|  
                                       
                                            Lütuf: Tanrı’nın Hak Etmeyenlere Olan 
                                      Merhameti Tanrı’nın lütfu, bir Hıristiyanın 
                                      aklını meşgul edebilecek en heyecan verici 
                                      kavramdır ve aklı meşgul ettiğinde, hemen 
                                      ardından insanın yüreğini Tanrı’yı yüceltme 
                                      isteğiyle doldurur. Lütuf olmadığı sürece 
                                      hiçbirimiz için umut yoktur. Lütufa tek 
                                      alternatif, kendi çabamızla kurtulmak olarak 
                                      görülebilir. Fakat bu umutsuz bir girişimdir, 
                                      çünkü Tanrı bunu kabul etmez. Yeni Antlaşma 
                                      bu durumu bol bol açıklar: “Bu nedenle Yasa'nın gereklerini yapmakla hiç kimse Tanrı katında 
                                      aklanmayacaktır. Çünkü Yasa sayesinde günahın 
                                      bilincine varılır” (Romalılar 3:20). “İman yoluyla, lütufla kurtuldunuz. Bu 
                                      sizin başarınız değil, Tanrı'nın armağanıdır. 
                                      Kimsenin övünmemesi için iyi işlerin ödülü 
                                      değildir” (Efesliler 2:89).
 “Ama Kurtarıcımız Tanrı, iyiliğini ve insana olan sevgisini açıkça 
                                      göstererek bizi kurtardı. Bunu, doğrulukla 
                                      yaptığımız işlerden dolayı değil, kendi 
                                      merhametiyle, yeniden doğuş yıkamasıyla 
                                      ve Kurtarıcımız İsa Mesih aracılığıyla üzerimize 
                                      bol bol döktüğü Kutsal Ruh'un yenilemesiyle 
                                      yaptı” (Titus 3:5). Kurtuluşun etkili olabilmesi için, Tanrı tarafından kabul edilir 
                                      nitelikte olması gerekmektedir. İncil’deki 
                                      anahtar kelimenin lütuf olmasının sebebi 
                                      budur, çünkü Tanrı kendisinin sağlamış olduğu 
                                      kurban olan Rab İsa Mesih’ten hoşnut olur. 
                                      Eğer lütuf kelimesinin Yeni Antlaşma’daki 
                                      anlamını anlamazsak, İncil’i asla anlayamayız. 
                                      Çünkü lütuf, İncil’in özü olan Mesih aracılığıyla 
                                      gelen kurtuluşu ve İncil’in mesajını anlamak 
                                      için anahtardır. Tanrı, lütuf Tanrısıdır (1. Petrus 5:10)İsa dünyaya lütfu getirmiştir (Yuhanna 1:17)
 Kutsal Ruh, Lütuf Ruhu’dur (İbraniler 10:29)
 Kurtuluş, lütfun ürünüdür (Titus 2:11)
 Aklanma, lütuf sayesinde olur (Romalılar 3:24)
 Kurtuluş lütfa bağlıdır (Efesliler 1:7)
 Lütuf Nedir? Lütfa, hem insanın hem de Tanrı’nın karakteri yüzünden ihtiyaç 
                                      duyulur. Tanrı benzerliğinde yaratılmasına 
                                      ve Tanrı’yı tanıyıp sevmesine rağmen insan 
                                      günah işlediği zaman Tanrı’dan ayrı düşmüştür; 
                                      o andan itibaren de günah insanın tüm eylemlerinde 
                                      etkin hale gelmiştir. Artık insan yaratıcısı 
                                      olan Tanrı’ya yabancı duruma gelmiştir ve 
                                      günahlı doğası yüzünden bu konuda hiçbir 
                                      şey yapamamaktadır. Diğer yanda da Tanrı 
                                      kutsal doğasından dolayı, günahı görmezden 
                                      gelmez ve günaha göz yummaz. O’nun kutsallığı, 
                                      gerçeği ve adaleti insanın yargılanmasını 
                                      ve günahın cezalandırılmasını gerektirir. Bu iki etken, tüm insanlığı cehennemde sonsuza dek mahkum edebilirdi. 
