| Herbirimizi 
                                      çok yakından ilgilendiren, bu önemli bir 
                                      konuyu merak ediyoruz değil mi? Gelecekte olacak 
                                      şeyler, İsa Mesih'in ikinci gelişi ve dünyanın 
                                      sonu. Herbirimiz, dünyadaki ani değişikliklere, 
                                      vahşetlere, savaşlara, uluslararası kargaşalıklara 
                                      ve çevremizde olup biten gizemsel olaylara 
                                      bakarak, kendi kendimize hemen soruyoruz: "Dünyamız 
                                      böyle nereye gidiyor?","Gelecekte neler olacak?",
 "Bizleri ve dünyamızı bekleyen olaylar 
                                      nelerdir?",
 "Kıyamet veya son nasıl olacak?" 
                                      vs..
 Bu sorular 
                                      çok önemli olup, şüphesiz güvenliğimiz ve 
                                      mutluluğumuz açısından doğru bir şekilde 
                                      yanıtlanması gerekir. Doğru yanıtı bulmak 
                                      için bizler medyumlara, büyücülere, facılara, 
                                      ruhçulara veya gazetelerdeki horoskop köşelerine 
                                      değil, yine Yaratıcı'mız Tanrı'ya ve O'nun 
                                      Sözü olan Kutsal Kitap'a yönelmeliyiz. Çünkü 
                                      gizemli geleceğin anahtarı yalnızca Tanrı'dadır. 
                                      O, gelecekte olacak her şeyi, tüm incelikleriyle 
                                      apaçık görmekte ve yarattıklarının yararı 
                                      için de bunları, Kutsal Kitap yoluyla insanlığa 
                                      açıklamaktadır. Kutsal Kitap'ta okuduğumuz 
                                      gibi yalnızca Tanrı: "Sonu 
                                      başlangıçtan ve henüz olmayan şeyleri kadimden 
                                      bildiren"dir (İşa. 46:10) Kesin olarak 
                                      biliyoruz ki Tanrı'nın insanlık için öngördüğü 
                                      kurtarma planı veya programı bir gün tam 
                                      olarak sonuçlanacak ve son sözü söyleyen 
                                      yine Tanrı olacaktır. Tanrı'nın bildirdiği 
                                      ve olacak dediği herşey aynen gerçekleşecektir. 
                                      Bizzat Tanrı bu konuda şu güvencede bulunur: 
                                       "Öğüdüm 
                                      duracak ve bütün muradımı yapacağım... evet, 
                                      Ben söyledim ve yerine getireceğim; Ben 
                                      tasarladım ve onu yapacağım." (İş. 
                                      46:10-11).  İsa Mesih de 
                                      şunları bildirir:  "Gök 
                                      ve yer geçecek ama benim sözlerim geçmeyecektir." 
                                      (Mat.24:35).  "Bunların 
                                      yerine gelmesi gerektir." (Mat. 24:6). Bu nedenle 
                                      geleceğin Efendisi ve Egemeni olan Tanrı 
                                      bizlere şu çağrıda bulunur:  "Gelecek 
                                      şeyleri Ben'den sorun." (İş. 45:11). Unutmayalım 
                                      ki, Tanrı'nın bunları bizlere açıklamasının 
                                      başlıca amacı, bizlerin merakını gidermek 
                                      değil, tam tersine gelecek tehlike ve yıkımları 
                                      görerek uykudan uyanabilmemizi ve daha şimdiden 
                                      geleceğimizi tam bir güvenlik altına alabilmemizi 
                                      sağlamaktır.
 Çünkü Tanrı insanları uyarmadan veya "peygamber 
                                      kullarına sırrını açmadıkça bir şey yapmaz." 
                                      (Ams. 3:7).
 Tanrı 
                                      her defasında önce uyarmış, daha sonra da 
                                      yargısını itaatsiz insanların üzerine boşaltmıştır.
 Nuh tufanı, Sodom ve Gomora yargıları bu 
                                      gerçeğin açık örneklerindendir. Dua ve dileğimiz 
                                      budur ki, inceleyeceğimiz bu konu, düşüncenizde 
                                      sadece bir teori olarak kalmaz, yaşam ve 
                                      yüreğinize akarak yaşamınızı tümden değiştirip, 
                                      gelecek için kendinize "iyi 
                                      bir temel hazırlamanıza" yardım 
                                      eder (1Tim. 6:18).
