bedeninizin parçalarında silaha
sarılan kendi tutkularınızdan doğmuyor
mu? 2Elde etmeyi istersiniz ama isteğinize ulaşamazsınız. Adam öldürürsünüz, kıskançlık
beslersiniz, buna karşın başarı sağlayamazsınız.
Çatışırsınız savaşırsınız, yine de aradığınızı
bulamazsınız. Çünkü Tanrı’dan istemiyorsunuz.
3İsteyince alamıyorsunuz; çünkü istemenizin amacı kötüdür.
Tutkularınıza harcama kovalayışındasınız.
4Tanrısaymazlar! Dünya ile dostluğun Tanrı’ya düşmanlık olduğunu bilmez misiniz?
Bu durumda dünya ile dost olmak isteyen
kişi kendini Tanrı’nın düşmanı kılar.
5Yoksa Kutsal Kitap’ta şu sözün
boş yere yazıldığını mı sanıyorsunuz?
O, bizde konut kuran ruha kıskançlıkla
özlem çeker. 6‘Kayra vermesi’ de bollukladır.
Bu nedenle Kutsal Yazı’da şöyle deniyor:
“Tanrı büyüklenenlere karşı çıkar, alçakgönüllülere
ise kayra sağlar.”
Alçakgönüllülüğe Çağrı 7-10
7Bu nedenle, Tanrı’ya bağımlı olun. Öte yandan iblise direnin, o da sizden
kaçacaktır. 8Tanrı’ya yaklaşın, O da size yaklaşacaktır.
Ellerinizi temizleyin, ey günahlılar!
Yüreklerinizi de suçtan arıtın, ey dengesizler!
9Dertlenin, yas tutun, ağlayın. Gülüşünüz yasa dönüşsün, sevinciniz de kaygıya..
10Rab’bin önünde alçalın, O ise
sizleri yükseltecektir.
Yargıç Sen Değilsin, Tanrı’dır 11,12
11Birbirinizi yermeyin, kardeşlerim. Kardeşini yeren ya da kardeşini yargılayan,
gerçekte ruhsal yasayı yermekte, ruhsal
yasayı yargılamaktadır. Eğer sen ruhsal
yasayı yargılıyorsan ruhsal yasanın
uygulayıcısı değilsin; tam tersine yargıcısın.
12Yasa koyucu ve Yargıç tektir.
Kurtarmaya da mahvetmeye de yeterli
olan O’dur. Öte yandan insan kardeşini
yargılayan sen kim oluyorsun?
İnsan Tasarlar, Tanrı Kararlaştırır 13-17
13Gelin, şimdi bol keseden konuşanlar: “Bugün ya da yarın şu kente gideceğiz,
orada bir yıl geçireceğiz, alışverişle
uğraşacağız, para kazanacağız” diyenler.
14Gelgelelim, yarına ilişkin bilginiz yok. Yaşamınız nedir
ki? Çünkü bir süre görünen, az sonra
görünmez olan buharsınız.
15Bu durumda şöyle konuşmanız gerekmez mi? “Rab isterse ve yaşarsak; şu işi,
öteki işi yapacağız.” 16Ama siz şimdiki durumunuzla, gösterişçiliğinizle
övünüyorsunuz. Bu tür övüncün tümü kötüdür.
17Bu nedenle iyi olanı bilip de
yapmamak bireye günahtır.
UYARI, ÖĞÜT, ÖĞRETİM
Haksızlıkla Varlığını Artıranın
Yargılanması 1-6
Gelin varlıklı kişiler!
Şu anda üzerinize inmekte olan dertler
için hüngür hüngür ağlayın. 2Varlığınız çürüdü, giysileriniz güve yeniği oldu. 3Altınınız, gümüşünüz pas tuttu. Onların pası sizlere karşı tanıklıkta bulunacak
ve etinizi ateş gibi yiyecek. Çağın
sonunu belgeleyen şu günlerde varlık
biriktirdiniz. 4Bakın, tarlalarınızdan ürün devşiren
emekçilerden ustalıkla alıkoyduğunuz
emeğin karşılığı haykırıyor. Biçicilerin
çığlığı ‘Ordular Rabbi’nin kulaklarına
ulaştı. 5Şu dünyada yaşamın tadını çıkardınız
ve zevk u sefaya daldınız. ‘Kesim gününe’
hazırlanıyormuş gibi yüreklerinizi semirttiniz.
6Doğru kişiyi suçlu çıkardınız,
sonra da öldürdünüz. O sizlere hiçbir
direniş göstermiyor.
Kesin Yargı Yakındır; Katlanış
Gösterin 7-11
7Bu nedenle kardeşlerim, Rab’bin gelişine dek katlanmayı bilin. Bakın çiftçiye.
Toprağın değerli ürününü bekler. ‘Önceki
ve sonraki yağmur’ onun üzerine düşünceye,
ürünü elde edinceye dek katlanmasını
bilir. 8Sizler de katlanış gösterin. Yüreklerinizi pekiştirin, çünkü Rab’bin gelişi
yakındır. 9Kardeşlerim, birbirinize karşı
mırıltıya katılmayın ki yargılanmayasınız.
İşte Yargıç kapıda beklemekte. 10Kardeşlerim, acı çekmekte ve katlanmakta Rab’bin adıyla konuşan peygamberleri
kendinize örnek tutun. 11Bakın, ‘sabredenleri mutlu saymaktayız’.
Eyub’un sabrını duydunuz, durumunu Rab’bin
nasıl sonuçlandırdığını da gördünüz.
‘Rab’bin çok acıyan ve sevecenlikle
davranan olduğunu bildiniz.’
Ant İçmeyin, Gerçeği Konuşun 12
12Kardeşlerim, en önemli konu, ant içmeyi bırakın: Ne göğü ne yeri ne de başka
bir şeyi amaçlayarak ant için. ‘Evet’iniz
evet olsun, ‘Hayır’ınız da hayır. Öyle
ki, yargıya düşmeyesiniz.
Dua En Etkin Destek 13-18
13İçinizden biri acı mı çekiyor? Dua etsin. Birinin yüreği sevinçli mi? Şükür
ilahisi söylesin. 14İçinizden biri hasta mı? Kilise
topluluğunun İhtiyarları’nı çağırsın.
Rab’bin adıyla yağ sürerek onun için
dua etsinler. 15İmanla sunulan dua hastayı kurtaracak ve Rab onu ayağa kaldıracak. Eğer günah
işlemişse kendisine bağışlanacaktır.
16Bu nedenle, birbirinize günahlarınızı açıkça söyleyin ve birbiriniz için dua
edin ki iyi olasınız. Doğru kişinin
dileği çok güçlü etkiyle iş görür. 17İlyas peygamber bize benzer bir insandı. Yağmur yağmasın diye üsteleyerek
dua etti ve üç yıl altı ay süreyle ülkeye
yağmur düşmedi. 18Yeniden dua etti; gök yağmur verdi ve ülke ürününü yetiştirdi.
Son Söz 19-20
19Kardeşlerim, eğer aranızdan biri gerçekten sapar, başka biri onu geri getirirse
20bilinsin ki, tutmuş olduğu aldatı
yolundan günahlıyı geri getiren onun
canını ölümden kurtaracak
ve sayısız günahları örtmüş olacak.