| Roma'da 
                                      rönesansın altın dönemi yaşanıyordu. Papalık 
                                      tahtında X. Leo oturuyordu. Papa ünlü Medici 
                                      soyundan, parlak dünya adamı, sanat bilgini 
                                      ve koruyucusuydu. Dünyanın en güzel yapısı 
                                      olarak düşünülen Aziz Petrus kilisesi yapım 
                                      halindeydi. Rönesans zamanının ünlü sanat 
                                      ustaları kilisenin ısmarladığı büyük eserleri 
                                      yapıyorlardı. Bunlar 1çin çok para gerekiyordu. 
                                      Papalık sarayının görkemli ve savurgan yaşamı, 
                                      şölen, içki ve rüşvetleri de çok para istiyordu. 
                                      Ama Papa'nın daha büyük sorunları da vardı; 
                                      özellikle dünya politikası konusunda. Özellikle 
                                      Fransa ile çekişmeleri oluyordu. ama Almanya 
                                      da Papa'nın gittikçe büyüyen para isteklerini 
                                      karşılamaya pek istekli değildi. Papa Türklere 
                                      karşı tasarladığı haçlı seferini Almanlar 
                                      olmadan gerçekleştiremezdi. Hem de Almanya'ya 
                                      yeni bir kayser seçilecekti, bunun İspanyol 
                                      5. Carl olmaması için elinden geleni yapmalıydı. 
                                      Almanların seçimlerini etkilemek için en 
                                      etkili kişiyle, Saksonya eyaletinin seçmeni 
                                      olan Akıllı Fredrik ile iyi ilişkiler içinde 
                                      olmalıydı. Elçilerin gönderilmesi, insanların 
                                      kandırılması ve korkutulması, her şey çok 
                                      para istiyordu. Papa'nın kişisel para sorunları 
                                      da vardı. Avlanmak için yaptırdığı sarayı 
                                      ve çevresindeki geniş topraklar, Papa'yı 
                                      durmadan borçlanmaya itiyordu.  Petrus 
                                      kilisesinin yapımı için <<genel endüljans>> 
                                      denilen af belgeleri, satılmaya başlandı. 
                                      Birisi bu endüljans aldımı, kilisenin o 
                                      güne dek ona verdiği cezalardan ve ölümden 
                                      sonra Araf'taki azaplardan kurtuluyordu. 
                                      Bir kimse ölmüş alan bir tanıdığı için <<tam 
                                      endüljansı>> aldığı zaman, onun hemen 
                                      Araf'taki azaplardan kurtulup cennete girmesini 
                                      sağlamış olurdu. Endüljans belgesini alan 
                                      kişi istediği bir papaza günahlarını söylerdi; 
                                      çünkü yalnız tövbe ve günah çıkartma insanı 
                                      sonsuz cezadan kurtarabilirdi. Çoğu kez 
                                      endüljans belgelerini satan kişinin yanında 
                                      bir papaz bulunuyordu. İçinde Tanrı korkusu 
                                      bulunmayan bu paralı papazlar , endüljans 
                                      belgelerini alanların günahlarını kolayca 
                                      siliyorlardı. Böylece önemli alan, endüljans 
                                      belgesinin alınmasıydı. Bu nedenle söz konusu 
                                      belgeleri satanlar , konuşmalarında endüljansın 
                                      tam olarak günahı karşılayan ve günahkarı 
                                      kurtaran bir şey olduğunu söylüyorlardı. 
                                        Almanya'da 
                                      endüljans satımı Mainz eyaletinin genç başpiskoposu 
                                      Albrekt'e bırakıldı. Albrekt Papa'dan, denetimi 
                                      altına üç piskoposluk almış ve bu yüzden 
                                      yıllarca süren borçlara girmişti. Ama Papa'ya 
                                      para gerekiyordu! Başpiskopos sattığı endüljanslardan 
                                      gelen paranın yarısını kendine alabiliyor, 
                                      böylece de borçlarını ödeyebiliyordu. Bu 
                                      yüzden ticareti etkin olmalıydı. işin uygulamasını 
                                      Augsburg'ta bulunan bir bankanın eline bıraktı. 
