|  
                                       
                                          
 İkinci 
                                      Geliş Mesih’in dünyaya ikinci kez 
                                      gelişinden, Yeni Antlaşma’da 318 kez bahsedilmiştir. 
                                      Bu yüzden bu öğreti, bol miktarda Kutsal 
                                      Kitap desteği olan bir öğretidir. Fakat 
                                      aynı zamanda tartışmaya oldukça açık bir 
                                      öğretidir. Bunun ilk sebebi, Kutsal Yazılar’ın 
                                      bizlere Rab’bin ne zaman döneceğini söylemiyor 
                                      oluşudur. Oldukça açık biçimde, zaman ve 
                                      tarih vermekten kaçınılmıştır (1. Selanikliler 
                                      5:1). Geliş ansızın ve beklenmedik biçimde 
                                      olacaktır.  Mesih tekrar geldiğinde, bu kişisel ve fiziksel bir geliş olacaktır. 
                                      “Rab'bin kendisi, bir emir çağrısıyla, 
                                      baş meleğin seslenmesiyle ve Tanrı'nın borazanıyla 
                                      gökten inecek” (1. Selanikliler 4:16). 
                                      “Sizden göğe alınan bu İsa, göğe çıktığını 
                                      nasıl gördünüzse, aynı şekilde geri gelecektir” 
                                      (Elçilerin İşleri 1:11). İbraniler 9:28 Rabbimiz’in ilk ve ikinci gelişlerini karşılaştırır. 
                                      İlk gelişi bizim günahımız ile uğraşmak 
                                      içindi. Bu, İsa’nın bir hizmetkar; bir insan 
                                      olarak gelmesini gerektiriyordu. Kendisini 
                                      alçaltmalıydı. Fakat ikinci geliş, bizlere 
                                      tamamlanmış olan kurtuluşumuzu vermek için 
                                      olacaktır. O, Kralların Kralı ve Rab’lerin 
                                      Rab’bi olarak zafer içerisinde gelecektir. Teselli Bu öğreti, Hıristiyanlar için harika bir teselli kaynağı olabilir. 
                                      Pavlus bizlere bu gerçekle “birbirimizi 
                                      teselli etmemizi” söylemektedir (1. 
                                      Selanikliler 4:18). Tanrı’nın çocukları 
                                      için bu dünya her zaman bir savaş alanı 
                                      olacaktır. Çatışmalar, acı ve üzüntü daima 
                                      var olacaktır. Fakat Pavlus bizlere sıkıntılarımızla 
                                      övünmekten bahsetmektedir (Romalılar 5:3). 
                                      Pavlus eğer sıkıntıları şikayet etmeden 
                                      karşılamaktan bahsetseydi, belki anlayabilirdik. 
                                      Fakat dertlerle, hastalıkla, baskılarla, 
                                      güçlüklerle ve zulümlerle nasıl övüneceğiz? 
                                      Cevap, bu dünyanın var olan tek yer olmayışıdır. 
                                      Mesih halkı için tekrar gelecek ve bizleri 
                                      cennette O’nunla birlikte olmamız için yanına 
                                      alacaktır. Pavlus bunun ışığında, 
                                      “Yargım şu ki, bu anın acıları, 
                                      gözümüzün önüne serilecek olan yücelikle 
                                      karşılaştırılmaya değmez” demektedir 
                                      (Romalılar 8:18). Fikir Ayrılıkları Hıristiyanlar arasında, ikinci geliş konusunda Vahiy 20’de bahsedilen 
                                      “Bin Yıl” hakkında fikir ayrılıkları vardır. 
                                      Bu konuda üç değişik bakış açısı söz konusudur. Postmilenyum bakış açısı, Mesih’in ikinci gelişinin milenyumun 
                                      ardından gerçekleşeceğini savunur. Premilenyum 
                                      bakış açısı, Mesih’in ikinci gelişinin milenyumdan 
                                      önce gerçekleşeceğini savunur. Milenyumculuk 
                                      bakış açısı, Vahiy 20’deki bin yıl kavramının 
                                      gerçek anlamının tam olarak anlaşılmadığını 
                                      ve aslında bir bin yılın söz konusu olmadığını 
                                      savunur. Bazı önde gelen Kutsal Kitap Öğretmenleri, ikinci geliş hakkında 
                                      farklı bakış açılarını savunmuşlardır. Örneğin, 
                                      Charles Hodge ve Jonathan Edwards postmilenyum; 
                                      J.C. Ryle ve Francis Schaeffer premilenyum; 
                                      William Hendriksen ve Dr. Martyn Lloyd Jones 
                                      milenyumcu fikri savunmuşlardır. Böyle büyük 
                                      insanların bu öğreti hakkında farklı düşünmeleri 
                                      nedeniyle, bizim de dikkatli olmamız gerekir; 
                                      kendi görüşlerini paylaşmayan kardeşlerle 
                                      çok fazla fikir çatışmasına girmemeliyiz. 
                                      Bu konuda belki de en yardımcı olabilecek 
                                      yorum, Augustine tarafından yapılmıştır. 
                                      “Rab’bin gelişinden zevk duyan kişi, O’nun 
                                      gelişinin uzak olmadığını savunan ya da 
                                      yakın olduğunu söyleyen kişi değildir; O’nun 
                                      gelişini içten bir imanla, sadık bir umutla 
                                      ve ateşli bir sevgiyle bekleyen kişidir.” Dikkate Değer Bir Alıntı... “Petrus’un mektuplarında dikkate değer unsurlardan birisi, okuyucularını 
                                      gelecek olan yaşama yönlendirmesidir. Petrus’un 
                                      aklı tamamen Mesih’in geri dönüşü, Yargı 
                                      Günü ve cennetin yüceliği ile doludur; bu 
                                      bakış açısı onun yazılarını derinden etkilemektedir.  Petrus neden gelecekle bu kadar ilgilenmiştir? Bu çoban sürüsünün 
                                      gözlerini neden son olaylara doğru, böyle 
                                      bir ısrarla yöneltmiştir? O bir kehanet 
                                      düşkünü, binyıl ile ilgili yorumların detaylarının 
                                      ya da dünyanın sonuna ait olayların simgelerinin 
                                      etkisinde kalmış birisi midir? Hiçbiri değildir. 
                                      Petrus, bu gerçeklerin şimdiki hayatımız 
                                      için çok değerli olmasından ötürü İsa’nın 
                                      dönüşünü ve ardından olacakları vurgulamıştır. 
                                      Petrus, Hıristiyanların cenneti düşünerek 
                                      yaşamalarını sağlamak istemiştir; bundan 
                                      daha yardımcı bir şey olamaz.”  Edward Donnelly   Bunları Düşünün...    
                                      
