|  
                                      
                                        Özellikle 
                                          İslami basının bir kısmında sık sık 
                                          yayımlanan haberlere göre, insanlar 
                                          bazı menfaatler karşılığında Hıristiyanlaştırılıyor. 
                                          Ancak ne hikmetse, şu ana kadar bir 
                                          tek kişinin hangi menfaatler karşılığında 
                                          Hıristiyanlaştırıldığını ortaya koyamadılar. 
                                          Ama ellerinde hiçbir kanıt olmamasına 
                                          rağmen, asılsız iddialarla bazı kişileri 
                                          karalamaya devam ediyorlar. 
 İslamcı 
                                          basının çarpıtma haberlerinden biri... Geçenlerde 
                                      Yeni Şafak gazetesi, daha da ileri giderek, 
                                      hiç de hoş de olmayan iddialarda bulundu: 
                                      
 “Misyonerler sokak çocuklarına yönelik faaliyetlerini 
                                      önce para yardımı. daha sonra da temizlik, 
                                      giyecek ve barınma gibi ihtiyaçlarını karşılayarak 
                                      gerçekleştiriyorlar. Sonra da onları istedikleri 
                                      gibi yönlendiriyorlar. Güney Koreli 
                                      genç kızlar ise, Taksim - İstiklal Caddesi'nde 
                                      özellikle Pazar günleri tur atıp, Türk erkeklerini 
                                      ilişki kurmak suretiyle kendilerine çekiyor, 
                                      ardından söz konusu toplantılara götürüyorlar.” 
                                      (Orhan Karagöl, 20 Nisan 1998, Yeni Şafak, 
                                      3. s)
 Yeni 
                                      Şafak muhabiri Orhan Karagöl, 
                                      3, 4 ve 5 Ocak 1998 tarihli Yeni Şafak’ta 
                                      da “Sokak çocuklarına misyoner tuzağı!”, 
                                      “Misyonerle ‘Çocuk Esirgeme’ desteği” gibi 
                                      haberler yapmış ve cevabını da, yine aynı 
                                      gazetede “Medya- Kronik” başlıklı bir köşe 
                                      yazan Kürşat Bumin’den 
                                      almıştı. Bumin, 19 Ocak 
                                      1998 tarihli Yeni Şafak’ta yer alan köşesinde 
                                      bu haberlerle ilgili olarak şöyle demişti “Yeni 
                                      Şafak bazen beni gerçekten şaşırtıyor. İki 
                                      hafta önce birinci sayfa haberi şöyleydi: 
                                      ‘Misyonerlere Çocuk Esirgeme Desteği!....’ 
                                      Habere göre, Başbakanlığa bağlı Çocuk Esirgeme 
                                      Kurumu’nun ‘sokak çocuklarını Hıristiyanlaştırmaya 
                                      çalışan misyonerlerle dolaylı olarak ilişki 
                                      içinde olduğu’ söz konusuydu. Geniş yer 
                                      verilen bu haber bize Hıristiyanlığın ve 
                                      uyuşturucu ticaretinin ele ele vererek sokak 
                                      çocuklarımızı bizden kopardığını duyuruyordu. 
                                      Tabii ki ortada hiçbir delil yok; ‘isminin 
                                      yazılmaması kaydıyla’ açıklama yapan bir 
                                      ‘görevli’nin’ sayıklamasından ibaret bir 
                                      ‘haber’. Bir gazete niçin böyle bir haber 
                                      yapar? Yeni Şafak’ı Müslüman kimliği ağır 
                                      basan insanlar okuyor diye böyle tamimiyle 
                                      hayal mahsulü bir haberle okur sempatisi 
                                      kazanmaya yönelmek gazetecilik mi?   
                                      Bu haberi birinci sayfaya çıkartma nedeni 
                                      ne olabilir? Kimsesiz çocukların Hıristiyanlaştırılması 
                                      gibi bir tehlikeyi kim görmüş? Bu ülkenin 
                                      1071’de 7 milyon oldukları tahmin edilen 
                                      Hıristiyan halkından geriye neredeyse yüzlerle 
                                      ifade edilecek bir cemaat kalmadı mı? Hıristiyanlaştırma 
                                      korkusunun aktüel ya da tarihsel bir nedeninden 
                                      söz edilebilir mİ? ...Sizi temin ederim 
                                      ki böyle bir korkuya kapılmak çok gereksiz! 
                                      Bu bakımdan rahat uyuyabilirsiniz...”  Yeni 
                                      Şafak'ta yapılan bu haberlerin 
                                      “tamimiyle hayal mahsulü” 
                                      olduğu yine kendi yazarları tarafından işte 
                                      böyle dile getirildi. Bu nedenle bizim bu 
                                      haberlere bir yanıt yazmamıza gerek kalmadı. 