                                      Fakat Tanrı karakter olarak günahtan nefret 
                                      etmesine rağmen, yargıyı hakeden ve suçlu 
                                      olan günahkarı da sevmektedir. İlahi sevgi 
                                      böylece kurtuluşu planlar ve ilahi lütuf 
                                      kurtuluşu sağlar. Lütuf, günahkarlara Tanrı 
                                      tarafından verilen karşılıksız, hak edilmemiş 
                                      ve layık olunmayan bir iyiliktir. Lütuf Nasıl İşler? Efesliler 2:45’te, İncil’de yer alan üç harika kelime tekrardan 
                                      vurgulanmaktadır: sevgi, merhamet ve lütuf. 
                                      Tanrı’nın sevgisinden merhamet ve lütuf 
                                      akar. Lütuf soyut bir düşünce değildir; 
                                      Tanrı’nın işidir. Lütuf, Tanrı’nın sevilmeyecek 
                                      olanı sevmesi, suçluyu affetmesi ve kayıp 
                                      olanı kurtarmasıdır. Lütuf Tanrı’nın eşsiz 
                                      bir işidir. Bizler lütfu hak etmeyiz, çünkü 
                                      günahlarımız kendi hatalarımız sonucunda 
                                      oluşur. Hak ettiğimiz tek şey cehennemdir, 
                                      fakat Mesih’te lütfa, tüm bereketlere ve 
                                      bunun sonucunda oluşan tüm meyvelere sahip 
                                      oluruz. Lütuf aracılığıyla gelen kurtuluş, 
                                      sonsuz bir kurtuluştur. Bizim başarımız 
                                      değil, Mesih’in başarısıdır; bu yüzden de 
                                      gücünü asla kaybetmez ve asla başarısız 
                                      olmaz. Dikkate Değer Bir Alıntı... “Kurtuluş, Tanrı’nın bizlerde olan bir şeylere cevabı anlamını 
                                      taşımamaktadır; bizim anladığımız anlamda 
                                      bir hak ya da başarı değildir. Bu noktada 
                                      tüm öğretinin özü ve tüm Yeni Antlaşma boyunca 
                                      yer alan, bizlerin kurtuluş için hiçbir 
                                      hakkımız olmadığı, 
                                      sonsuza dek sürecek bir cezalandırılma, 
                                      cehennem ve Tanrı’nın düşüncesinden uzak 
                                      olma dışında hiçbir şey hak etmememize rağmen, 
                                      Tanrı’nın sevgisi, lütfu ve muhteşem merhametinin 
                                      bize bu kurtuluş hakkını vermiş olmasıdır. 
                                      İşte bu, lütuf kelimesinin tam anlamıdır.” D. M. Lloyd  Jones Bunları Düşünün İmanlı bir kişi sadece lütuf ile gelen kurtuluş için neden her 
                                      gün Tanrı’ya şükretmelidir? Tanrı neden bizim çabalarımıza dayalı bir kurtuluşu kabul etmez? 
                                      Eğer kurtuluş insan çabasıyla kazanılsaydı, 
                                      cennette daha fazla insan olabileceğini 
                                      düşünmez miydiniz? Kurtuluşun insan çabasıyla ya da yardımıyla olduğu hep popüler 
                                      bir inanç olmuştur. Bir insanı bunun yanlış 
                                      olduğuna nasıl ikna edebilirsiniz? Ek Okuma D.M. Lloyd Jones, The Cross, Kingsway  Yeniden 
                                      Doğuş Yeni Bir Ruhsal Doğuş İsa Nikodim’e “Yeniden 
                                      doğmalısınız” (Yuhanna 3:7) dediğinde, 
                                      yeniden doğuşa olan gereklilikten bahsetmekteydi. 
