|  
                                       
                                         
                                      BÖLÜM YEDİ
 Mesih 
                                      İsa'nın Tanrısalığı'na Karşı Duran Bazı 
                                      Nedenler Nelerdir?  
                                      Bugün, Mesih'in tanrısallığına karşı çıkan 
                                      veya anlama zorluğu çeken birçok insan vardır. 
                                      Bunlardan bazılarını bu bölümde Kutsal Yazılar 
                                      ışığında kısaca ele alacağız. “Baba 
                                      Benden Üstündür”    
                                      İsa; "Baba benden üstündür" demiştir 
                                      (Yuhanna 14:28). Mesih'in tanrısallığına 
                                      karşı duran birisi; "Bu ayet Mesih'in 
                                      Tanrı'nın altında olduğunu gösterir" 
                                      diyebilir.  
                                      İsa'nın, yeryüzünde kul özünde bulunarak 
                                      yapmakta olduğu hizmette, derece olarak 
                                      Baba'dan aşağı olduğu doğrudur. Böyle bir 
                                      derece, O'nun tanrısal doğasını reddetmez. 
                                      Aynı pasajda İsa, Filip'e şöyle der: "Beni 
                                      görmüş olan, Baba'yı görmüştür. Sen nasıl 
                                      'Bize Baba'yı göster' diyorsun" (Yuhanna 
                                      14:8-9). Bu söz, İsa'nın ve Baba'nın doğalarının 
                                      bir olduğunu gösterir. Mesih'i görmek, Tanrı'yı 
                                      görmek anlamına geliyordu (bkz. Yuhanna 
                                      12:44, 45). Bu sebeple, İsa'nın Baba'nın 
                                      üstünlüğüyle ilgili sözleri, yeryüzünde 
                                      bulunduğu geçici durumdan dolayıdır.    
                                      Burada Arthur W. Pink'in "Exposition 
                                      of the Gospel of John" (Yuhanna İncili'nin 
                                      Yorumu) adlı eserinden bir alıntı yapacağız: 'Babam 
                                      benden üstündür.' Mesih'in tanrısallığını 
                                      ve Tanrı'yla olan eşitliğini reddeden 'Üniteryanlar'ın' 
                                      en çok kullandıkları ayet budur. Kurtarıcı, 
                                      öğrencilerine Baba'ya gittiği için sevinmeleri 
                                      gerektiğini söylemiş ve daha sonra 'Babam 
                                      benden üstündür' demiştir. Bunu inceleyecek 
                                      olursak tüm zorluğu aşmış oluruz. Baba'nın 
                                      Mesih'ten üstün olması, Mesih Baba'ya gitmekte 
                                      olduğundan, öğrenciler için sevinç kaynağıdır. 
                                      Bu durum, uyuşmazlık yaratan 'üstün' kelimesine 
                                      anlam kazandırır ve bu ayette hangi anlamda 
                                      kullanılmış olduğunu gösterir. Kurtarıcı'nın, 
                                      Baba'yla Kendisi arasında yapmış olduğu 
                                      bu karşılaştırma, Kendi doğasına yönelik 
                                      değil, o andaki karakterine ve durumuna 
                                      yönelikti.    
                                      Mesih, Kendi esas varlığından bahsetmiyordu. 
                                      Tanrı'ya eşit olduğunu hırsızlık olarak 
                                      düşünmeyen İsa, sadece kul özünü almayıp, 
                                      aynı zamanda insan benzeyişinde doğmuştur. 
                                      Her iki anlamda da resmi statü (Aracı olarak) 
                                      ve insan doğası olarak, Baba'nın altındadır. 
                                      Bu konuşma boyunca ve 17. bölümdeki duada 
                                      (Yuhanna) İsa Mesih, Baba'nın görevlendirmiş 
                                      olduğu hizmetçiydi. Baba'nın, Oğul'a üstün 
                                      olmasında daha uygun bir anlam vardır. Beden 
                                      alıp insanların arasında yaşayarak, utancın 
                                      ve en keskin acının ortasına inmekle, Kendisi'nin 
                                      aşağılanmasına göz yummuştu. Artık başını 
                                      koyacak bir yeri olmayan 'İnsanoğlu' durumundaydı. 