 İSA 
                                      MESİH'İN İKİNCİ KEZ DÜNYAYA GELECEĞİ BİR 
                                      GERÇEK MİDİR?  Evet bu bir gerçektir. Bu inanış Kutsal 
                                      Kitap'ın temel bir öğretisi olup, Mesih 
                                      İnanlılarının başlıca ümididir. Bu dönüş 
                                      aynı zamanda Tanrı'nın başlangıçtan beri 
                                      hazırlayıp yürürlüğe koyduğu "kurtarma 
                                      planının" odak noktasıdır. İsa Mesih 
                                      bu dönüşüyle, bundan iki bin sene önce başlamış 
                                      olduğu kurtarma işini kesin ve tam bir şekilde 
                                      evrensel çapta bütünleyip noktalayacaktır. 
                                      Yine bu şekilde, insanlığın içinde bulunduğu 
                                      acı duruma tam ve kesin bir çözüm sunacaktır. 
                                      Mesih'in dönüşünü içermeyen gerçek bir Mesih 
                                      inancı asla düşünülemez. Aksi durumda bu 
                                      bitirilmemiş ve çatısı olmayan bir eve benzer. 
                                      Evet, bu temel bir inanç olup uydurulmuş 
                                      bir efsane değildir, güvenmemiz ve bağlanmamız 
                                      gereken Tanrısal bir gerçektir.
 Çünkü 
                                      bizzat İsa Mesih açıkça ikinci kez yeryüzüne 
                                      geleceğini bildirmiştir: 
 "O 
                                      zaman İnsan'oğlunun belirtisi gökte görünecek. 
                                      Yeryüzündeki bütün halklar ağlayıp dövünecek. 
                                      İnsanoğlu'nun gökteki bulutlar üzerinde 
                                      büyük güç ve görkemle geldiğini görecekler." 
                                      (Mat. 24:30, Yu. 14:3; 21:22 vs.).  Madem ki İsa 
                                      Mesih'in ölümü, dirilişi vs..ile ilgili 
                                      birçok bildirileri açık bir şekilde gerçekleşti, 
                                      dönüşüyle ilgili bu sözleri de mutlaka gerçekleşecektir. 
                                       Melekler de 
                                      Rab İsa Mesih'in ikinci geliş gerçeğini 
                                      vurgulamışlardır:  "Melekler 
                                      'Ey Celileliler, neden göğe bakıp duruyorsunuz?' 
                                      diye sordular. Sizden göğe alınan bu İsa, 
                                      göğe gittiğini nasıl gördünüzse, aynı şekilde 
                                      geri gelecektir." (Elçi.1:11) İsa Mesih'in 
                                      öğrencileri de açıkça aynı gerçeği ilan 
                                      ettiler:  "Oysa bizim vatanımız göklerdedir. 
                                      Ve oradan Kurtarıcı olan Rab İsa Mesih'i 
                                      bekliyoruz." (Fil. 3:20).
 "Bütün 
                                      bunlar, Rab İsa ateş alevleri içinde güçlü 
                                      melekleriyle gökten gelip göründüğü zaman 
                                      olacak." (2.Sel.1:8 vs.). "Mesih 
                                      birçoklarının günahlarını yüklenmek için 
                                      bir kez kurban edildi. İkinci kez, günah 
                                      yüklenmek için değil, kurtuluş getirmek 
                                      için kendisini bekleyenlere görünecektir." 
                                      (İbr. 9:27). İSA 
                                      MESİH'İN İKİNCİ GELİŞİ NASIL OLACAKTIR?
 Belki hemen yerinde olarak "Mademki 
                                      İsa Mesih gelecek, o halde bu nasıl ve ne 
                                      tarzda olacak? diye kendi kendine sorabilirsin. 
                                      Önemli ve yerinde bir soru. İlk olarak hemen 
                                      belirtelim ki İsa Mesih'in ikinci gelişi 
                                      kişisel ve görünür bir tarzda gerçekleşecektir. 
                                      Bizzat İsa Mesih bütün insanların kendi 
                                      dönüşünü göreceğini bildirdi:
 "İnsanoğlu'nun 
                                      gökteki bulutlar üzerinde büyük güç ve görkemle 
                                      geldiğini görecekler."(Mat. 24:30). 