                                      İncil, günah içinde ölü olan insanlara bunu 
                                      işaret eder (Efesliler 2:1). “Ölü” çok güçlü 
                                      bir kelimedir. Ölülüğün dereceleri yoktur. 
                                      Yarı ölü olamazsınız. Eğer ölüyseniz, durumunuzu 
                                      değiştirmek için hiçbir şey yapamazsınız 
                                      (Yeremya 13:23). Tabuttaki ölü bir adam, 
                                      gömülmeyi önlemek için hiçbir şey yapamaz. 
                                      Pavlus günahlarımız içinde ölü olduğumuzu 
                                      söylediğinde, bizim ruhsal durumlarımızı 
                                      kendimizin değiştiremeyeceğini söylemek 
                                      istemektedir. Bizler ruhsal açıdan çaresiz 
                                      ve ümitsiziz. Eğer durumumuz değişecekse, 
                                      bunu Tanrı’nın yapması gerekir; çünkü biz 
                                      yapamayız. Hepimizin ruhsal açıdan yeniden 
                                      doğmaya ihtiyacı vardır. Yeniden Doğuş Herşeyden Önce Gelir Yeniden doğuş din değiştirmekle aynı şey değildir, aklanmadan 
                                      fazlası da değildir; tam anlamıyla kurtuluşa 
                                      eş değerdir. Yeni Antlaşma’daki büyük kurtuluş 
                                      sözlerinin hepsi farklı vurgulamalar yapar 
                                      ve bu sözler bizlere kurtuluşta farklı adımlar 
                                      olduğunu öğretirler. Bu farklı adımlar bir 
                                      yerden başlamalıdır. Yeniden doğuş ise, 
                                      günahkar kişide lütfun işlemeye başladığı 
                                      yerde gerçekleşir. Tövbe etmek ve inanmak, Tanrı’nın yapmamızı istediği şeylerdir. 
                                      Bunlar bizim Müjde’ye verdiğimiz cevaplardır. 
                                      Fakat günah içinde ölüysek, bunları yapamayız. 
                                      Ruhsal gerçeklere cevap verebilmek için, 
                                      ruhsal hayata sahip olmamız ve yeniden doğmuş 
                                      olmamız gerekir. Yeniden doğuş herşeyden 
                                      önce gelir ve Tanrı’nın gerçekleştirdiği 
                                      bir iştir. Yeniden doğmuş olmak, kurtuluş 
                                      için atılan ilk adımdır. İsa bizlere, günah 
                                      içindeki insanın dine, ahlaka ya da eğitime 
                                      ihtiyacı olduğunu söylemedi. Günah içindeki 
                                      insanın ihtiyacı olan tek şey, tamamen yeni 
                                      bir başlangıçtır. İnsanlık, daha önce (ilk 
                                      önce) Adem ile başlamıştır. Bu iyi bir başlangıçtı, 
                                      fakat günah nedeniyle yıkıldı. Bizler yeniden doğmaya ve tekrardan Tanrı’ya cevap verebilme 
                                      yeteneğine sahip olmaya ihtiyaç duyarız. 
                                      Bu, sadece Müjde’nin sunabileceği bir yetenektir. 
                                      Bazen bir insanın hayatına yeni bir başlangıç 
                                      yaptığını duyarsınız; evini ve işini değiştirir, 
                                      yeni bir başlangıç yaptığını söyler. Aslında 
                                      bu başlangıç hiç gerçekleşmemiştir. Böyle 
                                      bir kişi birçok şeyi değiştirir, fakat doğasını 
                                      değiştiremez. Ruhsal olan yeniden doğuş 
                                      günahkar kişiye yeni bir doğa ve yeni bir 
                                      yürek ile yeni bir başlangıç sağlar (Hezekiel 
                                      36:2627). Bu, sadece Tanrı tarafından gerçekleştirilebilir. Ruhsal Doğuş Yeniden doğuş ruhsal bir doğuştur; Nikodim’in Yuhanna 3:4’te 
                                      düşündüğü şekilde fiziksel bir doğuş değildir. 