                                      Banka ise bu işleri yürütmek için Johann 
                                      Tetzel adında kendini öven, vicdansız bir 
                                      Dominiken keşişi görevlendirdi. Tetzel kendini 
                                      çok önemli biri sayarak Almanya'yı baştan 
                                      başa dolaşıp af ticaretini yapıyordu. Önünde 
                                      haç, papalık arması ve kendi mevki’sini 
                                      gösteren işaretleri taşıyan Tetzel görkemli 
                                      bir alayla kente giriyordu. Bulunduğu yerin 
                                      bütün dinsel işlemleri onun emrindeydi. 
                                      Her gün endüljans üzerine vaaz ediyordu. 
                                      Halk arasında papalık sarayındaki görkemli 
                                      yaşam ve para sevgisiyle, Tetzel'in yüksek 
                                      aylığı, savurganlığı ve ahlaksızlıklarıyla 
                                      olay ediyordu. Endüljansları alan kimileri 
                                      Tetzel'i sorularıyla sıkıştırıyorlardı.  
                                      Özellikle Augustinusçu keşişler, insanı 
                                      endüljans belgesinin değil, ancak gerçek 
                                      tövbe ve istiğfarın, günahın getirdiği cezadan 
                                      kurtaracağını savunuyorlardı. Birisi, <<Papa, 
                                      Araf'taki azaplardan insanları kurtarabilir 
                                      mi?>> diye sordu. Tetzel<<Evet>> 
                                      diye yanıt verince, adam sözünü şöyle sürdürdü 
                                      : <<O zaman kilisenin başı çok gaddar 
                                      bir kişidir, çünkü birkaç kuruş için binlerce 
                                      kişinin Araf’ta azap çekmesine göz yumuyor.>> 
                                      Ama endüljansları alan, onlara inanan çok 
                                      kişi vardı. Canının kurtulması için in- 
                                      san ne yapmaz ki, hem de endüljansın fiyatı 
                                      kişinin parasal durumuna bağlıydı. Tetzel'in 
                                      vaazlarında, özellikle şu sözleri çok etkiliydi 
                                      : <<Ölen anne ve babalarınızın ve 
                                      akrabalarınızın sesini işitmiyor musunuz? 
                                      Onlar : ‘Tanrı'nın eli bize vuruyor, bize 
                                      acıyın! Büyük acılarda azap çekiyoruz, ama 
                                      siz birkaç kuruşunuzla bizi buradan kurtarabileceğiniz 
                                      halde kurtarmak istemiyorsunuz!’ diye bağırıyorlar. 
                                      Baba oğluna, ,ana kızına şöyle haykırıyor 
                                      : 'Sanki beni ısırıyor, etimi yiyorsunuz. 
                                      Sizi biz doğurduk, ekmeğinizi verdik, sizi 
                                      eğittik. Mal mülkümüzü size bıraktık, ama 
                                      siz bizi bu azaptan kurtarmak istemeyecek 
                                      denli katı yüreklisiniz.'>> 
                                        Tetzel 
                                      ticaretini Saksonya'da yapamıyordu, çünkü 
                                      Elektor ona izin vermemişti. Bunun nedeni 
                                      de, Wittenberg şatosu kilisesine topladığı 
                                      kutsal emanetlerdi. Birisi belirli günlerde 
                                      bu emanetlerin huzurunda dua ettiği halde, 
                                      tam 127.799 yıllık endüljans kazanıyordu. 
                                      Bu mucizevi kutsal emanetlerin sayısı 17.443 
                                      idi. Onların arasında örneğin şu hazineler 
                                      bulunuyordu: Meryem Ana'nın sütünden bir 
                                      damla, Tanrı'nın Musa'ya göründüğü çalıdan 
                                      bir parça, şehit Bartolomeus'un yüzünden 
                                      yüzülen deri ve Beytlehem çocuk katliamında 
                                      öldürülen çocuğun kafa derisi bile vardı. 
