| MUSA 
                                      ve ONUN PARLAYAN YÜZÜ Kutsal 
                                      Kitap’tan hepimiz Musa’nın yaşamı hakkında 
                                      bir çok şeyler öğreniyoruz (kısaca hayatını 
                                      anlat). Musa hakkında yazılmış olan şeylerden 
                                      sadece bir tanesine bakmak istiyorum sizinle: 
                                      Onun yüzünün parlaması. Çıkış Kitab’ının 
                                      34. bölümüne baktığımızda üç kez Musa’nın 
                                      yüzünün parladığını söylüyor bize bu ayetleri 
                                      okuyalım birlikte Çıkış 34:1-4 
                                      "RAB 
                                      Musa'ya, "Öncekiler gibi iki taş levha 
                                      kes" dedi, "Kırdığın levhaların 
                                      üzerindeki sözleri onlara yazacağım. 2 Sabaha 
                                      kadar hazırlan, sabah olunca Sina Dağı'na 
                                      çık; dağın tepesinde, huzurumda dur. 3 Senden 
                                      başka kimse dağa çıkmasın, dağın hiçbir 
                                      yerinde kimse görülmesin. Dağın eteğinde 
                                      davar ya da sığır da otlamasın." 4 
                                      Musa öncekiler gibi iki taş levha kesti. 
                                      RAB'bin buyurduğu gibi sabah erkenden kalktı, 
                                      taş levhaları yanına alarak Sina Dağı'na 
                                      çıktı." ve 27-35. 
                                      " 
                                      27 RAB Musa'ya, "Bunları yaz" 
                                      dedi, "Çünkü seninle ve İsrailliler'le 
                                      bu sözlere dayanarak antlaşma yaptım." 
                                      28 Musa orada kırk gün kırk gece RAB'le 
                                      birlikte kaldı. Ağzına ne ekmek koydu, ne 
                                      de su. Antlaşma sözlerini, on buyruğu taş 
                                      levhaların üzerine yazdı. 29 Musa elinde 
                                      iki antlaşma levhasıyla Sina Dağı'ndan indi. 
                                      RAB'le konuştuğu için yüzü ışıldıyordu, 
                                      ama kendisi bunun farkında değildi. 30 Harun'la 
                                      İsrailliler Musa'nın ışıldayan yüzünü görünce, 
                                      ona yaklaşmaya korktular. 31 Musa onları 
                                      yanına çağırdı. Harun'la İsrail topluluğunun 
                                      bütün önderleri çevresine toplandılar. Musa 
                                      onlarla konuştu. 32 Sonra herkes ona yaklaştı. 
                                      Musa RAB'bin Sina Dağı'nda kendisine bildirdiği 
                                      bütün buyrukları onlara verdi. 33 Konuşmasını 
                                      bitirdikten sonra, yüzüne bir peçe taktı. 
                                      34 Ama ne zaman konuşmak için RAB'bin huzuruna 
                                      çıksa, ayrılıncaya kadar peçeyi kaldırırdı. 
                                      Dönünce de kendisine verilen buyrukları 
                                      İsrailliler'e bildirir, 35 İsrailliler de 
                                      onun ışıldayan yüzünü görürlerdi. Sonra 
                                      Musa içeri girip RAB'le görüşünceye kadar 
                                      yine peçeyi takardı." 
                                      Bu olay Mesih’in yeryüzüne gelişinden yaklaşık 
                                      olarak 1500 yıl önce yer almıştı ve günümüzde 
                                      olduğu gibi o günlerde de insanların yüzleri 
                                      karanlıktı. Çünkü Adem’den itibaren tüm 
                                      insanlara geçen günah insan yüzünü karartmıştı. 
                                      Tanrı’nın seçmiş olduğu halk bile günahları 
                                      yüzünden karanlık bir simaya sahipti. Onların 
                                      Rab’be karşı olan başkaldırmaları ve Rab’bin 
                                      isteğine karşı gelişleri yüzlerinde karanlık 
                                      gölgeler bıraktı. Ancak bu insanların arasında, 
                                      yüzü parlayan, ama yüzünün parladığının 
                                      farkında olmayan birisi vardı. Bu kişi Musa 
                                      idi
 Şu 
                                      anda içinde yaşadığımız dünya da karanlık 
                                      içerisinde olan bir dünyadır. Karanlık yüzlerle 
                                      karanlık işlerle dolu olan bir yerdir. Düşünsenize 
                                      böyle bir ortamda Rab İsa Mesih için parlamak 
                                      ne kadar şerefli ve onurlu bir şey olur, 
                                      değil mi? Hizmetimizde ve iman hayatımızda 
                                      en önde gelen şey bu olmalı karanlık bir 
                                      dünyada Rab için parlayan ışıklar olmak! 