                                      
 Elçi Yuhanna da Esinleme 1:7'de 
                                      şöyle der:
 "İşte, 
                                      bulutlarla geliyor! HER göz O'nu görecek 
                                      ve O'nun için dövünecekler.".  Melekler de 
                                      Mesih'in bu kişisel ve görünür gelişine 
                                      tanıklık etmişlerdir: "Sizden 
                                      göğe alınan bu İsa, göğe çıktığını nasıl 
                                      gördünüzse, aynı şekilde geri gelecektir." 
                                      (Elçi. 1:11). Mesih dirildiği, 
                                      yüceltilmiş bedeniyle geri dönecektir. Bu 
                                      nedenle "Mesih 1868 veya 1914 tarihinde 
                                      görünmez olarak geldi." diyen Ruhçular 
                                      (Spiristçiler) ve Yehova Şahitleri bu konuda 
                                      ciddi bir yanılgı içindedir.  İkinci 
                                      olarak İsa Mesih'in geri gelişi yeryüzümüz 
                                      üzerine, büyük bir görkemle, melek ve kutsal 
                                      kişilerin (kilisenin) eşliğinde olacaktır 
                                      (Mat. 25:31; Esin. 19:11-21). Bu olay dünya 
                                      tarihimizin en çarpıcı, en görkemli ve en 
                                      devrimsel olayı olacaktır. Mesih'in yeryüzüne 
                                      ilk gelişi çok basit ve halim bir şekilde 
                                      oldu. Ama ikinci gelişi bundan tamamen farklı 
                                      olacaktır.  Mesih, büyük 
                                      bir ihtişam ve görkemle "Kralların 
                                      KRALI ve Rablerin RABBİ" olarak gelecektir. 
                                      Dünyanın kralları, başkanları ve tüm yöneticileri 
                                      bu defa O'ndan titreyecek, dizlerinde güç 
                                      kalmayacaktır. Kutsal 
                                      Kitap'tan çıkarmış olduğumuz diğer bir gerçekte, 
                                      İsa Mesih'in bu ikinci gelişinin iki aşamalı 
                                      bir geliş olacağıdır. Mesih, ilk aşamada 
                                      tam olarak yeryüzüne inmeden, kendisini 
                                      bekleyen imanlılar topluluğuyla "havada" 
                                      toplanmak için gelecektir (2Sel. 
                                      2:1). "Kilisenin göğe kaldırılması" 
                                      olarak da bilinen bu olay ani bir şekilde 
                                      olacaktır. İkinci 
                                      aşama ise İsa Mesih'in bu "havadan" 
                                      görkemle, kilise ve meleklerinin eşliğinde 
                                      Armagedon savaşında kişisel ve görünür bir 
                                      tarzda yeryüzüne gelişi veya inişi olacaktır. 
                                      Bildirmiş olduğumuz gibi Mesih'in gelişinin 
                                      bu ikinci aşamasını "her göz görecektir." 
                                      Aslında bu geliş, iki aşamada gerçekleşen 
                                      tek bir geliştir. Kutsal Kitap yazıldığı 
                                      zamanlarda herhangi bir kral, bir ülkeyi 
                                      ziyarete geldiğinde, ilk önce bu ülkenin 
                                      temsilcileri, kral henüz ülkeye girmeden 
                                      dışarı çıkar, dışarda kralı karşılar ve 
                                      daha sonra da kral ile birlikte törenle 
                                      ülkeye girerlerdi. Mesih'in ikinci gelişi 
                                      de işte buna benzer olacaktır (Mat. 
                                      25:6).   O, 
                                      ilk önce daha yeryüzüne inmeden, havada 
                                      kilisesiyle karşılaşacak veya toplanacak, 
                                      daha sonra da bunu kiliseyle yeryüzüne görünür 
                                      gelişi takip edecektir (1.Sel. 4:17, 
                                      2.Sel. 2:1).   Bu iki aşamalı 
                                      tek geliş görüşü aynı zamanda Kutsal Kitap' 
                                      ın İsa Mesih'in ikinci gelişi hakkında yapmış 
                                      olduğu ve ilk bakılışta çelişki gibi görünen 
                                      birçok ayetlerini de daha iyi bir şekilde 
                                      anlamamıza yardım etmektedir. Örneğin 
                                      bir yerde İsa Mesih'in ikinci gelişine birçok 
                                      işaretler sıralanırken (Mat.24-25), 
                                      başka yerde hiçbir işaretten söz edilmeksizin, 
                                      bu gelişin aniden, birdenbire ve umulmadık 
                                      bir anda olacağı vurgulanır (Yu. 
