incil.türk

 
 
 

 
 

 

 
 
 
Zina Hıristiyanlık ve Müslümanlıkta Kutsal Kitap Tevrat zebur incil Zina Hıristiyanlık ve Müslümanlıkta Kutsal Kitap Tevrat zebur incil Zina Hıristiyanlık ve Müslümanlıkta Kutsal Kitap Tevrat zebur incil

 


 

YEDİNCİ EMİR:
Zina Etmeyeceksin.

“Zina Etmeyeceksin!” (Çıkış, 20:14)

Evliliğin Neden ve Amacı Zina Hıristiyanlık ve Müslümanlıkta Kutsal Kitap Tevrat zebur incil
Allah insanı kendi benzeyişine göre yarattı. Gerek erkeği, gerekse kadını kendi suretine göre yarattı O. Ruhsal bağlamda her ikisi de eşittir. Allah’la bu yakın ilişki erkeğin ve kadının onurudur.
Rab, erkek için bir kadın yarattı; bir çok kadını ona sunmadı. Doğru bir evlilik bağında Allah, üçüncü taraftır. Evlilik yaşamına Allah bir anlam, amaç verir; eşlerin yanlışlarını düzeltir. O’nun sevgisi yetkinliğin vazgeçilemez koşuludur. Allah’ı seven, eşini de sürekli sever. Evlilikte Allah, kendi sevgisi aracılığıyla iki bencil insanı bir araya getiriyor.
Zina Hıristiyanlık ve Müslümanlıkta Kutsal Kitap Tevrat zebur incil
Allah, kadını erkekten yarattı; tersi olmadı. Haham yorumuna göre, Allah kadını erkeğin başından değil, kürek kemiğinden yarattı ki, kadın ona hükmetmesin. Ama erkeğin ayak kemiğinden de yaratmadı ki, kadın erkeğin ayağının altında ezilmesin. Erkeğinin yanında ona yardımcı olsun, onu tamamlasın diye, Allah kadını erkeğin bir yanından yarattı. Zina Hıristiyanlık ve Müslümanlıkta Kutsal Kitap Tevrat zebur incil
Günaha düşüşten önce kadın, erkeğinin eşit haklara sahip eşiydi. Yaratılış hakkındaki ikinci haber de, tek evliliğin geçerliliğini vurguluyor. Bunun da ötesinde Kutsal Kitap, evliliğin sağlıklı gelişimi için büyük öneme sahip temel bir ilkeyi de belirtiyor: erkek anasını, babasını terk etmeli. Bu, kadının erkeğin aşiretinde evlenmesini öngören âdete tamamen zıttı. Her iki eş de bir birlik oluşturmalı, birlikte Allah’ın huzurunda günlük yaşamın üstesinden gelmelidirler. Onlar ruhta ve bedende birliğin örneği olmalıdırlar. Cinsellik ve erotizm, eşlerin bağını güçlendiren Tanrısal bağışlardır. Günaha düşüş, kesinlikle, erkekle kadının cinsel birleşimi sonucu doğmadı. Günaha düşüşten çok önce, çocuk edinmek Allah’ın bir bağışıydı. Kişi Allah’ın düzeninde yaşadığı müddetçe aşk ve cinsellik kötü değil, aksine kutsaldır.

Evlilik Kurumunun Oluşumu Zina Hıristiyanlık ve Müslümanlıkta Kutsal Kitap Tevrat zebur incil

Allah’la birlikte yaşamak görevinin savsaklanması sonucu evlilik kurumu bozuldu. İnsanın günaha düşüşü, ilkin onun zihninde meydana geldi. Erkek, Kötü’nün zehrine, gurur tuzağına kendisini kaptırdı, Allah gibi olmak istedi. Düşünce, dilek ve duyguda başlayan günah, yaşam ortamının zarar görmesiyle sonuçlandı. Ölüm, günahın kefareti oldu. Kadın artık erkeğe bağımlıydı ve dünyayı tek başına anlayamıyordu. Erkek binbir sıkıntı içinde tarla işini görürken, o da acılar içinde çocuklarını dünyaya getirecekti.