                                      Zengin olan, bizim uğrumuza yoksul olmaya 
                                      razı olmuştu. Mesih üzüntüler ve acılar 
                                      adamıydı. Bunun ışığında, bu ayette Mesih 
                                      Kendi durumunu, Baba'nın göksel Tapınağı'ndaki 
                                      durumuyla karşılaştırıyordu. Baba, en yüce 
                                      görkem tahtında oturuyordu. Görkeminin parlaklığını 
                                      engelleyecek hiç bir şey yoktu. O'na devamlı 
                                      tapınmakta olan kutsal varlıklarla çevrilmişti. 
                                      Beden almış olan Oğul'un durumu bambaşkaydı: 
                                      insanlarca aşağılanmış, reddedilmiş ve yakında 
                                      çarmıha çivilenmek üzere en gaddar düşmanlarla 
                                      çevrilmişti. Bu bağlamda da Baba Oğul'dan 
                                      üstündür. Oğul'un Baba'ya gitmesi, durumun 
                                      tamamen değişmesi anlamına gelmektedir. 
                                      Hiç şüphesiz Oğul için tartışmasız bir kazanç 
                                      olacaktı. Öyleyse, burada karşılaştırılması 
                                      gereken, Mesih'in insan bedenindeyken aşağılanan 
                                      durumuyla, Baba'ya yükseltileceği durumudur! 
                                      Bu nedenle, O'nu gerçekten sevenler O'nun 
                                      Baba'ya gideceğini duyduklarında sevinmiş 
                                      olmalıdırlar, çünkü Baba hem resmi statüsünde 
                                      hem de çevre şartları açısından, Oğul'dan 
                                      daha üstündü. Kul özünde yeryüzünde bulunup 
                                      Kendisini göndereni yücelten Mesih'ti." 
                                      1 Baba 
                                      Tanrı Mesih’in “Başıdır”  
                                      Aynı türden bir ilişki 1. Korintliler 11:3'te 
                                      de anlatılmaktadır: "Ama şunu da bilmenizi 
                                      isterim: her erkeğin başı Mesih, kadının 
                                      başı erkek ve Mesih'in başı Tanrı'dır." 
                                      Bu ayette üç karşılaştırma yapılmaktadır: 
                                      Bunlar, Erkek ve Mesih, erkek ve kadın, 
                                      ve Mesih ve Tanrı karşılaştırmalarıdır. 
                                      Burada üzerinde tartışılan konu, Mesih ve 
                                      Tanrı'nın karşılaştırılmasıdır. "Tanrı 
                                      Mesih'in başıdır. Burada bir üstünlük yok 
                                      mudur?" Bu karşılaştırmanın yetki konusu 
                                      üzerinde olduğunu unutmayınız. Üstünlükten 
                                      veya alçaklıktan bahsedilmemektedir. Tersine; 
                                      Mesih dünyadayken insan olarak yaşamak için, 
                                      Kendisini gönüllü bir şekilde Tanrı'nın 
                                      altına koymuştur. İsa 
                                      Baba’ya Boyun Eğer   
                                      Mesih'in Baba'yla olan ilişkisini gösteren 
                                      başka bir ayette şu soru sahneye çıkıyor: 
                                      "Her şey Oğul'a bağlı kılınınca, o 
                                      zaman Oğul da her şeyi, Kendisine bağımlı 
                                      kılan Tanrı'ya bağımlı olacaktır. Öyle ki, 
                                      Tanrı her şeyde herşey olsun" (1. Korintliler 
                                      15:28). Burada kullanılan "bağımlı 
                                      olma" (veya boyun eğme) fiili, Mesih'in 
                                      Baba'ya eşit olmadığı anlamına değil, rollerin 
                                      farklı olduğu anlamına gelir. Bağımlı olmak, 
                                      aşağı olmak anlamına gelmez.  
                                      Bu konuyu düşünün. Tanrı'nın, insanların 
                                      günahlarını kefaretle kurtarması için, bir 
                                      kişi'nin Kendisini ölüme bağlı kılması gerekirdi. 
                                      Bu görevi, günaha sınırsız kefaret sağlama 
                                      yeteneği olan yetkin bir insan ancak başarabilirdi, 
                                      çünkü insanlık için kanını dökmesi gerekecekti. 