                                      14:3, 1Sel. 4:13 vs..). Yine 
                                      bir yerde Mesih'in kendisini bekleyenler 
                                      için geleceği vurgulanırken, başka bir yerde 
                                      bundan söz edilmeksizin Mesih'in imanlıların 
                                      eşliğinde, imansızları yargılamak için geleceği 
                                      bildirilir (Yu. 14:3, İbr. 9:28, 
                                      Fil. 3:20-21. Esin. 19:11-21). Görünürde 
                                      çelişki gibi görünen bu ayetler, ancak sözkonusu 
                                      bu iki aşamalı geliş görüşüyle açıklanabilir. 
                                      Mesih ilk olarak özel işaretler olmaksızın 
                                      kilisesini yanına almak için göze görünmez 
                                      (yeryüzüne dek inmediğinden) bir tarzda 
                                      aniden gelecek, daha sonra da bunu bin yıllık 
                                      egemenliğin başında yanına almış olduğu 
                                      kiliseyle, yeryüzüne görünür bir şekilde 
                                      gelişi izleyecektir. Bu görünür gelişin 
                                      işaretlerini Matta 24'üncü 
                                      bapta görmekteyiz.  Akılda bulundurmamız 
                                      gereken diğer önemli bir nokta da şudur 
                                      ki, Mesih'in ikinci kez görkemle yeryüzüne 
                                      geliş olayı Kutsal Kitap'ın çok önemli temel 
                                      bir gerçeği olduğundan Şeytan var gücüyle 
                                      bu inancı çeşitli tez ve teorilerle çürütmeye, 
                                      yok etmeye çalışmaktadır. "İsa çoktan 
                                      1868'de veya 1914'te ruhta gelmiştir!", "Pentikost 
                                      gününde Kutsal Ruh'un gelmesi aslında Mesih'in 
                                      ikinci gelişidir!", "İnsan 
                                      tövbe edip Mesih'i yüreğine aldığında bu 
                                      dönüş gerçekleşmiş olur!" 
 veya
 
 "Bir kimse öldüğünde bu olay gerçekleşmiştir!" 
                                      gibi.. fikirlerin gerisinde aslında bizzat 
                                      Şeytan'ın kendisi bulunmaktadır! Dikkat 
                                      edelim ve asla bu teorilerle kandırılıp 
                                      Şeytan'ın oyununa gelmeyelim. İsa Mesih 
                                      henüz gelmemiştir. Bu harfiyen gerçekleşmesi 
                                      gereken geleceğe ait bir olaydır.
 İSA 
                                      MESİH'İN İKİNCİ GELİŞİ NE ZAMAN OLACAKTIR 
                                      ? 
 Bu soru herbirimizin merak ettiği bir sorudur. 
                                      Ama Tanrı özel nedenlerden dolayı Mesih'in 
                                      bu ikinci gelişinin gün ve saatini insanlara 
                                      açıklamayı uygun bulmamıştır.
 
 Mesih 
                                      İsa açık bir şekilde bunu bilmek isteyen 
                                      meraklı öğrencilerine bu gelişin "gün 
                                      ve saatinin" hiçkimse tarafından bilinemeyeceğini 
                                      belirtmiştir (Mat. 24:3.36, Elçi. 