Allah ve kadın arasındaki temel bağın bozulmasına karşın, tek eşli evlilik günaha düşüşten sonra da devam etti. Ne yazık ki, Eski Antlaşma’da çoğu ünlü şahsiyetin birden fazla kadınla evlenmiş olduklarını okuyoruz. Onlar bununla soylarına büyük acı ve sorunlar bıraktılar.

Yakub’un mesela hem sevdiği eşi Rahel’den, hem de ilk karısı Lea’dan çocukları oldu. Gönlünü kaptırdığı evli bir kadına sahip olmak için Davut bir insan öldürdü; ama Rab onu -buna ceza olarak- öldürmeden, tövbe etti. Birçok erkek Davut gibi günah işliyor, ama pek azı tövbe ediyor. Bu Tanrı adamının tövbesinin derinliğini anlayabilmek için 51. Mezmur’u dikkatlice okumalıyız. Sayısız putçu kadınla evlenip, onların kendi putlarını halkına sunmalarına göz yuman Süleyman da bilgece davranmadı. Bu putlar, halkın gerçek Allah’tan sapmasına yol açtı. Zina Hıristiyanlık ve Müslümanlıkta Kutsal Kitap Tevrat zebur incil

Bugün bile İsrail’de çok eşli evlilik tamamen kaldırılmış değil; özellikle Arap ülkelerinden gelen Yahudi göçmenlerin eşlerini boşamaları gerekmiyor. Erkek çocuk doğmadığı takdirde, ikinci bir eş edinmek yasal.

Çok eşli evliliğin Eski Antlaşma’da anlayış görmesine karşın, zina, yasa dışı cinsel ilişkinin taşlamayla cezalandırılması öngörülüyordu. (Levililer, 20:10-16; Tesniye, 22:22-26) Eski Antlaşma’nın bu konuya ilişkin getirmiş olduğu yasa kurallarını okuyan kişi, bugüne değin açık ya da kapalı devam eden türlü zina yolları karşısında dehşete düşer. Aşiret ve aileler içinde işlenen cinsel sapıklıklar, sanıldığından daha çoktur. Tüm bu cinayetlerin cezası ölümdür. Gerek erkekler, gerekse kadınlar arasındaki eşcinselliğin cezası da tartışmasız ölümdür. İnsanla hayvan arasındaki cinsel ilişki Allah katında çok daha iğrençtir. Allah, evlilik kurumunun çatısı altında erkekle kadın arasındakinden başka hiçbir ilişkiye izin vermiyor. Allah’ın Yaratılış kanununa aykırı davranan, kendisini lânet ve ölüme verir.

Zina Yarası Zina Hıristiyanlık ve Müslümanlıkta Kutsal Kitap Tevrat zebur incil

Zina, yalnızca, bir başkasıyla bedensel birleşme sonucu gerçekleşmiyor. Zinaya giden yol çoğu kez, yavaş yavaş Allah ve eşten uzaklaşmaktan geçer. Yaratan’la beraber yaşayan kişi, eşini gün be gün daha derinden sever, asla bu denemeye düşmez. Bozuk, ciddiyetten uzak bir yaşam, zinanın ilk basamağıdır. Taraflar birbirlerine karşı anlayışsızlaşır, ayrılık kaçınılmaz olur. Sonunda günah kapanına düşülür.

Zina tohumu daha düşüncelerde atılır. Ayartıcı resimler zihne adeta yapışır, ayrılmaz. Denemeye anında, İsa’nın adında direnmeyen kişi, ayartıcı güce teslim olur, günahı bilinçli olarak işler. Baştan çıkan can, artık güçsüz, dirençsiz, karanlığın pençesindedir. Başlangıçta sızlayan rahatsız vicdan, yerini yürek katılığına bırakır; zina bir alışkanlık halini alır. Düşündürücü olan, yaptığı işin suç olduğunu zina edenin de bilmesidir. İsa, “Günah işleyen herkes günahın kölesidir” “Bunun İçin Oğul sizi özgür kılarsa, gerçekten özgürsünüz” diyor. (Yuhanna, 8:34-36) İsa Mesih’in lütfu, insan yaşamının en derin katmanlarına kadar nüfuz eder; O, bizi, istersek, arıtıp kutsayabilir. Gerçi geçmişin yaraları, kimi denemeler silinip gitmez, ama Allah’ın Oğlu İsa Mesih’in kanı canlarımızı her türlü rezaletten arındırır, denemelerin üstesinden gelmemize yardımcı olur. Allah’ın Oğlu’nun özgür kıldığı, gerçekten özgürdür. Zina Hıristiyanlık ve Müslümanlıkta Kutsal Kitap Tevrat zebur incil