                                      Tanrı sadece kusursuz kurbanları kabul ettiğinden, 
                                      Mesih'in yetkin olması gerekiyordu. Bunu 
                                      kim yapabilirdi? Yalnızca Tanrı. Ve Tanrı'nın 
                                      Kendisi olan Oğul, bizler için kanını dökmüştür 
                                      (Elçilerin İşleri 20:28). Bu görevin başarıya 
                                      ulaşmasını sağlayan anahtar kelime "itaat" 
                                      kelimesidir .    
                                      İşte, tek bir suç, bütün insanların makûmiyetine 
                                      yol açtığı gibi, bir doğruluk eylemi de 
                                      bütün insanlara yaşam veren aklanmayı sağladı. 
                                      Bir adamın sözdinlemezliği yüzünden birçoğu 
                                      günahkâr kılındığı gibi, yine bir adamın 
                                      söz dinlemesiyle bir çoğu doğru kılınacaktır 
                                      (Romalılar 5:18, 19).   Mükemmel 
                                      insan olarak Mesih'in, Tanrı'ya itaat etmesi 
                                      ve Tanrı'nın insanlığı kurtarma plânını 
                                      yerine getirmesi gerekiyordu. İnsanlığı, 
                                      Tanrı'yla olan sonsuz ayrılığından kurtarmak 
                                      için İsa, Baba Tanrı'nın plânına gönülden 
                                      boyun eğmiştir. İsa 
                                      Tanrı’nın Biricik Oğluydu    
                                      Bazıları Yuhanna 3:16'daki "biricik 
                                      Oğul" terimiyle (bkz 1:14, 18; 3:18) 
                                      İsa'nın yaratılanlardan birisi olduğunu 
                                      iddia edip, O'nun tanrısallığını reddederler 
                                      "Biricik Oğul" terimi, İsa'nın 
                                      yaratılmış olduğu anlamına gelmez. Yuhanna'nın 
                                      kullanmış olduğu "biricik" Oğul 
                                      kelimesi "eşsiz, benzersiz, bereketlenmiş 
                                      olan " 2 anlamında kullanılmıştır. 
                                      C.S. Lewis "biricik Oğul" kelimesini 
                                      şöyle tanımlıyor:    
                                      İman bildirilerinden birisi, Mesih'in Tanrı'nın 
                                      yaratılmamış olan biricik Oğlu olduğunu 
                                      ve bütün evrenin yaratılışından önce Tanrı'da 
                                      varolduğunu belirtir. Mesih'in yeryüzüne 
                                      beden alıp gelmesi, bir bakirenin oğlu olduğu 
                                      anlamına gelmez. Şu anda üzerinde durduğumuz 
                                      konu, zaman ve mekânın yaradılışından önceki 
                                      durumdur. "Tüm evrenin yaradılışından 
                                      önce Mesih'in varolduğu" ne demektir?    
                                      Oğul'un beden alıp yeryüzünde yaşaması ve 
                                      Tanrı'ya Baba demesi, Tanrı'yla İsa arasında 
                                      Baba-Oğul ilişkisi olduğunu gösterir. Eğer 
                                      bir kişinin babasıysanız, o kişi sizin benzerinizdir. 
                                      Bir insandan doğan bebek insandır, bir arıdan 
                                      doğan arı, arıdır ve bir kuştan doğan kuş, 
                                      kuştur. Fakat bir şey yarattığınızda kendinizden 
                                      farklı birşey yaratırsınız. Kuş, kendisi 
                                      için yuva yapar, arı kovan yapar, insan 
                                      kendisi için ev yapar, hatta kendi benzeyişinde 
                                      heykel bile yapabilir. Eğer iyi bir ustaysa, 
                                      heykeli tamamen kendisine benzetebilir. 
                                      Fakat tabii ki bu heykel gerçek bir insan 
                                      olamaz. Sadece insana benzeyen bir taş veya 
                                      bronzdur. Nefes alıp düşünemez. İçinde yaşam 
                                      yoktur.    
                                      Bu konuyu açıklığa kavuşturduğumuza göre, 
                                      şimdi başka bir konuya geçebiliriz. İnsandan 
                                      doğan nasıl insansa, Tanrı'dan doğan da 
                                      Tanrı'dır. Tanrı'nın yarattıkları, Tanrı 
                                      değildir. Aynı şekilde insanın yarattığı 
                                      da insan değildir. Bu nedenle, insanlar 
                                      Mesih'in Tanrı Oğlu olması türünden oğullar 
                                      değildirler. Bazı yönlerden Tanrı gibi olmalarına 
                                      rağmen, Tanrı değildirler. İnsanlar daha 
                                      çok, Tanrı'nın heykelleri veya resimleri 
                                      gibidirler.    
