|  
                                       
                                          Tövbe ve İman: Günahtan Tanrı’ya Dönüş
 Gerçek imanın olduğu yerde, 
                                      kaçınılmaz olarak tövbe de olacaktır. Bazen 
                                      hangisinin önce geldiği sorulmaktadır. Bu 
                                      anlamsız bir sorudur, çünkü tövbe ve iman 
                                      birbiriyle bağlantılıdır. Birinin olmadığı 
                                      yerde, öteki de söz konusu olamaz. Tövbenin iki unsuru vardır; günahtan dönüp Tanrı’ya yönelmek 
                                      (Elçilerin İşleri 3:19). Gerçek bir tövbe 
                                      için bu iki unsur zorunludur. Bir insan 
                                      Tanrı’ya dönmeden günahtan dönebilir. Yaşam 
                                      tarzını değiştirmenin faydalarını görebilir 
                                      ve bazı belirgin alışkanlıklarını frenleyebilir. 
                                      Şüphesiz bu davranış birçok konuda onu iyi 
                                      kılacaktır, fakat ruhsal olarak hiçbir işe 
                                      yaramayacaktır. Diğer yandan da, bir insan 
                                      günahını terk etme niyeti olmaksızın Tanrı’ya 
                                      dönebilir ve ağlayıp merhamet dileyebilir. 
                                      Gözleri yaşlarla dolabilir, fakat kalbi 
                                      bir taş kadar sert olabilir. Gerçek tövbe sadece kişilik zayıflıklarını değil, günahın gerçekten 
                                      ne olduğunu görmeyi içerir. Gerçek tövbe; 
                                      günahın, Tanrı’nın sevgisine, ilgisine ve 
                                      dürüst yetkisine karşı yapılan kalıcı isyankar 
                                      bir tutum olduğunu görmektir. İnsanı gerçek 
                                      tövbeye yönlendiren şey, kişinin kendi günahı 
                                      hakkında ve Tanrı hakkında yeni bir anlayış 
                                      kazanmasıdır. Bu aynı zamanda geçmişi unutup, 
                                      Tanrı’yı hoşnut edecek yeni bir hayat yaşama 
                                      konusunda büyük bir istek uyandırır (Elçilerin 
                                      İşleri 26:20). 
                                      İşte bu tövbedir. İman, günahla başa çıkan tek Kurtarıcı olarak Rab İsa Mesih’e 
                                      karşı duyulan değişmez bir güvendir (Elçilerin 
                                      İşleri 20:21; Romalılar 3:25). İman, sadece 
                                      bilgi sahibi olarak birkaç öğretiyi kabul 
                                      etmek değildir, Mesih’e tövbe ile gelip, 
                                      O’ndan bağışlanma dilemektir. İman Müjde’nin 
                                      gerçeğini duyar, ona inanır ve onun üzerine 
                                      hareket eder. Kurtarış sağlayan iman belirli 
                                      gerçekleri anlamakla başlar; Mesih’e ve 
                                      O’nun kurtuluşumuz için bizim yerimize yaptıklarına 
                                      gerçekten güvenerek iman etmekle de gerçekleşir. 
                                      İman, Müjde’nin bahsettiği Kurtarıcı’ya, 
                                      aklımızın ve kalbimizin verdiği bir karşılıktır 
                                      (1. Petrus 1:21). Devam Eden Tövbe Tövbe, kurtulduğumuz zaman bitmez. Yeniden doğduktan sonra da, 
                                      bizler hala günahkar olarak yaşarız ve ne 
                                      yazık ki hala Tanrı’nın yasasını çiğnemeye 
                                      devam ederiz. Hıristiyan yaşamı günah ile 
                                      sürekli bir savaş halindedir ve bu yüzden 
                                      de tövbe, günlük bir uygulama haline gelmelidir. 
                                      Aslında, imanlının günah konusunda derin 
                                      bir biçimde ikna olması ve daha önce gerçekleştirdiği 
                                      değişimin ardından daha derin bir pişmanlık 
                                      hissi duyması durumudur. Mezmur 51’deki 