Yaratılış Düzeninin İsa Aracılığıyla Kazandığı Derinlik

İsa, tek evliliği vurguladı, erkekle kadın arasındaki ilişkiyi, yaşam boyu bağ olarak niteledi. Kendisine itiraz edenlere şu karşılığı verdi: “Kutsal yazıları okumadınız mı? Yaratan, ta başlangıçtan insanları ?erkek ve dişi olarak yarattı’ ve şöyle dedi: ‘Bu nedenle adam annesini babasını bırakacak, karısına bağlanacak ve ikisi tek bir beden olacaklar. Şöyle ki, onlar artık iki değil, tek bedendir.’ O halde Allah’ın birleştirdiğini insan ayırmasın.” (Matta, 19:4-6). Zina Hıristiyanlık ve Müslümanlıkta Kutsal Kitap Tevrat zebur incil

Allah, erkek ve kadın arasındaki -bozulmuş olan- üçlü bağ İsa aracılığıyla yeniden kuruldu, Kutsal Ruh’un yüreklere yerleşmesiyle pekiştirildi. Mesih’in Ruhu bedeni, canı ve ruhu yönetiyor, bizi Allah’ın diri tapınağına dönüştürüyor. O’nun Ruhu’nda evlilik, Rabb’in onur verdiği bir cennet bahçesini andırıyor. İsa’nın kanı aracılığıyla gerçekleşen bağışlama, bedensel arılığı da peşinden getiren ruhsal paklık doğurur. Bunun sonucu, tüm aileyi kuşatan tertemiz bir ortamdır. İsa sayesinde iki eşin yaşamına yeni bir anlam, nitelik ve hedef girer. Bundan ötürü, mutlu bir evliliğin temel koşulu, Mesih imanlısının, ancak kendisi gibi bir imanlı eş seçmesidir. Bu, olası tüm sıkıntılardan korunmanın emin bir yoludur. İsa’yı seven, hayat yoldaşını da sever, ölene dek sadakatle ona hizmet eder. Zina Hıristiyanlık ve Müslümanlıkta Kutsal Kitap Tevrat zebur incil

Erkeğin ana babasını bırakıp eşine bağlanması ve kadının da erkeğine bağımlı oluşu ilkesini ne İsa, ne de elçileri geçersiz kıldı. Kutsal Ruh her iki eşi alçakgönüllülük ve lütfa teşvik eder; bu iki erdem onların yaşamına damgasını vurur. Erkekten istenen, kadınını, İsa’nın İmanlılar Topluluğu’nu sevdiği gibi sevmesidir. Bu, sırasında en büyük fedakârlığı yapmayı gerektiren bir sevgidir. Gerçek aşk ve sevgi, o halde, ömrü zevk içinde tüketmek değil, karşılıklı saygıdır. Kutsal Ruh’un etki alanından ayrılmayan bir yaşamda evlilik, arzuların tatmininden ziyade, birlikte Allah’a onur veren Tanrısal bir bağdır.

Yeni Antlaşma’nın Işığında Evlilik Zina Hıristiyanlık ve Müslümanlıkta Kutsal Kitap Tevrat zebur incil

Yeryüzündeki yaşamında İsa, hepimiz için geçerli bir ölçüt gösterdi: “Bir kadına şehvetle bakan her adam, zaten yüreğinde o kadınla zina etmiştir” (Matta, 5:28). Kutsal Allah’ın önünde hepimizin günahlı olduğu gerçeğini bir kez daha görüyoruz. O’nun önünde açıkça günahlarını itiraf eden, ne mutludur! İsa’nın Okulu’ndaki kurtuluş sürecinin başarıyla tamamlanabilmesi için, her türden cinsel suçu açıkça itiraf etmek zorunludur. Zina Hıristiyanlık ve Müslümanlıkta Kutsal Kitap Tevrat zebur incil

