incilTurK.com

 
 
 

 
 

 

 
 
 
 

 

Incil - Sevinc Getirici Haber

Incil
Thomas Cosmades Cevirisi


 

YAKUP’UN MEKTUBU

(Yaşama Uygulanan İnanç)

 

Önsöz

Bu mektup kişisel yaşamda uygulamaya yönelik inancın, sağtöre ilkeleriyle denkleşen Tanrı bağlılığının işlerlikli göstergesidir. Tanrı esinlemesiyle mektubu yazan Yakup’tur. Yazılış tarihi 50’li yıllar dolayındadır. Yakup Yeruşalim’de inanlılar topluluğunun ileri gelenlerindendi (Habercilerin İşleri 15:19-23). Mektup Yahudiye bölgesi dışında yaşayan tüm inanlılara yazıldı. Ana konusu 1:27 ve 2:26’da vurgulanmıştır. Mektup doğadan alınan tanımlarla, benzetilerle, sağtöre ve aktöre örnekleriyle doludur. Birçok öğüdü içeren bu mektubun tezi, sevgiyle kanıtlanmayan inancın boşluğu ve geçersizliğidir. Yazar bu gereği önemsememeye karşın inançlarına toz kondurmayanları sert dille kınıyor.

 

Mektup kişinin göze çarpmayan günahlarını açığa çıkarmakta, Tanrı bilgeliğiyle donatılmanın gereğini belirtmektedir. Bu günahlar şöyle sıralanır: Para sevgisi, muhtaca ilgisizlik, varlığın yol açtığı kendini beğenme (2:2-4), büyüklenme (4:4-6), dünya ile dostluk, sabırsızlık, dille yakınma (5:7-11), karaçalma, huysuzluk (3:1-12; 4:11,12), sömürücülük, çıkarcılık (5:1-6). Bu mektubun teziyle koşut sayılabilecek bir Eski Antlaşma parçası, Amos peygamberin sosyal adalet uygulamalarına eğilerek bunları koşullandırmasıdır. E.A.’da gür ve korkusuz dille konuşan Amos muhtaca, ezilene, dışlanana karşı kayıtsız kalan egemen kuşakları dokunaklı sözlerle adamakıllı kınayan bir yazar niteliğiyle tanınır. Yakup da aynı dille, sosyal adalet konularına eğiliyor. Bu mektup çağdaş insana sesleniyor; güncel bunalımlara, sağlıksız ilişkilere parmağını basıyor.

 

Sağduyulu, işlerlikli  incelikle, sosyal yükümlülüklerle, ödünsüz ilkelerle yüklü olan bu yazı şöyle geliştirilmekte:

I.                  Gerçek inancın özellikleri 1. bölüm

II.               Sınavı veremeyen inancın görünümü 3. ve 4. bölümler

III.            Uyarı, öğüt, öğretim 5. bölüm.

 

1

Tanrı’nın ve Rab İsa Mesih’in uşağı Yakup, her yere dağılmış on iki soyu selamlar.

 

GERÇEK İNANCIN ÖZELLİKLERİ

 

Denenmelerin İnanlıya Önemi 2-8

 2Kardeşlerim, çeşitli denenmelerle karşılaştığınızda kendinizi çok sevinçli sayasınız. 3Biliyorsunuz ki, imanınızın sınanması sabrı oluşturur. 4Bu sabır yetkin sonucunu göstersin. Öyle ki, hem yetkin olasınız hem de bütünlüğe eresiniz. Hiçbir konuda eksiğiniz kalmasın. 5Sizlerden birinin bilgeliği eksikse eliaçıklıkla, kınamazlıkla herkese veren Tanrı’dan istesin ve kendisine verilecektir. 6Ama hiçbir kuşkuya düşmeden, imanla istesin. Çünkü kuşkuya düşen birey, rüzgârın çalkaladığı ve sağa sola savurduğu denizin kabarmasına benzer. 7Böyle bir durumda bocalayan insan Rab’ten bir şey alacağını düşünmesin. 8Dengesiz insan tuttuğu yolların tümünde kararsız biridir.