                                      1:7).  Geçmişte 
                                      ve zamanımızda Advantistler, Yehova Şahitleri, 
                                      Saf Gerçekçiler, Yeni Apostolikler gibi 
                                      bir sürü dinsel tarikatlar İsa Mesih'in 
                                      bu bildirilerini öneme almayıp, Mesih'in 
                                      gelişi ve dünyanın sonu için birçok tarihler 
                                      ileri sürmüşlerdir. Ama bunlardan hiçbiri 
                                      de gerçekleşmemiştir. Bunlar açık bir şekilde 
                                      gösterir ki bizler bu gelişin gün ve saatini 
                                      asla bilemez ve hesaplayamayız. Bu bizlere 
                                      kapalıdır. Mesih'in bildirdiği gibi bizlerin 
                                      vazifesi sene, gün ve saati öğrenmeye çalışmak 
                                      değil fakat daima bu olaya hazır olup, uyanık 
                                      kalmaktır (Mat. 24:42). Her 
                                      ne kadar Rab İsa Mesih Matta 24'üncü bapta 
                                      sözkonusu bu ikinci geliş hakkında herhangi 
                                      bir gün veya tarih vermediyse de, bu gelişin 
                                      çok yakın olduğunu gösteren birçok işaretlerin 
                                      var olduğunu bildirmiş ve bunları bir bir 
                                      sıralamıştır. Her ne kadar Matta 
                                      24'üncü bap ilk olarak Yahudiler'e 
                                      yönelik olup, kilisenin göğe kaldırılmasından 
                                      sonra olacak büyük sıkıntı dönemiyle ilgili 
                                      olsa da (Esin. 6), inanıyoruz 
                                      ki, bu aynı zamanda kilisenin birinci yüzyıldaki 
                                      kuruluşundan, Mesih'in yeryüzüne gelişine 
                                      dek olan dönemleri de kapsamaktadır. Burada son 
                                      günlerin bir işareti olarak verilmiş olan 
                                      saptırıcıların belirmesi, savaşlar , zelzele 
                                      ve vebaların çoğalışı ve kıtlıklar zamanımızda 
                                      çok özel bir şekilde açıkça yerine gelmektedir. 
                                      Bunlar açık bir şekilde bizlerin, Mesih'in 
                                      gelişinin ve çağımızın sonunun tam eşiğinde 
                                      bulunduğumuzu göstermektedir. YAKINDA 
                                      GERÇEKLEŞMESİ GEREKEN OLAYLAR NELERDİR ? Çok 
                                      yakında, yaşamakta olan tüm gerçek Mesih 
                                      İnanlıları veya kilise, ölüm görmeden değiştirilip 
                                      Mesih ile buluşmak için göğe kaldırılacaktır. 
                                       Bu 
                                      Mesih İnanlılarının beklediği ve gerçekleşmesi 
                                      gereken ilk olaydır. Bu sözünü ettiğimiz 
                                      Mesih'in ikinci gelişinin ilk aşamasında 
                                      ani bir şekilde gerçekleşecektir. Bu göğe 
                                      kaldırılma olayı önceleri bir sır veya bir 
                                      giz olup, Rab bunu yalnızca Elçi Pavlus'a 
                                      açıklamıştır. Bizzat Elçi Pavlus bunu şöyle 
                                      dile getirmektedir:  "İşte 
                                      size bir sır söylüyorum. Hepimiz ölmeyeceğiz; 
                                      son borazan çalınınca hepimiz bir anda, 
                                      bir göz kırp-masında değiştirileceğiz. Evet, 
                                      borazan çalınacak, ölüler çürümez olarak 
                                      dirilecek ve biz de değiştirileceğiz." 
                                      (1Kor.15:51-52).  "Rab'bin 
                                      sözüne dayanarak size şunu bildiriyoruz: 
                                      biz yaşamakta olanlar, Rab'bin gelişine 
                                      dek diri kalacak olanlar, gözlerini yaşama 
                                      kapamış olanların önüne asla geçmeyeceğiz. 
                                      Rabbin kendisi, bir emir bağırtısıyla, baş 
                                      meleğin sesiyle ve Tanrı'nın borazanıyla 
                                      gökten inecek. Önce Mesih'e ait ölüler dirilecek. 
                                      Ondan sonra biz yaşamakta olanlar, diri 
                                      kalmış olanlar, onlarla birlikte Rab'bi 
                                      havada karşılamak üzere bulutlar içinde 
                                      alınıp götürüleceğiz." (1Sel.1:15-17). 
                                       Bu 
                                      ayetlerden de anlayabileceğimiz gibi bu 
                                      ilk aşama anında Mesih yeryüzüne dek gelmeyecek, 
                                      imanlılar topluluğu'nu havada karşılamak 
                                      için alınıp götürülecektir. Yeryüzüne dek 
                                      olmadığından dünyanın göremeyeceği bu gizli 
                                      geliş anında yine görünmez olarak gerçekleşecek 
                                      olan ilk olay, Mesih'te çoktan ölmüş bulunan 
                                      inanlıların bir anda dirilmesi ve yaşamakta 
                                      olup, diriliş vücuduna bürünecek olan diğer 
                                      inanlılarla birleşerek Rab'bi havada karşılamak 
                                      için alınıp götürülmesi olayıdır (Mat. 