                                       Ancak 
                                      Yeni Şafak’ın bu “hayalci” 
                                      muhabiri yine hayal gücünü çalıştırıp asılsız 
                                      haberler yazmaya Yeni Şafak da bu haberleri 
                                      basmaya devam ediyor.  “İŞ 
                                      VAADİYLE HIRİSTİYANLAŞTIRMA” Tabii 
                                      bu tip gerçek dışı haberleri yapan yalnız 
                                      Yeni Şafak değildir. Akit 
                                      ve Türkiye gibi gazeteler, 
                                      TGRT ve Mesaj 
                                      gibi televizyon kanalları da aynı türden 
                                      haberleri sık sık yayınlıyorlar. Bir süre 
                                      önce İhlas Haber Ajansı (İHA)'nın bu gazete 
                                      ve televizyonlarda çıkan asılsız bir haberinde 
                                      .şöyle deniliyordu:  “Samsun'un 
                                      Bağdat Caddesi üzerinde bulunan Mater Dolorosa 
                                      İtalyan Katolik Kilisesi’nin Türk gençlerini 
                                      Hıristiyan yapmak amacıyla yoğun bir faaliyet 
                                      içerisinde olduğu belirlendi. Samsun'a geleli 
                                      kısa bir zaman olmasına rağmen, 60'a yakın 
                                      lise ve üniversite öğrencisini Fransa'da 
                                      işe yerleştirmek vaadiyle kandırıp Hıristiyan 
                                      yaptığı öğrenilen Alman asıllı Fransız vatandaşı. 
                                      Papaz Piee Pierre'nin maskesini IHA muhabirleri 
                                      düşürdü...”  İHA'nın 
                                      Dursun Eker ve Muammer 
                                      Ay isimli muhabirlerinin hazırladığı 
                                      bu haber 18 Nisan 1998 tarihli Türkiye, 
                                      2” Nisan tarihli Akit ve 
                                      23 Nisan tarihli yine Türkiye 
                                      gazetesinde yayınlandı. Haber, “Papazın 
                                      kilisede liseli genç kızlara şarap içirdiği, 
                                      İslamiyet ve onun yüce peygamberi Muhammed 
                                      Aleyhisselam hakkında çirkin iftiralarda 
                                      bulunduğu” şeklinde yalanlarla sürüyor. 
                                       IHA'nın 
                                      bu haberinden sonra, 25 Nisan akşamı Samsun’da 
                                      yayın yapan Kanal S Tv'de yayınlanan bir 
                                      programda da, “kilisede eroin satıldığı, 
                                      pornografi seyrettirildiği, kiliseye gelen 
                                      herkese 40-50 milyon arası aylık maaş verildiği” 
                                      şeklinde iddialar ileri sürüldü.  Kilisenin 
                                      papazı Pierre, 2 Mayıs'ta aynı Tv kanalında 
                                      yayımlanan “Beyaz Telefon” programına katılarak 
                                      bütün iddiaların yalan olduğunu söyledi 
                                      ve sorulan sorulara yanıt verdi. İHA ve 
                                      Türkiye gazetesi bu gerçek dışı haberleri 
                                      yaparken, acaba onların sahibi olan Dr. 
                                      Enver Ören ne yapıyor?  TÜRKEYİ 
                                      GAZETESİ SAHİBİNDEN, MÜSLÜMAN OLAN ERMENİ 
                                      AİLEYE ALTIN, İŞ VE DAİRE Türkiye 
                                      gazetesi ve benzeri yayınlar, Hıristiyanlığı 
                                      seçenlere maddi yardımlar yapıldığını ileri 
                                      sürerken bir kanıt gösteremiyorlar. Ama 
                                      yine Türkiye gazetesinde 
                                      çıkan ve iki gün devam eden “Ermeni aile 
                                      İslamiyet'le şereflendi” başlıklı haberde 
                                      ilginç sözler okuyoruz. Bu haberde, Türkiye 
                                      gazetesi sahibİ Dr. Enver Ören’in 
                                      bu aileyle görüşmesi anlatılırken şöyle 
                                      deniliyor:  “Müslüman 
                                      olduktan sonra Enver Aşkın ismini alan adaşıyla 
                                      samimi bir şekilde sohbet eden Dr. Enver 
                                      Ören, daha sonra sünnet olacak çocuklara 
                                      birer altın hediye etti. Ören, ses mühendisi 
                                      olan Enver Aşkın Yazıcıya mesleğine TGRT 
                                      de devam etmeyi teklif etti. Bu kadar güzel 
                                      çocuklara güzel ve büyük bir evin gerekli 
                                      olduğunu belirten Dr. Enver Ören, ‘Şimdi 
                                      sizlere İhlas Marmara Evleri’inden 130 metrekarelik 
                                      çok güzel bir daireyi bu günün hatırası 
                                      olarak hediye ediyorum, çünkü dünyada mekan 
                                      ahirette iman. Bir kaç ay sonra taşındığınız 
                                      zaman gelip orada çorbanızı içeceğim’ dedi,” 
                                      (Harun Yerebakan, Dündar Batık, 
                                      “Ermeni aile İslamiyet’le şereflendi” 16-17 
                                      Mayıs 1997 , Türkiye gazetesi).  