Zina ederken suç üstü yakaladıkları bir kadını İsa’ya getirdiler. İsa onun günah(lar)ını küçümsemedi; tersine, şeriat uyarınca derhal taşlanmasını buyurdu; fakat O, son derece belirleyici olan şu sınırlamayı getirdi: Kimin günahı yoksa, ilk taşı o atacaktı. Vicdanı rahatsız edilen topluluk, İsa’nın izleyicileri ve öğrencileri de dahil olmak üzere dağılıp gitti. Sonunda İsa’yla zina eden kadın bir başlarına kaldılar. Kutsal, günahsız İsa, şimdi kadını taşlayıp şeriatın gereğini yerine getirebilirdi; ama O bunu yapmadı. Kadına, evine gitmesini ve bir daha da günah işlememesini söyledi. İsa bunu yapmakla şeriatı mı çiğnedi, ya da onu geçersiz mi kıldı? Asla! O, kadının günahlarını, işlediği zina suçunu kendisi yüklendi; cezayı onun yerine kendisi çekti. Bundan dolayı O’nun, günahları bağışlama hakkı vardır. Zina eden biri, ancak çarmıh tarafından bağışlanabilir. Zina Hıristiyanlık ve Müslümanlıkta Kutsal Kitap Tevrat zebur incil

İsa evlilik kurumunun bozulup dağılamayacağı ilkesini vurguladı. İsa’nın adında bir evliliğin bundan ötürü, inceden inceye düşünülerek yapılması gerekir. Eşler yaş, karakter, yetenek ve tahsili durumu açısından birbirine uyuyorlar mı? Seçilen eş, Üçlük’te bir olan Allah’a kesin olarak inanıyor mu, yoksa yüzeysel bir dindarlık maskesi altında mı gizleniyor? Evlilik adımını atmadan önce bu ve benzeri sorulara duayla cevap aranmalıdır. Karşılıklı uyumun bulunmadığını bile bile evlenmektense, nikâh bozmak daha hayırlıdır.

Evlilik öncesi her türlü cinsel ilişkiden kaçınılmalıdır. Kimse düğün gününe kadar yaşayıp yaşamayacağından emin olamaz. Eşinin olası bedensel bir rahatsızlığı halinde genç, kendisine hâkim olmasına öğrenmelidir. Sevgi bir oyun ya da salt zevk olmayıp, fedakârlık ve sorumluluk ister. Evlilik anına kadar sabredemeyeceğini söyleyen kişi, evlenmese daha iyi olur; böyle birinin daha sonra sadakatsizlikte bulunmayacağını kimse garanti edemez. İnsandaki cinsel dürtü günah değil, tanrısal bir bağıştır. Ancak her insan kendisini tutmasını bilmeli, kimseyi baştan çıkarmamalıdır. İsa, gençlerin kötü yola düşürülmesinden sakındırıyor: “Kim bana iman eden bu küçüklerden birini günaha düşürse, onun boynuna kocaman bir değirmen taşı asılıp denizin dibine atılması kendisi için daha hayırlı olur.” (Matta, 18:6) Böyle bir saptırıcının alacağı Tanrısal ceza, sanıldığından daha büyüktür. Yürekten tövbe edip günahından tamamen vazgeçmedikçe, hiçbir cinsel sapık Allah’ın Egemenliği’ne giremez. (I. Korintliler, 6:9-11). İsa’nın yolunda kızlar da kendilerini hayat yoldaşları için hazırlamalıdırlar.

Açık saçık filmlerin, türlü rezilliklerle dolu dergilerin ve TV programlarının cirit attığı bir ortamda, bu kolay bir ödev değildir. İmanlı bir aileye sahip ya da Mesih’e gönül vermiş bir arkadaş grubu sayesinde ruhsal ve bedensel gelişimini sağlıklı bir şekilde tamamlayan gençlerin şükretmeleri gerekir. Ama yine de kendimizi aldatmamalıyız; cennetin bağrında bile ayartıcı yılan var. İnsan yaşamında gerçekleşmesi beklenen güven ve kutsanmanın, mutlak şifanın vazgeçilmez şartı, İsa’ya kişisel teslimiyettir. Bu adım ne kadar erken atılırsa, kişinin olgunlaşma süreci için o kadar iyidir.