 

Yoksul ile Varlıklı 9-11

 9Alt sırada bulunan kardeş yükseltilmesiyle övünsün; 10varlıklı sayılansa alt sıraya konmasıyla. Çünkü ‘otun çiçeği gibi’ geçip gidecektir o. 11Çevreyi yakarak yükselen güneş ‘otu kurutur’, ‘çiçeğin yerinde yeller eser’, dış görünüşünün güzelliğiyse kaybolup gider. Tıpkı bunun gibi varlıklı kişi de kendi uğraşları ortasında solup geçecektir.

 

Tanrı Kimseyi Denemez, Ne De Denenir 12-18

 12Denenme ortasında ‘sabreden insan mutludur’. Çünkü onaylandığında, Tanrı’nın kendisini sevenlere vaat ettiği yaşam tacını alacak. 13Denenen kişi kim olursa olsun, “Ben Tanrı tarafından deneniyorum” demesin. Çünkü Tanrı’nın kötülüklerle denenmesi olamayacak iştir; ne de herhangi bir kişiyi dener O. 14Tam tersine, herkes kendi tutkusunun ayartması ve kandırması sonucu denenmeye sürüklenir. 15Ardındansa tutku gebe kalır ve günahı oluşturur. Günahın olgunlaşması ise ölümü doğurur.

 16Sevgili kardeşlerim, yanılmayın. 17Her yararlı bağış ve yetkin armağan yücelerdendir; göksel ışıklar Babası’ndan gelir. O’nda ne değişiklik var, ne de değişken açılardan gölge salıcılık. 18Kendi isteği uyarınca, gerçek sözünün etkisiyle bizlere doğuş sağladı ve yaratıkları arasında ilk-ürün özelliğini taşımamızı amaçladı.

 

Gerçek İnanlı Kutsal Söz’ü Uygulayan 19-27

 19Sevgili kardeşlerim, şunu bilmelisiniz: Her insan işitmekte ivedi, öte yandan konuşmakta ve kızgınlıkta ağır davransın. 20Çünkü insanın kızgınlığı Tanrı’nın doğruluğuna işlerlik katmaz.

 21Bu nedenle, her tür iğrençliği ve ardı alınmamış kötülüğü üzerinizden atın. İçinizde etkin olan, canlarınızı kurtarmaya yeterli güç taşıyan tanrısal sözü yumuşak huylulukla kabul edin. 22Tanrısal sözün uygulayıcıları olun; kendi kendini aldatan kupkuru dinleyicileri değil. 23Çünkü bir kimse tanrısal sözün uygulayıcısı değil de sadece dinleyicisi ise, aynada doğal yüzüne bakan insan gibidir. 24Kendi yüzüne baktıktan sonra gider, ardından da görünüşünün nasıl olduğunu unutuverir. 25Oysa özgürlüğün yetkin yasasına yaklaşıp onda sürekli kalan kişi, dinlediğini unutuveren birisi değil, tam tersine gerekli eylemi bütünleyendir. Bu insan kendi işinde mutluluk bulur. 26Ben dinselim yolunda kurama kapılırken, dilini gemlemeyen, bunun tersine yüreğini oyuna getiren bireyin dinselliği boştur. 27Göksel Tanrı’nın ve Baba’nın önünde pak ve lekesiz dinsellik şudur: Yetimleri dulları acılarında görmeye gitmek; kendisini de dünyasal çürüklükten korumak.