                                      Zaten Rab bizi bunun için seçmedi mi 1.Petrus 
                                      2:9-12 " 
                                      9 Ama siz seçilmiş bir soy, Kral'ın kâhinleri, 
                                      kutsal bir ulus, Tanrı'nın öz halkısınız. 
                                      Sizi karanlıktan kendisinin şaşılacak ışığına 
                                      çağıran Tanrı'nın erdemlerini ilan etmek 
                                      için seçildiniz. 10 Bir zamanlar halk değildiniz, 
                                      ama şimdi Tanrı'nın halkısınız. Bir zamanlar 
                                      merhamete erişmemiştiniz, oysa şimdi merhamete 
                                      eriştiniz. 11 Sevgili kardeşler, size yalvarırım, 
                                      cana karşı savaşan bedensel tutkulardan 
                                      kaçının. Çünkü bu dünyada yabancılar ve 
                                      konuklarsınız. 12 İnanmayanlar önünde olumlu 
                                      bir yaşam sürün. Öyle ki, kötülük yapanlarmışsınız 
                                      gibi size iftira etseler de, iyi işlerinizi 
                                      görerek Tanrı'yı, kendilerine yaklaştığı 
                                      gün yüceltsinler." 
                                      gerçekten bu mümkün mü bu karanlık dünyada 
                                      Rab için parlayan birer ışık olmak elbette 
                                      mümkün çünkü Rab’imiz bizden bizim için 
                                      imkansız olan bir şey yapmamızı istemez 
                                      Musa Rab’be dua etti Çıkış 33:18 
                                      "18 
                                      Musa, "Lütfen görkemini bana göster" 
                                      dedi." ve Rab 
                                      onun duasına cevap verdi. Rab’bin yüceliği 
                                      Musa’nın yüzünde parladı. Eğer bizim arzumuzda 
                                      gerçekten Musa gibi Rab’bin görkemini görmek 
                                      olursa ve bunu bütün yüreğimizle Rab’den 
                                      dilersek yani Musa gibi duayla Rab’bin yüzünü 
                                      ararsak gerçekten Rab Musa gibi bizimde 
                                      duamızı yanıtlayacaktır. 2.Kor.3:18 
                                       " 18 Ve 
                                      biz hepimiz peçesiz yüzle Rab'bin yüceliğini 
                                      görerek, yücelik üstüne yücelikle O'na benzer 
                                      olmak üzere değiştiriliyoruz. Bu da Ruh 
                                      olan Rab sayesinde oluyor."
 Rab 
                                      hepimizi vaaz etmeye, öğretmeye ya da başka 
                                      türlü bir hizmete çağırmıyor olabilir yada 
                                      bunları yapamayabiliriz, ama hepimiz bu 
                                      dünyada Rab için parlayabiliriz. Parlamak 
                                      için ne yapmalıyız?
 (1) 
                                      Musa’nın Yüzünün Parlayışındaki sır Neydi?  İlk 
                                      olarak şunu bilmeliyiz ki Musa’nın yüzündeki 
                                      bu parlayışı yapay ve yüzeysel bir parlayış 
                                      değildi. Göksel bir parlayıştı bu. Rab’bin 
                                      yüceliği onun yüreğine ve canına o kadar 
                                      derinden işlemişti ki doğal olarak bu yücelik 
                                      onun yüzünde parladı. Aslında bu bir mucizeydi 
                                      çünkü Musa kırk gün oruç tutmuştu (Çıkış 
                                      34:28 " 28 
                                      Musa orada kırk gün kırk gece RAB'le birlikte 
                                      kaldı. Ağzına ne ekmek koydu, ne de su. 
                                      Antlaşma sözlerini, on buyruğu taş levhaların 
                                      üzerine yazdı."). 