                                      Fakat bunları birbiriyle karşılaştırmak 
                                      bizim açımızdan faydalıdır, çünkü fiziksel 
                                      doğuş ruhsal doğuşa benzer. Örneğin, biz 
                                      fiziksel doğuşumuzda hiçbir emek harcamayız. 
                                      Bu ebeveynlerimiz tarafından gerçekleştirilen 
                                      bir eylemin sonucudur. Ruhsal doğuş da bunun 
                                      gibidir; Göksel Babamız olan Tanrı tarafından 
                                      gerçekleştirilir. Fiziksel doğuş olmadan, 
                                      fiziksel varlığa sahip olamayız; yine aynı 
                                      şekilde ruhsal doğuş olmadan, ruhsal yaşama 
                                      sahip olamayız. İnsan Tanrı’ya tamamen yabancı 
                                      bir şekilde ve günahlı olarak doğar. Bizler 
                                      ruhsal olarak ölüyüz. Yeniden doğuş bizlere 
                                      ruhsal bir varlık kazandırır. Bir Gereklilik İsa Nikodim’e yeniden doğması gerektiğini söylerken, aslında 
                                      oldukça dindar bir insan ile konuşmaktaydı. 
                                      Dindar insanlar suçluların, uyuşturucu bağımlılarının 
                                      ve insanların kendi hayatlarını alt üst 
                                      etmiş olmaları sebebiyle, o kişilerin yeni 
                                      bir başlangıca ihtiyacı olduğunu sık sık 
                                      söylerler. Fakat kendileri bunu yapmazlar. 
                                      Dürüsttürler, çalışkandırlar, saygıdeğerdirler 
                                      ve bu yüzden yeniden doğuşa ihtiyaç duymazlar. 
                                      Fakat İsa’ya göre bu konuda hiç istisna 
                                      yoktur. Ruhsal doğum olmadan, ruhsal yaşam 
                                      da olamaz. Dindar bir yaşam ve ahlaklı bir 
                                      yaşam olabilir, fakat ruhsal yaşam olmayacaktır. Kutsal Ruh’un işi, bizleri yeni bir hayata kavuşturmaktır. Bunu, 
                                      günahkar insanlara Müjde’nin bir şekilde 
                                      duyurulmasını sağlamakla yapar: “Demek 
                                      ki iman, haberi duymakla olur” (Romalılar 
                                      10:17). Müjde aracılığı ile Kutsal Ruh bizlere 
                                      gerçek durumu gösterir. Herkes günah işlemiştir; 
                                      iyi ve saygıdeğer insanlar, ahlaksal olarak 
                                      toplumdan dışlanmış insanlar... Kutsal Ruh, 
                                      bizleri yeniden doğuşa ihtiyacımız olduğuna 
                                      ikna eder, sonra bizleri tövbeye ve Mesih’e 
                                      iman etmeye yöneltir. Dikkate Değer Bir Alıntı… “Yeniden doğuş, bizleri kurtaran lütfun başlangıcıdır ve bizim 
                                      tarafımızdan yapılan işler tamamen yeniden 
                                      doğuşun ürünüdür. Biz imanla, tövbeyle ya 
                                      da din değiştirmekle yeniden doğmuyoruz; 
                                      yeniden doğmuş olduğumuz için tövbe ediyoruz 
                                      ve inanıyoruz.” 
                                       John Murray Bunları Düşünün Ruhsal durumu söz konusu olduğunda, insan ne kadar ölüdür? Dinsel ve ahlaksal yaşam ile ruhsal yaşam arasındaki fark nedir? Eğer yeniden doğuş kurtuluş ile ilgili herşeyden önce geliyorsa, 
                                      bu günahkar insanın Müjde’ye inanmayı inkar 
                                      etmekten sorumlu olmadığı anlamına gelir 
                                      mi? Ek Okuma Peter Jeffery, From Religion to Christ, Calvary Press 
 
 |