                                      Davut’un tövbesi buna bir örnektir. Bizler her gün, o günün günahları için tövbe ederiz. İtiraf edilmemiş 
                                      ve tövbe edilmemiş günah, yüreklerimizde 
                                      yara açacak ve Tanrı ile olan beraberliğimizi 
                                      tahrip edecektir. Dikkate Değer Bir Alıntı... “Gerçek iman pasif değil, aktiftir. İnandığımız andan itibaren 
                                      karşılaştığımız belirli durumlarda, Mesih’in 
                                      öğretilerinin tüm hayatımızda baskın olmasına 
                                      izin vermemizi gerektirir. Kurtarış sağlayan 
                                      imana sahip olan insan diğerlerinden farklı 
                                      olmayı arzulamalıdır. Dünyanın ağına takılmışken 
                                      kurtuluşun kazançlarından zevk alma çabası 
                                      boşunadır. Birini ya da diğerini seçmeliyiz; 
                                      ve inanç hızla seçimini yapar: Bir daha 
                                      geri dönüşü olmayandan yana.”  A. W. Tozer   Bunları Düşünün Bir insan Mesih’e iman ettiğini söyleyip, günahı yüzünden hiç 
                                      tövbe etmemiş ve Tanrı’ya dönmemişse, bu 
                                      kişiye gerçek imanlı diyebilir miyiz? Tövbenin iki yönü neden kesinlikle gereklidir? Davut’un 51. Mezmuru’ndaki tövbesi, iman dolu bir tövbeydi. Bir 
                                      Hıristiyan neden bu kadar derin bir tövbeye 
                                      ihtiyaç duyabilir? Kurtuluşunu asla kaybetmeyecek 
                                      olması bunu gereksiz kılmaz mı? Ek Okuma Peter Jeffery , The Young Spurgeon, Evangelical Press  Barıştırma: Günahın Düşmanlığını Kaldırmak
 Kutsal Kitap insanın günaha 
                                      köle olduğunu ve bu yüzünden de Tanrı’ya 
                                      düşman olduğunu söyler. Günah, kutsal olan 
                                      Tanrı ile günahlı olan insan arasındaki 
                                      düşmanlığı arttırır. Bu, istesek bile ortadan 
                                      kaldırmaya gücümüzün yetmeyeceği, ağır bir 
                                      engel yaratır. Tanrı’nın buna verdiği cevap, iki insan arasında önceden beri 
                                      varolan düşmanlığı kaldırarak, onları bir 
                                      araya getirme anlamına gelen barıştırmadır. 
                                      Yeni Antlaşma, şu dört bölümde de Mesih’in 
                                      işinden ve görevinden bahsederken bir ‘barıştırma’ 
                                      eylemi olarak bahseder: Romalılar 5:10; 
                                      2. Korintliler 5:1820; Efesliler 2:16; Koloseliler 
                                      1:22. Bu bölümlerin her birinde Tanrı ile 
                                      insan arasındaki düşmanlık vurgulanmıştır. 
                                      Tanrı ile insan düşmandır ve yabancılaşmıştır, 
                                      bu yüzden barışmaya ihtiyaçları vardır. 2. Korintliler 5:1821’e detaylı olarak bakalım ve dört basit 
                                      adımda tanımlanan barışmayı görelim: “Bunların hepsi Tanrı'dandır. Tanrı, Mesih'in aracılığıyla bizi 
                                      kendisiyle barıştırdı ve bize barıştırma 
                                      görevini verdi. Şöyle ki Tanrı, insanların 
                                      suçlarını saymayarak dünyayı Mesih'te kendisiyle 
                                      barıştırdı ve barıştırma sözünü bize emanet 
                                      etti. Böylece, Tanrı'nın kendisi aracılığımızla 
                                      çağrıda bulunuyormuş gibi Mesih'in adına 
                                      elçilik ediyoruz. Mesih'in adına yalvarıyoruz: 
                                      Tanrı'yla barışın. Tanrı, Mesih sayesinde 
                                      kendisinin doğruluğu olalım diye, günahı 
                                      bilmeyen Mesih'i bizim için günah yaptı.” 1. Tanrı Bizim Günahlarımızı Saymaz Bizim günahımız, bizim sorumluluğumuzdur ve bu yüzden sonuçlarına 
                                      katlanmamız gerekir. Her günah, faturadaki 
                                      ayrı birer madde gibidir ve her günah işlediğimizde 