                                      Aynı zamanda bu adam 80 yaşındaydı ve İsrail 
                                      halkının önderi olarak her gün akla gelmedik 
                                      bir çok sorunlarla boğuşmak zorundaydı yani 
                                      kolay bir işi yoktu. Yine de bütün bu sorunlara 
                                      rağmen “Onun yüzü parladı”. O zaman sormalıyız: 
                                      Bunun sırrı neydi? (a) Rab Musa ile bir Antlaşma 
                                      Yapmıştı 27. ayeti "27 
                                      RAB Musa'ya, "Bunları yaz" dedi, 
                                      "Çünkü seninle ve İsrailliler'le bu 
                                      sözlere dayanarak antlaşma yaptım." 
                                      oku ve Yuh 15:16 "	
                                      16 Siz beni seçmediniz, ben sizi seçtim. 
                                      Gidip meyve veresiniz, meyveniz de kalıcı 
                                      olsun diye sizi ben atadım. Öyle ki, benim 
                                      adımla Baba'dan ne dilerseniz size versin." 
                                      karşılaştır. Biz O’nun için parlayacaksak 
                                      öncelikle O’nun tarafından seçilmiş olmalıyız.
 (b) Musa ile Rab Arasında 
                                      Hayati bir Bağlantı Vardı. 27. ayeti 
                                      yine oku. ""27 
                                      RAB Musa'ya, "Bunları yaz" dedi, 
                                      "Çünkü seninle ve İsrailliler'le bu 
                                      sözlere dayanarak antlaşma yaptım." 
                                      Rab ona “Yaz!” diye konuştu. Burada Musa 
                                      ile Rab arasında derin bir samimiyet vardır. 
                                      Sanki bir müdür kişisel sekreterine bir 
                                      mektup, bir yazı dikte ediyor. Aynı şekilde 
                                      Rab de bize dönüp bizim Onu dinlediğimizden 
                                      emin olduğu zaman samimiyetle ve güvenle 
                                      kendisini açıklamak için bize de konuşur 
                                      mu? Tabi ki konuşuyor çünkü Rab’bimiz sadece 
                                      Musa’nın Rab’bi değil sadece O’nunla kişisel 
                                      olarak ilgilenen bir Rab değil aynı şekilde 
                                      seninle ve benimle de yakından ilgileniyor 
                                      ve sana da bana da açık bir şekilde konuşuyor. 
                                      Çünkü bizim Rab’bimiz yaşayan bir Tanrı 
                                      ve Yaşayanların Tanrısı
 (c) Musa Rab ile Uzun Zaman Harcamaya Hazırdı 
                                      . Ayet 2-3 " 2 
                                      Sabaha kadar hazırlan, sabah olunca Sina 
                                      Dağı'na çık; dağın tepesinde, huzurumda 
                                      dur. 3 Senden başka kimse dağa çıkmasın, 
                                      dağın hiçbir yerinde kimse görülmesin. Dağın 
                                      eteğinde davar ya da sığır da otlamasın." 
                                      ve 28-29 " 
                                      28 Musa orada kırk gün kırk gece RAB'le 
                                      birlikte kaldı. Ağzına ne ekmek koydu, ne 
                                      de su. Antlaşma sözlerini, on buyruğu taş 
                                      levhaların üzerine yazdı. 29 Musa elinde 
                                      iki antlaşma levhasıyla Sina Dağı'ndan indi. 
                                      RAB'le konuştuğu için yüzü ışıldıyordu, 
                                      ama kendisi bunun farkında değildi." 
                                      oku. Burada görüyoruz 
                                      ki Musa Rab ile sakin ve uzun bir zaman 
                                      geçiriyordu Rab ile geçirdiğimiz o “sakin 
                                      zaman” iman hayatımız için ne kadar önemlidir. 
                                      Çünkü kimsenin bizi rahatsız etmeyeceği 
                                      bir yerde O’nun ile geçirdiğimiz sakin zaman 
                                      çok ama çok değerlidir. O gizli yerde Rab’be 
                                      baktığımız zaman ne olur? Mezmur 
                                      34:5. Bir atasözü var “Üzüm 
                                      üzüme baka baka kararır.” 