         Türkiye 
                                      gazetesi, İslamiyeti seçen Ermeni aileye 
                                      iş, altın ve bir daire verilmesini yadırgamıyor. 
                                      Çünkü din değiştiren bir Ermeni, seçilen 
                                      din İslamiyet ve hediyeleri verende bu gazetenin 
                                      sahibi Dr. Enver Ören'dir. Eğer aynı hediyeleri 
                                      Hıristiyan bir işadamı, Hıristiyanlığı seçen 
                                      bir kişiye vermiş olsaydı, herhalde Türkiye 
                                      ve benzeri gazeteler hemen “Rüşvetle Hıristiyanlığı 
                                      seçtiler” diye başlık atardı 
 Türkiye 
                                      Gazetesi sahihibi Dr. Enver Ören, İslamiyeti 
                                      seçen Ermeni aileye iş, daire ve altın verdi SAMSUN’SA 
                                      NELER OLUYOR Samsun'da 
                                      bir süredir devam eden karalama kampanyasının 
                                      ardında Atilla Nuran isimli 
                                      biri olduğu ortaya çıktı. Samsun’da yayın 
                                      yapan Kanal S Tv'ye çıkarak “kilisede eroin 
                                      satıldığı, pornografi seyrettirildiği, kiliseye 
                                      gelen herkese 40-50 milyon arası aylık maaş 
                                      verildiğini” ileri süren Atilla Nuran, aslında 
                                      akli dengesinden şüphe edilen biri. Samsun’daki 
                                      Kilise yetkililerinden aldığımız bilgilere 
                                      göre kilisede video yok, eroin satma ve 
                                      kiliseye gidenlere maaş olayı da tamamen 
                                      uydurma. Dikkatli okuyucularımız, bu Atilla 
                                      Nuran ismini Gerçeğe Doğru'nun ilk sayısından 
                                      hatırlayacaklardır. Atilla Nuran, bir yayınevine 
                                      gönderdiği bir mektupta, Hıristiyanlık konusunda 
                                      bilgi edinmek isteyen birçok kişi olduğunu 
                                      belirterek, Hıristiyanlığı öğretebilecek 
                                      bir kişinin Samsun'a gönderilmesini ister. 
                                      Yayınevinde zaman zaman gönüllü olarak çalışan 
                                      Dion Bremner adlı kişi, bu davet üzerine 
                                      Samsun'a gider ve Atilla Nuran'la görüşür. 
                                      Ancak bu arada Nuran bazı planlar yapar 
                                      ve o sıralarda Show Tv'de yayınlanmakta 
                                      olan Son Çare programını 
                                      arar. Programın yapımcısı Hülya 
                                      Koçyiğit'e insanları zorla Hıristiyanlaştırmaya 
                                      çalışan bir kişinin Samsun’a geldiğini söyler. 
                                      Koçyiğit hemen ekibiyle Samsun’a gider ve 
                                      bütün görüşmeleri gizli kamerayla kaydeder. 
                                      Böylece, bir davet üzerine Samsun'a giden 
                                      ve davet edenlerin Hıristiyanlık ile ilgili 
                                      sorularına yanıt vermeye çalışan Dion, Show 
                                      Tv'de “din tüccarı” ve “Türkiye’yi bölmeye 
                                      çalışan bölücü” olarak ilan edilir. Dion 
                                      hakkında dava açılır. Ancak 28 Nisan 1998 
                                      tarihli son duruşmada, Dion’un suçsuz olduğu 
                                      belirtilerek beraatine karar verilir. Dion, 
                                      şimdi hem Atilla Nuran 
                                      hem de Hülya Koçyiğit hakkında 
                                      maddi ve manevi tazminat davası açmaya hazırlanıyor. 
                                      Ancak Nuran yine rahat durmuyor ve Hıristiyan 
                                      çevrelere iftiralar atmaya devam ediyor. 
 |