 

SINAVI VEREMEYEN İNANÇ

 

Yoksulu Desteklemek Evrensel Kural 1-13

2

Kardeşlerim, yüce Rabbimiz İsa Mesih’e ilişkin imanı, insan kayırıcılığıyla bağdaştırma oyununa gelmeyin. 2Örneğin, toplantınıza parmaklarında altın yüzük, üstünde parlak giysiler taşıyan birisi gelir. Öte yandan da sırtında eski püskü giysilerle bir başkası gelir. 3Giyimi kuşamı yerinde olana özel önem vererek, “Şurada, şu güzel yerde otur” derseniz, buna karşı da yoksula, “Sen orada dikil” ya da, “Yerde ayağımın dibine çök” derseniz, 4yüreğinizde ayrım gözeterek kötü düşünceli yargılayıcılar durumuna düşmez misiniz?

 5Kulak verin sevgili kardeşlerim: Tanrı vaat ettiği hükümranlığın mirasçıları olmaya dünya gözünde yoksul, ama imanda zengin ve O’nu seven bireyleri seçmedi mi? Elbette. 6Ama sizler yoksulu aşağıladınız. Üzerinize egemen güç kesilenler, varlıklılar değil mi? Sizleri yargıçların önüne sürükleyenler de bunlar değil mi? 7Sizler o yüce Ad’la tanınmaktayken bu Ad’a sövenler de kendileri değil mi?

 8Siz eğer Kutsal Yazı’daki egemen yasayı tümlerseniz sağlam tahtaya basarsınız: “İnsan kardeşini kendin gibi seveceksin.” 9Ama adam kayırıyorsanız günah işliyorsunuz. Suç işleyen kişiler olarak ruhsal yasa tarafından suçlu çıkarılmaktasınız. 10Çünkü bir kimse ruhsal yasanın tümünü uygulayıp da tek konuda sendelerse, bütününe karşı suçlu olur. 11Çünkü, “Evlilik dışı cinsel bağlantıya girmeyeceksin” diyen, bunun yanı sıra, “Adam öldürmeyeceksin” de demiştir. Şöyle ki, evlilik dışı cinsel bağlantıya girmez ama adam öldürürsen, ruhsal yasayı çiğneyen biri oldun demektir. 12Özgürlük yasası uyarınca yargılanacak kişiler olarak konuşun, bunu düşünerek uğraşınızı sürdürün. 13Acıma göstermeyenlere karşı tanrısal yargılama da acıma tanımayacak. Ama yargılama karşısında acıma üstün çıkar.

 

İman Davranışlarla Belirgin Olur, İşlerle Kanıtlanır 14-26

 14Kardeşlerim, birisi, “Benim imanım var” deyip de sözünü işleriyle kanıtlamazsa bu neye yarar? Bu tür iman onu kurtarabilir mi? 15Eğer bir kardeş ya da kız kardeş çıplaksa, o gün için gerekli yiyecekten yoksunsa, 16bu kişilere sizlerden biri, “Esenlikle gidin; ısınmanız, doyurulmanız için her ne gerekiyorsa size bol bol sağlansın” dileğinde bulunur da, onların bedenine gerekli yardımı sunmazsa, bu neye yarar? 17İman konusuna şu açıdan bakılsın: Yapılan işlerle kanıtlanmayan iman kendi başına ölüdür.

 18Birisi çıkıp şöyle diyebilir: “Senin imanın varsa, benim de işlerim var.” Verilecek yanıt şudur: “İşlerle kanıtlanmayan o imanı sen bana göster; ben de sana işlerimle kanıtlanan imanı göstereceğim.” 19Sen Tanrı’nın birliğine inanıyor musun? Çok iyi ediyorsun. Buna cinler de inanıyor, hem de titriyorlar. 20Bilmek ister misin, ey boş insan? Yapılan işlerle kanıtlanmayan iman yararsızdır. 21Atamız İbrahim, ‘oğlu İshak’ı sunak üstünde sunmakla’ yapılan işler sonucunda doğrulukla donatılmadı mı? 22Onda imanın, işlerle atbaşı beraber gittiğini görüyorsun. Böylece iman, yapılan işler sonucunda yetkinliğe erdi. 23Bu gelişimde Kutsal Yazı’daki şu söz yerine geldi: ‘İbrahim Tanrı’ya iman etti ve bu ona doğruluk sayıldı.’ Ve İbrahim’e ‘Tanrı’nın dostu’ dendi.