                                      Derler ya Bizde ancak Rab’be baka baka parlayabiliriz. 
                                      O’na ne kadar bakarsak o kadar çok parlarız.
 2. ayete göre Rab’be yaklaşmanın, 
                                      dua etmenin ve sakin bir zaman geçirmenin 
                                      en iyi zamanı sabahleyindir. Ayet 
                                      4 "	
                                      4 Musa öncekiler gibi iki taş levha kesti. 
                                      RAB'bin buyurduğu gibi sabah erkenden kalktı, 
                                      taş levhaları yanına alarak Sina Dağı'na 
                                      çıktı." ile Markos 
                                      1:35’i " 
                                      35 Sabah çok erkenden, ortalık henüz ağarmadan 
                                      İsa kalktı, evden çıkıp ıssız bir yere gitti, 
                                      orada dua etmeye başladı." 
                                      karşılaştır. Ben kaymak yemeyi çok severim 
                                      Annem süt pişirdiği zaman veya yoğurt yaptığı 
                                      zaman onların üstündeki kaymağı yemek çok 
                                      hoşuma gider. Aynı şekilde Rab’de kaymağı 
                                      çok sever herhalde bu yüzden günün kaymağını, 
                                      en güzel zamanını Rab’be vermek O’nu hoşnut 
                                      eder.
 3. ayete göre Dua etmenin 
                                      en iyi yolu Rab ile baş başa olduğumuz zamandır. 
                                      Matta 6:6 “Siz 
                                      ise, dua edeceğiniz zaman odanıza girip 
                                      kapıyı örtün ve gizlide olan Babanıza dua 
                                      edin. Gizlilik içinde yapılanı gören Babanız 
                                      da sizi ödüllendirecektir.”
 20. ayete göre duada takınabileceğimiz 
                                      en iyi tavır O’nun sesini dinlemek ve O’na 
                                      konuşmaktır. Mez 85:8 “Kulak 
                                      vereceğim Rab Tanrı’nın ne diyeceğine; Halkına, 
                                      sadık kullarına esenlik sözü verecek. Yeter 
                                      ki bir daha akılsızlık etmesinler.” 
                                      ile Mez 55:17 “Sabah, 
                                      öğlen, akşam kederlenince, feryat ederim, 
                                      O, işitir sesimi.”
 (d) Musa Kendini inkar 
                                      Etmeye Hazırdı Kırk gün bir süre Rab ile 
                                      baş başa kalmıştı (ayet 28 " 
                                      28 Musa orada kırk gün kırk gece RAB'le 
                                      birlikte kaldı. Ağzına ne ekmek koydu, ne 
                                      de su. Antlaşma sözlerini, on buyruğu taş 
                                      levhaların üzerine yazdı.") 
                                      . Bunu yapmak kendimizi inkar etmeyi talep 
                                      eder. Bu şekilde Musa gibi kendimizi inkar 
                                      etmesini öğrendik mi? Matta 16:24’ 
                                      "Ardımdan 
                                      gelmek isteyen, kendini inkâr etsin, çarmıhını 
                                      yüklenip beni izlesin.”
 (e) Musa’nın Hayatındaki en Büyük 
                                      Arzu Tanrı’ya İtaat Etmekti 27. 
                                      ve 28. ayetler bunu açıkça belirtir. 
                                      Rab ona “Yaz!” 
                                      dedi ve Musa yazdı. Bizde Rab’bin dediğini 
                                      yapmaya hazır mıyız ve hemen yapar mıyız? 
                                      Musa’ya bakın burada tereddüt diye bir şey 
                                      yoktur. Buyruk verilir verilmez itaat izledi. 
                                      Elç.9:6 “Haydi 
                                      kalk ve kente gir, ne yapman gerekti?i sana 
                                      bildirilecek” (Pavlus 
                                      itaat etti)
 (f) Musa İnsanlara Hizmet 
                                      Etmeye hazırdı 29. ayete 
                                      " 
                                      29 Musa elinde iki antlaşma levhasıyla Sina 
                                      Dağı'ndan indi. RAB'le konuştuğu için yüzü 
                                      ışıldıyordu, ama kendisi bunun farkında 
                                      değildi." bak. 