                                      fatura miktarı büyür. Fakat barıştırma yolu 
                                      ile Tanrı bu durumu düzeltip, faturadaki 
                                      her borcumuzu sildi ve böylece bizlere ödeyecek 
                                      hiçbir şey bırakmadı. O ne şimdi, ne de 
                                      gelecekte günahlarımızı saymaz. Peki günahlarımıza ne oldu? Sadece unutuldular mı? Hayır, Tanrı 
                                      bunu yapamaz. Bu günahların yanıtları verilmelidir. 
                                      Fatura tamamen ödenmelidir ve Tanrı’nın 
                                      kutsal yasası yerine getirilmelidir. Eğer 
                                      Tanrı günahlarımızı saymıyorsa, onları ne 
                                      yapıyor? 2. O, Günahlarımızı Mesih’te Saydı Tanrı İsa’yı günahlarımızın sorumlusu yaptı. İsa kendi arzusuyla 
                                      bu korkunç sorumluluğu kabul etti; böylece 
                                      Tanrı insanların günahlarını ve suçlarını 
                                      O’nun üzerine yükledi. 3. Bizden Kaynaklanan Cezayı Mesih Çekti İsa, Tanrı tarafından bizim hak ettiklerimizi hak eden kişi olarak 
                                      görüldü ve Tanrı’nın tüm öfkesi çarmıhtaki 
                                      günah kurbanının üzerine düştü. Engel durumunda 
                                      olan günah da, yasaya uygun ve kesin olarak 
                                      kaldırıldı. 4. Tanrı İsa’nın Doğruluğunu Bizlere Saydı Barıştırmadaki son aşama olarak, günahlarımızın Mesih’te kaldırılmasından 
                                      sonra, Tanrı artık Oğlu’nun doğruluğunu 
                                      bizlere saydı ve bizlere normal olarak Rab 
                                      İsa’ya yaklaştığı gibi yaklaştı. Böylece 
                                      Tanrı ve insan arasındaki engel kaldırılmış 
                                      ve barıştırma olayı tamamlanmıştır. Dikkate Değer Bir Alıntı... “Barıştırma, düşmanlığın sona erişi, barışın sağlanması ve daha 
                                      önce karşıt olan insanlar arasında birlikteliğin 
                                      sağlanması anlamına gelir. Tanrı ve insanlar, 
                                      insanlığın günahı yüzünden birbirlerine 
                                      karşı düşmandı; fakat Tanrı Mesih’te gerçekleştirdiği 
                                      eylemiyle, günahkarları çarmıh aracılığıyla 
                                      kendisiyle barıştırdı. Barıştırmanın başarılması 
                                      İsa’nın Golgota’da tamamladığı bir görevdi. 
                                      Mesih’in tamamladığı kefaret işinin sonucunda 
                                      ise, Tanrı artık bütün günahkarları barış 
                                      kazanmaya ve böylece Kendisi ile barışmış 
                                      olmaya davet eder. İmanlılar Mesih sayesinde, 
                                      Tanrı ile mükemmel ve nihai olan gerçek 
                                      barışmanın keyfini yaşarlar.”  J. I. Packer   Bunları Düşünün 
                                      
                                      1.      
                                      
                                      
                                      Romalılar 5:10  …………………………….……………….… aracılığı 
                                      ile barıştırıldığımızı söyler. Efesliler 2:16  …………………………………...........…….. aracılığı ile barıştırıldığımızı 
                                      söyler. Koloseliler 1:22   ………………………………………...…….. aracılığı ile barıştırıldığımızı 
                                      söyler. Bunlar barıştırmanın farklı 
                                      anlamları mıdır yoksa hepsi aynı mıdır?  
                                      
                                      2.      
                                       
                                      
                                      2. Korintliler 5’te “Barıştırma mümkündür, çünkü Tanrı günahlarımızı 
                                      saymamaktadır.” diye yazılmıştır. Bu 
                                      ayet, diğer üç ayet ile aynı şeyi mi söylemektedir? Kendi sözlerinizle, barıştırma mesajını tanımlayın. Ek Okuma J. C. Ryle, Thoughts for young men, Calvary Press 
 
 
 |