                                      Bir insan heykeli insan şeklindedir fakat 
                                      içinde yaşam yoktur. Aynı şekilde, insan 
                                      bir anlamda Tanrı 'şeklinde' veya benzeyişinde 
                                      olmasına rağmen, Tanrı'daki yaşam türüne 
                                      sahip değildir. Öncelikle ilk noktaya (İnsanın 
                                      Tanrı'ya benzeyişine) bakalım. Tanrı'nın 
                                      yaratmış olduğu herşey, bir anlamda Tanrı'nın 
                                      benzeyişindedir. Evrenin büyüklüğü O'nun 
                                      gibidir. Evrenin büyüklüğünün Tanrı'ya benzemesi, 
                                      evrenin yüceliğinin Tanrı'nın yüceliğine 
                                      eş olduğu anlamına gelmez, fakat ruhsal 
                                      olmayan terimlerle, Tanrı'nın yüceliğinin 
                                      sembolü veya tercümesidir. Madde, enerji 
                                      sahibi olmakla Tanrı gibidir. Tabii ki fiziksel 
                                      enerji Tanrı'nın gücünden farklı bir enerjidir. 
                                      Yeşil dünya da O'nun gibidir çünkü içlerinde 
                                      yaşam vardır ve Tanrı 'yaşayan Tanrı'dır.' 
                                      Fakat biyolojik anlamdaki bu yaşam, Tanrı'da 
                                      olan yaşamın sadece bir simgesi veya gölgesidir. 
                                      Hayvanlara geldiğimizde, farklı bir çeşidini 
                                      görürüz. Örneğin böceklerin yoğun aktiviteleri 
                                      ve verimlilikleri, Tanrı'nın sürekli aktivitesinin 
                                      ve yaratıcılığının sembolüdür. Memelilerde 
                                      içgüdüsel şefkakin başlangıçlarını görüyoruz. 
                                      Bu içgüdü, Tanrı'da varolan sevgiyle aynı 
                                      değildir, fakat Tanrı sevgisi gibidir. Bir 
                                      manzara resmi nasıl manzaranın kendisi değilse, 
                                      bu durum da aynıdır. Hayvanların en üstünü 
                                      olan insana geldiğimizde, Tanrı'nın bildiğimiz 
                                      en iyi temsilcisini görürüz. (Diğer dünyalarda 
                                      insandan daha çok Tanrı benzeyişinde olan 
                                      yaratıklar olabilir, fakat onlar hakkında 
                                      bilgi sahibi değiliz). İnsan sadece yaşamakla 
                                      kalmaz, fakat aynı zamanda sever ve akıl 
                                      yürütür. Biyolojik yaşam, insanda, bilinen 
                                      en yüksek seviyesine ulaşır. incil-hiristiyanlik-isa 
                                      mesih allahmıydı? müslümanların çelişkisi 
                                          
                                      İbrahim'in iki oğlu olmasına rağmen, (İshak 
                                      ve İsmail) İbraniler 11:17'de İshak, İbrahim'in 
                                      "biricik oğlu" olarak geçer. İbraniler 
                                      kitabının yazarı "biricik oğul" 
                                      kelimesini "eşsiz, benzersiz ve bereketli 
                                      olan" anlamında kullanır. Aynı anlam, 
                                      Yuhanna 3:16'da bahsedilen İsa için de geçerlidir 
                                      (Buradaki tek fark Tanrı'nın bir, İbrahim'in 
                                      ise iki oğlunun olmasıdır).    
                                      Biricik Oğul kelimesi "Monogenes" 
                                      teriminden gelir. Bu terim iki kelimeden 
                                      oluşmaktadır. "Monos" kelimesi 
                                      "tek, yalın, sade, yalnız, bir " 
                                      anlamlarına gelir. "Genes" kelimesi 
                                      ise "tohum, ırk, tür, v.b." anlamlarına 
                                      gelir. Birleşik bir kelimedir ve "eşsiz 
                                      tür" anlamında kullanılır. İsa 
                                      Bir İnsandı   
                                      Bazı şahısların Mesih'in tanrısallığını 
                                      kabul etmekte zorlanmalarının nedeni, Kutsal 
                                      Kitap'ta İsa'nın bir insan olduğunun yazılmış 
                                      olmasıdır. Örneğin 1. Timoteus 2:5'te şöyle 
                                      yazılmıştır: "Çünkü tek bir Tanrı ve 
                                      Tanrı ile insanlar arasında tek bir aracı 
                                      vardır. Bu da insan olan....Mesih İsa'dır." 