                                      Musa Rab ile olmak için dağa çıktı, ama 
                                      orada kalmadı geri halkın yanına döndü. 
                                      Rab’bin sürüsüne bakan çoban her zaman böyledir.
 Rab’bin huzuruna girip çıkar. Yuh 
                                      10:9 “Kapı 
                                      Ben'im. Bir kimse benim aracılığımla içeri 
                                      girerse kurtulur. Girer, çıkar ve otlak 
                                      bulur.” Biz her zaman 
                                      Rab’bin bizi besleyecek doyuracak olan kapısından 
                                      her zaman girip çıkmalıyız ve Rab’den aldıklarımızı 
                                      başkalarına vermeliyiz. İçeri girerek Rab’den 
                                      aldığı parlaklığı başkalarına aktarır. İnsanlara 
                                      hizmet etmek için Rab’bin huzuruna girer 
                                      Rab’de alır ve oradan çıkınca insanlara 
                                      hizmet eder. İsa bu ayetlerde girer çıkar 
                                      ve otlak bulur derken bunu söylemek istiyor 
                                      bir imanlı tapınmak için ve doymak için 
                                      Tanrı’nın huzuruna sık sık çıkmalı ve sonra 
                                      Rab’be tanıklık etmek için karanlıktaki 
                                      insanların yanına gitmelidir. Karanlıklara 
                                      gitmekten korkmayalım Rab bizi ışık olarak 
                                      oralarda kullanmak istiyor. Yeşaya peygamber 
                                      diyor ki “ışık karanlıkta parlar ve karanlık 
                                      onu alt edemez.” Karanlık bizi alt edemez 
                                      çünkü bizler ışığın çocuklarıyız ve ışığız 
                                      İsa diyor “Dünyanın ışığı sizsiniz” o zaman 
                                      Ateşli müjdeciliğin yazarı Reinhard Bonneke’nin 
                                      de dediği gibi Cehennemi soyup Cenneti doldurmak 
                                      bizim arzumuz olsun bu yüzden karanlıklara 
                                      giderek onlara Rab’bi gösteren işaretler 
                                      ışıklar olalım. Evet, dağ başı tecrübesinin 
                                      ne olduğunu bilmeliyiz, ama dağ başında 
                                      kalamayız. Aşağılara inip vadilerde, karanlık 
                                      yerde insanlara hizmet etmesini de bilmeliyiz. 
                                      İsa ve Elçileri böyle yaptılar onlar Baba 
                                      Tanrı ile zaman geçirmek için dağa çıktılar 
                                      ama daha sonra inip insanları tövbeye çağırıp 
                                      onlara hizmet ettiler. İsa hiçbir zaman 
                                      Manastır hayatı yaşamadı ve kimseye de böyle 
                                      yaşamasını söylemedi. Çünkü Rab manastırda 
                                      değil insanların arasında olmamızı ister. 
                                      Manastırda kime hizmet edeceksin. İsa diyor 
                                      ki “Kimse 
                                      kandil yakıp tahıl ölçeğinin altına koymaz. 
                                      Tersine kandilliğe koyar evdekilerin hepsine 
                                      ışık sağlar sizin ışığınız insanların önünde 
                                      öylesine parlasın ki, iyi işlerinizi görerek 
                                      göklerdeki Babanız’ı yüceltsinler.” 
                                      (Matta 5:15-16) o halde sevgili 
                                      kardeşlerim ışığınızı yani hayatlarınızı 
                                      saklamayın çünkü Mesih’in öğretişinin özelliklerini 
                                      sergileyenler gizlenemez. O’nun öğretişinin 
                                      ışığını kendimize saklamayalım başkalarıyla 
                                      paylaşalım çünkü Mesih’in parladığı yaşamlardaki 
                                      çekicilik ikna dolu sözcüklerden daha etkilidir. 
                                      Biraz önceki söylediğimiz ilahiyi sık sık 
                                      Rab’be bir dua olarak yükseltelim Parla 
                                      Mesih tüm dünya görsün görkemini.
 (g) 
                                      Musa’nın Elinde ve Yüreğinde Tanrı’nın Sözü 
                                      Vardı 29. ayete "	
                                        29 Musa 
                                      elinde iki antlaşma levhasıyla Sina Dağı'ndan 
                                      indi. RAB'le konuştuğu için yüzü ışıldıyordu, 
                                      ama kendisi bunun farkında değildi." 