 24İnsanın salt iman sonucunda değil, yapılan işler sonucunda doğrulukla donatıldığını görüyorsunuz. 25Aynı durumda genel kadın Rahap da, soruşturucuları kabul edip onları bambaşka bir yoldan göndermekle, işler sonucunda doğrulukla donatılmadı mı? 26Ruhsuz beden ölü olduğu gibi, yapılan işlerle desteklenmeyen iman da ölüdür.

 

Öğretmenin Sorumluluğu, Dilin Yakıcılığı 1-12

3

Kardeşlerim bilirsiniz ki, biz öğretmenler daha kesin yargı giyeceğiz. Bu nedenle bir sürü öğretmen kesilmeyin.  2Hepimiz de birçok bakımdan suç işliyoruz. Ağzının sözüyle suça düşmeyen kişi tüm bedenini gemleyebilendir. Yetkin kişi odur.

 3Dileğimiz uyarınca davransınlar diye atların ağızlarına gem vururuz, böylece onların tüm bedenini gemleriz. 4Bir de gemileri göz önüne getirin. Koskocaman olmalarına ve sert rüzgârların etkisiyle sürüklenmelerine karşın, dümencinin gönlü nereyi dilerse küçücük bir dümenle oraya yönlendirilirler. 5Dil de tıpkı bu kapsamdadır. Bedenin küçücük bir parçası olmaya karşın çok büyük işlerle övünür dil. Bakın! Küçücük bir kıvılcım koca bir ormanı tutuşturmaya yetmez mi? 6Dil de bir ateştir. Tüm bedeni lekeleyen ve cehennemden aldığı kıvılcımlarla doğanın çemberini alevlere boğan kötülük evreni.. Beden parçalarımız arasında dildir böyle davranan.

 7Tüm yabanıl hayvanlar, kuşlar, sürüngenler ve denizdeki yaratıklar denetim altına alınabilir. Nitekim insanlarca denetim altına alınabilmişlerdir. 8Ama dili denetleyebilecek insan yoktur. Öldürücü zehirle dolu, uslanmak bilmez kötülük kaynağıdır o. 9Rab’bi ve Baba’yı dille kutsadığımız gibi, yine aynı dille ‘Tanrı benzerliğinde’ yaratılan insanları lanetleriz. 10Kutsama ve lanetleme aynı ağızdan çıkar. Bu böyle olmamalı kardeşlerim. 11Bir pınar aynı gözden hem tatlı hem de acı su akıtır mı? 12Kardeşlerim, incir ağacı zeytin, ya da üzüm asması incir verebilir mi? Tıpkı bunun gibi, tuzlu pınar tatlı su veremez.

 

Ruhsal Akıllılık Alçakgönüllülüktür 13-18

 13Aranızda bilge ve akıllı olan kimdir? Bilgeliğe özgü yumuşak huylulukla iyi yaşayıştan oluşan işlerini göstersin. 14Ama yüreğinizde kıskançlık ve sürtüşme zehiri varsa, sakın övünmeyin ve gerçeğe karşı yalancılığa düşmeyin. 15Böylesi bilgelik yukarıdan kaynaklanmaz. Tam tersine yersel, cansal, şeytansaldır o. 16Çünkü her nerede kıskançlık ve sürtüşme varsa, orada kargaşa ve her tür kötülük egemendir. 17Yukarıdan gelen bilgelik ise her şeyden önce kusursuzdur; ondan sonra barışçıdır, iyi yüreklidir, uysaldır, acımayla ve yararlı ürünlerle doludur. Kararsızlıktan ve ikiyüzlülükten arınmıştır. 18Kaldı ki, doğruluk ürünü barışçılar tarafından barış ortamında ekilir.