                                      Romalılar 5:12-21'de günahlar için kefaret 
                                      olanın "bir tek insan, yani İsa Mesih" 
                                      olduğu yazılıdır.   
                                      Kutsal Yazılar, İsa'nın insan olduğunu öğrettikleri 
                                      gibi, aynı zamanda Tanrı olduğunu da öğretirler. 
                                      İsa, Bakire Meryem'den doğan bir insan olmasının 
                                      yanı sıra, Tanrı'nın Kendisiydi (Yuhanna 
                                      1:1, 14; 20:28; Koloseliler 2:9; Titus 2:13; 
                                      2 Petrus 1:1; İbraniler 1:8). Pavlus, İsa'nın 
                                      tanrısallığını şöyle vurgulamıştır: "İnsanlarca 
                                      ya da insan aracılığıyla değil, İsa Mesih 
                                      aracılığıyla" (Galatyalılar 1:1) bu 
                                      mesajı aldığını söyler. İsa bir "insandı" 
                                      fakat aynı zamanda "Yahve" ,"Tanrı 
                                      Oğlu", "rablerin Rabbi" ,"kralların 
                                      Kralı", "Alfa ve Omega'ydı." İsa 
                                      Yaradılışın İlk Doğanı Olarak Adlandırılmıştır    
                                      Bazı insanlar "ilk doğan" kelimesinin 
                                      "ilk yaratılan" anlamına geldiğini 
                                      sanıyorlar. "İlk yaratılan" deyimi 
                                      , İsa'nın yaratılmış bir varlık olduğu, 
                                      varoluştan önce varolmadığı, veya sonsuzluklar 
                                      Tanrısı olmadığı anlamına gelir.  "İlk 
                                      doğan," "ilk yaratılmış olan" 
                                      anlamına gelmez. Pavlus, Mesih'in "tüm 
                                      yaradılışın ilk doğanı" (Koloseliler 
                                      1:15) olduğunu beyan ettiğinde "mirasçı, 
                                      en üst rütbe" anlamına gelen Grekçe 
                                      "prototokos" kelimesini kullanır. 
                                      Eğer "ilk yaratılan" demek isteseydi, 
                                      o zaman Grekçe "protoktistos" 
                                      kelimesini kullanırdı. Kutsal Yazılar'ın 
                                      hiçbir yerinde Tanrı'nın İsa'yı "yaratmış" 
                                      olduğu yazmaz.    "Theology 
                                      on the Person of Christ" (Mesih'in 
                                      Kişiliği üzerine Teoloji) adlı eserinde 
                                      Lewis Sperry Chafer şöyle yazmıştır: "İlk 
                                      Doğan olarak çevrilen bu ünvan Mesih'in, 
                                      tüm yaradılışın önderi olduğu, her şeyden 
                                      önce geldiği ve herşeyin varolmasını sağladığı 
                                      anlamına gelir (Koloseliler 1:16)." 
                                      4 İsa hem ilk yaratılan, hem de Kutsal Kitab'ın 
                                      belirttiği gibi her şeyin yaratılmasını 
                                      sağlayan kişi olamaz. Eğer İsa, tüm varlıkların 
                                      yaratılmasını sağlamışsa, o halde Kendisi 
                                      yaratılanlardan birisi olamaz. İsa 
                                      ve Tanrı Birdir   
                                      İsa şöyle demiştir: "...Onlara sonsuz 
                                      yaşam veririm; asla mahvolmayacaklar. Onları 
                                      hiç kimse elimden kapamaz. Onları bana veren 
                                      Babam her şeyden üstündür. Onları Baba'nın 
                                      elinden kapmaya kimsenin gücü yetmez. Ben 
                                      ve Baba biriz" (Yuhanna 10:28-30). 