                                      bak. Acaba Rab’bin Sözünü taşımak ve onu 
                                      yüreklerimizde saklamak ile parlayan bir 
                                      yüz arasında bir bağlantı olabilir mi? Evet, 
                                      vardır. Bak Mezmur 119:135. 
                                        “Yüzün 
                                      aydınlık saçsın kulunun üzerine, kurallarını 
                                      öğret bana.” Diyor 
                                      Davut.
 (2) 
                                      Musa’nın Yüzünün Parlayışı Ne Gibi Sonuçlar 
                                      Getirdi?
 (a) 
                                      Musa Yüzünün Parladığını Fark etmemişti 
                                      29. ayeti oku. "29 
                                      Musa elinde iki antlaşma levhasıyla Sina 
                                      Dağı'ndan indi. RAB'le konuştuğu için yüzü 
                                      ışıldıyordu, ama kendisi bunun farkında 
                                      değildi." Neden 
                                      böyle bir tepki gösterdi Musa? Çünkü bir 
                                      kişi Rab’bin göz kamaştırıcı yüceliğini 
                                      gördüğü zaman hayatında her şey, özellikle 
                                      benlik önemsiz gözükür. Tek önemli Kişi 
                                      Rab olur Rab ile yaşadıkça dolarız ve doldukça 
                                      da alçalmalıyız bir başak gibi buğday başağı 
                                      gördünüz mü başak içi doldukça boynu eğilir 
                                      bizde doldukça eğilmeliyiz ve alçalmalıyız. 
                                        “Öyle 
                                      ki, Tanrı'nın önünde hiçbir insan övünmesin... 
                                      Bunun için, yazılmış olduğu gibi, "Övünen, 
                                      Rab ile övünsün."(1 
                                      Kor 1:29,31).
 (b) 
                                      Halk Bunu Görmüştü Tabii ki halk onun parlayan 
                                      yüzünü görecekti. Rab ile zaman harcayan 
                                      her imanlının yüzü de parlayacaktır. Ve 
                                      çevremizdeki İnsanlar ister istemez o parlaklığı 
                                      görecektir. Örneğin benim Annem kendisi 
                                      Müslüman ama bana bir gün şunu söyledi. 
                                      Oğlum sen iyi ki Hıristiyan oldun çünkü 
                                      Hıristiyan olduktan sonra değiştin dedi. 
                                      Sizdeki değişikliği etrafınızdaki insanlar 
                                      muhakkak göreceklerdir. Bizler Rab’be geldiğimizde 
                                      sanki bir güzellik salonuna gelmiş gibi 
                                      oluyoruz Rab bizleri içten dışa doğru her 
                                      gün güzelleştiriyor. Ve benim gibi daha 
                                      yakışıklı ve güzel olabilirsiniz.
 (c) 
                                      İnsanlar Korkmuştu Bunu 30. ayette 
                                      "30 
                                      Harun'la İsrailliler Musa'nın ışıldayan 
                                      yüzünü görünce, ona yaklaşmaya korktular." 
                                      görebiliriz. Rab’bin yüceliği ile dolu olan 
                                      bir imanlının yaşamındaki güç buna benzer 
                                      bir korku yaratır insanlarda. Saygı ile 
                                      karışık bir korkudur bu. Elç.4:13. 
                                      ) “Kurul 
                                      üyeleri, Petrus'la Yuhanna'nın yürekliliğini 
                                      görüp de bunların eğitim görmemiş, sıradan 
                                      kişiler olduklarını anlayınca şaştılar ve 
                                      onların İsa'yla birlikte bulunmuş olduklarını 
                                      fark ettiler.”Bizlerde 
                                      bugün eğer yaşantımızda Mesih İsa’yı yüreğimize 
                                      tam almış bir şekilde Kutsal yazıları okur,düşünüp 
                                      taşınır ve buna göre ibadetlerimizi yaparsak, 
                                      çevremizdeki insanlarda Tanrı’nın yetkisini 
                                      üzerimizde göreceklerdir.
 Antalya İncil 
                                      Kilisesi Pastörü Ramazan 
                                      Arkan
 |