 

Kıskançlığın Kaynağı Dünya ile Dostluktur 1-6

4

Aranızdaki savaşlar çatışmalar nereden kaynaklanıyor? Bunlar içinizde, bedeninizin parçalarında silaha sarılan kendi tutkularınızdan doğmuyor mu? 2Elde etmeyi istersiniz ama isteğinize ulaşamazsınız. Adam öldürürsünüz, kıskançlık beslersiniz, buna karşın başarı sağlayamazsınız. Çatışırsınız savaşırsınız, yine de aradığınızı bulamazsınız. Çünkü Tanrı’dan istemiyorsunuz. 3İsteyince alamıyorsunuz; çünkü istemenizin amacı kötüdür. Tutkularınıza harcama kovalayışındasınız.

 4Tanrısaymazlar! Dünya ile dostluğun Tanrı’ya düşmanlık olduğunu bilmez misiniz? Bu durumda dünya ile dost olmak isteyen kişi kendini Tanrı’nın düşmanı kılar. 5Yoksa Kutsal Kitap’ta şu sözün boş yere yazıldığını mı sanıyorsunuz? O, bizde konut kuran ruha kıskançlıkla özlem çeker. 6‘Kayra vermesi’ de bollukladır. Bu nedenle Kutsal Yazı’da şöyle deniyor: “Tanrı büyüklenenlere karşı çıkar, alçakgönüllülere ise kayra sağlar.”

 

Alçakgönüllülüğe Çağrı 7-10

 7Bu nedenle, Tanrı’ya bağımlı olun. Öte yandan iblise direnin, o da sizden kaçacaktır. 8Tanrı’ya yaklaşın, O da size yaklaşacaktır. Ellerinizi temizleyin, ey günahlılar! Yüreklerinizi de suçtan arıtın, ey dengesizler!

 9Dertlenin, yas tutun, ağlayın. Gülüşünüz yasa dönüşsün, sevinciniz de kaygıya.. 10Rab’bin önünde alçalın, O ise sizleri yükseltecektir.

 

Yargıç Sen Değilsin, Tanrı’dır 11,12

 11Birbirinizi yermeyin, kardeşlerim. Kardeşini yeren ya da kardeşini yargılayan, gerçekte ruhsal yasayı yermekte, ruhsal yasayı yargılamaktadır. Eğer sen ruhsal yasayı yargılıyorsan ruhsal yasanın uygulayıcısı değilsin; tam tersine yargıcısın. 12Yasa koyucu ve Yargıç tektir. Kurtarmaya da mahvetmeye de yeterli olan O’dur. Öte yandan insan kardeşini yargılayan sen kim oluyorsun?

 

İnsan Tasarlar, Tanrı Kararlaştırır 13-17

 13Gelin, şimdi bol keseden konuşanlar: “Bugün ya da yarın şu kente gideceğiz, orada bir yıl geçireceğiz, alışverişle uğraşacağız, para kazanacağız” diyenler. 14Gelgelelim, yarına ilişkin bilginiz yok. Yaşamınız nedir ki? Çünkü bir süre görünen, az sonra görünmez olan buharsınız.

 15Bu durumda şöyle konuşmanız gerekmez mi? “Rab isterse ve yaşarsak; şu işi, öteki işi yapacağız.” 16Ama siz şimdiki durumunuzla, gösterişçiliğinizle övünüyorsunuz. Bu tür övüncün tümü kötüdür.  17Bu nedenle iyi olanı bilip de yapmamak bireye günahtır.