Mümkünse İmanlılar Topluluğu’nun da katılacağı evlilik töreni, taraflara mutlu bir yaşam umudu verir. Üçüncü halkayı İsa’nın oluşturduğu bir evlilikte, ne refah düzeyi, giyim kuşam, ne de onur, “haysiyet” gibi yeryüzü değerleri, birlikte yaşamın özünü ifade eder. Rabb’in Sözü imanlı bir çiftin yaşamında da gerçekleşebilir: “Siz önce O’nun Egemenliği’nin ve O’ndaki doğruluğun ardından gidin, o zaman size tüm bunlar da verilecektir” (Matta, 6:33). İktidarsızlık ya da kısırlık halinde bile böylesi bir evlilik anlamını yitirmez. Evlat edinme ya da başka hizmetlerde bulunma imkânı her zaman açıktır. Üçlük’te bir olan Allah’ın taraf olmadığı bir evlilikte boşanma ya da zina, önceden programlanmıştır. Kurtarıcı’ya imanla yeniden doğmayanların kendilerini inkâr edebilmeleri son derece güç ve nadirdir.

Onlar evlilikte, başkalarının hesabına kendi hedef ve arzularını gerçekleştirmek sevdasındadırlar. Geçici bir evlilik, “gevşek” bir birlikte yaşam, Allah korkusuna yer vermeyen yanlış bir özgürlük anlayışının meyveleridir. “Deneme evlilikler”, Allah’ın istemiyle kesinlikle bağdaştırılamaz. Dünyanın neresinde gerçekleşirse gerçekleşsin, bu çeşit bir evlilik ancak tanrısızlık ruhundan kaynaklanabilir. Zina, dekolte giysiler, yakası bağrı açık şakalar, şarkılar, uyuşturucu tutkusu bugün milyonlarca insanı tutsak etmiş durumdadır. Kimi mezhepler, sapık ruhsal akımların törenleri cinsel taşkınlıklarla neticeleniyor. Kutsal Kitap, Allah’tan ve İsa’nın izleyicilerindeki Kutsal Ruh’tan uzak insanların kirli ruhundan boş yere söz etmiyor. Ya bu dünyanın zevkine dalıp Şeytan’ın boyunduruğuna gireceğiz, ya da İsa’da yaşayacağız. O’nun kudreti zayıflığımızda gücünü gösterecek. Dünyamız maddecidir ve İsa Mesih’in İmanlılar Topluluğu’nda uyulan yaşamsal ilkelere küçümseyerek bakıyor. Zina Hıristiyanlık ve Müslümanlıkta Kutsal Kitap Tevrat zebur incil

İslam’ın Evlilik Anlayışı Zina Hıristiyanlık ve Müslümanlıkta Kutsal Kitap Tevrat zebur incil

Evlilik konusunda İslam’ın kendine özgü bir dünya görüşü geliştirdiğini gözlemliyoruz. Batıdaki ahlâki yıkıma karşın o, erkek ve kadın için geçerli “çağdaş” bir çözüm sunuyor.

Muhammet, çok eşli evliliği yasallaştırdı. Belirli bir maddi karşılık mukabilinde -halen Şiilerde geçerli olan- geçici evliliğe izin verdi (Nisa, 24). Muhammet’in taraftarları genellikle, geçimlerini savaşta ele geçirdikleri ganimetlerden sağlayan savaşçılar ve tacirlerdi. İslam’da duygulara gereğinde gem vurma görevi yalnızca kadınlara aittir. Bu din kurucusunun, Yahudi, Hıristiyan ve puta tapanların da içlerinde bulunduğu on üç kadınla evlendiği unutulmamalıdır. Zina Hıristiyanlık ve Müslümanlıkta Kutsal Kitap Tevrat zebur incil