                                      İsa Tanrı'yla bir ve aynı olduğunu mu (buz 
                                      ve suyun doğalarının aynı olduğu gibi) yoksa 
                                      sadece Tanrı'yla olan bir amaç birliğini 
                                      mi iddia ediyordu? Metne bakacak olursak, 
                                      Tanrı ve Mesih aynı kişilerdir.     
                                      İlk olarak, Mesih'in sözlerini kültürel 
                                      olarak 2000 yıl sonraki bizlerden daha iyi 
                                      yorumlayabilen Yahudiler, İsa'nın kendilerine 
                                      yöneltmiş olduğu sözlerin "Tanrı" 
                                      anlamına geldiğini anlamışlardı. Bunun üzerine 
                                      yerden taş alan Yahudiler, şöyle cevap verdiler: 
                                      "Seni iyi işlerden ötürü değil, küfür 
                                      ettiğin için taşlıyoruz. İnsan olduğun halde 
                                      Tanrı olduğunu ileri sürüyorsun" (Yuhanna 
                                      10:33). Grekçe'de "tek, bir" kelimesi 
                                      eril (heis), cinssizdir (hen). Bu da İsa 
                                      ve Tanrı'nın aynı özden geldiklerini belirtir. 
                                      Üçüncü eril tekil şahıs olarak (heis) kullanılmış 
                                      olsaydı, Baba ve Oğul arasında kişisel bir 
                                      ayrım olmadan, tek kişi anlamına gelecekti. 
                                          
                                      Aşağıda Yuhanna'dan alınan kısım, İsa'nın 
                                      hakaret suçlamasına verdiği yanıttır. Yasa 
                                      altında yetişmiş bir Yahudi için, İsa'nın 
                                      sözleri bir anlam ifade ediyordu. Bu pasaj, 
                                      Yahudiler'in Eski Antlaşma'yı nasıl anladığını 
                                      bilmeyenler için (özellikle Mesih'in tanrısallığı 
                                      konusuyla bağlantılıysa) anlaşılması zor 
                                      ve kolayca yanlış anlaşılabilecek bir pasajdır. 
                                      Bu pasajda şöyle yazılmıştır:  
                                      İsa şu karşılığı verdi: "Yasanızda, 
                                      'Siz ilahlarsınız, dedim' diye yazılı değil 
                                      mi? Tanrı, kendilerine sözünü gönderdiği 
                                      kimseleri ilahlar diye adlandırır. Kutsal 
                                      Yazı da geçerliliğini yitirmez. Baba beni 
                                      kendine ayırıp dünyaya gönderdi. Öylese 
                                      'Tanrı'nın Oğluyum' dediğim için bana nasıl 
                                      'Küfür ediyorsun' dersiniz? Eğer Babamın 
                                      işlerini yapmıyorsam, bana iman etmeyin. 
                                      Ama yapıyorsam, bana iman etmeseniz bile, 
                                      yaptığım işlere iman edin. Öyle ki, Baba'nın 
                                      bende, benim de Baba'da olduğumu bilesiniz 
                                      ve anlayasınız." O'nu yine yakalamaya 
                                      çalıştılarsa da, ellerinden sıyrılıp kurtuldu. 
                                      (Yuhanna 10:34-39)    
                                      Buradaki karmaşanın çoğunluğu, İsa'nın kullanmakta 
                                      olduğu "ilâhlar" kelimesinden 
                                      gelmektedir (a. 34). İsa şöyle bir iddiada 
                                      mı bulunuyordu: "Başka insanlara 'ilâhlar' 
                                      oldukları söyleniyor. Öyleyse ben Kendime 
                                      neden 'Tanrı'nın Oğlu' demiyeyim?" 