                                      Elektor, bu hazineleri varken, insanlar 
                                      niye paralarını endüljanslara vers1nler 
                                      diye düşünüyordu. Buna karşın, kimi Wittenbergliler 
                                      Luther'e g.e1ip endüljans belgesini göstererek 
                                      günahlarından pişmanlık duymadan, bir formalite 
                                      olarak günahlarının bağışlanmasını istediler. 
                                      Her şeyin para İle çözümlendiğini düşünüyorlardı. 
                                      Bundan Luther'1n yüreği çok yaralandı. Endüljans 
                                      ticareti. günah yükü altında olanlarla alay 
                                      etmek oluyordu. Bu konuda Luther kendi yaşamında 
                                      çok acı deneyimlerden geçti, çetin anlar 
                                      yaşadı. O 
                                      zamanın törelerine göre bir bilgin bir konuda 
                                      açık tartışmaya girmek istediği zaman, o 
                                      konudaki iddialarını, yani tezlerini, Latince 
                                      olarak herkesin görebileceği bir yere çakıyordu. 
                                      Luther, endüljans ticaretini eleştirmek 
                                      için bu yöntemi kullanıyordu. Tezlerinin 
                                      açıklanması için en uygun günü seçti. Şehitler 
                                      bayramında Wittenberg şatosu kilisesine 
                                      kutsal emanetlerin önünde tapınmak için 
                                      büyük bir kalabalık gelecekti. 1517 yılının 
                                      Ekim ayının 31'inde, arife gününde öğle 
                                      üzeri, Luther endüljans ticaretine karşı 
                                      olan 95 tezini Wittenberg şatosu kilisesinin 
                                      kapısına çaktı. Tezler şöyle başlıyordu 
                                      : <<Rabbimiz ve Efendimiz olan İsa 
                                      Mesih : 'Tövbe edin!' dediği zaman imanlıların 
                                      'bütün yaşam boyunca süren tövbesini kastediyordu.>> 
                                      Luther endüljansları, kilisenin verdiği 
                                      cezalardan kurtulmak için kullanıldığı zaman 
                                      reddetmiyordu, ama bunların sonsuz yaşam 
                                      için yarar sağlamadığını öne sürüyordu. 
                                      Sonunda da kişinin Mesih'i izlemesinin para 
                                      ile alınan yanlış güven duygusundan daha 
                                      iyi olduğunu yazıyordu.  Halk, 
                                      Luther'in Latince olarak yazılmış olan tezlerini 
                                      anlamıyordu. Tezlerden önceden hiç kimsenin 
                                      haberi olmadı. Buna karşın, tezlerin içeriği 
                                      kısa bir zamanda yangın gibi bütün Almanya'ya, 
                                      biraz sonra İspanya, Fransa ve İngiltere'ye 
                                      de yayıldı. Tezler halkın anlayacağı dillere 
                                      çevrilerek binlerce kopyası halka dağıtıldı. 
                                      Bir kilise adamı : <<Evet, bunu yapacak 
                                      olan sonunda ortaya çıktı>> diyerek 
                                      kendi düşüncelerinin yanı sıra birçok papaz, 
                                      keşiş ve bir başpiskoposun düşüncelerini 
                                      de açıkladı. Özellikle Wittenberg'te, üniversite 
                                      öğrencileriyle taşra kiliselerinde görevli 
                                      olan Luther',in öğrencileri, çok sevdikleri 
                                      öğretmenlerinin düşüncelerini yaydılar. 
                                      Tetzel öfkesinden kuduruyor, Luther'in yakılmasını 
                                      istiyordu. Tetzel bir gün Luther'e karşı 
                                      yazılan bir araba dolusu broşürü Wittenberg'e 
                                      yollayınca, üniversite öğrencileri arabaya 
                                      el koyup yükünü ateşte yaktılar. Buna karşılık 
                                      birçok yazıda Tetzel'le alay ediliyor ve 
                                      Luther övülüyordu.  