Birçok İslam ülkesinde erkek, tek taraflı boşanma hakkına sahiptir. Herhangi bir nedenden ötürü eşini boşayabilir; boşanmanın üzerinden geçen iki ay zarfında -pişman olduğu takdirde- eski eşiyle mehir ödemeden yeniden evlenebilir. İkinci boşanmanın ardından aynı eşle yeniden evlilik sözleşmesi yapmak caizdir. Üçüncü boşanmanın ardından aynı eşle, ancak onun bir başkasıyla evlenip ondan boşanması durumunda evlenilebilir. Böyle bir kadın, yaşamı eşiyle birlikte göğüslemesi gereken bir eş değil, bir değiş tokuş malzemesidir artık. Zina Hıristiyanlık ve Müslümanlıkta Kutsal Kitap Tevrat zebur incil

Her birine aynı sevgiyi göstermek şartıyla, Müslüman, aynı anda dört kadınla evlenebilir. Onlardan birine almak istediği hediyenin aynısını diğerlerine de sunmalıdır. Çocuklara da aynı ilgi ve sevgi gösterilmek zorundadır. Ekonomik nedenlerden ötürü bugün Müslümanların çoğu tek eşe sahipler; ama Türkiye ve Tunus hariç, birçok İslam ülkesinde çok eşli evlilik hâlâ yasal olarak yapılmaktadır. Kimi bölgelerde yaşlı eş boşanıp yerine genç bir eş alınıyor. Bazen aile içi sorunların hafiflemesi için kadın olan eş, bizzat erkeğine genç bir kadın arıyor. Zina Hıristiyanlık ve Müslümanlıkta Kutsal Kitap Tevrat zebur incil

Kıskançlık, aşırı geçimsizlik, karşılıklı iftiralar böyle bir evden eksik olmuyor. Muhammet’e göre kadın, bu açıdan bir mutsuzluk kaynağıdır. “O daha az anlayışa sahiptir, dinden hiç anlamaz” (Ahmad b. Hanbal, al-Musnad, II, 373). Bir başka hadise göre kadınların yönettiği bir ulus, yok olmaya mahkûmdur.

Kuran ve Hadis, erkeğin eşini “terbiye etmek” için söz dinlememesi durumunda ilişkiye ara verme ya da onu dövme hakkına sahip olduğunu bildiriyor. (Nisa, 34) Mahkemede kadının, tanıklığı şeriata göre erkeğinkine oranla yarı değere sahiptir. Bunun dışında kadın, miras almaya hakkı olan oğulları varsa, eşinin terekesinden 8/1 pay alır. Miras paylaşımında erkeğin akrabaları kadından önce gelir. (Nisa, 7-12)

Evlilik bağından doğan çocuklar, erkeğe aittir. Kadının sadece onları terbiye etme hakkı söz konusudur. Kadın çoğu kez, büyük ailede ikinci ya da üçüncü dereceden birinin konumuma sahip olup eşiyle yalnız değildir. İslami evlilik kurumunun ana ilkesi, ne erkekle kadın arasında mutlak birlik, ne de yaşamı beraber göğüsleme düşüncesidir. Kadının görevi, eşine hizmet etmek, ona oğullar bağışlamaktır. Ancak bu durumda onun onurundan söz edilebilir. Zina Hıristiyanlık ve Müslümanlıkta Kutsal Kitap Tevrat zebur incil

Zina ederken suç üstü yakalanan evli bir kadın ya da bekâr bir kızın, Kuran’a göre cezası, kırbaçlanmak ve ardından taşlanarak öldürülmektir. Bir başkasından hamile kalmış bir kadını Muhammet’e getirdiler. O, doğumdan sonra kadını tekrar kendisine getirmelerini buyurdu. Bu kadın, çocuk kendisinden alındıktan sonra taşlandı. Tanrısal yargı günü, günahları yüklenecek bir temsilciden yoksun olan İslam, karşılıksız bağışlama ilkesini tanımaz; hak, her ne pahasına olursa olsun yerini bulmalıdır.

Muhtemel bir yaşam tehlikesi sebebiyle İslam ülkelerinde zina olayına daha nadir rastlanıyor. Bununla birlikte İslam hukuku, eşlerin sudan sebeplerle karılarından boşanıp genç kadınlarla evlenmesine göz yummakla, bir başka, “zina” biçimini yasallaştırmış oluyor.