 

UYARI, ÖĞÜT, ÖĞRETİM

 

Haksızlıkla Varlığını Artıranın Yargılanması 1-6

5

Gelin varlıklı kişiler! Şu anda üzerinize inmekte olan dertler için hüngür hüngür ağlayın. 2Varlığınız çürüdü, giysileriniz güve yeniği oldu. 3Altınınız, gümüşünüz pas tuttu. Onların pası sizlere karşı tanıklıkta bulunacak ve etinizi ateş gibi yiyecek. Çağın sonunu belgeleyen şu günlerde varlık biriktirdiniz. 4Bakın, tarlalarınızdan ürün devşiren emekçilerden ustalıkla alıkoyduğunuz emeğin karşılığı haykırıyor. Biçicilerin çığlığı ‘Ordular Rabbi’nin [a] kulaklarına ulaştı. 5Şu dünyada yaşamın tadını çıkardınız ve zevk u sefaya daldınız. ‘Kesim gününe’ hazırlanıyormuş gibi yüreklerinizi semirttiniz. 6Doğru kişiyi suçlu çıkardınız, sonra da öldürdünüz. O sizlere hiçbir direniş göstermiyor.

 

Kesin Yargı Yakındır; Katlanış Gösterin 7-11

 7Bu nedenle kardeşlerim, Rab’bin gelişine dek katlanmayı bilin. Bakın çiftçiye. Toprağın değerli ürününü bekler. ‘Önceki ve sonraki yağmur’ onun üzerine düşünceye, ürünü elde edinceye dek katlanmasını bilir. 8Sizler de katlanış gösterin. Yüreklerinizi pekiştirin, çünkü Rab’bin gelişi yakındır. 9Kardeşlerim, birbirinize karşı mırıltıya katılmayın ki yargılanmayasınız. İşte Yargıç kapıda beklemekte. 10Kardeşlerim, acı çekmekte ve katlanmakta Rab’bin adıyla konuşan peygamberleri kendinize örnek tutun. 11Bakın, ‘sabredenleri mutlu saymaktayız’. Eyub’un sabrını duydunuz, durumunu Rab’bin nasıl sonuçlandırdığını da gördünüz. ‘Rab’bin çok acıyan ve sevecenlikle davranan olduğunu bildiniz.’

 

Ant İçmeyin, Gerçeği Konuşun 12

 12Kardeşlerim, en önemli konu, ant içmeyi bırakın: Ne göğü ne yeri ne de başka bir şeyi amaçlayarak ant için. ‘Evet’iniz evet olsun, ‘Hayır’ınız da hayır. Öyle ki, yargıya düşmeyesiniz.

 

Dua En Etkin Destek 13-18

 13İçinizden biri acı mı çekiyor? Dua etsin. Birinin yüreği sevinçli mi? Şükür ilahisi söylesin. 14İçinizden biri hasta mı? Kilise topluluğunun İhtiyarları’nı [b] çağırsın. Rab’bin adıyla yağ sürerek onun için dua etsinler. 15İmanla sunulan dua hastayı kurtaracak ve Rab onu ayağa kaldıracak. Eğer günah işlemişse kendisine bağışlanacaktır.

 16Bu nedenle, birbirinize günahlarınızı açıkça söyleyin ve birbiriniz için dua edin ki iyi olasınız. Doğru kişinin dileği çok güçlü etkiyle iş görür. 17İlyas peygamber bize benzer bir insandı. Yağmur yağmasın diye üsteleyerek dua etti ve üç yıl altı ay süreyle ülkeye yağmur düşmedi. 18Yeniden dua etti; gök yağmur verdi ve ülke ürününü yetiştirdi.

 

Son Söz 19-20

 19Kardeşlerim, eğer aranızdan biri gerçekten sapar, başka biri onu geri getirirse 20bilinsin ki, tutmuş olduğu aldatı yolundan günahlıyı geri getiren onun canını [c] ölümden kurtaracak ve sayısız günahları örtmüş olacak.



[a] Bakınız, Romalılar 9:29

[b] Bakınız, Habercilerin İşleri 11:30

[c] Süleyman’ın Özdeyişleri 10:12


© Copyright incilturk.Com