                                      (bu şekilde dolaylı yönden Kendisinin tanrısal 
                                      birisi değil, bir insan olduğunu belirtmiş 
                                      olur).    "Sizlerin 
                                      ilâhlar olduğunuzu söyledim" sözü Mezmur 
                                      82:6'da geçer. Mezmurlar'da kullanılan "ilâhlar" 
                                      kelimesi İbranice "elohim" kelimesinden 
                                      gelir (eloah= "ilâh", im = çoğul 
                                      eki "ilâhlar"). Eski Antlaşma'da 
                                      Tanrı için "Elohim" kelimesinin 
                                      kullanılması gerçeği, Kutsal Kitab'ın bir 
                                      çeşit politeizm (çok tanrıcılık) öğretişi 
                                      verdiği anlamına gelmez. Eski antlaşma boyunca 
                                      Tanrı'dan bahsedildiğinde "Elohim" 
                                      ile birlikte tekil fiil şekli kullanılır 
                                      ["Başlangıçta Tanrı (çoğul: Elohim) 
                                      gökleri ve yeri yarattı (tekil fiil)" 
                                      --Tekvin 1:1]. Kutsal Kitab'ın dili Matta 
                                      28:19'da da görüldüğü gibi, Üçlübirlik öğretişiyle 
                                      uyum içerisindedir. Matta 28:19'da "Baba, 
                                      Oğul ve Kutsal Ruh" adı tekil isim 
                                      olarak kullanılmıştır. Yani "Baba, 
                                      Oğul ve Kutsal Ruh" bir ad altında 
                                      toplanmıştır. Mezmur 82'de geçen "ilâhlar" 
                                      (Elohim) kelimesi, Tanrı'nın adaletini açıklayan 
                                      "hakimler" için kullanılmıştır. 
                                      Tabii ki bu hakimler Tanrı değillerdi. Çıkış 
                                      21:1-6 ve 22:9, 28'de "yargıç, hakim" 
                                      anlamında kullanılan kelime "elohim" 
                                      kelimesidir.    
                                      İsa'nın konuşması, Eski Antlaşma bağlamında 
                                      bir alıntıydı. Neden? Görünüşe göre İsa, 
                                      Yahudilere "Tanrı'nın Oğlu" teriminin 
                                      kullanılışından neden bu kadar rahatsız 
                                      olduklarını soruyordu. Yahudiler, daha önce 
                                      de bu kelimeyle karşılaşmışlardı ( Mezmur 
                                      82'de insanlara "ilâhlar" denmesi 
                                      bunun bir örneğidir ). Önlerindeki konu 
                                      şuydu: "Bu terimin kullanılışında takılıp 
                                      kalmayın . Bana (İsa'ya) bakın. Benim işlerime 
                                      bakın. Bunlar Tanrı'dan mı? Eğer Tanrı'dan 
                                      ise, o halde Kendime verdiğim adlarla birlikte 
                                      söylemiş olduklarıma inanın."    
                                      İsa daha önceki tanrısallık iddiasını reddetmiyordu 
                                      aynı zamanda yaptığı işlerin iddiaları hakkında 
                                      Yahudilere güven verip vermediği sorusunu 
                                      soruyordu ("Baba ve Ben biriz" 
                                      iddiası).    
                                      Buradaki tartışma aşağıdan yukarı doğru 
                                      çıkmaktadır. Eğer mecaz anlamda kendilerini 
                                      'ilahlar' olarak adlandıranlar varsa, "Tanrı'nın 
                                      kutsayıp bu dünyaya gönderdiği" (Eski 
                                      Antlaşma hakimleri Tanrı'nın kutsamasıyla 
                                      dünyaya gönderilmemişlerdi) kişinin Kendisine 
                                      "Tanrı'nın Oğlu" demesi de doğru 
                                      olurdu. İsa, gerçekten de, ölüleri diriltmekle, 
                                      sonsuz yaşam vermekle, yaradılışın günahlarını 
                                      yüklenmekle; yaradılışı değiştirmekle (suyu 
                                      şaraba çevirmekle, fırtınayı sakinleştirmekle) 
                                      Baba'nın işini yaptığını kanıtlamıştır. İsa’nın 
                                      Bilgisi Sınırlıydı    
                                      Bir insan olarak İsa sınırlı bilgiye sahipti. 
                                      ikinci gelişinden bahsederken şöyle der: 
                                      "O günü ve o saati, ne gökteki melekler, 
                                      ne de Oğul bilir; Baba'dan başkası bilmez" 
                                      (Markos 13:32). Daha önce de belirtmiş olduğumuz 
                                      gibi "kul özünü alan" Mesih insan 
                                      olarak Kendisine değil, Baba'ya güvenerek 
                                      yaşamayı seçmiştir. Örneğin, bazı ayetlerde 
                                      şöyle demiştir: "...Oğul Kendiliğinden 
                                      birşey yapamaz" (Yuhanna 5:19). "Ben 
                                      Kendiliğimden hiçbir şey yapamam" (Yuhanna 
                                      5:30). "Ben her zaman O'nu hoşnut edeni 
                                      yaparım" (Yuhanna 8:29). "Bende 
                                      yaşayan Baba, Kendi işlerini yapıyor" 
                                      (Yuhanna 14:10).    