                                      25:6). Bu 
                                      diriliş olgusu da yine, Mesih'in gelişiyle 
                                      açacağı bin yıllık krallığının başlangıcında 
                                      sonuçlanacak olan imanlıların "birinci 
                                      dirilişi"nin ilk aşamasını teşkil eder 
                                      (Esin. 20: 46, 1Kor. 15: 23). Belki bunları 
                                      okurken yerinde olarak "Neden dolayı 
                                      kilise veya Mesih İnanlıları göğe kaldırılmalıdır? 
                                      diye kendi kendine sormuş olabilirsin. Bu 
                                      soruyu kısa olarak şu şekilde yanıtlayabiliriz: 
                                       İsa 
                                      Mesih kendi bedeni ve nişanlısı olan kilisesini, 
                                      gelecek olan büyük sıkıntıdan muaf tutmak 
                                      için göğe, yanına alacaktır. 
 Kutsal Kitap'ta birçok kez örneklerini gördüğümüz 
                                      gibi, Tanrı, günahlı insanlığın üzerine 
                                      öfkesini dökmeden önce kendisine sadık olan 
                                      hizmetçilerini daima güvenlik altına almaktadır. 
                                      Örneğin Tanrı yeryüzünü su tufanıyla vurmadan 
                                      önce, Nuh ve ailesine "gemiye gir"melerini 
                                      emretmiş ve "kapı kapandı"ğında 
                                      da hem yerden hem de gökten sel andırışında 
                                      sular boşalmıştır (Tek. 6-7).
 
 Buna benzer diğer bir olayda, korkunç günahların 
                                      işlendiği Sodom ve Gomora şehirlerinin harap 
                                      edilmesidir. Tanrı ilk önce Hz. Lut'u güvenliğe 
                                      almış ve bundan hemen sonra bu şehirde oturanlar 
                                      üzerine "gökten ateş ve kükürt yağdırmıştır." 
                                      (Tek. 19:12-25).
 Zamanımızda 
                                      da görüldüğü gibi bir ülke diğer bir ülkeye 
                                      savaş ilanı yapmadan önce, bütün temsilciliklerini 
                                      o ülkeden çeker. Bunun gibi Tanrı da günahlı 
                                      insanlığa yönelik öfkesini yeryüzüne boşaltmadan 
                                      önce kendi temsilcilerini yani kiliseyi 
                                      kendine çekecektir. Mantıksal olarak kilisenin 
                                      sözkonusu bu gelecek büyük sıkıntıda hazır 
                                      olması uygun değildir. Çünkü sözkonusu bu 
                                      büyük sıkıntının hedefi, Rabbin bedeni olan 
                                      imanlılar topluluğu değil, günahlı milletler 
                                      ve İsrail halkıdır. Pavlus'un da bildirdiği 
                                      gibi:  "Tanrı 
                                      bizi (kiliseyi) gazaba uğrayalım diye değil, 
                                      Rabbimiz İsa Mesih aracılığıyla kurtuluşa 
                                      kavuşalım diye belirledi." (1Sel. 5:9). 
                                       Yine 
                                      Rab İsa bizleri "gelecek gazaptan 
                                      kurtar"mıştır (1Sel. 
                                      1:10; Lu. 21:34-36, Esin.3:10). 
                                       İsa 
                                      Mesih, kilisesini havada ödüllendirmek ve 
                                      yargılamak için yanına alacaktır. 
 Elçi Petrus,"Hükmün, Tanrı'nın 
                                      evinden başlayacağını" bildirir
 (1Pet. 4:17).
 
 Başka bir yerde de Pavlus,
 
 "Bedende yaşarken gerek iyi 
                                      gerek kötü, yaptıklarımızın karşılığını 
                                      almak için herbirimizin Mesih'in yargı kürsüsü 
                                      önünde görünmesi gerektir."der (2Kor. 
                                      5:10)
 İşte 
                                      İnanlıların Mesih'in yargı kürsüsü önünde 
                                      durması Rabbi karşılamak için alınmış oldukları 
                                      zaman 'havada' gerçekleşecektir. Yeryüzünde 
                                      büyük sıkıntı olurken, İnanlılar da havada 
                                      yeryüzünde yapmış oldukları işler veya hizmetler 
                                      için hesap vereceklerdir. Şüphesiz bu yargılanma 
                                      Esinleme 20:11-15'te gördüğümüz günahlıların 
                                      yargılanmasıyla hiç bir bağı veya benzerliği 
                                      yoktur. Bu daha fazla mükafatların dağılımı 
                                      yönünde olan bir yargılama olup, bu yargıya 
                                      iştirak edenlerin hepsi de sonuçta kurtulacaktır, 
                                      ama bazıları mükafatlardan mahrum bir şekilde 
                                      ve "ateşten geçer gibi..." 