                                      1.      
                                       
                                      
                                      Birbirimizi ikinci geliş gerçeği konusunda hangi yollarla teselli 
                                      edebiliriz?  
                                      
                                      2.      
                                       
                                      
                                      Augustine’in yukarıda baktığımız sözüne tekrar bir bakın; bu 
                                      sizin için doğru mu? Mesih’in gelişini istekle 
                                      ve hevesle bekliyor musunuz? Ek Okuma W. J. Grier, The Momentous Event, Banner of Truth Trust  Kısa 
                                      Tanımlar Kefaret. 
                                      İsa 
                                      çarmıhta öldüğünde bizim günahlarımızın 
                                      cezasını taşıdı. O’nun kanı, bir kutsal 
                                      sunu gibi akıtıldı ve böylece, O bizim günahlarımız 
                                      için kefaret oldu. Yatıştırma. İsa çarmıhta bizim günahlarımızı ve suçumuzu 
                                      taşırken, bizim yerimize Tanrı’nın gazabıyla 
                                      yüzleşti ve Tanrı’nın bozulan kanununa olan 
                                      borcumuzu bizim yerimize O tamamıyla ödedi. 
                                      Tanrı’nın gazabı bizim üzerimize gelmesi 
                                      gerekirken, bizim yerimize geçen İsa’nın 
                                      üzerine geldi.   Lütuf. Tanrı’nın sadece hüküm ve mahkumiyet hak eden insanlara iyilik 
                                      ve merhamet göstermesidir. Yeniden Doğuş. Bununla Tanrı, günahta ölü olanlara yeni 
                                      yaşam, ruhsal yaşam vermektedir.  Tövbe. Günahkar, suçunun bilincinde ve Tanrı’nın Mesih’teki merhametinin 
                                      bilincinde, günahından dönüp Tanrı’ya yönelir.  İman. Bize Müjde’de sunulduğu şekilde, Mesih’e güvenmektir. Bize 
                                      kurtuluşun geldiği yoldur ve bize Tanrı 
                                      tarafından verilmiştir. Barıştırma. İki kişi birbirlerine karşı düşmanlık duyuyorlarsa, 
                                      onların barıştırılmaları gerekir. Günahımız, 
                                      ki düşmanlığı sağlayan odur, ortadan kalktığında, 
                                      Tanrı’yla barıştırılmış oluyoruz. Barıştırma 
                                      düşmanlığın yerine barışı koymaktadır.  Kurtuluş. Bu, birisini fidye parasını ödeyerek, tutsaklıktan 
                                      veya kölelikten kurtarmak anlamına gelmektedir. 
                                      Günahın köleliğinden Mesih’in kanıyla ödenen 
                                      fidyeyle kurtulduk.  Aklanma. Sadece Tanrı aklayabilir; kendimizi aklayamayız. 
                                      Suçlu günahkarı Mesih’in doğruluğu ile kuşatarak 
                                      ve sonra da o kişiyi İsa’dan dolayı kabul 
                                      edilebilir kılarak aklanmayı sağlar.  Kutsallaşma. Bu, Hıristiyanın, kalbinde ve aklında arındırıldığı 
                                      bir süreçtir.  Seçim. Seçim, temel olarak Tanrı’nın belirli kişileri kurtarması anlamına 
                                      gelmektedir. Sonsuz Güvence. Tanrı’nın lütfuyla sadece kurtulmadık, bu 
                                      kurtuluşu kaybedemeyiz de. Böylece sonsuz 
                                      güvenceye sahibiz. 
 
 |