                                      İsa insan şeklindeyken, döneceği saati bilmediğini 
                                      söylediğinde, kul özünde bulunmasının getirmiş 
                                      olduğu sınırlamalardan dolayı böyle söylemiş 
                                      olabilir. İsa'nın bu şekilde konuşması, 
                                      Tanrı'ya eşit olmadığından değil, tüm tanrısal 
                                      ayrıcalıklarını kullanmayı seçmemiş olduğundan 
                                      dolayıdır.   Tanrı’dan 
                                      Başka İyi Olan Yoktur    
                                      Bir gün bir adam İsa'ya "İyi Öğretmen..." 
                                      diye yaklaştığında İsa adamın sözünü kesip 
                                      "Bana neden iyi diyorsun, iyi olan 
                                      tek biri var, O da Tanrı'dır" (Markos 
                                      10:17-18) demiştir. Burada ilk akla gelen, 
                                      İsa'nın tanrısallığını reddetmekte olduğu 
                                      olabilir. Hayır, reddetmiyordu. Tersine 
                                      tek iyi olanın Tanrı olduğu gerçeğini vurguluyordu. 
                                      Kutsal Yazılar açıktır. Kutsal Yazılar oldukça 
                                      açıktır; İsa "günahsız," "kutsal," 
                                      "masum," "doğru," "günahkarlardan 
                                      ayrılmış," ve "bozulmamıştı" 
                                      (Elçilerin İşleri 3:14; 2. Korintliler 5:21; 
                                      İbraniler 4:15; 7:26; 1. Petrus 2:22; 1. 
                                      Yuhanna 3:5). Tüm iyilik standartlarına 
                                      göre, İsa gerçekten de "iyiydi." 
                                      O halde İsa, Tanrı'yla Tanrı'nın "iyilik" 
                                      niteliğini paylaşmıştır.    
                                      İsa'nın bu adamın yaklaşımına böyle bir 
                                      karşılık vermiş olmasının nedeni, bu adamın 
                                      Mesih'in kim olduğunun derinliğini anlamasına 
                                      yardımcı olmak olabilir. İsa bu adama Tanrı'dan 
                                      başka hiç kimsenin iyi olmadığını söyledikten 
                                      sonra, tüm malını satıp, Kendisini izlemesini 
                                      söylemiştir. İsa'nın "Tanrı'yı izle" 
                                      değil "Beni izle" dediğine dikkat 
                                      ediniz. İlk izlenimlerin tersine, bu pasaj 
                                      Mesih'in tanrısallığına güçlü bir destektir.    
                                      Sonuç olarak, hemen hemen bütün karşıt tartışmalar, 
                                      Filipililer 2:6-11'de anlatılan İsa'nın 
                                      iki doğaya sahip olduğu (insansal ve tanrısal) 
                                      öğretişinin yanlış anlaşılmasından dolayı, 
                                      İsa'nın Tanrı olduğunu reddetmekteydi. İsa 
                                      Tanrı ve insan olarak iki "şekilde 
                                      varolmuştur" (ayet 6 ve 7). Birinci 
                                      doğası Tanrı'yla "eşitliğini," 
                                      ikinci doğası ise "mütevazi" doğasını 
                                      gösterir. Hemen hemen bütün ayetler, İsa'nın 
                                      Baba Tanrı'ya eşit olmadığını savunmak için 
                                      kullanılıyordu ve bu nedenle, Tanrı'yla 
                                      bir olmadığı söylenerek, Tanrı'nın göklerdeki 
                                      yüce konumuyla İsa'nın "mütevazi" 
                                      doğası karşılaştırılıyordu. İsa'nın, Baba 
                                      Tanrı'yla olan yüce eşit konumunu, insan 
                                      bedeni alıp insanların günahı için ölmek, 
                                      ve dirildikten sonra yüce konumuna dönmek 
                                      için bırakmış olduğu gerçeği göz ardı edilmektedir. Sonraki 
                                      Sayfa (İsa Mesih Sizin Rabbinizmidir?) |