Erkek ve kadının taşıdığı değeri, İslam’ın cennet betimlemelerinde bulmak mümkündür. Muhammet, “Cennetin en az sakinleri kadınlardır” diyor. Oysa cennette erkekleri her türden lezzetli yiyecekler, zevkler, asla yaşlanmayan bakireler bekliyor. Kadınların geleceği konusunda bir hadis şöyle: “Bana cehennem gösterildi; içindekilerin çoğu kadınlardı.”

Tövbe Çağrısı Zina Hıristiyanlık ve Müslümanlıkta Kutsal Kitap Tevrat zebur incil

Buna karşın, Müslümanları hor görmeye hakkımız yoktur. Sözde Mesih İnancına mensup Avrupa ve Amerika bugün -sınırsız özgürlüğün neticesi- her türden cinselliği yasallaştırmış durumdadır. Boşanma olayları Batı’da her yerdekinden daha fazla ve çocuklar sahipsiz bırakılmış. Bir yandan dinsiz eğitim sistemi, diğer yandan kitle iletişim araçlarının kirli propagandası sonucu, çokları tanrısız bir yaşam sürdürüyor. Zina Hıristiyanlık ve Müslümanlıkta Kutsal Kitap Tevrat zebur incil

Sınır tanımayan cinselliğin nedeni, kaybolan Allah korkusudur. Feuerbach, Marx gibi düşünürlerle, Hitler rejimi gibi kimi diktatörlükler Batı’daki ahlaki çöküntünün zeminini hazırladılar. Allah’tan ayrı düşüş, Batı’da bir ahlak anarşisi doğurdu. AIDS belası, eşcinseller, genelev kadınları, uyuşturucu müptelâları kadar, eşlerine sadık kalmayanlar için de ilahi bir cevaptır.

Pavlus Romalılara gönderdiği mektubunda, “Bu yüzden Allah, birbirlerinin bedenlerini aşağılasınlar diye, onları yüreklerinin tutkuları içinde ahlaksızlığa terk etti” diye yazıyor. (Romalılar, 1:24-28) Tanrısal yargı Yahudilere, Müslümanlara ya da “Hıristiyanlara” ayrıcalıklı davranmıyor. “Zina etmeyeceksin!” buyruğunu çiğneyen, duymazlıktan gelen kişi, günahıyla intihar yoluna girmiş demektir. “Ölüm günahın ücretidir” gerçeği bir kez daha karşımızda bütün açıklığıyla durmaktadır.

Ne yazık ki, kan verme işlemi sırasında hastalar, memedeki bebekler bile AIDS’e yakalanabiliyor. Bir AIDS hastasını yargılamak, haksızlıktır. Mutlak Hâkim, Allah’tır ve her insanın geçmişini en iyi O bilir. Toplumun tanıdığı bir caniden daha iyi değiliz. İsa “Kötü düşünceler, öldürme, zina, fahişelik, yürekten kaynaklanır” diyor. AIDS’e karşı korunma tedbirlerine değil, yeni bir yüreğe, ruha ve zihniyete ihtiyacımız var. Bir zamanlar hem cinayet, hem de zina günahını işlemiş olan Davut’un tövbe duası, bize yol gösterebilir: “Bende arı bir yürek yarat, ey Allah! Bana yeni bir ruh bağışla, beni önünden atma! Kutsal Ruhu’nu alma benden!” (Mezmur, 51:10-11)


Böyle samimi bir biçimde dua edip İsa’ya günahlarını açıkça itiraf eden kişi, O’nun dudağından şu kurtarıcı sözü duyar: “Oğlum cesur ol, günahların bağışlandı.” (Matta, 9:2; Luka, 7:48)

Rab bize bunun yanında, kutsal bir yaşam için kendi Ruhu’nun gücünü bağışlar. Denemelerde tek başımıza kalmayız, her güçlükte İsa yanımızdadır.

Sonraki Sayfa (Sekizinci Emir - Çalmayacaksın)

   

© Copyright incil.türk