                                      (1Kor. 3:10-15). Bu 
                                      göğe kaldırılma olayının hangi tarihte gerçekleşeceğine 
                                      gelince, yine belirtmeliyiz ki Kutsal Kitap 
                                      bunun için de hiçbir tarih öngörmez.
 Bu olay belirttiğimiz gibi her an, umulmadık 
                                      bir anda gerçekleşebilir.
 
 İsa Mesih bunun için özel hiçbir işaret 
                                      vermemiştir.
 Bilinen 
                                      bir şey var, o da bu olayın, inayet çağının 
                                      sonunda, diğer uluslardan gelmesi gereken 
                                      kilisenin sayısının tamamlandığı zaman gerçekleşeceğidir.
 Pavlus'un bildirdiği gibi:
 
 "Kardeşler... şu sırdan habersiz 
                                      kalmanızı istemem: diğer uluslardan kurtulacakların 
                                      sayısı tamamlanıncaya dek, İsraillilerden 
                                      bir bölümünün yürekleri nasırlaştı..." 
                                      (Rom.11:25).
 Sözünü 
                                      ettiğimiz, Pentikost gününden itibaren başlamış 
                                      olan tüm milletlerden ileri gelen kilise 
                                      dönemi, Tanrı'nın hazırlamış olduğu kurtarma 
                                      planı içinde aslında parantez bir dönemi 
                                      teşkil eder. Şu anda içinde yaşamakta olduğumuz 
                                      bu kilise dönemi Eski Antlaşma peygamberlerine 
                                      kapalı kalıp, Yeni Antlaşma İnanlılarına 
                                      açıklanan bir sırdır (Ef. 3:1-13). 
                                       Kilise, hiçbir 
                                      zaman tam anlamıyla Tanrı'nın halkı olup, 
                                      geçici olarak reddedilen İsrail kavmıyla 
                                      karıştırılamaz ve karıştırılmamalıdır da. 
                                      Bu iki kitle de çağrılış, fonksiyon ve umut 
                                      açısından birbirinden farklıdır. Her şeyi programlı 
                                      yapan Tanrı, sayısı tamamlanan kilisenin 
                                      göğe kaldırılmasıyla bu kilise devrini veya 
                                      parantezini kapatacak ve böylece öfkesinin 
                                      yeryüzüne döküleceği sıkıntı çağını açacaktır. 
                                       Evet, yakında 
                                      olması gereken ilk olay tüm dünyadaki gerçek 
                                      Mesih İnanlılarının göğe kaldırılması olayıdır. Düşünün bir 
                                      kere, bir gün Mesih İnanlılarının tümü birden 
                                      bire ortadan kaybolacak, yeryüzünden göğe 
                                      alınacaktır! Belki kahvaltıdayken, belki 
                                      sokakta diğerleriyle yürürken, belki iş 
                                      yerinde bulunurken, belki de yatmaktayken 
                                      İsa Mesih birden bire gizlice gelip inanlıları 
                                      kendi yanına alacaktır! Ne 
                                      görkemli bir olay değil mi? İnanlılar sonunda 
                                      bu denli özledikleri Rab'leriyle birlikte 
                                      olacaklar. 
 Ama İsa Mesih'in de bildirdiği gibi bu görkemli 
                                      göğe kaldırılma olayına ne yazık ki herkes 
                                      iştirak edemeyecektir.
 Yalnızca tövbe edip yaşamını İsa Mesih'e 
                                      adayanlar, uyanık olup, sadık bir şekilde 
                                      O'na hizmet edenler buna iştirak edeceklerdir.
 Diğer tövbesizler 
                                      büyük sıkıntıya maruz kalacaklardır. Sen, bu satırları 
                                      okuyan sayın arkadaşım, acaba senin durumun 
                                      ne olacak? Bu 
                                      olay gerçekleştiğinde alınacak mısın, yoksa 
                                      bırakılacak mısın?   Mesih'in 
                                      hazırladığı bereketlere mi sahip olacaksın, 
                                      yoksa ürkütücü büyük sıkıntı içinde mi kalacaksın?
 |