                                        
                                     Din 
                                      sapkınlarının doğru yola getirilmesi ve 
                                      cezalandırılması yüzyıllar boyunca Dominikenlerin 
                                      özel göreviydi. Hakaret edilen Tetzel de 
                                      Dominiken olduğu için, bu görevi büyük bir 
                                      istekle yerine getirmek istediler. İlk önce 
                                      Papa bu konuyu Dominikenlerin ellerine bırakmak 
                                      istemiyordu. Tezlerin sarhoş bir Alman keşişin 
                                      öfkesiyle yazıldığına ve keşiş arkadaşlarınca 
                                      doğru yola getirileceğine inanıyordu. Staupitz 
                                      Augustinus'çu keşişleri Hejdelberg'de topladı. 
                                      Hejdelberg’de o günlerde tanrıbilimcilerin 
                                      büyük bir toplantısı yapılıyordu. Toplantının 
                                      başkanlığına profesör Martin Luther seçildi. 
                                      Hiç kimse üzücü olaylardan söz etmedi, ama 
                                      ünlü kardeşleri olan Wittenberg profesörünü 
                                      kutladılar. Sonunda Dominik enler, seslerini 
                                      Roma'da işittirebildiler. Onlar kendi adamlarını 
                                      Luther'in vaazlarını dinlemek için gönderdiler 
                                      ve sonra abartılmış sözlerle Luther’i din 
                                      sapkını olmakla suçladılar .Papa da şimdi 
                                      Luther'e karşı zor kullanmaya hazırdı.   
                                      1518 yılının Ekim ayında Luther Augsburg'a, 
                                      papalık elçisi Cayetanus'un önüne çağırılıyordu. 
                                      Cayetanus eskiden Dominikenlerin generaliydi. 
                                      Papa'nın yakın çevresinden Luther’le bilimsel 
                                      tartışmaya girebilen tek kişiydi. Özellikle 
                                      endüljans öğretisi ve Luther'in yazılarını 
                                      inceledi. Papa'dan aldığı vekaletnameye 
                                      göre Luther'i istediği biçimde eline geçirebilir 
                                      , onu destekleyenleri ve onların topraklarını 
                                      aforoz edebilirdi. Ama Cayetanus Luther'e 
                                      karşı tatlılık ve kurnazlık kullanmayı tasarladı. 
                                      Elinde Papa'nın Elektor Akıllı Fredrik'e 
                                      göndermiş olduğu, <<Hayırsız oğlunun>> 
                                      Cayetanus'un eline verilmesini buyuran belge 
                                      bulunuyordu. Ama Cayetanus daha bir şey 
                                      yapmadan, durum değişti. Akıllı Fredrik 
                                      5. Carl'ın kayser seçilmesi için ona oy 
                                      verilmesini yasaklayınca, Papa'nın müfettişi 
                                      oldu sanki. Şimdi onu kızdırmamak gerekirdi. 
                                      Üstelik ona Papa'nın verdiği en büyük liyakat 
                                      nişanı olan <<altın gül>> verilecekti. 
                                      Elektor ile yapılan anlaşmaya göre, tartışmanın 
                                      sonucu ne olursa olsun, Luther'in kentten 
                                      güven içinde ayrılması sağlanacaktı. Luther'in bu denli büyük tehlikede olduğundan 
                                        ve durumun değiştiğinden hiç bir haberi 
                                        yoktu. Staupitz, Luther'e bir mektup yazarak 
                                        çetin günlerin geleceğini sandığını bildirdi. 
                                        Luther de aynı şeyi düşünüyordu. Yıllarca 
                                        Luther'in yakın arkadaşı olan Elektor 
                                        yardımcısı George Spalattin de bütün entrikaları 
                                        öğrenerek Luther'i uyardı. Yoldayken, 
                                        geri dönmesi de istendi. Ama Luther şöyle 
                                        karşılık verdi: <<Mesih, düşmanlarının 
                                        da yöneticisidir.Mesih yaşasın, Martin 
                                        ölsün!>> Luther için en ağır şey, 
                                        anasına ve babasına üzüntü çektirmesiydi. 
                                        Augsburg yolculuğunda Luther çok ağır 
                                        hastalandı, hasta olarak kente vardı. Sonraki 
                                        Bölüm "GÖZ 
                                        KORKUTMALAR VE KANDIRMALAR" 
                                       |